artisinde eni Bir Tasfiye Moskovadan i gelen kısa bir e baberi, komünist partisi aza- tardedi yirmi kadarinn fırkadan içind ildiklerimi bildiriyor. Bunların 8, komünizmin İl adımlarını * başladığı gündenberi Leninle ibi yürüyen Zinovyef ve Kame» Pei gi ! simalar da vardır. Komünist inin Bu arkadaşlarını / feda olabilmesi için ortada m meleri mevcut bulün- » Nitekim, ayni telgraf- tel ny gazetesinin bir fikra, kim sebebi bize . göyle; İzak “sadan gikarılan özenin, gizli bir ) salışan va maksadı kapitslizmi N Kulak denilen zengin; köy” hi himaye etmek firka ile alâkaları bulünduğü istiyon Ma) tay İmitar. Zinovyef'le. Kainenef, bu en ,— BİZ müzakerelere girişirler- 251, 0189p - oldukları” komünist fır- 'a prensiplerini müdafaa. etmek oy, , Ürsun, yeni gizli teşekküle “© meyil göstermişlerdir. ali * ü en ae sonra komü- rt.sinde sule n anlaşa” Sayıyırlıklar bir de Emet. aveşi, Harbiye Komiseri Troçkin'n ket; 'â Sibiryaya nefyi, sonra memle- aç arke mecbur edilmesi, bu an“ Bahadır azlık silsilelerinden — bir öldeerYet ihtilâlinin babası, Lenin | zaman, komünist fırkasına Alef vasiyetnamede, kend Try Yarak iki isim göstermişti: Şe Stalin. Stajı, vasiyetnamc, Troçkinin “de, kuşun de ayrı ayn meziyet ve bj plerina işaret ediyordu. Umu- Te, ,;yiyetleri itibarile izah edilince s.$kiyi bir münevver, ateşli ve tüşgeslli bir kafa; adamı olarak gö- gi, ” Sialin, isminin de ifade ettiği Bü, demir iradeli fakat Troçkiye inse 8 fikri kabiliyeti daha az bir tahipdır. Bu İki ve biribirine mt yalin bir araya gelmesi ateşle Bika, PT arada bulundurmak iste- ten başka bir şey değildi. Yeri, a © bu tahminin mehadar eya olduğunu gösterdi. Bugün, rel İSE partisinde fasılalı bir *, fakat devamlı olarak yapı evil tasfiyeler gösteriyor ki kalemle | “ abenkli bir surette yürüyemiyor. Dnünizmin £ : ka,, vizmin ilk prensiplerini ortaya > bu prensiplerini #0, everlerila taygaından uzaklaşmaları bunu gös- Me Leninin muvaffakiyeti, onun bir diktatör, arkadaşlarının da oda, vir vücut halinde ona yardım vi bir müşavir beyeti halinde alya kanaat etmelerinden ileri , kü cereyanın ne derece luğunu, bize, çok geçme- e doğmam beklenilecdi. hâdiseler terecektir, — Süreyya Mahpusların İsyanı Bu, nigomeri ( Alabama ) 12 — çık hapishanesinde bir isyan map? bir mahküm ölmüş, 23 | kün yaralanmıştır. | 180 İktisatçının İstidası © | Ru Atington 17. — 180 iktisatçı | ve, cümhür M. Hovere biristida kay iMir. Bu istidada, “tarife | Unun doğurduğu müsavat- İste ortadan kaldırılması —iimektedir. an TEFRIKAN UMARASI 101: i teklifler Romen - Rus Ihtilâfı Rus Hariciye Komiseri Romanyanın reş 17 — Başvekil M. Vayda Vöyvod ile, Hariciye Ve- kâletinden istifa ederi M. Tiltüles- ko arasında çıkan ibtilâflar etra- fında müzakerelere devam edil mektedir M. Vayda harici siya sete Rusya ile müzakere edilen ademi tecavüz misakına ait olan noktai nazarında israr etmektedir. İtaat İmkânı Nalmadı Bükreş 17 — Dün burada kıralın yıldönümü tesit rey me Mili Çiftçi Fırkası Reisi, kil hire Titülesko rare ği pılan konuşmalarda wv let adamı da noktai nazarlarında ısrar etmişlerdir. Hiçbir itilâf imkânı kalmadığı zannedilmök- tedir. Başvekilin vaziyeti kuvvet bulmuştur. Kıralın müdahalesile ihtilâfın halledilmesi muhtemeldir. Hüsnü Niyetinden Şüphe Ediyor! M. Litvinof Ademi Tecavüz Misakı Hakkında Mühim Beyanatta - Bulundu Moskova 17 — Hariciye Ko- miseri -M. Litvinof, Besarabya meselesi hakkında beyanatta bu- lunarak demistir ki: Romanyanın bütün protestoları esassızdır. Ro- manya hükümeti, aramızda müza- keresi devam eden bu ademi te- cavüz misakile, Sovyet Rusyanın Besarabyan'n (o işgali (o dolayısile tanımasını ve taarruzdan feragat etmesini gösteren birtakım for- müller teklif etmiştir, biz bu formülleri reddettik ve diğer bazı formüller teklif ettik. Biz for- i müllerimizle Romanya ile Sovyet Rusya arasındaki omünaziünfih meseleleri . halletmek için hiçbir i zaman cebir ve şiddete müracaat etmemeyi taahhüt ettik. M. Litvinof, temmuz ayında Cenevrede bulundukları | sırada M. Titülesko ile müzakaratta bu- lunmuş olduklarını tamamile red- demektedir. M. Titülesko, M. Litvinof'la müzakerede bulunmaktan © çekin- miştir. M. Litvinofa Romanya mümessili tarafından müteaddit apılmıştır. Ancak M. Litvinof. Romanyayı hüsnüniyet- sizlikle itham etmektedir. M. Litvinof devamla demiştir ki, Fikrimce bundan sonraki mü- zakerelere evelce Romanya mü- massillerile iki defa mutabık kalınarak vücuda getirilmiş olan metinler (oesas ittihaz (o olun- nak suretile devam edilmek icap eder. Uzun müzakere, esas itiba- rile faydasızdır. Zira şimdi - hak- kında ihtilâf mevcut olan tek bir nokta vardır ve bu nokta hakkında Romanya batii cevabını vermelidir. Şuna kaniim ki, Cenevre mü- Samüsl İpsül we Marten İnstil biras derler o Amorikağa bir milyon dolar ile iflas ettiler, A- nonim şirketler ka- nununa muha- ue hareketlerine den dolayı Ame rika hükümeti Ta- sül biraderlerin to». 5 kif edilmelerine kar İğ rar verdi. Mürton İnsül o Kanada'da tevkif edildi. Ati- mada bulunmakta olan Samüsl İn- sül de, Amerika se- Tarotinin talebi üze- rine tevkif edil mişti. Fakat Müğ- dsinmumi iki devlet arısındaki tadei Mücrimin mukave- Tesi hesfiz tasdik edilmediğinden M, İnsül tekrar serbest bırakılmıştır. Resmimizde Ağ- lyeye (o götürülen İnsül, fotoğrafı alın- masın diye yüzünü şöpkasile kapatmak tadır. şu natta “Milletler o Cemiyeti, bugün yıkılıp mek tehilkesile İm devletlerin silâklerını &z sını israrla istiyor, fakat Fransa buna razı Birçok sulhü seven mi kimsenin ümit- lerini oldukları Millet- lar “08 i 13 sene karş» İ ea | zakerelerinden sonra Sovyetlerin İ bu mesele hakkında noktai na- i zarları Romanya O hükümetince | tamamen mmalüm. alam Loit Corç Milletler Ce- miyetine Hücum Ediyor Milletler Cemiyeti Yıkılıp Çökmek Tehlikesile Karşılaşmış Bulunuyor laştığı (o güçlüklerden o kendisini iyi, fena kurtarabilmiştir. Fakat Milletler Cemiyetinin ikinci derecede ehemmiyetli me- seleler ortaya çıktığı zaman ka- zandığı muvaffakiyetler onun bi- rinci derecede mühim meseleler karşısında vazifesini yerine geti- rememiş olmasını mazur göstre- mez, “ Birçok resmi ve aleni vait- lere rağmen ekalliyetlere hâlâ utanç verecek bir surette eziyet çektirilmesi, memleketlerden biri- nin ayrı ayrı ellere düşen top- " raklarında silâhlarla yığılıp birik- i mesi, İ bombardıman edilmesi ve binler- birtakım açık şehirlerin ce yurddaşların ölmekte alması Cenevrenin gülünç iki yüzlülüğü- nü göstermektedir. GOCUKLUĞUM Meşhur Rus Udibi Maksim N—— iğ P *r cumartesi sabahı erkenden lg ann bahçesinde sakakuşu '£a gittim. uzun müddet o bekledim. Fakat kırmızı in ci yaramazlar bir türlü ök- tem üşmiyorlardı. Beni muhte- tiyo, sleri ile Sümrendirmek orlârmış gibi karla ğrtülü aye buz çatlağınm etrafında Ga neşeli dolaşiyorlar. Ora < ves üstünde canlı Vstkler gibi sallanıyorlar ve ma- Gorkinin hayat ronani Türkçeye Çeviren: Muva/fak vimsi bir renkle parlıyan Okar tozlarını yere döküyorlardı. Bu manzara okadar lâtifti ki bir netice alamamaklığım (beni hiç te müteessir etmiyordu. (Ben asla işine bütün merakını vermiş bir kuşbaz değildim. Bu kanatlı küçük mahlükların yaşayışlarını tetkik etmek bana elde edece- ğim avdan daha (ziyade zevk veriyordu. E Böyle yapyalmz, karlı bir toprak parçasının kenarında otu- ki e — — rarak (o bir billöri buzlu gü nün ği kuşların ewi İ daşmalarını, ta uzaklarda bir yer İ de gittikçe yaklaşan bir kızağın çıngırak seslerine kulak vermek ne harikulâde: idi. Böyle kara abaomış oturur ken içime bir ürpermedir geldi, Kulaklarımın donmak üzere ok duğunu hissettim. Ökseyi © ve kafesi aldım, tahtaperdeye tirma- narak büyük babamın bahçesine geçtim ve eve yürüdüm. Sokak kapısı nihayetine kadar açılmıştı. Dev cüsseli bir köylü üç at ko- şulu bir kızağı avludan çıkarmak üzere idi. Atlar soğuktan duman çıkarıyorlardı. Kızakcı ise mem nun ıslık çalıyordu. Bu manzara- dan garip bir süretle irkildim, köylüye: “Kim geldi?, diye sor- dem, Bana dağru döndü, kolu- nun alından baktı ve sonra kızağa atlıyarak cevap verdi: — Papaz & Papaz mı? bu beni hiç alâkadar etmezdi, herhalde © kiracılardan birine gelmiş olacaktı. Köylü hayvanlata kamçısı. ile hafifçe dokunarak * “Dehey yavrularım!, diye bağırdı. ve ıslk o çalmıya başladı. Kızak hareket etti, uçtu gitti. Ben arkasından bakıyor, çıngırak — seslerini dinliyordum. Kapıyı kapadım, mutfağa gittim. Burada kimsecikler yoktu. Mut- fağın bitişiğindeki odada anne- min kuvvetli sesini duydum: — Ne olsun istiyorsunuz, yok- sa kendimi asayım m? Kafesi hemen bir kenara yer- leştirdim ve üstümü çıkarmadan Karilerimin Suallerine Cevaplarım B.K. 30 yaşlarındadır. Bekâr ve kimsesizdir. Küçük bir dük- kânı vardır. Mütevazı bir bayat yaşamaktadır. Fakat bekârlıktan muztariptir. Çünkü hastalandığı zaman kendisine bakacak, çalış- tığı zaman işini görecek bir kimsesi yoktur. Şimdi kocasın- dan yeni ayrılmış bir kadınla evlenmek arzusundadır. e Fakat tereddüt etmektedir. Arkadaşla- rinin fikirlerini almış, bir defa da benim ne düşündüğümü anlamak istiyor. Bence bu adam evlenmek için lâzım olan bttün şartlar; bir araya toplamıştır. Mütevan bir yuva kurmak zaman ve fırsatı gelmiştir. Kadının eski kocasım dan niçin ayrıldığını iyice tetkik ettikten sonra evlenmek, herhal, de bugünkü yalnızlığa bir niha- yek vereceği için mesut bir neti- ce verebilir. * Bir İzah 28 eylül nüshanızın ( Cönül işleri) sütununda “Pendikte Hak- kı Efendiye, hitaben yazılan ufak bir aşk mevzuu gözüme çarptı. Pendik esnafları mey nında bendenizden başka Hakkı Efendi mevcut olmadığından ve bendeniz de şimdiye kadar hiçbir suretle idarenize müracaatta bu- lanmadığım halde, bendeniz güya idarenize müracaatla bir malü- mat istemişcesine yazılan bu hu- susun Pendikte hangi Hakkı Efendiye ait olduğunu tasrih ve bunun bana ait olmadığını tavzih etmenizi rica ederim. Pendikte karilerinizden Hakka * Adanada A.N. Beye: Evlenmek istemediğiniz halde kızı ümit ve hayale düşürüp al- datmak günahtır. Böyle bir ah- lâksızlığı size tavsiye edemem. HANIMT <YZE — TAKVIM SALI sı Gs. 18 tel TEŞRİN 932 yin. 165 Arabi Rut | 16 - Cem.elahar. 135105. ici Teşrin. Bİ vana ij Val: Beat ivasat İl 1. al 18 53 8 1247İ6 viğaepim iz & Böl G0» vars p: 3 ba 26 İs. m2 snsa: | 11 08 sahanlığa doğru koştum, orada büyük babamla çarpıştım. Beni omuzlarımdan tuttu, vahşi bir surette açılmış olan gözlerini yü- züme dikti. Ağzına kadar ge- len kötü bir lakırdıyı yutarak kısık bir sesler “Annen geldi. elini öp!,, dedi “Dur, nereye Öd eriği Beni okadar kur- vetle çekiştiriyordu ki az kaldı düşecektim. Beni kapıya doğru itekledi Ya dedi ki: 5 — Git, içeri: iti. Üstüne ini bez çivilenmiş olan kapıya doğru fırladım. Heyecan ve soğuktan ütriyen ellerimi tokmağı bulmak için üstünde gezdirdim. Nihayet yakalamıştım, yavaşça kapıyı aç- tım ve kapı eşiğinde gözleri ka- maşmış gibi ( Arkas var ) — | Gönül işleri J y i :