e Bağ Hastalıkları Bir zamanlar memleketimizin en mükemmel bir toprak mahsu- lü olan üzümcülük, umumi harp içinde söndü. Ondan sonra di- riltmek için yapılan teşebbüsler iyi semereler verdi. Fakat kabul etmek lâzımdır ki Tück bağcı- hığı, bugün, harpten evvelki mev- küni almış değildir, bu mevkiden bir hayli uzaktadır. Türk bağlarının esaslı bir su- rette aslah ve ihya edildiği şu sırada bağ kütüklçrinin nasıl in- tihap edilmesi lâzımgeldiği hak- kında alâkadarları aydınlatmayı faydalı buluyoruz. Aşılanmış kütüklerin hayatı az olduğu için bunların bakımın- da çok dikkatli bulunmak lâzım- geliyor. Halbuki bağcılıkta da aşıya ve bilhassa bu aşının Ame- rikan çubuğile yapılmasına ihti- yaç vardır. Çünkü bu suretle- dir ki bağları filloksera hastalı- ğındaa kurtarmak mümkün olu- yor. Bir defa kütükleri aşılamak Küzümunu kabul ettikten sonra şimdi bu kütüklerin niçin erken kocayıp bozuldukları meselesini tetkik edebiliriz. Aşılanmış bir kütükte bu bozukluk ancak on beş, yirmi sene sonra baş gösteriyor. Ve birtakım lekeler halinde göze çarpıyor. Bunun muhtelif sebep- leri vardır. Bu arada aşının iyi yapılmamış olması, gübre azlığı, budamada ifrat, başlıca âmil olarak gösterilebilir. Kütüklerde beliren bu lekeler, bilhassa çü- rüme ve ihtikan denilen hasta- hklardan da ileri gelebilir. Eğer kütüklerde beliren le- kelerin şekli intizamsız birer yıl- dız manzarası arzederlerse o tak- dirde, bunu, kütüğün ihtikanına vermek İlâzımdır. Bu takdirde kütük iyice muayene edilmeli, lekeli kökler çıkarılmalı, onların yerine tazeleri dikilmelidir. Bunun için de hastalanan kökün et- rafında yarım metre derinliğinde çukurlar açmalı, bu çukurların herbirine taze bir kök dikmeli ve üzerlerini taze ve başka yer- qe!ı alinmış — toprakla örtme- Çürüme hadisesine gelince; bu takdirde kütüğün — özerinde beliren lekeler yuvarlak olur. Bu hastalık, kütüğün kabuk altında beyaz ve sarı lekeler basıl eder. Bu hastalık, bilhassa, rütu- betli topraklarda olur. Bu tak- dirde hastalıklı kütüklerin arası birer metre derinliğinde hendek- lerle ayrılır, hektarda 2000 kilo gram üzerinden sürfür dö karbon mahlulile toprak dezenfekte edi- lir, sonra toprak karıştırıhr ve yanmış bütün kökler ayıklanır. Üç sene sonra hektarda 1200 gram üzerinden tekrar ikinci bir dezenfenksiyon yapılır. Fakat bu füç sene zarfında bu toprağa hu- bubat dikmek şarttır. Nazıllıde Tebeddüller Oldu Nazilli (Hususi) — Bu sene kasabamız Maarif âleminde büyük değişiklikler vardır, heman he- man bütün muallimlerin, bilhassa umum köy bocalarının yerleri de- giştirilmiştir. Mıntakamız ilk ted- risat müfettişliğini Aydın müfet- tişlerinden Necip Bey deruhte etmiştir.Köylerde tedrisnta 5 Teş- rinlevvelde başlanmışt.r. SON POSTA Ziraat Mı, Sanayi Mi? Kastamonu, Az Bir Sermaye İle Zengin .<: vv el ” Bir Sanayı Memleketı Olabilir Kastamonu(Hu- susi ) — Burada W kış erken başlar ve çok geç biter. Bu yüzden Kas- tamonuda ziras atçilik yapmak müşküldür. Bu- rada ziraatin en mühim — kaşmını — kenevircilik işgal etmektedir. Vilâyetin u- mum ölçüsü 14610 kilametre murabbar, nüfu- su #da 335601 rad de sin de dir. Araç, Taşköprü, Cide, İnebolu, Küre, Daday, Tosya kazaları da bu hesaba dabildir. Halk dokumacılık, urgancılık, bakırcılık, marangozluk, taşçılık sanayli ile meşguldür. Fakat maalesef bütün sanayi el ile yapılmaktadır. ve henüz makine- leşmiş değildir. Kastamonuda üç | Hediyeden İkramiye Alınır Mi? Muş (Hususi) — Sayım kamr nu mucibince köy muhtarlarına | verilmekte. olan ikramiyeyi muh- tarlarımız her sene olduğu gibi bu sene de Tayyare cemiyetine teberrü — etmişlerdir. Bu sene muhtarlara - verilen ikramiye 2500 lira tutmuş, fakat bunun ancak 1500 lirasının muamelesi ikmal edilmiş ve para Defterdarlıktan Tayyara cemiyeli veznesine ve- rilmiştir. Ancak bu paradan (150) lira- sı tahsil ücreli olarak yüzde on hesabile Defterdar Beye veril miştir. Köylünün ve muhtarların teberru ettiği bu paradan Def- terdar Beyin tahsil ücreli diye bir para alamıyacağı aşikârdır. Köylü Tayyare Cemiyeti Reisinin nazarı dikkatini celbetmiş ve ay- ni zamanda Belediye Reisi olan Kâmil Bey meseleyi tahkika ve kayıtları tetkike başlamışlardır. Havzada Yeni Maarif Vekilinden Çok Şeyler Bekleniyor Havza (Hususi) — Maarif Ve- kâletinin Reşit Galip Bey tara- fından deruhte edilmiş olması burada büyük memnuniyet uyan- | dırmıştır. Maarif Kadrosunda Bazı | Gençler köy — mekteplerinin köycü ve çiftçi zihmiyetile yeni« den tertip ve teşkil edilmesinin çok faydalı olacağını söylemek- tedirler. Bu takdirde köylü kara sapanla demir sapan arasında ki farkı anlıyacak, tohumun na- sıl yetişlirilmesi icabettiğini öğre- necekve nihayet çiftçiliğin en kârlı, en faydalı ve vatan için çok lüzumlu bir san'at olduğunu takdir edecektir. — M. Kâzım Güze! Kastamonudan bir köşe fabrika vardır. Bunlardan ikisi değirmen, biri de rakı fabrika- sıdır. Un fabrikalarından birisi günde 150, diğeri de 50 çuval un islihsal etmekte, fakat senenin ancak altı (ayında işliyebilmekte- dirler. Rakı fabrikası iyi ve temiz imalâtile kıp.k rakı istihlâkinin önüne geçmiştir. Fabrikada — bir- kaç cins rakı çıkartıldığı için herkes kesesine göre — temiz ve sıhhi bir tarzda | istihsal edilmiş rakı tedarik ede- bilmektedir. Şu noktaya işaret et mek isterim ki dolgunca bir ser- maye ile İşe gi- rişildiği takdirde bu havali çok zengin bir sana- yi Merkezi ola- bilir. Kömür havzasının buraya yakın olması da nazarı dikkate alınacak olursa burada açılacak fabrikaların kolaylıkla işliyebile- cekleri anlaşılır. Yalnız bu iş için Kastamonunun| demir ağlarla memleketin diğer mühim mer kezlerine baglanması zaruridir. K. K. | Faydalı Bir Ziraat Müessesesi Tarsus Fidanlığı Her Ta- rafa Fidan Yetiştiriyo | Tarsus (Husust) — Barada on sene evvel tesis edilen ve bu | güne kadar Mersin, Adana, Ce- | belibereket, Kozan, Dörtyola ve batta Ankaraya müteaddit meyva ve ağaç fidanları gönderen Ziraat Vekâleti fidanlığı hergün bir par- ça daha inkişaf etmekte ve daha müsmir olmaktadır. Fidanlık 923 seneğinde 1239, 924 senesinde 1317, 925 de 1705, 926 da 3885, 927 de ve 928 de 11772,929 da 9015, 930 da 18630, 931 senesinde 25733 ve busene- Dolünun Zararları Havza (Hususi) — Bu sene çiftçilerimiz dolu hasarından bü- yük zararlara uğramışlardır. Bu sebeple borçlarını ödeyememiş- lerdir. Ziraat bankası alacaklarını gelecek seneye tecil etmiştir. Edirne İdman Klübünde Edirne (Hususi) — İdman ku- lübünün münbal bulunan idare heyeli azalığına Sait ve Derviş Fidanlıkta fidan tevzlatı yapılırken ne de 10693 fidan sevk ve tevzi eti r. Daha fidanlıkta bu sene sey- kedilecek 15 bin aşılı portakal ve mandalina fidanı ile (100) tu- runç fidanı vardır. Bundan başka diğer fidanların yekünu 198989 adedine baliğ olmaktadır. Fidanlığın kısa bir zamanda ı ptığı büyük hizmet nazarı dik- ate alınmıştır. Şimdilik 50 - 60 dönümden ibaret olan bu fidan- hğın gelecek sene biraz daha arazi ılîılnle genişletileceği söy- lenmektedir. Edirne Mekteplerinde Edirne (Hususi) — Erkek Mu- allim mektebi müdür — muavini Abdullah Bey Kız Muallim Mek- tebi tarih ve Coğrafya Iıocıhgmı. Erkek Muallim mektebi riyaziye sitajiyeri Hasan Bey Kız Muallim mektebi Riyaziye hocalığına tayin edilmişlerdir. Beyler intihap edilmişlerdir. Reis- liğe de matbaa Müdürü Şefik B. | çalışmaktır. ,, seçilmiştir. a— Tqıııîevn' [ Dahi Olmak Arzusu , Nurullah " Va isminde — haftalık © Si sanat ve fikir gazetesi Ç ı,'u mış. Bu gazeteyi kimin ÇS0 gir cağını, — muharrirlerinin B olduğunu — bilmiyorum. Po öğreniriz; şimdilik onun İy' l.'." gazete — olmasını, uzun Ke yaşamasım temenni edelim. "'__" Bir tanesi benim de &/ 14 geçen ilânlarında felsefedeğ © tat işlerine kadar her şey hakt ::' yazılar vadediyor.Ben böyle bil ambar ,, denilebilecek g n lerden ziyade muayyen bir Ba çalışan mecmuzları - tercih ka rim; fakat bu benim kendi ? :; kim ve zevkime uygun © için kimseye bir şey d İk hakkım yok. ( Pek te öyle ©? yal Çünkü dünyanım her " fında böyle her işten bahsâ di; kışan, metafizikle patlıcan kif? lîi masını ve son moda kadıll L selerini bir safa koyan mec lar pek bayağı ve gülünç | lerdir. Filozofun da, ev kad “ da işine yaramaz. Ne isel.. Fakat bu * Yeni kültür « © J zetesinin — elilânlarında Sİğ * tuhaf bir vait gördüm: Bü : zete gerek Türk edebiya d ıuık' Avrupa — edebiya! misli görülmemiş yazılar yef| " yeni bir edebi cereyana önüül « olacak bir dahi tanıtacak” : Bu dahinin de ismini söyleni u lar. Bekliyelim, harikalar sında kalmıya hazırlanalım. K n r şumıza bir kartal yerine : A p neli bir horoz çıksa bile | zararı var? Birkaç günlük ü zevki az şey mi? <L “ Yeni kültür ,, gazetef) * bir şey diyecek değilim; P| dahiler vadetmesi bir ka! mahsulü değil, sadece bir € ilân endişesi olabilir. Fakal “ Dahi ,, kelimesi cidden fazla kullamılıyor; g:ıçlg çui dıkları kelimeler arasından * ? hatta * Orta - balli ,, sıfati$l — « kaldırıp yerine bu “ Dahi » © : limesini koydular. Bu gidişle | — , insana “ Dahi ,, de!ıekh “ü j’ demek gibi istihzaya d_ ! edecek. Fiil sahasında dahinin 06 | duğu belki- tarif edilebilir: P imkân “yaratan, yani he gayrikabil sayılan işleri baş? bilen adamdır. Fakat sanat hasında, fikir sahasında dt tarif kabil değildir. Dahi kâr, dahi filozof ta imki yaratır, jıkıl bir neticeye "4 ması, yani istikbalin kültörüy hâkim olması — şarttır. BU, içindir ki yaşıyan hiçbir şaif. bir filozof için “dahidir den Sanat ve fikir sahalarında (” bu büyük payeyi muasırlar! iıl. ancak kendinden sonra * — miş adamlar verebilir. ' Hem efendim, dahi olmiy* 4 lüzum var? Temiz temiz ç© söylemek istediklerini yazs büyük veya dahi olmak 8/? insanı pek küçültür. Bu iddia eden gençler, G sözünü biraz düşünseler V? olur: * Deha, sebatla uzun A —— M OU S A İşlerine gelmez kil