21 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

21 Eylül 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çeroorm 10 Sayfa TT FT İngiltere Hükümeti tarafından Gazi Hz. ne hediye edilen eserin tercümesi ÇANAKKALE — i08 — Yazan: Ceneral Oglander Türkler Mütemadiyen Şarapnel Yağdırıyordu F | & ö $ b ç f | Seddülbahir kalesinin arka kapısı 26 Fransız takviye kıtaatına gelince| istinat — karargâhi umümiden gelen - bir emre cevaben Jeneral D' Amade öğleden az sonra ilk bölüklerini W sahiline çıkarabileceğini ümit ettiğini bildirmişti. Fakat nakliye gemileri gecikti ve birisinin de makineleri bozuldu. Seddülbahir sukut ettikten sonra ise bunların V sahiline çıkarılması kararlaştı- rıldı. Akşam saat yediye doğru nakliye gemileri gelmiye başladı ve saat on buçukta ilk kıtaat karaya çıkmıya başladı. Fakat Kumkaledeki harekât dolayısile Fransızların romorkörleri yoktu. Birinci gece İngilizler ancak iki romorkör verebildiler ve bu yüz- den 27 nisan sabahına kadar ancak iki tabur piyade karaya çıkarılabildi. Türklere gelince; 26 nisan günü, Duncu Türk fırkası kumandanı tıpkı İngilizlerin ileri harekâtını tehir eden mesail ile, yani ağır zayiat, yorgunluk, ihtiyat kuvvet- lerinin yokluğu gibi mesail ile karşılaşmakta idi. Türk takviye kıtaatının gelmesi, İngilizlerin zan- nettiğinden çok daha müşküldü. 27 nisan sabahına kadar Ahiba- banın cenubundaki bütün Türk kuvvetleri beş taburdan ibaretti ve ©o akşama kadar da ancak dokuz tabura iblâğ edilebilmişti. Türk tebliği resmilerine nazaran nisanın 26 mci günü öğleden sonra bütün Türk hattı geri çekilmiş ve İngilizlerle muhafaza için birkaç ileri postası bırakılmıştı. O gece - ve erlesi gün de Kirtenin önünde şimali garbi ve cenubu şarki istikamet- | lerinde ve sol cenahı Kereyizde- renin garbındaki yüksek araziye Tabiatinizl — üğrenmek - iştiyorsanı | Sotoğrafınını $ adet kupon ile — biz- Ükte gönderiniz. Fotoğrafınız sirays tübidir. ve dade edilmez. İsim, meslez veya san'at? Bulunduğu memlel intişa edecek mi ? Fotoğralın klişesi BO kuruşluk Plogin kabilinde gönderilobi..:. teması | nisan günü İagilizler Seddülbahir köyünü zaptelmek Üzere bu kapıdan çıkmışlar eden yeni bir müdafaa hattı tesis etmekle meşgul ol- teşkilâtı az çok bozulmuştu. Her taburdan vasati 400 telefat vardı. hatta gerideki kuvvetler — bile İngiliz donanmasının bombardı- manından oldukça müteessir ok muştu. Böylece, her çetin muhare- beden —sonra ekseriya — vaki olduğu gibi 26-27 nisan gecesini her iki taraf ta, diğer tarafın * kendisinin yapamıyacak kadar yorgun bulunduğu - hücumunu beklemekle geçirdi. Bu sırada X, X ve Anzac sa- hilinde, gece gündüz, top, erzak, cephane, su- ve levazım ihracına devam edilmekte idi. Bu iş, bil- hassa Anzac müşkülât tahtında cereyan edi- yordu. Türkler mütemadiyen şa- rapnel yağdırıyor ve Boğazdaki Türk donanmasının sık sık pat- hyan gülleleri ihraç ameliyatını bazan bütün bütün sekteye uğ- ratıyordu. (Arkası var ) İngilizler Eski Kanunlara İtiraz Ediyorlar İngilterenin genç nesli ile es- ki ve an'anevi âdetler - şiddetli bir muaraza halinde bulunuyorlar. Bunün sebebi şudür ki İngiliz | gençliği, âdet olmuş diye bugün bile körükörüne tutulan — ve tat- | bik edilen usullerden vazgeçil- mesini istiyor. İhtilaf, bilhassa, zahirde ehemmiyetsiz gibi görü- nen bir hâdiseden çıkmıştır. İngilterede ötedenberi öğleden evvel yapılır. | Bu, bir kanun icabıdır ve ta Ku- | ronu Vustadan kolmadır. Fakat * hayat ilerledikçe bu hal, halkın nikâh - merasimi, ve bilhassa gençliğin itirazını da- vet etmiye başlamıştır. Nikâh muamelesinin behemehal öğleden evvel yapılması niçin “istediği neden? — İnsan zaman — nikâhını sında verecek cevap bulamıyan- lar nihayet bir parça' fedakârlık yapmışlar, öğleden evvel kaydını öğleden sonra saat ikiye kadar uzatmışlar. Bir müddet işler böy- le yürümüş. Fakat şimdi halk ——— ——— eTT muşlardı. Türklerin de kıt'alarımın | sahilinde büyük | kıydıramasın? gibi itirazlar karşı- | istiyor ki İngilterede nikâh kıy- .SON POSTA Küçük Haberler Henüz On İki Yaşında! Fakat Eoyuııdan Büyük İşler Yagmış Halıcoğlunda oturan 12 ya- şında Gönül isminde bir çocuk ayni evde oturan Madam Marya- yı taşla —mühtelif — yerlerinden tehlikeli surette yaralamıştır. Kızıltoprakta Bir Yangın Kızıltoprakta — ziftçi - Bodos Efendinin üç odalı evinden yan- gin çıkmış ev tamamen yandığı halde söndürülmüştür. Cemal Bey Geldi İhracat Ofisi Müdürü Cemal Bey Ankaradan şehrimize dön- | müştür. Koriman H. Giresuna Gidiyor | Yeşil Giresun gazetesi dünya | güzeli Keriman Hanımın teşrini- evvel içinde Giresuna gideceğini yazmaktadır. İsmet Pş. Mulatyaya Tayyare He Gidecek Başvekil Paşanın Malatyaya tayyare ile gideceği ve ayni va- sıta ile döneceği söylenmektedir. Bina Vergilerine Gelecek Aydan İtibaren Zam Yapılacak Buhran vergisi kanunu muci- bince, mesken olan binalara altıda bir, mesken olmıyanlara üçte bir nisbetinde vergilere buh- ran zammı yapılacaktır. Teşrini- buhran vergisi de istenecektir. Bugünün Meselelerinden Lisanımız Çok Temizdir ( Baş taraf: | inci 1ayfada ) Bundan 400 sene - evvel yaşı- yan Ali Şir Nevai namındaki büyük Türk şairi Muhakemetlil- Bugnnkü Nazım Ve Nesir | | hafaza etmekle beraber bunlara evvelden itibaren mükelieflerden | Rağbet Londradan ya- ziliyor: — İngilte- $ rede kiliseye karşı rağbet hergün geçtikçe bir parça daha azalıyor. Bunu, papazların, kili- se — heyetlerinin yükselttikleri şi- kâyet sesleri bize — öğretiyor. İngiliz - kiliseleri hükümetle alâ- kası olmuyan birtakım müsta- kil din müesse- seleri - olduklari için, kilise heyet- lerinin içine düş- tükleri vaziyet bu yüzden halle- dilmesi daha müşkil bir şekle girmiştir. Kiliselerin hususi ma- hiyette — olmaları demek, pa- pazların geçimi, mabedin ta- mir ve muhafazasının da hükü- mete ait olmaması demektir. Bu masraflar, umumiyetle, kilise müdavimlerinin yaptıkları yardım, verdikleri sadakalarla temin olu- nur. Onun - içindir ki İngiliz pa- pazları, mümkün olduğu kadar fazla adam celbedebilmek için kiliseleri birer mabed olarak mu- içtimal birer mahiyet te vermişler- dir. Her kilişenin yanında bir tenis kortu, lüzumunda balo verilebile- lügateyn namındaki mühim ese- rinde türkçeyi farisi ile muka- dilimizin yese ediyor ve — öz | farisiye —nekadar faik oldu- ğunu meydana çıkarıyor. Ali | Şir Nevai ki türkçe kadar farisi- ye de vâkıftır. İşte Kurultay bu hakikati daha ilmi metütlerle ve daha geniş bir saha — içinde —ispat — için tedbirler ittihaz edecektir. Son söz olarak Gazinin bu mühim eserini hürmetle tebcil ederim., Dil Kurultayına Girecek gazeteciler | Matbuat Cemiyeti Kâtiblumu- miliğinden : Eylülde Dolmabahço da ——— BED) dırmak zamanla mukayyet o masın. Her zaman bu iş yaptı- rılabilsin. Ölmek üzere bulunan fakat şu veya bu maksatla bir kadım nikâhlamak istiyen bir adam nikâh memurunun ve ka- nunun keyfini bekliyemiyeceği için yapılan ilirazlar gittikçe kuvvet buluyor. Fakat bir an'ane ve âdet memleketi olan İngiltere ise ko- lay kolay karar veremediği için şimdi düşünüyor: “— Acaba nikâh kıyma za- manını uzatmak — mahzurlu — olur mu, olmaz mı? cek geniş salonlu bir meşrutası vardır. Klisenin belunduğu semt halkının temayülüne göre, papaz bu vaziyetten istifade eder. O civar halkı tenisi seviyorsa sık sık tenis —müsabakaları tertip eder, danstan — hoşlanıyorlarsa, balolar verir. Bu suretle onları K . _EyE 21 İngilterede Kiliseye Karşı Azalıyor Fakat Kurnaz Bir Papaz, Halkı Eğlendirerek İşini Yoluna Koymuş Papaz Jakson ve kilisesi kiliseye bağlar, varidatını arttırır. Fakat halkın son zamanda bütün bu cazip şeylere rağmen kiliseye yine devam etmediklerini gören Jakson isimli bir papaz, kisesinin yanına bir futbol sahası yap- tırmış, burada maçlar — tertip etmiye başlamış. Maçlardan sonra da, gelen se- yircileri kiliseye celbederek - işini yoluna koymuş. Rahip Jaksonun halkı kilise- sine devam ettirmek hususunda bulduğu şeylerden biri de — vaız esnasında, futbol hakemleri — gil düdük çalmaktır. Vaz edilirken halktan bir kısşmı konuşuyor mu? Dikkatsizlik mi ediyor? rahip Jak son hemen düdük çalarak her- kesin dikkatini Bzerine topluyor. Onun tatbik ettiği bu eğlenceli usul, diğer bütün meslek: gıpta ettirecek kadar rağbet görmekte ve kilisesi dolup dolup boşalmaktadır. Eşyanın Dilile Kalbin Derler ki, vaktile insanların harici hayatta çok kı h yaşa- dıkları zamanda ııı.ıh.tpıîilf hare- ketlerin muhtelif manaları varmış. Elini beline dayıyan bir insan, karşısındakine şu veya bu hissini ifade etmiş olurmuş. Geçmiş za- manın bu metruk âdeti, şimdi, garp âleminde yeniden yeniye ihya edilmiye başlanıyor. İlk ce- reyan, kadın eşyalarına verilen | öbür tarafı renklerle başlamıştır. Meselâ bir el çantası ki bir tarafı mavi, kırmızı — renktedir. Eğer çantanın mavitarafı dış tarafa tutulacak olursa, demek oluyor- ki, sizinle evlenemem. Kırmızı tarafın gösterilmesi ise hissi İşti- rakinin bir delilidir. Renklere werilen bu lisan haricinde yine muhtelif işaretlerinde manaları vardır. El çantasının — üzerine kondurulan bir çapa resmi, de- mizle olan alâkaya işarettir. Eski Dili Birleşiyor Aâdetlerin tazelenmiş bir şeklinden başka bir şey olmıyan bu yeni cereyanın yakın bir zamanda her tarafı kaplıyacağını zannediyoruz. Dünya Güzeli Suadiye Plâjında Dünya güzeli KERİMAN HA- LİS Hanım 22 Eylül perşembe akşamı ve cuma günü gündüz şerefine verilecek müsamere- lerde hazır bulunacaktır. Pek zengin eğlenceler tertip edil- miştir. Dühbuliye yoktur. Şim- diden masalarınızı tedarik et- meniz mercudlur. BONO Her türlü bunolatla mazbata, karar su- reti ve deyla İlmühaberi ve aair vesikalar ürerine ber şekilde işler yapar. Balıkpa- zat Maksudiye han No, 35 Ugurlu xade M. Deryiş. Tel. 22387 AŞ YS Ç e "1

Bu sayıdan diğer sayfalar: