& 8 Teşrinievvel Mahmut Esat Sabık Adiiye Vekili K Sabık Adliye Vekili Mahmut Esat Bey şimdi İzmirdedir ve Dadolu gazetesine muntazaman Yazılar yazmaktadır. Bu yazşlar içinde cidden çok | dikkate şayan olanları vardır. Bunlardan biri de “Yarım açlar,, | Serlevhası altında yazdığı Üüç makaledir. Mahmut Esat Bey bu Yazılarını, köylerde yaptığı tetkik teyahatlerindeki — müşahedelerine İstinat ettirmekte ve müstahsilin | Vaziyetini izah etmektedir. Sabık | Adliye Vekiline göre köylü mah- Sulünü ya satamamıştır, Satmışsa bile eline, avucuna para girmemiştir. Kapısında bir sürü alacaklılar beklemektedir. Bunun Üzerine kendi kendine dU suali soruyor : — Bugünü — önliyecek hedir ? " K Sonra yine kendisi şu cevabı Veriyor : *“ — Basittir. Ekseri medeni Memleketlerde olduğu gibi borç- 1 taksitlendiriniz. Sonra faizleri düşününüz. İleride, vaziyete göre ügünkü para kıymetile dünkü ara kıymetinde teadül yaparsınız. ani, bugünün iki lirası, dünün beş lirası ettiğine göre dün beş lira borç alanın bugün iki lira Yermesi iktısadi adalet icabıdır. akat bu, sonra düşünülecek iş- lerdendir. İlk — tedbirleri alınız, Röreceksiniz ki buhranın dayanı- Maz acıları yarıdan çok aşağı inecektir. Bugün ortalığı kasıp avuran âfet; varın yoğun ve tmeğin süprüntü pahasına git- mekte olduğu şu sırada, mahsu- işler lün ve sâyin altım değerini ifade | ettiği günlerde yapılan borçları ödemek belâsıdır. Bugünün bü- Yük gıkıntısını yapan işte budur. Yine israrla deriz ki: — İlk adımda taksitlendirme kabul edilmezse, borçlar ödenmi- Yecektir. Yüzde doksanı borçlu olan öz Türklerin bütün bir ömür Yücuda getirdikleri malları, mülk- eri, mahsulleri, bakırları çehizleri ellerinden çıkacaktır: çıkmaktadır da.. Çıktıktan sonra da yine borç- lu kalacaklardır. Bu gidişle bul- Tan, soyguncuların — elinde bir Soygun satırı olur, Fakat bu satırı ihtilâl yapan partinin hükümeti kırmalıdır. Kıracaktır. Diyecekler ki: — Taksitlendirme derde deva Olmaz. Kâfi değildir. Deriz ki: — Pekâlâ. Daha iyisini six bulunuz. Fakat yalnız şu vahim Yaziyetten müstahsilleri, tüccarı, b“lün bunların ekseriyeti yarı aç, Yarı tokturlar. Yarın?! Yarın Almanya , Macaris- "."_ gibi. İngiltere gibi, Avusturya tibi, hatta Amerika gibi aç dak- gaları gözükebilir.,, Bereket Yağmuru —ÂAnana, 27 (ALÂ.) — Bir Müddettenberi şehrimizde hüküm düren — kuraklık korkusu, dün "bl'h altı buçukta başlıyan bere- etli yağmurla bertaraf olmuştur. Ahmet Rasim İhtifali Bu akşam saat 16 da Be luıı_dı Musiki San'atkârları cz:ıği: Yeti binasında İstanbul Matbuat <emiyeti tarafından Ahmet Ra- Sin merhum için bir ihtifal Yapılacaktır. Besim Ömer Paşa İyileşti D Avrupada tedavide oktor Besim Ömer Paşa tama- mile — sıhhatini iktisap — etmiş va dün şehrimize dönmüştür. ameriha Sefiri Geldi Mezunen memleketinde bulu- Dun Amerika sefiri dü imi Selnkşür efiri dün şehrimize bulunan yahut | Bönafı, sanayiciyi kurtarın. Çünkü SON POSTA 'SOH Postanuı Resimli Makalesi W Zavalkı Muhteriler Vi i D 1 — Türk muhterileri görürsü- nüz: Bir radyo makinesi yaptıklarımı, yahut yeni bir ateş söndürücü mayi | bulduklarını, yahut devridaim maki- | nesi İcat ettiklerini Iddla ederler, 2 — Garp yoruz. âleminin evvel bulduğu, tatbik ettiği ve artık basit bir hale gelirdiği şeyleri, biz yeni baştan araştırıp bulmakla yeni bir şey yaptığımıza senelerce | — 3 — Bu muhteriler zavalh man- yaklardır, yahut cemiyetin —zavale l mahküm ettiği büyük istidatlardır. kanaat getiri- | dır, taklitlerine değil. -— | SONiTELGRAF HABERLERİ Fransa - Türkiye İtilâfı Anlaşmayı Sevinçle Karşıladılar Ankara, 27 — (A. A.) — Fransızlarla ara- mızda Suriye münasebetiyle mevcut ve maziden mü- devver işlerin halline imkân hasıl olarak Türklerle Su- riyelilerin emlâkine dair kat'i bir protokol ve şi- mendiferler meselesi hakkında da muvakkat bir itilâf bugün Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyle Fransa Büyük elçisi Kont dö Şambrön cenapları arasında imza edilmiştir. Türkiye - Fransa münasebatının dostane bir hava içinde inkişaf etmekte olduğunu gösteren bu hâ- dise memnuniyeti muciptir. Halep, 27 (Hususi) — Vatani partisinin fikirlerini neşreden ( Eleyyam ) gazetesi Türkiye - Suriye mü- vasebatındaki son inkişaftan memnuniyetle bahset- tikten sonra Türkiye-Suriye hududu meselesinin iki hükümet arasında halledildiğini söylemekte anlaşmanın esaslarını izah etmektedir. Bu esaslara nazaran Türkiye, Antalya ve İsken- derun Halep şehrinin civarına kadar dayanan bir hu- dut dahilinde talep etmektedir. Bu gazetenin temin ettiğine nazaran Türkiyenin bu husustaki noktai nazarı Fransızlar tarafından esas itibarile kabul ve ledilmiştir.Bu haber Antakya ve İskenderun Türkleri arasında derin bir sevinç ve heyecan uyandırmıştır. Gazi Hz. İran Hariciye Vezirini Kabul Ettiler Aukara 28 (Hususi) — İran hariciye veziri Frugi Han Hazretleri Ankarada çok samiml karşı- lanmıştır, Frugi — Hazretlerinin geçecekleri yol — üzerinde Farisice “ Hoş geldiniz ,, yazılı, Türk ve İran bayrakları ile süslenmiş bir tak yapılmıştır. Frugi Hz. Başvekil paşayı, Hariciye Vekilile Meclis Reisni ziyaret etmiş, bu ziyaretler iade olunmuştur. Başvekil Pş. misafir vezir şerefine dün bir öğle Tren Kazası Mudanya - Bursa Hıttındı! Bir Facia Oluyordu Bursa 28 ( Hususi ) — danya - Bursa treni dün Tepe- | derbent yukuşunda — birdenbire eriye doğru kızak yapmış, müş- Ulâtla — durdurulmuştur. Ufak tefek yaralanmalar olmuş, fakat kaza müessif bir şekil almadan geçiştirilmiştir. İncir Ve Üzüm İzmir, 27 (A. A.) — Buğün borsada 4 kuruştan 20 kuruşa | kadar 2105 çuval incir ve 8 ku- ruş 20 paradan 28 kuruşa kadar 5362 çuval üzüm satılınıştır, ta uğramıştir. toplantıda söz olmamıştır. % iAln;ınyı_ı:ia ğ Eski Başvekile v Bir Tecavüz Bamberg, 27 ( A.A. ) — Bir intihap toplantısında eski Başve- kil M. Brüning hasmane terahüra- Söyliyememiş ve dışarı çıkarken de Naziler oto- mobilini taşlıyarak camlarını kır- mışlardır. M. Brüninge bir şey Rana Bey ankarada Ankara, 28 ( Hususi hisarlar Vekili Ali Rana Bey bu sabah Ankaraya y:ıl oldu. ziyafeti vermiş, saat (7 de de Reisicümhur Hı. V huzurlarına kabul buyurmuşlardır. merasiminde Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyle İran büyük elçisi Sadık Han da hazır bulunmuşlar- dır. Akşam üzeri de Hariciye Vekili, misofir Vezir şerefine bir ziyafet vermiştir. Bu ziyafette Hariciye Vekilimiz ile Frugi Han mukabil nutuklar irat etmişler ve her iki dost milletin saadeti temenni- sinde bulunmuşlardır. | Bulgarlar | Balkan Misakını Kabul Etmediler Bükreş, 28 (Hususi) — Üchucu | Balkan Konefransı faaliyetini bi- tirmiş, beyeti murahhasalar avdet etmiye başlamışlardır. Konfransta Balkan Miszakı beş devlet tara- fından kabul edilmiştir. Bulgar murahhasları misakı — esasından reddederek konferanstan - çekil- mişlerdir. Rus - Futbolcuları Ankara, 28 (Hususi ) — Rus Brüning bu Keslr İSTER İNAN, İSTER İNANMA! Sabık Adliye Veklli Mahmut Esat Beyin İzmirde Anadolu gazeltetinde çıkan bir. makalesinden: * Geçen seve müntehiplerimle görüşmiye gittiğim bu büyük köyde içecek bir fincan kahve bulamamış, hayret etmiştim. Sebebi “ Kontenjan ,, imiş. O vakit kahve üç yüz kuruşa fırlamış, köylüde alacak kudret kalmamış. * Pekâlâ yapmışsınız, tasarruf etmişalniz. Bu böyle İSTER. İNAN., ; İSTER gitmez. Bir gün buhran dünyadan kalkar, o zaman bol Bol çay, kahve içeriz. , Dedim. Köylülerin içinden orta yaşlı bir Türk oğlu yüzüme baktı. Ve: DŞ ha “ Beyim, bir memleketin, milletin menfaati için her şeye katlamırız. Lâkin bu yüzden birkaç kişi yok yere zengin olmamalıdır. Bizim ne israfımız olur ki; yediğimiz ekmeği do mi tasarruf edelim, demez mi? Nasılsa yaptığım ukalAlığa bin kere pişman oldum.., LNANMAL Hakiki muhterie ihtiyacımız var- | * İ Antakya Ve İskenderun Türkleri Yeni | Kabal | | | şişi de ilâve ederseniz | gili Sözün Kısası Turing Kulübe İthaf N & Bir gazetede okudum: “Bu hafta İstanbula gelen bir yolcu, vapur rıhtıma yanaşmadığı için sandalla karaya çıkmak mec- buriyetinde kalmıştır. Bir bavul, Üç valiz ve dört küçük el çanta- siından ibaret eşyasını sandala koyan hamallara bir lira, sandala iki lira, sandaldan otomobile | kadar - yani kırk elli metrelik bir mesafeye - taşıyan hamak- lara da ayrıca iki buçuk lira vermiştir. Buna sandalcının âdeta zorla kopardığı otuz kuruş bab- tamam beş lira seksen kuruş eder..,, Muharrir, âdete uymak — için alınması lâzımgelen tedbirleri ha« rıl harıl sayıp dökmek zahmetini de ihtiyar etmiş. Fakat bu garibe yeni değil ki... Senelerdenberi İstanbula ya- |bancilar girdi, çıktı, biz girdik çıktıl ve sandalcılarla hamallar onları da, bizleri de vapur kamarasından otomobile gelinceye kadar hep bu yolcu gibi kuşa çevirdiler, * Size hiç düşünmeden aklıma geliveren başımdan geçmiş bir vak'ayı anlatayım: — Amasyadan dönüyordum. Samsuna geldim. Vapur sahilden şöyle böyle yüz, yüz elli metre kadar açıkta de- mirlemişti. İskelede Üç dört mo- tör vardı. Motörcülerden birisine sordum — Vapura kaça götürürsün? — İki kişi altı lira.. Bir lira da eşyanız için alırım. — Vatandaş türkçe konuş! Türkçesi mürkçesi — bu, işine gelirsel, Polise müracaat ettim. — Tarife yok mu burada? dedim... — Var! dedi... Tarife —varmış, amma yolcu adedi axz olursa yani bir seferde vapura gidecek yolcuların adeti sekizi onu bulmazsa pazarlıkla imiş. Uzatmıyalım. Neticede bir- kaç yolcu peyda oldu da, biz iki kişi bir ufacık denk, bir valizle vapurların Trabzondan İstanbula seksen kuruşa adam taşıdıkları bir zamanda Samsun sahilinden yüz elli metre açıktaki vapura beş liraya gidebildik. * Bir gün muziplik olsun diye bir dostuma çok pahalı bir. çak gazinoyu çok ucuz diye tavsiye etmiştim. Onu bir hafta sonra yolda gördüm, sordum! — Gazinoya gittin mi? — Gittim! — Ucuzluğunu nasıl buldun? — çerdeki ucuzluk hakkında | fikir verememl!.. —-? — Evet. çünkü, gardroptaki adam şapkamı aldığı zaman yirmi beş kuruş isteyince; çarşambanın gelişi perşembeden belli olur, dedim ve geri döndüm. Sözün Kısası: Bu — vaziyet karşısında Türkiye Turing Klubü- nün İstanbula seyyah celbi için yaptığı reklâmlardan, gayretler- den müspet netice alabileceğine ister inan ister inanma... Tütün Satışı Alıcı Kumpanyalar Az Fiat Veriyorlar İzmir, 28 ( Hususi ) — Akhi- | sarda henüz tütün piyasası açık mamıştır. Tütüncüler verilen fi- atleri az bulmaktadır. Gâvurköyü ve Karaburunda tütün piyasası 110 kuruşa çik- mıştır. Kumpanyalar Kuşadasında tütüne 100 kuruş fiat vermişler, fakat köylü bu fiafi beğenmemiş ve tütününü satmamıştır.