18 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

18 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BiZi İDARE EDENLER... Yazıklar Olsun Ey Padişah... Beni İki Namussuza Feda Ettin Elbet Bir Gün Gelir Seninle Yine Görüşürüz Muharriri X Her Hakkt Mahfuzdür —İ6l— Fakat bu berdar — olmiyan disini — takip Mehmet Paşa ile sessizce pıya kadar — yürüdü, kapısı ) nın önünde banın yanıma geldi. Orada duran kapıcılardan biri koştu. Arabanın kapısım açtı. Paşa ancak o zaman farkıma vardı: — Ben, bu araba ile gelme- miştim. Uşağımla — kâtibim rede?.. Diye bağırdı..: İşte, kulan fırtına başlamıştı. Mehmet ha- ken- Çerkez ka- tertibattan paşa, eden ne- asıl kör- Paşa, ezilip büzülerek, geniş sa- | kalının her teli dimdik dikilerek cevap verdi: — Paşa Hazretleri.. maap Efendimiz, dana çıkarmak için bizzat tahki- kat icra bayuruyorlar. Vakit geç kendileri de biraz oldukları için bu gece daha fazla Zati dev nizi burada alakoymak istem Bu geceyi (İzzettin) vapı- runda geçirmenizi ferman buyur- Şevket- ve rahatsız meşgul olamadılar. diler. dular. Yarın heyeti tahkikiye va- poura gelecek. Orada huzurunuz- da tahkikat icra edilecek. Fuat Paşa; hiç ümit etmediği bu hâdiseden dolayı birdenbire | şaşırmış, Mehmet Paşanın lediği sözleri dinliyerek, yüzüne bakakalmıştı. Fakat, bir iki sa- niye zarfında aklı başına gelir gelmer: — Vay ahlâksızlar vay.. De- mek ki hem beni tevkif ediyor, hem de aldatıyorsunuz.. Diye lathaz, söy- kapıcı başın.n Hasan Paşa, Merkez kumandanı Sadettin Paşa, — Zaptiye Şelik Puşa ile birçok yaverlerle lüfekçiler dışarı çıktılar. Paşalar, Fuat Paşanın önünde durdular, onu selâmladılar. Yaverlerle ti- fekçiler de etrafını kuşatt'lar. Bu esnada, Hacı Hasan Paşanın yü- zünden — zehir Hiç istemiyerek ifa' - ettiği bu vazifeden | dolayı. vicdanen ne derecede azap çektiği belli Nazırı akıyordu. idi. Fuat Paşanın kendisine olan | muhabbetinden emin olduğu için (Cümle | duran ara- | hakikati mey- | bağırmıya başlar baş- | odasında | bulunan, Beşiktaş muhafızı Haci | vazifeyi | | Paşa da sabredemedi. | bir vaziyet aldı: — Paşa.. Paşa... — Göreyim | seni.. Metin ol. - Düşmanlarım kendine güldü.me... Allah büyük- | tür. Bir gün gelecek, Allah hep- sinin de belâsını verecektir. Sab- ret,. İnşallah sonu iyi olar. Demiye mecbur kaldı... Artık Fuat Paşa da vaziyeti tamamen kavramış ve burada yapılacak her hareketin, hiçbir. netice ver- mek ihtimali olmadığını anlamıştı. Hakikaten Hasan Paşanın dediği | baya' girdi. gibi, düşmanlarına karşı mağlüp ve zebun görünmemek için, der- hal vakur bir tavır aldı. Arabaya | yaklaştı. Tam arabanın ayağını özengisine koyarkeo, başnı sara- | MARYDUĞGĞAN'IN DAVASI Bugüne kadar v getirilmiş Fransızca güzel filmleri en büyüğü ve emsnlsiz bir * şaheserldir. Dikkati ayai za'nanda HÜGUS'TT teessürü tevlit ve liyet bahşeder. DUFLOS ve CHARLES BÖYER Pek mükemme dirler. Perşemb GLORYA'da Metro - Fila icbar, Goldwin - Mayer YARIN Pervasız J ya doğru çevirip salladı : — Ey koca padişah... Yazıklar olsun sana... Beni, iki namussuza feda ettin. Böyle kahpece tevkif ettirdin... Pekâlâa.. Elbet bir gün gelir.. Yine görüşürüz, semninle... Dedi ve arabaya girdi. Fuat Paşa bu sözleri söylerken, Sa- dettin Paşa ile, birkaç yaver, parmaklarile kulaklarını tikamış, bu sözleri işitmek istememişlerdi. Fuat Paşa arabaya bindikten sonra Hacı Hasan Paşa da ara- | Fuat Paşanım sol ta- rafına yerleşti, Araba, Beşiktaşa doğru hareket etti. ( Arkası vat) Hasta Mısınız?... Aradığımız B | doktoruu Son Poshııııı Küçük ilânlar- ında Bulabilirs Pazattesir AKŞAM MELEK ve ELHAMRA Sinemalarında AŞK RESMİ GÇİDİNİN UNUTULMAZ YILDIZLARI Tarafından harikulâde bir tarzda temsil ve büyük rejisör ERNEST LÜRTTSCH Tarafından toda edilen SENİNLE BİR SAAT |Vazamaanez Büyük Paraw ount süperlilrel takıdlın / edilecektir. Yarın akşam OPERA sinemasında 90' dakikada devriâlem ŞANGHAY YOLUNDA *öz'ü ve şarkılı filmde; Paris ve Marsilya'nın Foli berjarlerini - Pozt Saidi- Kolombo ve Şanghay'ı ziyaret edecek ve Çin haydatları - tarafından Transatlant'k Vapürünün yağma & lilmesi sabzesine iştirak edeceksiniz. Mümesilleri BETTY AMANN ve JENRY KENDAL Hâveten yanma kadar sokulmuş, omuzunu | okşuyor, onu teskine çalışıyordu. Fakat, artık Fuat Paşanın göz- leri kararmış, müyer: — Ah, hata ettim.. Her za- manki gibi, saraya girerken ro- velverimi, arabada bıraktım.. Yok- sa, ben o (Kâfir arab) a göste- rirdim.. Diye, avazı çıktığı kadar ba- gırıyordu... Artık. Hacı Hasan "Bu perşembe akşamı Hiçbir şey gör- | * MAJİK'te "i Bugün Büyük filmler serisinden iki sözlü film birden MONTE KARLO BOMBALAR ALYTINDA KATE DE NAGĞGY MİLLİ ve *FOX, halibazır sözlü dünya havadisleri sinemada — aa JEAN MURAT Tarafından temsil edilen tekmili fransırca sözlü ve şarkılı l GİZLİ WLLACE BERRY büyük operet. ——— MAHKEME LEWİS STONE ve Tarafından tekmili sözlü heyecan! ve sergüzeşt filmi. Matineler 2 VZ ve 5 te suvare 9 172 tadır | Bütün düuvı tarafın- tanıymış - dans tegınh edilmiş JOKANN STRAÜSS ve AŞKİ £ | çalışabilecek sınıfa | len ame ücretli Zonguldak küömlür havzası, 3 Yazan : memleketimizin A. Naim en zengin V" dolgün bir. İstihsal merkezidir. Havzada kömür istihsal iÇi? geniş binlerce amala * var. tesisat ve bu tesisat içinde letihsal Zanguldak muhabirimiz bu tetkik yazıli” uğrunda çdl’d rında: havzanın umum! vaziyotile beraber bilhassa kömür 1şİÇ* mizin yaşama ve çalışma şartlarını gösteriyor. Nıvnıı çalışan Ereğli şlrlııilııııı merkez bürosu Kömür İşçisi Nasıl Yaşıyor? Zonguldak, (Hususi) — Bun- dan yarım evvel havzada dabil — olan köylü, maden işlerinde çalışmak için ücretli bir mükellefiyete tabi asir tutuluyor ve bu mükellefiyet en | tetbirlerle teyit | şiddetli inzibati olunuyordu. Bugün, hiç şüphesiz bu kötü âdetlerden eser yoktur. Amele, dilediği yerde, arzu etti- ği müddetle çalışmakta tamamile | serbestir. Havza işleyinde çalışmıya ge- gerek dam ve ge- rek muvakkat olsun ixi kisma ayırmak lâzımdır. İki kısım Amele Bir. kısım köyünden kalkar ve çalışacağı ocağa ken- disi gelir ve işe yerleşir. Diğer bir. kısım iş sahiplerinin memurları olan, amele isc, “amele sevk — memurları,, mürettep oldukları mücasese ve işlere gönderilir. Amele sevkiyat işi içi ayrı ve husust bir teşki- Jât, ancak havzanın en büyük | sermaye sahibi bir ecnebi mü- essesine inhisar etmektedir. Tak- dirle bahsetmok — isterim ki milli müesseselerimiz. ve maden- cilerimiz pek geri bir hareket olan bu usulü kaldırmışlardır. Bahsettiğim ecnebi müessese faaliyet halinde bulunan maden ocaklarının amele faaliyetini ta- mamile bu iptidat ve sakim usul- le idare etmektedir. Sakim Bir Usul Sevk memuru delâletile amele celbetmenin sakim ve pürüzlü ta- rafına gelince; her sevk memuru hizmel ettiği müessesenin namıma ne kadar fazla amele sevkine muvaffak olursa o nisbet dahilin: de bir “ prim ,, alır. Sevk memurlarının hemen ek- serisi, köy ağalarından, amele üÜzerinde nüfuzu olan çavuşlardan seçilmiştir, Bunlar, faaliyet saha- larında kolaylıkla hareket ede- bilmek için iki yol tutmuşlardır. 1 — Bol yevmiye vadile ikna. 2 — Tohum, hayvan, mısır | vesaire vermek suretile horçlan- dırarak ameleyi minnettar - vazi- yete düşürmek.. Maden ocaklarına sevkedeceği adam adedine nisbetle artan hasis bir menfaat — endişesile Vıyaıı operasından MİC! tarafından | | dzan yegâne müessese de evvelct | hareket eden bu - adamlar? yukarda — izah ettiğim — şekit ı Terle bağlanan amele, daha fazl gündelikle çalışmak imkânını bil? kaybetmekte ve sevk memurlt” rinin alacakları prlmin hatıraf için bunların gönderdikleri mif essesede — çalışmayı adota — bif | mecburiyet bilmektedirler. Dikkat burada teşkilâta malik müessesenin kurnaz ve sinsi bir rolü vardılr | Üç, beş adama temin edilen kir çük — menfaatler — mukabilinde amelenin serbestisi çalımarak m€” saisini en ucuz bir şekilde istif mar etmekten ibaret olan bü üsüle — verilecek en hafif sıfal “iptidai, dir. Havzada muüru teşkilâtı olmıyan şirket, İş Bankasının müesseseleridir. Buna mı sevk memurlarını yüksek ve hi susi bir ehemmiyetle teşkilâtlar” bi edilirse sevk me yegânt T bu gibi bahsi geçen ecnebi miüessesedir: Havzaya amele - gelişinin şe" killerini kaydettikten sonra amt lenin nasıl işe başladığını ve B€ tarzda çalıştığım vebeden - sainif mukabilini ne surette ıldıklld. mütalea etmek — faideden hâli değildir. Bu bahse başlamadan evvek haber vereyim ki burada, yalnıf sevk memurları — delâletile gelef amele hareketi — meyvzubahisti” Çünkü ancak bu kısım, karie bt vadide canlı misaller verebilir. Çalışma larzi Her ayın ionıında, yeni ba$” lıyan bir ay için maden rına İüzumu olan amele kadros” ocağın mühendisi tarafından l6f bit edilir ve çizilen bu ç:ra" dahilinde, amele çavuşları, işbir sılar maden kuyusunun ımıWli işlerinde kullanılan ameleyi $€ çerler. Bu seçim ameliyesine: 65 sene evvel Dilâver Paşanlf nizamnamesinde — kullanılan bf tabirden kinaye olarak “ tertip * ismi verilir. Tertip işinde çavuşun amel? üstündeki rolü oldukça mühimdi” İşte bunun içindir ki bazı m’ balışışlar; yağ, kuzu, yumurta I, hediyeler, amele arasında y“*" göre, hafif ve nisbeten M işlere Aayrılmıya yarayan biref rüçhan vasıtalığı — vazifesidi t rürler. ( Arkası vat ) EN ve LEE PARRY tarafından büyük bir ziyafeti annsikiye olacaktır. hâveten: Los Angelos ta 1932 d—pıyıdın

Bu sayıdan diğer sayfalar: