di o BiZi i Öldürülen GaniB. inHayatı Küstahlık, | Çılgınlık, Ve Sarhoşlukla Geçmişti SON POSTA DARI EDENLER... Onun Ölümünden Cavit E Bey De Memnundu Müuharrirl X4 Her Hakkı Mahfuzdur —133— Diyerek beyanı memnuniyet etmişti. Halbuki — Abdülhamit, Tahir Paşanın bu sözlerine de Kimat etmiyerek, Hafız Paşanın Rusyaya kaçtığını bildiği halde, mahza diğer Arnavutlara bir gösteriş yapmak için katili ay- larca aratmıştı. Ganinin bu sı- retle katledilmesi, bir çoklarını memnun etmişti. Çünkü son za- manlarda artık kabına sığamı- yacak kadar mütecasir olan Gani, bazı büyük aile kadınlarına karşı bile el ve dil uzatacak kadar küstahlığa başlamakla beraber bir iki yerde de sarhoşluğuna mağlüp olarak Zekiye Sultanın bastalığından, zevci Kemalettin Paşanın zevcesine ihanetinden bahsederek Taksim cinayetinin içyüzü bakkında bazı ifşaalta bulunmuştu. Bunları tabii saray hoş görmüyordu. Onun için bu katil meselesinden gizli bir mem- nuniyet duyuynrdu. Bunlardan başka Gani Beyin ölümünden — ayrıca memnuniyet hissedenler de — vardı.. - (313 Yunan harbi ) ne gönüllü olarak iştirak ettiği zaman her nasılsa | ( Gribove kahramanı ) unvanını kazanan ve İstanbula avdetinden sonra gördüğü iltifatlardan şıma- ran Gani Bey, Taksim cina- yetini de muvaffakıyetle başar- dıktan sonra artık ele avuca sığmaz — bir hal almıştı. Be- yoğluna çıkan vükelâ aileleri- nin arabalarına teklifsizce soku- luyor, bazı mümtaz aile kadım- larını bilâperva şuraya buraya davet ediyor, bilhassa sarhoş olduğu zaman bu cüretkârlığını | bir kat daha arttırıyordu. Katlin- den birkaç ay evvel bir gün Büyükadaya rakı içiyordu. O civar, hıncahınç kalabalıktı. O sırada, mükellef tuvaletlerile birkaç Hamımefendi geçüi, Gani Bey bunları görür görmez, derhal garsonu çağırdı, sordu: — Bu kadınlar kim.. - tanıyor musun?... gitmişti. — İsplândit | ötelinin bahçesinde oturuyor ve | Garson, hemen Gani Beyin | kulağına iğilere cevap verdi: — Sadrazam Paşa Hazretle- rinin gelini... Gani Bey, bu cevabı alır ak- maz, sandalyesinde doğruldu. Bir kadeh daha yuvarladı. Yumru- ğunun tersile ağzım silip bıyıkla- rını düzeltereks — Git söyle.. beni vetlesin- ler.. beraber bir araba gezmesi yapacağız. Dedi... Bu mütecasirane söz- leri işiten garsona, az kalsın nü- zul “isabet edecekti. Garson titriye “titriye Ganinin yanından uzaklaştı. Derhal patrona mese- leyi anlattı ve bir daha ortaya çıkmadı... Fakat Gesi, bu me- sele etrafında kn.ılılılıgını arttırdı. Bir hayli zaman İstanbulda dedi- kodu mevzuu teşkil eden bir hâdiseye kapı açtı.. Bu vak'a tabil olarak Halil Rifat Paşa ailesini ve bilhassa o Hamme- tendinin zevci olan Cavit Be- yi çok — müteessir — etmişti. Buna binaen Gani Bey öl- dürüldüğü esnada memnuniyet izhar edenler arasında Cavit Bey de bulunuyordu. Fakat Cavit Bey, ihtiyatsızlık ederek birçok | yerlerde lüzumundan fazla sözler söyledi. Bu sözler, birçok yanlış tsfsirlera meydan verdi. Gani Beyi öldürtenin Cavit B. olduğuna dair âdeta herkese bir kanaat geldi. Ve nihayet zavallı Cavit Bey, bu ihtiyatsızca boş- boğazlığının cezasını pek acı bir surette çekti. Arnavut âdeti üze- re Gani Beyin kanını güdenler tarafından İstanbula gönderilen Mustafa isminde bir. Arnavudun kurşunlarına hedef olarak köp- rüde, adalar iskelesi üzerinde, kanlar içinde terki hayat etti. * Fehim, Beyoğlunda hükümran ROBBA , Yarın akşammdan itibaren OPERA ETFAL CEMİYE STADYOMUNDA TAKSİM Önumuıdekı Perşembe akşamından itibarcu yalız. ARTİSTİK sinemasında Göreceğiniz Fransızen sözlü ve şarkılı oıVADİ NDFIXO hııu.ı ve esrar filmi JEAN TOULOUT ve dünyanın en gözel kadımı tarafından bir. sürsti. Ffevkalâdede temsil edilmiştir. Majik Sineması 22 Eylül Perşembe gönü akşamı saat 21,30 da yeni mevsime çok zengin bir programla başlıyor. Gençlik, güzelik, musiki, neş'e 1 SEVGİLİ 4 DELİKANLI JENNY JUGO - İlâveten komik ve R.K.O dünya havad'sleri. Umum fiatlar tenzil edilmiştir. SİNEMASINDA Cihanşümul bir şöhreti haiz haydut AL CAPONE'nia maceralarını ŞİKAGO'da PANİK Almanca sözlü ve şarkılı filminde göreceksiniz. Heyeti temsiliyesi başın da: OLGA TSCHEKOWA ve HANS REHMANN olmağa karar verdiği zaman, ar- | tık bu sahayı tamamen rakipsiz bulmuştu. ( Güzel Rıza - Beau Rıza ) namile meşhur Çerkes Rıza Paşayı, Tokatlıyanın kapısı önün- de döverek kafasını tehlikeli bir surette yardıktan sonra, artık tam manasile ( Beyoğlu kahrama- nı ) unvanını kazanan Fehim, Abdülhamidin bütün bütün gözü- ne girmek için mahirane hâdise- ler tertip etmiye başlamıştır. Biz, bu hâdiseleri nakletmeden evvel Fehime ders ve cür'et veren (aim siyasi) bir hâdiseden bahse- deceğiz. ( Arkası var ) ŞIK SİNEMA | Dünden itibaren 932-933 yeni sinema mevsimine BRİGİTTE HELM ve WİLLY FRİTSCH'in temsil ettikleri (GİZLİ VAZİFE nam., şaheseri ile başlamıştır. THEO SCHAKL MENFAATINA, Alaturka Pehlivan Güreşleri ti, 22, 23 Eylül Çarşamba, Perşombe, Cuma günleri saat 8 te Fakir ediniz. çocuklara yaygdım Duhuliye 25, Mevki 50 ve 100 Kr, Selânik - Eylâi 20 Mektubu Kanlı Kavgalar Arasında İntıhap Propagandası Selânik sergisinin küşat resminden bir manzara Selânik, 12 (Huşesi) — Dün | Selânikte iki mühim hâdise şehir ) halkını ayaklandırmaştır. Hâdiselerden biyisi neş'eli ve zevkli, diğeri de © nisbette pa- | tırdılı, gürüktür; ve hatta kanlı | olmuştur, | Evvelce löğlirdiğim veçhile 11 eylül tarihişe müsadif dünkü pazar günü yedinci Selânik bey- nelmilel görgisi saat on birde Makedonga valii umumisi Jene- rval Gosatas tarafından mutat merasinle küşat edilmiştir. Sergi | geçen senelere nispetle pek sönük | bir ğaldedir.. Banunla beraboer peb donuk bulunan Selânik ha l yığında bir canlılık yaratmıştır. | Sergi, açıldığı dakikadan it> | baren geceyarısma — kadar bim lerce halk tarafından ziyaret edilmişlir. Sergide yabancı olarak Yugos- lavyalılar, — Macarlar, — Mrsırlılar | ve Türkler bulunmakta ve diğer pavyonlarda Yunan mamulât ve ı mahsulâtı — teşbir — edilmektedir. ı Buna nazaran denebilir ki bu se- | | | neki Selânik Sergisi beynelmilel olmaktan ziyade bir Yunan milli mallar sergisi halindedir. Sırplarla Macarlarm başlıba- gına birer pavyonu vardır. Fakat biz bir Yunan pavyonuna ; sığın- mıştık. Zaten bu şekilde iştirak | ettikten sonra fazla yer işgal ) etmiye de lüzüm yoktu. Türk — eşyası diye — teşhir | edilen — şeyler, beş on okka inhisar rakısı, birkaç düzine işle- meli terlik ve yastık ve o kadar da sigara, sigara ağızlığı ve tes- pihten ibaretti. | Sergi -ıçıldıgı zaman orada tesadüf — ettiğim — tamdık — bir Musevi ailesile pavyonları dola- ! şiyorduk. Nihayet eşyamızın teş- ! hir edildiği pavyona girdik. Mu- sevi Madam eşyamıza dikkatli dikkatli baktıktan sonra dudak- larını bükerek hayret ifade eden bir tavırlar “Neden bu böyle? dedi. “Halbuki geçen hafta İstanbul: dan gelen kuzinim Galatasarayda teşhir edilen yerli mallar sergisinin güzellik ve mebzuliyetini anlata anlata bitiremiyordu.. Ne yazık... Ben ise kuzinimin anlattığı gü- zellikleri göreceğim diye * sevini- yordum. M.adımı cevaben, yerli malla- mmız hakkında izabat verdikten sonra, —Türklerin bu iye resmen iştirak ulıındikl:ini, bu örülen eşyanın sureti Bususiye- âı birkaç müteşebbis urıfıırx» | teşbir edildiğini ıüyledııı. Tacirlerimizin şunu çok iyi anlaması lâzımdır ki Beynelmilel sergilere iştirak etmek demek hıyrım arifesinde Mahmutpaşada sergi kurmak demek değildir. Bu gibi urfüm ya adamakıllı dize edilmiş bir şıkılde İşti- ı z ve yahut bu sevda- dan vııınçıılîy'u. * İkinci patırdılı hâdise de Be- Söyledim amma neş'em de knh yazkulede olmuştur. Dün sabah (;,iltçlpvı Amele Firkasi Lideri 'apaanastasiya — Atinadan trenle Selâniğe lerek - Bel külede nı.nuıı': bülktüntüme cevap olarak siyasi bir nutuk irılljâmf'l' ll'hl'ının velce haberdar olan E:hç bin amele ve çiftçi, daha sabahtan Beyazkule meydanızı doldurmak- ta idL M. Pıpıanııtıııyn bir buçuk saat süren nut! saat on bir buçukta başlamı Amele lideri nutkunda hükü- meti şiddetle tenkit ederek Ve- nizelosu kanunu çiğniyen, key- fi harekâtile memleketi batıran bir diktatör olmakla itham et- tikter sonra kendilerinin iddir edildiği gibi biçbir. vakit komt- nistlikle uzaktan veya yakından alâkadar bulunmadıklarını, yegâne gayelerinin memlekette kammu hâkim kılmak olduğunu söylemiş- tir. M. Papaanastasiyu nutkunu irat ederken patırdı, gürültüden vvel bazı komik sahneler de ok muştur. ML Papaanastasiyu evvelce verdiği tauuklardan birisinde da- rükünun talebesini çeteci olarak tavsif etmişti. Darülfünunlular da bilmukabele bir beyanname neş- rederek bu beyanatr protesto et- mişler ve Papaanastasiyu'yu ordu aleyhtarı kuvvetsiz bir lider ol- makla ve komünistlikle ittiham etmişlerdi. Bu geçen vak'anın intikamını almak istiyen Darül- fünunlular Yunan milli ittihadı (Etniki Emosi Tiş Elâdos) Cemi- Ftı azalarından bazıları Müsyü apaanastasiyu — nutkunu — irat ederken tiyatre galonuna girerek nutkun en hararetli bir zama- nımda bir müddet gürültü, patırdı yaptıktan sonra pis koku neş- rıd;ı kımyevlıknııdddu ve ıkı; sırık tozu atarı ıkılqi&ht-ı istediler.. Muvaffak ta değil... Pis kokuları hıııdaılı— bir taraftan burunlarını kapıyor- lar, diğer taraftan salonu terke- diyorlardı. M. Papaanastasıyu da mendili elinde, hem akaırıyor ve hem de ahaliye "lnçnn;-ı. onların ka- fasını ezeceğiz.,, diye bağıştyor- du.. Bu manrera katı- larak gülmemesin imkâm yoktu.. Bu kokulu ve aksırıklı nutuktan sonra M. Papaanastasiyu salonu terkederken çiftçi ve amele fır- kası meb'u: Cermiya ve Eftimyadis ile Daşülfünunlu tale- be ve Yıman Milki İttihadı Ce- miyeti azaları arasında evvelâ dil ile başlıyan bir münakaşadan sonra — tokat- faslına — geçildi. Kendi meb'uslarınır dövüldüğünü gören çiftçi ve amele partisi taraftarları da işe karışınca ka- fası, gözü yarılanların adedi o nisbette fazlalaştı. Nihayet süvari jandarmaların araya girmesile arbe- deye nihayet çeridi. Pertev Ferit