4 Eylül var yiSk Te * TİMURLENK B PY Mubarriri : * * Timur, Nefis Kızı Derin Dçrin_Süzdü Timur, odanın içinde bir iki kere dolaştı, sakalını karıştırarak düşündü. Sonra Hocanın karşır sına geldi: — Ben, dedi, hemen yola çıkacağım, giderken evine uğra- mak, nişanlımı görmek isterim. Git, haber ver, hazırlansın, beni beklesin! Hızır Hoca, bilâihtiyar, yult- kundu. Hâkan hazretlerinin ce- | vabı öğrenmek için pusla gön- | derdikten, düğün için de karar verdikten sonra kızı görmiye kalkışmasınm — hayra — yoramadı. Gerçi kız, onunla yüzleştiği tak- dirde güler yüz göstermeyi tııh- hüt etmişti ve neler söyliyeceğini de bellemişti. Lâkin Timurun aş- kına mağlüp olarak birdenbire başka havalara kapılması, kızı alıp götürmek istemesi halinde vaziyet kötüleşecekti. Teve'ckülün böyle bir arzuya uyması, boyun iğmesi mümkün değildi, mutlaka densizleşecekti ve foyayı meyda- na vuracaktı. Zavall Hızir Hoca, bunları düşünmekle beraber “başüstüne,, demekten geri kalmadı, yine dokuz kere yere kapanarak Ti- murün buzurandan çıktı, düşüne düşüne eve geldi ve Hân hazret- lerinin fermanını tehliğ etti. Kız kurtulduğuna — kanaat — getirdiği yüzleşme felâketinin yeni baştan tekarrür ettiğini anlayınca elem- lendi, lâkin tahammül gösterdi. Hân hazretlerinin yola çıkmayı tasavvur eylemesi yine bir müjde demekti ve bir yolcu ile ayak Ustü üç dört kelime konuşuver- mekte büyük bir zahmet bulmu- yordu. Yalnız Hızır Hoca endişe içindeydi. O, Timurun umulmaz bir pot kırmasından korkuyordu ve kurdun kuzuyu sahibine ba- x savuşmasını — müsteb'at :'.'İ'n’,îd... Fakat Allaha tevekkül edip hâdiseyi kendi cereyanına bırakmaktan başka yapılacak bir gey yoktu. Ezelden alnına yazı- lan akıbet, ne yapılırsa yapılsın, tahakkuk edecekti. Ana, ailece kurulan plândan doğma ruhi bir emniyet içinde, kızını süslenmiye teşvik ediyordu. Hiç olmazsa o gün için her türlü tehlikenin uzaklaşmış vde uıYak:ıç— olduğuna kanidi. Yalnız ık.ı':ı:::ubiıu =n güzelleştirmek, 'SON POSTA GĞYT MAT AMADT MARAT Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazeteri İstanbul t Eski Zapliye Çatalçeşme sokağı 25-19 bul - 20203 stanbul - 761 İdare: 'Telefon: İsta Posta kutusu: Telgraf İstanbul! SONPOSTA eei rnde ei Di | ABONE FİATİ TÜRKİYE ECNEBİ 1400 Kr. 1 Sene 2700Kr 780 , 6 Ay 1400 , 400 , 3 » 800 ,, 180 , 1 » 300 , — Gelen evrak geri verilmez İlâbplardan — mes'üliyet alınmaz cevap İçin mektuplara (6) kuruşluk dul İlâvosi Vâzımdir. Adres değiştirilmesi (20) kuruştur. Gazetemizde çıka: ve yazların garetemize birar daha temiz bulundurmak istiyordu. Reddolunan bir izdivaç talibine karşı bu gibi itinalara, ihtimamlara — lüzum — var mıydı? Safdil kadın bunu düşünmüyordu. Tevekkülün saçlarını tarayıp örü- yordu, en iyi elbisesini giymesi için ısrar gösteriyordu. Kız, ma- nasız gördüğü bu didinmelere iliraz etmek istedikçe saffetli ana, çocuğunu okşıyarak felsefe savu- ruyordu : — Gök bile yağmur döküp yaprakların tozunu yıkıyor. Sen biçin ele, güne karşı temiz gö- Tünmiyesin. Yap, yakıştır; tak, takıştır ! Timur, adamlarile berabher, yol kıyafetinde konağa geldiği vakit onlar. bu keşmekeş içinde bulunuyorlardı. Hızır Hoca, yine kambur bezirgân kılığı taşıyan Hân Hazretlerini, uşakların gö- zünden uzaklaştırıp odaya gö- türdükten sonra icap eden hür- meti gösterdi. Secdelerini tekrar- ladı. Aksak Cihangir, yıllardan- beri milyonlarca insan tarafından gösterilegelen bu tazimkâr ha- reketlere, bu rükülara ve sücut- lara ehemmiyet vermeden sordu: — Küçük nerede ? — İçerde ! — Git, getir ! Hızır Hoca, koşarak ve fakat | hafakanlar geçirerek hareme gir- di, Tevekkül hanımı aldı, Timu- run huzuruna gelirdi. Onu kapı- dan içeri sokarken yalvarıyordu: — Aman kızım; uslu ol, aya- ğgim denk al, beni malamat etme, ocağıma incir diktirme. Herifi ürküdüp celâllendirme. O, kızla Hakan arasında ce- reyan edecek muhavereyi dinle- mek ve icap ederse söze karı- şarak herhangi bir münasebet- sizliğe mâni, olmak fikrinde idi. Lâkin Timur, Tevekkülün odaya girmesini müteakıp kendisine ka- piyi göslerdi: — Bizi yalnız bırak, küçüğe söliyeceklerim var! Bu etdir Hızır Hocayı ser- semlettiği gibi Tevekköl Hanımı da sendeletti. Hakan Hazretle- rile başbaşa kalmak, ikisinin de boşuna gitmiyordu. Haca, kızın densizlik yapmasından korkuyordu, Kız, bu halvetten nahoş - netice- ler sezinsiyordu. Fakat itaat et- | mek zaruri idi. İkisi de “hayır!,, demek kuüdretine ve — cüretine malik değillerdi. Binaenaleyh, Ho- ca, yer öpüp çıktı ve Tevekkül, gül dudaklarını ısırıp bir tarafa çekildi. Timur, nefis bir tablo seyreder gibi uzun bir lâhza Moğ.ı..'.'ş.d;t sonra yanma ve çok yakınıma so- kuldu. Yürüyüşünde ceylâna sü- zülen kaplan iştiyakı vardı. Ba- kışlarında çöl şehinşahlarının - hazla gururu - birleştiren - keskin şüleleri yanıyordu. O sokuluşla bu bakıştan yüreği bulanan Te- yekkül, ihtiyarsız, geri çekildi, ta içine girip saklanmak ister gibi olanca kuvvetile duvara da- yandı. Arkasında dibi görünmez bir uçurum bulunsa şevk - ile kendisini bırakacakltı. Lâkin bu imkânı bulamadı ve içinin raşele- rini rubsuz duvarın hissiz kuca- ğına dökmiye koyuldu. 3 ( Arkamsı — var) SON POSTA Amerikanın Cebine Bu Yüzden Senede 114 Milyon Dolâr Giriyor Harpten sonra, yani — Ameri- kan askerlerinin Avrupayı — ziya- retini müteakıp, Eski Dünyada bir sakız çiğnemek modasıdır başladı. Fakat hepimiz biliyoruz ki bu sakız, bizce malüm olan şekilde ve hoş kokulu olan cins- ten değildir.. Umumiyetle Üze- ri şeker tabakasile örtülü bir nevi İâstiktir ve küçüğümüzden büyüğümüze kadar buna ciklet diyoruz. Ciklet muştur ? Ciklet, kauçuk denilen -— -.> denin istihsal —edildiği Havea ağacı cinsinden bir ağaçtan istih- sal olunur. Bu, reçina gibi bu ağacın suyudur, En büyük yapı- cısı ve ihracatçısı Amerika ol- masına rağmen bu ağaç şimali Amerikada yetişmez, Meksikada ve merkezi Amerikada yetişir. Yeril Ve Muazzam Bir Sanayi On dokuzuacu asrın ortalarına doğru Meksikada maceraperest bir sergerde türemişti. Bu ada- min ismi Santa-Anna idi. Bir- takım — ihtilâl hareketleri tertip eden, gâh galip, kâh mağlüp düşen bu sergerde, nihayet Ce- nubi Amerika siyaset serserileri- nin hayallerinde besledikleri en Cikletin Keşfi De Çok Basit Bir nedir, nasıl bulun- büyük g ir ı| a sen SiT N M yaşına geldikten sonra suyu al- oldu. Sonra, talila fena bir sille- sini yedi, Şimali Amerikaya iltica etti. Bir müddet orada kaldı ve bir gün oterduğu pansiyonu terketti, — yeni ihtilâl ve kanlı maceralar yaratmak için mem- leketine döndü. Bu adam, Meksikaya gider- ken oturduğu pansiyon odasının çekmesinde yumşak ve garip bir madde unutmuştu. Ev gahibi olan Tomas Adam ismindeki Amerikalı * evvelâ bunu kauçuk — zamnetti, fabrikalara gösterdi, yüz bula- madı, — dişçilikte — kullanılabilir ümidile Tıp Fakültesine bap vurdu, oradan da ret cavabı aldı. Fakat Tomas Adam inatçı bir insandı. Eline geçen bir madde- nin behemehal bir şeye yarıya- cağıni biliyordu. Fakat neye? İşte bunu bulamıyordu. Nihayet aklına evin hizmetçi- sini istievap etmek geldi ve öyle yaptı. Bu suretle öğrendi ki Santa - Anna 'bu İstik gibi maddeyi küçük parçalar halinde kesiyor ve ağzında çiğmiyordu. Hatta bir gün Santa - Annanın dişlerini beyazlatmak — için bu maddeyi çiğnediğini söylediğini de öğrendi. Tomas Adam derbal kolları sıvadı. Meksikadan bir hayli mik- tar ciklet lâstiği getirtti, bunlara muayyen şekiller verdi, şekere batırdı ve pastacı dükânlarına nümüneler koydu. Halk, bu yeni ve şekerli sakıza öyle bir rağbet gösterdi ki birdenbire Amerikada yeni ve büyük bir sanayi türedi, Gerip Bir ağaç Amerika halkının gösterdiği bu rağbet — karşısında Adamın evinde tesis ettiği küçük atölye kâfi gelmedi, husul bir makine yaptırdı, atölyesini fabrika haline koydu ve işlerini müthiş surette büyüttü. Tomas | | | Fakat ciklet ticareti, zwne- | dildiği gibi öyle çabuk inkişaf edemedi. Çünkü halkın talebine kâfi derecede mukabele edile- Ciklet ağaçından sakız istihsail miyordu. Zira, bu lâstiği veren ağaç bir defa Meksika ve mer- kezi Amerika gibi ormanları he- nüz bakir mıntakalarda yetişiyor- du. Sonra bu ağaç, ancak 30 nabiliyordu. Ve bir defa bu su alındıktan sonra ikinci bir defa daha istifade edebilmek için ağacın altı sene dinlendirilmesi lâzun geliyordu. İster — istemez ciklet sanayli bu iptidai istihsal şeklini kabul etmiye mecbur oldu. Üç Büyük Kumpanya Tomas Adam kısa zamanda . Bartıhda Kıskançlık Yüzünden Kanlı! Bir Cinayet Oldu Bartın civarında Kozceğaz'da kıskançlık yüzünden feci bir ci- nayet olmuştur. Mahpuslardan Gölbucaklı Çolak Alinin Kezban isminde bir metresi vardır. Ali mahküm olduktan sonra bu ka- dın Köroğullarından Kemalle bir- likte yaşamağa başlamıştır. _Çu- lak Ali birkaç gün evvel ziraat sonu olması dolayısile muvakka- ten — hapishaneden çıkarılmıştı. Ali tahliyesinden üç gün sonra Kemale gitmiş ve Kemalle bir- likte rakı — içmiştir. Fakat bir müddet sonra Ali Kezbamn ya- nma çıkmak istemiştir. Kemal, Alinin bu arzusuna mâni olmuş ve Alinin üzerine ateş etmeğe | başlamıştır. Fakat Ali tek kolile Kemalin elinden tabancay: alma- ğa muvaffak olmuş ve Kemali göbeğinden vurarak öldürmüştür. Boluda Sünnet Düğünü Bolu ( Hususi ) — 30 Ağus- toğ Zafer Bayramı günü Halk Fırkası, köylü ve şehirliden mü- rekkep (60 ) kadar fakir çocuğu sünnet ettirmiştir. Gündüz ve gece muzika ve saz sünnet çocuklarını - eğlendir- miştir. . Elâzizde Bir Sergi Elâziz, (Hususi) — Şehrimizde hulunan Biçki ve Dikiş Yurdunun birinci tahsil devresi bitam bul- | muş ve bu münasebetle Yurtta vücuda getirilen eserlerden mü- rekkep bir sergi açılmşlır. Aluslaia milyarder olduktan sonra ciklet Tesadüf Eseridir sanayii için üç büyük kumpanya teşekkül etti. Bunlar Rayley, Biç Nat ve Amerikan Çikl kumpanya- larıdır. Bu müesseseler, kendilerine lâzım olan ciklet lâstiğini, tıpkı bizim tütün mübayaasında olduğu gibi birtakım eksperler ve me- murlar göndererek merkezi Ame- rikanın vahşilerinden satın alır- lar. Bunun haricinde, senenin altı ayı ihtilâlle geçen bu memleket- lerin hükümetlerile mukaveleye bağlanırlar. Bu suretle istihsalAt- larına lâzım olan maddeyi teda- rik edebilirler. Halkın arzularına | rağmen bu kumpanyaların hisse | senetleri borsaya kaydedilemez. Çünki merkezi Amerikada birkaç ay sonra vaziyetin ne renk ve şekil alacağını kimse bilmez. Maamafih cikletin. Amerikada nasıl büyük bir ticaret şeklini aldığını bil- dirmek için bu maddenin pera- kende satışından kumpanyaların kasalarıa senede 114 milyon dolâr girdiğini kaydetmek kafidir. Ciklet ticaretinin en kârlı ve sürümlü olduğu piyasa yalnız Ame- rika değildir. İngiltere, Almaya, Avustralya, Çin ve Japon piya- saları da bir hayli kâr veren membalardır. Fakat Amerikan kumpanyalarının en ziyade müş- külâta uğradığı piyasa Çin piya- susı olmuştur. Çünkü Çin balkı, cikleti âdi şeker zannile çiğne- yip, çiğneyip yutuyordu. Maama- fih bu sakızın en yüyük iyiliği şu olmüştür ki Amerika balkımı, eskidenberi edindiği fena bir âdetten kurtarmıştır. Bu âdet, tütün çiğnemektir. Cikletin tutmadığı başlıca pl- yasa Fransadır. Sındırgıda Bir Hafta İçinde İki Kız Kaçırıldı Sındırgı (Hususi) — Kazamız dahilinde bir hafta zarfında iki kız kaçırma hâdisesi olmuştur. Bi- risi Aslan dede köyünden bayram oğlu Mustafanın Fatma isminde- | ki kızıdır, ayni köyden merhum müftü Hazım Efendi oğlu Vehbi, köy muhtarı Naci Efendinin am- ca zadesi Hasan oğlu Mehmet, Mehmet oğlu Mehmet, kadı oğlu Ali Osman tarafından geceleyin kız dağa kaldırılmıştır. Diğeri de Eğridere köyünden İsmail kızı Fatına olup Karakya köyünden altı kişi tarafından gece basıla- rak dağa kaldırılmışlardır. Maz- nunların hepsi Jandarmalar tara- fından tevkif edilerek Adliyeye tevdi edilmiştir” Sıvasta Spor İşlerine Ciddi Bir Ehemmiyet Veriliyor Sıvas ( Hususi ) — Şehrimiz- de Halk Evinin spor şubesi yas kında ( Halkspaer ) unvanı altın- da faaliyet sabasına atılacaktır. | Diğer taraftan Belediye de ha- | rekete geçerek bir futbol sahası | yaptırmaktadır. Birkaç gün evvel şehrimize Tokat Spor Birliği DAabol — takim: geldi ve bizim oyuncula; maç yaptlar. N ücede S r(223) : | Maç (_—n"' | olda. — N. X.