BiZi iDARE :pı'ı»ıunı.ğ; ” Sadrazam Mabeyne Gitti Ve Derhal İstifa Edeceğini Sö yledi Abdülhamit Bu Vaziyet Karşısında Teessüf Etti Müuharriri * Her Hakkı Mahfuzdur —182— Abtülbamitte bir - telâş başladı. Acaba serasker kendiliğinden (se- lâmlığa) gelecek miydi?.. Halbu- ki paşanın ahvali sıhhiyesi buna müsait değildi. Nihayet Abtülha- mit dayanamadı: — Beni yalınız bırakmasın.. O gelmezse, arabama kimi alırım. Diye baber yolladı. Abtülhamidi pek çok seven ve onun seraskeri sıfatile daima sadakat gösteron Riza Paşa yataktan kalktı. Sara- ya gitti. Dıhı henüz - rahatsızol- duğu halde, yine hlinkârla bera- ber arabaya lıuıdı Selâmlık res- mine iştirak etti. Seraskere diş geçiremiyen ha- fiyeler, bu vaziyetten hiç mütces- sir olmamışlardı. Yine sağa sola saldırıyorlar ve daima en büyük sahsiyetleri hedef ittihaz edi- yorlardı. Hatta bazan bununla da kalmıyorlar, — Tecavüz — ve küs- tahlığın en son haddine kadar varıyorlardı. Yine bir cuma günü akşamı idi. Hava güzel olduğu için Bey- oğlu halkı sokaklara dökülmüştü. Taksim meydamı rengârenk bir insan meşheri haline gelmişti. Varda.. Destur.. Sesleri, tramvay düdüklerine karışıyor, arabalar güçlükle ilerle- yordu.. Bu esnada Galatasaray tarafından gelen mükellef bir araba, Taksimde Fransız bastanesi önünde tevakkufa mecbur olmuş- tu. Birdenbire bu arabadan bir çığlık koptu. İçindeki kadınlar, arabanın köşesine çekilmiş, kor- kularından haykırıyorlardı. Bere- ket versin, arabacı kurnaz dav- randı. Herşeyi gözüne alarak hayvanlari — şiddetle kamçıladı. Yolunun Üstünde tesadüf ettiği adamlara, arabalara, tramvaylara çarpa çarpa Harbiye ve Nişantaşı tarafına doğru kaçtı. Bu arabada Sadrazam Ferit Paşanın ailesine mensup kadınlar vardı. Ve bun- lar da, Fehim Paşa avenesinin pek mütecasirane bir taarruzuna uğramışlardı. Konağa gelen kadınlar, bayıl- dılar. — Hastalandılar. — Hâdiseyi Sadrazama anlattılar. Sadrazam derhal arabasını hazırlattı. Mabe- yine koştu. Ailesine vukubulan bu tecavüzden acı bir lisan ile şikâyet etti. Hattâ, mütecavizler derhal va şiddetle tecziye edil- miyecek olursa, istifa edeceğini de söyledi. Tabiidir ki, Abdülhamit tarafından toessüf beyan edildi. Teminat verilerek Sadrazam ko- nağına iade edildi. Halbuki Fehim Paşa takımına hiç birşey yapılamıyacağını Ferit | Paşa da biliyordu. Esasen Fehim Pş. ile Ferit Paşa, çoktanberi gizlice çarpışıyorlardı. Ta Konya valili- ğinde ve batta daha evvelden- boeri (saray muhbir!: ) meyanın- da bulunan e«Ferit Paşa, sadaret gibi yüksek bir makama uail | olduktan sonra bile, saraya olan | (sadakat ve ubudiyet)ini değiştire memişti. Sadrazam sıfatile maka- mına ve vazifesine taalluk eden resmi İşleri ikinci derecede gören Ferit Paşa, birinci derecede (buşust marüzat)a ehemmiyet ve- rir; ve Abdillhamidin mizacına, günün dedi kodularına dair sa- raya sık sık mahrem raporlar gönderirdi. Ferit paşa, ayni xa- manda sefirler ve yüksek mev- kide bulunan ecnebilerle de hoş geçinir; bilhasa Almanya sefirine karşı — dostluğun — fevkinde bir muamele ve mücamole gösterirdi. Hatta birçok hususlarda, tered. düt edilir; — Ferit paşa, acaba Osman- | h devletinin sadrazamı mı. Yok- sa Almanya sefarethanesinin ka- piçuhadarı mı?, Diye insanın aklına bir - sual gelirdi. Meslekleri uygun ve fa- kat meşrepleri biribirine tama- men aykırı olan Ferit paşa ile Fehim paşa bu sebeplere bina- en hoş geçinemiyorlar. Daima aa ELHAMRA Sinsmasında Şarkıları herkesin ağızında olan KADINLARIN SEVGİLİSİ sevimli Viyana operetinde çok gülüyorlar. İlâveten : İpekfilm tarafından Gazi Hazretlerinin büyük Millet Meclisindeki nutukları ve Paramount Juznal biribirinin kuyusunu kazıyorlardı. Fakat, muhtelif meslek ve meş- repte insanları idare etmeyi ve onları ayni yolda yörütmeyi çok iyi bilen Abdülhamit, bu iki (bende)si arasında da bir sızıltı çıkmasına meydan vermiyordu, kendine mahsus sistemle bu iki düşman — arasındaki — zittiyetten pek güzel istifade ediyordu. Bu son hâdise, Ferit paşaya pek fena dokunmuş ve hatta kendisini epeycede korkutmuştu. (Arksı vasr) Mütekait Miralay ve sabık yaverandan Nuri Bayefendiye: — | Yazılarımıza karşı gösterdiğiniz alâkaya müteşekkiriz. Mektubu- nuzun — birçok noktalarına ayrı ayrı cevap vermektense ratığlinizle bizzat görüşmeyi tercih ediyoruz. | Zatıâlinizi nerede ve hangi saat- lerde görmek mümkün olduğunu” lütfen yazınız efendim. Sezmerr T Y LİLİAN HARVEY HENRY GARAT SARIŞIN RÜYA... MÜNİR NURETTİN Konseri Balkanlarda yapacağı seyaha- tine çıkmadan evvel mümtaz mu- ganni -MÜNİR NURETTİN bu gece saat 21-30 da GLORYA sinemasında büyük bir konser | verecektir. —. Fransızca sözlü ve şarkılı C Baş rollerde: Yarın akşamdan itibaren büyük gala olarak ARTİSTİK Sinemasında ' İlâveten: FOX halihezir dunyı;el;:ı;ıâiıı'ıe':l ve JAK HOLT ENNETTE BİR GECE Nefls ve şen komedisi : “Mösyö, Madam ve Bibi,, filmi ile kıyas edilebilir, Halk şarkıları, eğlenceli, gülünçlü sahnelerile herkesin hoşuna gidecektir. ANNY ONDRA ve ROBERT PİZANI. “Denizin derinliklerinde, “ADAI AR ŞARKISI., filminin unutumaz yıldızı LUPE VELEZ KIRIK KANATLAR filminde ÖLÜM YOLLARI ve tarafından temsil edilmiş Fransızca sözlü ve şarkılı pek mücssir gayet alâkabahş ve temaşakiranı lâkayt bırakmıyacak dereceda mühim ve merakaver bir flimdir. Kutupta tayyarec'lerin geçirdikleri mühiç bâdi- seleri ve iztirabatı ilö tayyarelerin alevler içinde yanmaları gözleriniz Önünde canlanacaktır. p Bu akşan OPERA sirmasınla GLORYA'da Bu akşam sinema ve MÜNİR NURETTİN KONSERİ : 75. 100, 150 ve 200 kuruştur. FAY WRAY | | tinden Yaşasın Üzum b & Üzüm, Etten Daha Kuv- vetli Ve Daha Gıdalıdır Fazla Meyva Yıyenler Daima Zinde Ve Sıhhatli Olurlar Nakili: Doktor İbrahim Zati Üü *“Üzümtün tıbbi îıtıınılı. bozuk kan deveranına, cilt hastalıklarına, idrar hastalıklarına, kabıza ve daha bundan başka bin şukadar beşeri emraza karşı fevkalâdedir, Ciddi bir kitapta okuduğum şeyler aşağı yukarı — bunlardır. Fakat birçok insanlar ber zaman dillerine doladıkları " şu veya bu hastalığa karşı çok iyidir.,, şek- Hindeki ebedi teraneyi terk et- sinler ve bizi rahat bıraksınlar! Hastalığa Karşı En İyi İlâç Sıhhattir Hemen yegâne olan bu tasdik her derde “iyi ,, bir deva buk mak kaygusundan ziyade salim bir. hıfzıssıhha ile alâkadardır. Bir hastalığın birçok sebepleri bulunabilir ve hiçbir. zaman ma- kul bir adam bir ve ayni ilâcın bütün bu sebepleri izaleye kâfi olduğuna inanamaz. Bizim için fzüm, hastalığa karşı iyl bir ilâç olmaktan ziyade iyi sıhhatte olanlar için Allahın çok muhayyerll'ukul bir mevhbi- besidir. Üzüm yerken — hissettiğimiz zevk meydanda durur ve biz onu bilirken muhtelif hastalıkları tedavi etmek husundaki kabiliye- bahsetmekte ne mâna var? Bu, bize kâfidir. Onun için kesemizin müsaadesi nisbetinde üzüm yiyoruz... Fakat üzümde onu bukadar iyi bulmamıza sebebiyet veren ne gibi şeyler mevcuttur? Bunu öğrenmek isti- yoruz... Her nekadar — bunun kolay olmuyacağını anlıyorsak ta, bunu anlatmayı tecrübe edeceğiz! Bir gıdanın ne olduğunu anlamak müşküldür. Fakat bizi teselli eden cihet bizden evvelkilerin bu — husustaki — malümatlarının bizimkinden daha az oluşudur. Onlar zannederlerdi ki et bir gıdadır, Üzüm ise yalnız bir süs- tür. Halbuki bunlardan beherinin hakikatte ne olduğunu anlamak için bunların kimyevi tahlilini aklı selim ile okumak ve muka- yese etmek kâfidir. Üzüm Etten, Daha Muğaddidir Dün komşum, her sene bağ borzumunda, sikletinin birkaç kilo arttğını hikâye ediyordu. Her- kesce malüm olan bu vak'aya rağmen nasıl oluyor da üzümlün bir gida — olarak telâkki edil- memesi — noktasına — varılıyor? Çünkü her zaman meyvaların ihtiva ettikleri yüksek su mikdarı ilerl sürülmüştür. Halbuki o ka- dar metedilen —etin dahi mi- temmim olarak bir mayi olmadan istihlâk edildiği çok nadirdir. Üç kişilik bir yemek için bir kilo et satın alacak bir ev ka- dını, yalnız bununla iİktifa etmez!.. Ekmek ve içkiden başka muhak- kak sebze ve çorba da yapmak mecburiyetinde kalacaktır. O kadının - sofraya buüyyon koyduğunu farzedelim: — 160 gram ete mukabil 2-3 de buyyon bhasıl olacaktır. Eğer bu 160 gram et ile 240 gram buyyon ki ceman 400 gram yapar... , | | Üıoııı mukayese — edersek aşağıdaki kıymetler elde edilir. Buyyonla - birlikte yarı yağlı 400 gram et - 250 kaluri, 26 gram albümin 17 gram mevaddı şah- miye... Fiat 22 frank ( tahminen 20 kuruş). 400 gram — Üzüm - 260 - kalori 4 gram albümin G0 gram şeker Hat 0,50 frank (tahminen beş kuruş) bu suretle daha aşağı bir fiatla üzümden yapılmış bir ye- mek, et istimal olunan bir yeme- ğe muadil ve yahut otdan fazla bir enerji veriyar.... “İnsan hayatı, namında meş- hur bir halk eserini okuduğumuz zamn “nebat yiyen bir insan, çok miktarda su ve kömürü beraber çeken bir lokomotife — benzer. Lokomotif — harekete geçmeden saatlerce evvel bu maddeleri usıt- mak mecburiyetindedir. Halbuki et müstehliki, derhal — kabili istimal yüksek kıymetteki me- vaddı muhterikasını ufak depo- larında taşıyan tayyareye —bemr S0iai yia Zannediyoruz ki bu mukaye- se bulamaç ve sebze yiyenler için kabili tatbiktir. Fakat mey- va müstehliklerine asla kabili tatbik değildir. Üzümle beraber istihlâk ettiğimiz büyük enerji müvezzil şeker kana etten çok daha kolay bir şekilde temossül eder. Yam Gıda Yoktur Eğer iki gıdayı, yalnız ver- dikleri kalori noktasından mu- kayese edersek — onları - tam bir. surette — muhükeme etmiş olmayız!... İki yağlı boya tab- losundan en fazla boya konmuş olanın daha kıiymetli — olduğu mânası çıkarılamaz.. Yemek ye- mok meselesi mevzuubahs olduğu zaman bu hareketi yapmaktan duyduğumuz hazıı da nazarı iti- bara almak lâzımdır. Birini etin daha iyi olduğunu iddia edeb- lir. Bir diğeri de reyini üzüm lehine istimal edebilir.... Fakat kendisini dürüst bir şekilde tet- kik stmeğe alışmış olan birisi bazan üzümün daha iyi olduğunu söyliyecek, bazan da etten daha haz bissettiğini ifade edecektir. Bir meyva yemeğini müteakıp, bazan et yemiş olduktan sonra ve eti çok nadir istihlâk ottiği- miz zamanlarda bissettiğimiz it- minanı duymuyoruz. Bilâkis meyva ile beslenmiye alışmış olan zevat “ iyi bir bur- juva yemeği ,, nden İyi hazırlar- mış etlerinden, sonra kendilerini tatmin edilmiş hissetmiyecekler- dir. Derbal şiddetli bir meyva arzusunu hissederler, Şayanı ka- yıt diğer bir vak'a: Fazla meyva yiyenler geçici bir işba hissinl izhar edecekleri yerde ekser şeraitte 0 zamana kadar gayrı malüm bir zindelik, sıhhat ve kavvet intibaı arzeder- ler. İspat edilememekle beraber bu, böyledir. Fakat bunun tec- rübesini yapanlar, memnuniyetle buna şahadet ederler. (ÇArkası var ) *