Kurr” v <oayıa — Dünya Garibeleri En Güzel San'atkâr Kimdir ? Geçen hafta Fransanın Binan- kour stüdyolarında Mater Dolo- rosa adımı taşıyacak olan filmin ilk sahneleri çevrilmiş ve bu sah- neler hemen develope edilerek ertesi gün artistlere göslerilmiş ve en fazla muvaffak olan san'atkâr- | ların kimler olduğu sorulmuş, neti- cede görülmüş ki filmin en muvaf- fak san'atkârı Gabi Trikuet ismin- de dört yaşında bir kızcağızdır ve sahne vâzu bu kızcağızm şen kahkahaları ile acı feryatlarını tamamen zapla muvaffak olmuş- tüur, Temsili müteakıp bu hususta konuşuluyormuş, meşhur san'at- kârlardan Albel Zans: — Sinemada en tabi san'at- kârlar birinci derecede çocuk- lardır. İkinci derecede hayvanlar gelir, şöhretli artistlerin derece- leri üÜçüncülüktür. demiş! Lâtife addetmeyiniz, bu sözler hakikattir. Nasıl Yakalanmış! (İv Mirand) ın (İnci) isminde yaptığı bir filimde tiyatro müdü- rünün portresi çizilmiştir. Bu ti- yatra müdürü eserini kabul ede- ceği muharriri hususi odasına çağırır, kulağına iğilir! kat telif hakkınm ntsfini - husus! surette bana vermen şartile, der! Acaba bu suretle portresi çizilen tiyatro müdürü kimdir? Bir meslektaşımız merak ederek Poriste nekadar tiyatro varsa hepsine de birer mektup yazarak sormuş: Ç — Bu, kim olsa gerek? demiş! * Meslektaşımızın tek bir. ce- vap bile almadığını — söylersek hayret eder misiniz! İv Mirand tarafından yapılan Hoş ve eğlenceli bir sahnesi vardır: Bir serseri — hırsızlık etmek maksadile bir yatak odasına gir- miş fakat hafif bir tıkırdı işitince yatağın altına saklanmış: İçeriye giren adam evin sa- | hibidir. ve — biraz — yorgan olduğu için — derhal soyunarak yatağına girmiş ve uykusunun gelmesi için do bir sigara yaka- rak gazete okumıya başlamıştır. İşte filmin hoşa giden nok- | tat slgarasını bitiriyor ve izmaridi söndürerek yere alıyor. Karyo- lanın altındaki serseri izmaritçi- dir, itiyadına tebaan elini uzatarak sigara parçasını alıyor. Ev sahibi ise bu hareketi görüyor, he- men Frovolverini yakalayarak: — Çik bakalım dışarıya! di- ye bağırıyor. Bu sahne hayal mabhsulü de- ğgildir. — Filhakika — Fransızların meşhur - polis — müfettişlerinden Gişar'ın anlattığına göre muha- rebeden evvel azılı bir haydat tıpkı bu şekilde yakayı ele ver- miştir. Hesap Eğlence!eri Meşhur Profesör Langevin, ge- çenlerde Bordoda hesap eğlence- lerine dair bir konferans vermiş. İşte bu hususta Fransız gazete- lerinde gördüğümüz bir cümle: — Bütün bazırun zevkle ve hayretle dinliyorlardı. Fakat kon- feransın nihayetinde profesörün hesap eğlencelerinden bahseder- ken lokantaların hesap pusulala- rıma hiç temas etmediğini gö- rünce, itiraf edelim ki, sukutu “hayale uğradılar, HH Ev sahibi bir müddet sonra | Tudk- İtalye AT KP OA fU n Dostluğun Ağustos 13 — a Karşı Dolap Çevriliyor Parisli Eko dö Pari Gazetesinin Rados —Muhabiri Hayali Hikâyeler Anlatıyor Bir İtalyan Neferi Anadolu Kıyısına Dikkatle Bakıyormuş! Radosta hükümet konağı Pariste intişar eden (Echo de ! Paris) gazetesi, Rados adasına Rene Raulade isimli bir muhabir ! göndermiş. Bu muhabir, isminin ifşasına mezen olmadığı kaydiyle bir Ffaşist meb'usla mülâkatta bulunmuş. Fakat bu mülâkat 1924 senesinde vukua gelmiş. Mubabir, — şimdiki seyahatinden S ü | bilistifade bu hatırayı tazeliyor. 'iyesini oymyacağım, fa-s | O meb'us, vaktile muhabire diyesiymiş ki : *—M. Musolini adalar deni- zindeki 12 adayı İtalyan donan- ması için bir istinat noktası ve Şarktaki İtalyan siyaset ve har- sının bir Üssü ittihaz etmiştir. Bu suretle herhangi bir hüdiseden kolaylıkla istifade etmek ve me- selâ İzmir ve Antalya mıntakala- rının işgalini muhik göstermek işten bile değildir.,, 1924 te neşir ve Rene Rau- lade'ın son Rados seyahati mü- nasebetile tekrarlanan bu mülâ- kat haberi münasebetile (Ciar- | nale d' İtalia) gazetesi diyor kir *“1924 senesinden 1932 ağustosu- na kadar bir hayli köprünün a- tından bir hayli su geçmiştir. Fakat sekiz sene evvel güya | işittiği sözleri bu defa şaya- ni hayret bir sıhhatle hatırlamak zekâsını göstermiştir. Echo de Paris'nin muhabiri mahsusu, Radostaki “Büyük üs- tatlar, sarayının önünden geçi- yormuş. Bir nöbetçi İtalyan nefe- rini görmüş: neferin büyük bir dikkatle Anadolu sahillerine bak- tığını sezmiş. Muhabir, bu ihtisas ve ilham ile kendi kendine sor- muş: Acaba bu nöbetçi yeni ma- cera ve fütubat mı düşünüyor? “ Grnak d'ltlalia ,,, bu fıkra- yı kaydettikten — sonra Rades adasının geçmiş senelerde Fran- sız matbualtının birkaç defa dili- ne dolandığını, bu defaki neşri- yat ise, İsmet Paşanın İtalya'yı ziyareti — esnasındaki Fransız matbuat nümayişlerine bir zeyil teşkil ettiğine işaret eylemekte ve demektedir ki: * İtalya ile Türkiye arasında teşevvüş ve zorluklar çıkarmayı gaye bilen siyasi bir tezvir ve ı Radosta Muralirelas camll başka İtalya ile Türkiye arasında akt ve samimt! ve kuvvetli bir mabhiyeti haiz bulunan teşriki mesai itilâfnamesinin vaktinden evvel geçen mayısta beş sene müddetle bir dostluk muahede- sile yenilenerek daha kuvvetli hayatiyet temin olunduğunu söy- liyerek şu — mülâhazaları — ilâve ediyor: “Bu muahede, İtalya ile Tür- kiyenin bugünkü mütekabil vazi- yetleri hakkında yekdiğerine verdikleri teminat ve bundan doğan mütekabil menfaatler hak- kında besledikieri hürmetin bir ifadesidir. Bu muahede, gerek M. Mu- Rados Limanı solini, gerek İsmet Paşânın boş yere irat etmemiş oldukları nu- taklarının ihtiva ettiği samimi- yete dayanmaktadır. Burada ve bilmünasebe hatır- latalım ki Fransa kendi siyasi dostluklarına karşı ne derece muhabbetkâr ise İtalya da ken- di dostluklarına — ondan - aşağı kalmıyacak olan tabit bir ehem- miyet vermekten hali kalmıya- caktır. Bu muahede hakkında İtak- yanın beslediği bir diğer noktai nazar ise faal, intizamlı ve mü- emmen bir Türkiyenin vücudünü görmek istemektir. Ayni zamanda Türki ve — rejiminin ha uyıki?ı kııvıvıtiıîj ıılıçılıodıy:; bu — kuvvetin yakm — şarktaki sulh ve terakki cereyanı üzerinde müessir bulunduğu kanaatini bil- vesile teyittir. Türk - İtalyan itilâfı, iki mem- leket menfaatlerini biribirile telif etmekle beraber şarki Ege mın- takasile Balkanlarda mühim bir vuzuh ve istikrar âmilidir. El'an bazı muhitlerden yük- selen ihtiyatsızca sesler ve ora- larda çevrilen entrikalar Avrupa- nin en karışık ve tehlikeli bir mıntakasında Türk - İtalyan ar- laşmasile hasıl olan sükün, siyas! ve iktısadi semerelere karşı çev- rilmiş bir fena niyetler taarruzu- dur ki bu taarruzun ne derece abes bir teşebbüs olduğu gün gibi aşikârdır. l HARİCİ TELGRAFLAR l Almanyada Bir Mektep Düşmanı Berlin ( Hususi ) — Son za- | manlarda Berlinde birçak mektep ve pansiyonlar yanmıştır. Yan- gınların hep mekteplerde ve ta- lebe — pansiyonlarında — çıkması nazarı dikkati celbetmiş, fakat hâdisenin sebebi ve faili meçhul | kalmıştı. Nihayet zabıta Fredrik entrika ihdası teşebbüsleri karşı- | sındayız. Bu teşebbüsler abes ol- makla beraber bazı hakikatleri tazelenmiş bir. sıhhatle tebarüz ettirmek te Vâzımdır. “Türkiye ile italya bu nüma- yişlerin esasta çürük olduklarını bilirler. Bu noktadan mütekabil dostluklarına — halel gelmeksizin yakın şarkla tahakkukunu tekef- fül ettikleri siyasi vaziyete karşı yapılan bu suikastı endişe duy- maksızın temaşa edebilirler. ,, * Ciornale d' İtalia , bundan | Fredrik verdiği ifadede yüksek isminde bir adam yakalıyarak isticvap eltmiş, neticede bu esra- rengiz yangınların Fredrik tara- fından ika edildiği anlaşılmıştır. mekteplerden mezun olduğu hal- de işsiz kaldığını, bu sebeple mekteplere karşı düşman kesil- diğini itiraf etmiştir. Büyük Bir Yangın Paris, 11 (A. A.) — Bordo şehrinde geceleyin güzel kokular imalâthanesinde şiddetli bir yan- m çıkmıştır. Zarar ve hasar bir- faç milyonu bulmaktadır İrlânda Borcunu Vermiyor Londra, 12 (A.A.j) — Büyük Britanya hükümeti ile zuhur eden ihtilâftanberi İrlânda muhtar dev- letinin İngiltereye tesviye etme- miş — olduğu deynin — miktarı 1.761.000 — İngiliz lirasına baliğ olmaktadır. Bu miktardan 1.243.000 lirası senevi arazi taksitlerine ait olan borçtur. Havacılık Âleminde Londra, 12 (A.A.) — Siti Of Portsmut tayyaresi ile üçüncü de- fa olarak cihan havada kalma mukavemet rekorunu kırmak te- şebbsü ile havalanmış olan kadın tayyareci Mistres Brüs ile iki arkadaşı 50 saatten fazla bir müddet havada kaldıktan sonra dün saat 10 da Feliks Stov'da yere inmişlir. Kari Mektupları 'Mecidiye Köyünden Bir Mektup 7-4-032 tarih ve 1943 m- maralı kanuna istinaden Mecidiye köyünün karşı tarafında- şimdiye kadar boş duran ve kapanın elinde kalan arazii milliyeden bir kismına talip olduk. Bu talep köylü aleyhinedir, diye muame- lemiz durduruldu. Biz diyoruz ki: Bu köy halkı» nin kısmı azamı memurlar, şo- förler, ticaret ve san'at sahiple- rinden —mürekkeptir: Eğer bu memurlar, şoförler, ticaret ve san'at sahipleri, Medeni Kanu- nun köylü hakkında kabul ettiği hallere temas eden ahvale sahip iseler, o halde Erenköy, Kadı- köy, Arnavutköyde oturanların da bu kanun ahkâmından iş- tifade — etmeleri icap eder. Eğer Mecidiye köyü hakikt bir köy ve orada oturanlar va hakikaten köylü iseler acaba br sene kaç dönüm tarla ekilmiştir. Sorabilir miyim? — Zekeriya İşçilerin Bir Şikâyeti Bizler tütün amelesiyiz. İki a danberi Tütün İnhisar idırııinğ çalışmaktayız. Samsunda şimen- difer fabrikası ve diğer fabrika- lar amelelerine günde sekiz saat iş gördürdükleri halde biz İnhi- sar İdaresinin fabrikasında günde on buçuk saat çalışıyoruz. Sani- yen iki mektep ı,;ı:ıuğu yaşları müsait olmadığı de işe alın- mıştir. (Yirmi-dört imza) Sulanmıyan Bir Cadde 1-8-032 — tarihli — gazetenizde Konya muhabirinizin verdiği taf- silât arasında “caddeler günde iki defa sulanıyor,, kelimelerini görünce güldüm. Kendi kendime Konya daha ne istiyor, dedim. Sebebini sorarsanız, Antalya- nın en işlek caddesi olan men önü, bu sene yaz i beri şöyle ilâç için olsun bir defa bile sulanmadı.Diğer caddeler za- man zaman sulandığı halde burası niçin sulanmıyor? Buranın ahalisi tanzifat — parası — vermiyor mu? Tozun bol olduğunu da söylemiye lüzum gözmüyorum. Antalya: Fa, Muktedir Bir Genç Resimli makalenizde: “ İşsiz kalanlar, hiçbir işte dikiş tut- turamıyanlar, bir işi iyi bilmiyen- lerdir. Bilen adama her vakit ihtiyaç vardır,, diyorsunuz. Buna cevap veriyorum: İstanbul Terzi Mektebinden bu sene - birincilikle mezan ol- dum, Kadın işinde ihtisasım fazladır. Aynı zamanda orta- mektep mezunuyum, — İstenilen yerde çalışmıya talibim ve işimin adamıyım, fıiık iş bulamıyorum. Buna ne dersiniz? Ş Süleyman Fahri Bir Yazı Münasehetile Takriben bir hafta evvel bir gazetede Mecdi imzalı ve âciz ruhlu memur serlevhalı bir yazı intişar ettiğini işittim. Tetkikatı- ma göre, bu yazının metin nok- tai nazarından bir kıymeti yok- tur. Eskişehir muhabirinizden ge- lJecek tavzihnamem suretinin mü- taleasile hakikat tezahür ede- cektir. Beylikköprü İstasyon şefi: Cahit Sovyet Havacılığı Moskova (Hususi) — Burada *“ Kanat ,, isminde bir filim çev- rilmektedir. Bu filmin mevzuu Sovyetlerin hava kuvvetlerine ve Saovyet tayyareciliğinin kudretine ait safhalardan mürekkeptir.