— Tesrisisani » Siyaset Âlemi Demokrasi Buhranının Bir Tezahürü Daha Merkeri Avrüpadan son — gelen telgraf haberleri, Alman Başvekili Fon Papen'in berçebadabat iktidar mevkiinde kalmıya karar verdiğini gösteriyor. Bu kararla kalsa iyi. Âyni zamanda, bugünkü demokrasi tephesinin şeklini değiştirecek bir takım Kanuni Esasi tadilâtı düşün- düğünden de haberdar oluyoruz. Bu tadilât tasavvuru, yeni bir şey de- ğildi. Geçen gün, bu sötunlarda te- Mas ettiğimiz bu mesele münasebe- tile, bâkim düşünceleri su kay- detmişlik. Fakat arka arkaya yapılan birkaç İalibap gösterdi ki Rayiştag Moclisinde, ekseriyet temin edebile- cek bir fırkayı Öön safa almak müm« kün değildir. Ayni zamanda çok ferdi düşünen bu Çırkaların aralarında müşterek bir anlaşma zemini bulmak işteme- dikleri, her birinin kendi prensiple- tini milli hayata hâkim — kılmıya gayret ettikleri görüldi. Bu müşa- hede, —Relsicümhur — Hindenburgu, Alman Kanunu Esasisinde mevcut bir maddeye istinaden, millet varlığı tehlikeyo düşer göründüğü bir mra- da, bükümete Kanunu Esasi üstünde salâhiyetler verilmesi lüzumuna ka- Haat gelirtli. Fon Papen hükümeti- Gin temin etmek İstediği tadilât, işte bu mahiyette bir — tadildir. ve belki icabında, meelisi bile ihmal attirecek salâhiyetlerin sahibi - kıla- saktır. Harpsonu dünyası, karmaka: rişik vak'alarile ciddi bir demokrasi buhranı doğurdu. Birçok — yerlerde tezahürlerine şahit olduğumuz bu bulranın aksülamellerinden bir tane- sini de, yakında, Almanyada görmüş olacağız. Şaşırıya lüzüm yok, derdin devası bulununcıya kadar bu, böyle Bideceğe benziyor. — Süreyya Cenevra - Arbadelerinde 13 Kişi Öldü Cenevre 16 — Geçenlerde yapılan kanlı arbedeler esnasında yaralanan bir kişi daha ölmüştür. Bu suretle ölenlerin miktarı 13 © baliğ olmuştur. Cihan İktısat Konferansı Toplanıyor Londra 16 — Siyasi mehafil Cihan İktisat Konferansının ni- tandan evvel toplanacağını ümit etmektedir. Milletler Cemiyeti- İçtimaında Neler Görüşülecek ? Cenevre 16 — Ayın 21 inde #çılacak olan Milletler cemiyeti hbıııeyiııin içtimamda Litton ko- Misyonu raporu müzakere edile- cektir. - İçtimada — Bolivya-Para- Büvay ihtilâfı da görüşülecektir. - TEFRİKA NUMARASI 130: Borçlar İlga Edilecek Mi? Amerika Gazetelerinin Hemen Hepsi Borçların İlgasına Taraftar_Gorünuyor Nevyork 16 — Fransa üle İn- gilterenin borçlar hakkındaki mü- racaatları üzerine gazeteler borç- ların ilgası lehinde mühim maka- leler neşretmektedirler. Nevyork Taymis diyor ki: “ Borçlar hali- hazırda Fransa ile İIngilterenin tediye — kabiliyetinin — fevkinde- dir, Fiatların düştüğü, ticaretin inhitata uğradığı, Beynelmilel is- uhıılıın: ııi.::'yd bulduğu şu zamanlarda l — yapacağımız şey, ya itilâinameleri yeniden tetkik etmek ve yahut — borç- luların — borçlarımı ödiyemiyecek lerine hüküm vermekti. Böyle hareket etmiyecek — olursak cihandaki buhranın şiddetinden müteessir — olmamız Ilııı'oh- cektir , Borçların ilğasına düşman olııı bütün gazeteler bile bugün ayni mütaleada bulunmaktadır. Belçikanın Notası Brüksel 16 — Hükümetin, İngiltere ve Fransanın verdiği notadan bahseden ve Vaşington hükümetine — verilen — notasında Huver Moratoryomunun — uzadıl- ması istenmektedir. Bir Şairin Yıldönümü Berlin, 16 — Şalir Gerhart Hamtman'ın doğumunun 70 inci yıldönümü münasebetile büyük merasim yapılmıştır. Japonyada 40 Geminin Mah- volmasından Korkuluyor Tokyo, 16 — Mürettebatınin yekünu mi varan 40 balıkçı gemisinin Okyanus sahillerinde çıkan tayfun esnasında mahvol- masından korkulmaktadır. Sahil boyunda bulunan birçok ufak gemilerin de ayni akıbete uğra- dıkları zannedilmektedir. Ottava İhtilâflarını Lortlar Kamarası Kabul Etti Londra 16 — Lortlar kamarası Ot€tava itilâflarını Üçüncü okun- masından sonra kabul etmiştir. İtilâflar Kıral tarafından da tas- dik edllıııış ve kanun hükmüne iştir. İtıllf Kanadada 18 reye karşı 42 reyle tasvip edilmiştir. Almanyanın Harici Siyaseti Berlin 16 — Harici ticaret bilânçosuna göre, teşrinievvelde ihracat ithalâttan 82 milyon Rayş- marklık bir fazlalık görünmek- tedir. sammc ae —. ÇOCUKLUĞUM Meşhur Rus Edibi Maksim Görkinin hayat romanı ——— — Türkçeye Çeviren! Muvaffar “Bu da senin babani,, dedi. O daha başka şeyler söylüyordu. Fakat okadar hızlı konuşuyorda lliılımıyordum. Maksimov göz- kırpıştırarak üstüme d. *ğildi ve dedi ki: Siy — Sana bir boya takımı he- diye edeceğim! Oda çok aydınlıktı. Köşedeki :“uuın üstünde gümüş kollu, d:_' Mmumlu iki şamdan yanıyor- Aralarına büyük babamın kıymetlisi olan (Ey valde ağ- mukaddes resmi -konmüş- E"hyılırın gümüş — mantoları- Pin üstündeki inciler, mum ziya- —“.llhııdn eriyip — yanıyorlar, 'tinın etrafındaki altın hılo— 4 'ıL : Mi iz Kü le BACSMRRULANA — nin Üstündeki kırmızı taşlar ateş gibi pırıldıyordu.' Dışarda, sokakta, — yuvarlak çehreler yassı çörekler gibi - yüz- lerini karanlık camlara yapıştır- mışlardı. Her şey bir tarafa doğ- ru silinip gidiyor gibi görünüyor- dü. Yeşil elbiseli ihtiyar, soğuk parmaklarını kulaklarımın arka- sında dolaştırıyor ve: “Muhbakkak muhakkak!,, diyordu. Ninem: “Bayıldı!,, dedi. Beni odadan taşıyarak çıkardı. Bayıl- mamıştım. Sadece gözlerimi ka- pamıştım. Ninem beni merdiven- den yukarı taşırken sordum: — Niçin hıunu bana ılylı- medin? y Fransada her sene sonbahar mevsiminde Re isiecümbur, heyatl süfera şerofino bir av eğlencesi tertip ader. M. Puvan- kare ve Dumorg'in raman- larında bu öğlence çok rağbet bulmazdı, çünkü hiç biri av meraklısı de- gll Halbuki Şimdiki Rolsicümhur M. Löbrön bir çiftçi ailesine mon- sup olduğundan son de- rece avı Bevmakte ve iyi adşan atmaktadır. Geçenlerde M. Löbrön Rambuye şatosunda e- fir misafirlerini kabul ete miş ve sönTA ava çik- muşlardır. Resmimizde önde Bel çika sefiri, arkasında M. Lohmn görünmektedir. Kanlı | Bır Paris 16 — Paraguvaylılarla Bolivyalılar — arasındaki — harp şiddetle devam etmektedir. Sa- ovedra istihkâmları yanında kanlı muharebeler olmuş, Paraguvay- hlar yüzlerce lekfıı vermiştir. Bolı* Sıııtlyııo Şili lgdı_ı vya topçuları - tarafıı yapılan .b';ıbırdııııı esnasında Fransız Planı Sulh Getırecek Mi? Cenevre, 16 — Cenevrede çıkan Lö Jurnal de Nasiyon ga- zetesi Fraasız plâmı hakkında di- yor ki: Fransiz. teklifleri kabul edılıhgı takdirde sulh işi ehem- miyetli surette kuvvetlenecektir. Bu plânın tahakkuku için de âkitlerin — hüsnüniyetle —hareket etmeleri lâzımdır. Alman Milliyetperver Gazeteleri Ne Diyer? Berlin, 16 — Milliyetperver gazeteler, Fransız Punuıı tenkit etmekte ve ir. mançevra tellkld etmektedirler, dedi. “Bundan bahsetme!,, Beni yatağıma — yatırdıktan sonra, başını yastıklara gömerek ve bütün vücudü titriyerek hç kırmıya bl!'ld:u Omuzları sallanıyordu. la- maktan boğulan bir sesle Aışnl- danıyordu: — Ağlal. Benim zayallı ço- cuğum.. Benimle beraber ağlal.. Ağlamak canım istemiyordu. Oda karanlık ve - soğuktu. Tirtir titriyordum. Karyola bu yüzden gicırdıyordu. — Yeşil elbi- seli ihtiyar gözümün önünde idi. Uyuyor gibi yaptım ve ninem uzaklaştı. * Can Bikici günler biribirini takip ediyordu. Bütün dünyaya küskündüm. — Kimseyi — görmek istemiyordum. Peter amcanın gö- müldüğü çukur şimdi ot gü- meleri altında idi. Nenem: “Ne- oluyorsun? Neden böyle korkunç | ç ' bakıyorsu?,, diye soruyordu. De-'! VA BZ realeaeader ddit bi | Yavaşça: “Bırak yavrucuğuml,, Muharebe Bolıvyalılarla Paraguvaylılar Arasında Mücadele Yeniden Alevlendi Paraguvaylılar 1000 kadar - telef ve mecruh vermişlerdir. 34 Asompsiyon 16 — Harbiye Nezaretine gelen bir tebliğe göre Paraguyay kaıtaatı Bolivyalılara nit mitralyozlarla birçok silâhları animet etmişlerdir. Bolivyalılar ayuları hamızı kibritle zebirle- dikten sonra kaçmışlardır. İktısadi Buhran Nihayet Buluyormuş Berlin, 16 — İktısat Nazırı M. Varmbold bir nutuk söyliyerek | —: demiştir ki: Uzun bir buhrandan sonra gerginliğin ortadan kalktı- ğını gösteren ilk alâmetlerin be- lirdiğizi söyliyebiliriz. Önümüz- (| ”9*-17- 201 TEŞRİN 032 Kaslisiü deki ilkbaharda gerek Almanya- da gerek diğer memleketlerde gözle görülebilecek bir salah baş gösterecektir. Artık cihan piya- sasında iptida! maddeler fiati yükselmekte, istoklar artmamakta istihlâk ile istihsal arasında mu- yazene' başlamaktadır. dem de aşağı yukarı ayni - suak leri soruyordu, yeşil - elbiseli ih- tiyar kadın bize sık sık misafir- liğe geliyordu. İlk günlerde ke- mikli soğuk elini daima dudak- larıma uzatıyordu. Bu elde sarı Kazan sabunu ve günlük koku- su kokuyordu. Ekseriya oğluna *bu çocuğun çok sıkı bir terbi- ye görmiye ihtiyacı var, anlıyor mısın Öygenl,, diyordu. - İçimde bu ihtiyara ve oğluna karşı ya- nan - bir kin duyuyordum. Bu yüözden çok dayak yedim, Evet, bir terbiyesiz olmak, herkese kötü sözler söylemek, fena oyunlar oynamak istiyor- dum. Bu arzuya karşı düramı- yordum. Bir gün müstakbel ba- bamla yeni büyük annemin is- kemlelerine kiraz reçinesi sür- ::lm. İkisi de yerlerine ' : Karılerın Suallerine Cevaplarım.. “9 ay nişanlı yaşadık. İki ay evvel de nikâh olduk. Sonra va- zife ile başka bir yere gitti. 15 gün sonra bir mektubunu aldım. Bir daha ses çıkmadı. İki mek- tup yazdım, cevap vermedi. Onun bu sükütu içime şüphe veriyor. Ne yapayım?, Bakişehir A. M Merak elmekte haklı, fakat Şüphe etmekte heuüz haksızsınız. Niçin size cevap vermediğini tahmin edemem. Fakat onun oradaki hayatını başka vasıta ile tahkik mümkün değil midir? De- gilse biraz daha sabrediniz. Her- halde kaçmak niyetinde olsaydı nikâh olmaz, nişanlı kalırdı. * “21 yaşındayım. 18 yaşında bir Türk kızile çıldırasıya sevişi- yoruz. Fakat ben Rumum, ve o benim Rum olduğumu bilmiyor. Vaziyeti kendisine nasıl bildire- yim? Kadıköy T. &. Oğlum, er geç öğrenilecek bir hakikati uzun müddet sakla- makta ne mana var, Filvaki Rum olduğunu öğrendikten sonra kızım sizden uzaklaşması mümkündür. Fakat aşkın kuvvetli zamanında bunu söylemek, herhalde sonra- dan öğrenmesinden daha iyidir, * Fakişehirde Salm Beye: Dört sene göz aşinalığı ile iktifaya mecbur kalan bir genç, uzaktan verilecek akılla hiçbir şey yapamaz. Benim sana vere- ceğim —nasihat, sadece açıkça gidip derdini anlatmak veyahut bunun için bir fırsat hazırlamak- tir. HANWIMTEYZE — /AKVIM BE Arabi 'ı'ıluıol-lbl Rumt 4 * Ze Teşrla - 13i ivasa' 16 s0| 4 26 5 08 | valen JEsnat İvasait| Vaktı YEvent Tüneş |1 sola so) Akşam Ji — | Öğe |7 0olik so| vas (1 25 Kai |9 04 ha Sağ basiı Fiz 16 böyle yıpıyoou diyordu. Ağla- manasını, bir daha Maksimova karşı bir şey yapmıyacağımı söy- ledim, annem: “Biz yakında ni- kâhlanacağız, sonra Moskovaya gideceğiz, döndüğümüz zaman sen bizim yanımızda kalacaksın. Yevgenij Vasilyeviç çok i l]l ve makul bir adam,, dedi. Anneme: “Onunla evlenme ben seni bes- lerim!, demek - istedim. Fakat yutkundum,. Annemin dutnnn çok sada oldu. Kilisede nikâh yapıldıktan 'a eve er ve çayı içtiler. öo'n:’ bıhı::“iılını Moîkoıcrıdııı bir boya takımı göndereceğini söyledi, ben, resim yapmasını bil- mem dedim. Bu aralık annem geldi: “Biz gideceğiz, baban im- tihanlarını verecek, bununla tah- silini bitirmiş olacak, sonra bu- raya geleceğiz,, dedi. Sakallı bir | adamin hâlâ okuması bana ga- ip geliyordu. Üvey babam “Me- ha fenni, okuyormuş.. (Arker vasr) v li AAAi n n DÜ o Dü e he D ÜÜÜ e #ai