aT DA bi W 'i A ADi KA D4 ei ABUĞĞ SON POSTA Ra ıp Paşa Abdulhamıdın Karşısında Buyuk Tehlikeler Atlatmıştı Eşkat Zekâsı Fi Tayıan - budadma Yetişiyordu Müuharriri X4 Her Hakkı Mahfuzdur sağğ — <« Veyahut.. Bir ecnebi Şirketine bir şimendifer imtiyazı verilecek değil mi?.. Şirket, Nafıa Nezarelile uzun uzadıya müza- kerata girişir, Şimendifer hattının beher kilometresine.. meselâ, se- nevli on bin frank teminat akçe- Si verilmesi kararlaştırılır. Sada- ret vasıtasile arzedilir... Teminat miktarı, (nezdi şehriyari) de çok görülür, Tenzilât icra ettirilmesi (irade) buyrulur. Yeniden mi- zakere başlar. Kilometre başına beş yüz frank indirilir. ( Efendimiz ) bunu da fazla bu- Tur. Artık ( bir frank daha bile indirilmesi — imkânı — olmadığı ) nafıa — nezaretinin — tezkeresin- de ve ( meclisi hası vü- kelâ —mazbatasında — kat'iyetle yazılmış olan bu iş, bana havale buyrulur. Şirketin vekilini cek bederim. —Evrakı — gösteririm. Hesaplar yaparım. Onu iknaa ça- lışırım. Bir hayli tenzilât icrasına muvaffak olurum. Buna mukabil de yüz bin lira kadar bir mü- kâfat alırım... Allah için söyleyi- niz... Ben müdahale etmemiş olsam, devlet her işte yüz bin- lerce lira ziyana girecek.. Cevat Bey, Ragıp Paşanın sözlerini, itirazla karşıladı: Ragıp Paşa derhal bu itiraz- ları rveddetti. Bu fikirleri kabul etmek istemedi. Aralarında bu yüzden mühimce bir münakaşa zuhura geldi. * Fakat.. Ragıp Paşanın günler geçtikçe Sarayda da rakipleri çoğalmıya başladı. Bilhassa (Arap İzzet ) saraya geldikten sonra » birçokları gibi - Ragıp Pş. nın da pabucu dama atıldı... Paşa, bundan memnundu. Ona, ne makam ve ne de memuriyet lâ- zımdı. O sadece, İşlelerinin yü- rümesini istiyordu, Artık gündüzleri şöylece bir sarayı dolaşıyor, bir iki saat ka- dar odasında oturuyor, ondan sonra, Beyoğlunda ( Rumelihanı ) nın altındaki yazıhanesine gidiyor. Tenha bir köşeye çekiliyor. Hay- dar Bey ismindeki zeki ve genç kâtibini karşısma alıyor. Mütema- diyen çalışıyor ve kazanıyordu. * Muazzam — servetine — rağmen Ragıp Paşa pek sade gezer, pek iptidai bir hayat yaşardı. Kıyafetine hiç itina etmezdi. Odasına girer girmez başından Fesini çıkarır, bir tarafa atar, çalışmıya başlardı. O esnada Hünkârdan haber gelirse, telâşla kalkar, ya bir kanepenin arkasın- da veyahut bir dosyanın altın- da toz toprak içinde kalmış olan fesini gelişigüzel başına ko- yar; redingotunu ilikler, (huzura) koşardı. Abdülhamit kaç defa — Ragıpl.. Bu ne hal.. Senin | kıyafetinden — alimallah — canım sıkılıyor. Diye tekdir etmiş.. ve kaç de- fa da esvapçı İlyas Beyi çağırarak: — Baksana şunun kıyafetine.. Bari benim feslerimden bir fes.. arkasına da giyecek bir şey ver. Diye lâtife etmiştir. Aile efradı biraz kalabalık ol- makla beraber, yaşayış tarzına göre, on, on beş odalı bir konak- tan veyahut sayfiyeden fazlasına lüzum görmiyeceği zannolunur- ken, Paşanın Bostancıda muaz- zam bir şato yaptırmağa başla- dığı şayi oldu. Şayia büyüdü. Nihayet saraya kadar aksetti. Abdülhamit, buna pek okadar ehemmiyet vermedi... Fakat bu | ı kuvvei azametli bina tamamen yapılıp | bittikten sonra bünkâra bir jur- nalla bir Ffotoğraf verildi: (Saraylarla rekabet eden bu bina, Almanya İmparatoruna sa- tılmak için yaptırılmıştır.| denildi. Abdülhamit, derhal binanın plâ- nını istedi. Tetkik etti. Bir hüküm- darın ikamet edebileceği şekilde gör:ıııedi Fakat Ragıp Paşa gibi asit yaşayışlı bir adamın gerek | nefsi ve gerek ailesinin rahatı için böyle külfetli bir bina yap- tırmasına da hiçbir mâna vere- medi... Paşayı çağırttı. Uzun uzun t:ıhlfîkat yapltı. Paşa, zekâsı ve harikulâde derecede bulunan iknaiyesi- sayesinde bu işten güçlükle yakasını kurtardı. Arkası var ) l HA TELGRAFLAR l Cüretkârane Bir Sefer Londra, 10 (A. A.) — Atlaş Okyanosu tayyarecilerinden Mol- lisson, bir deniz tayyaresi ile Dubline — gitmişti. Mumaileyh, Okyanosu her iki istikamette geçmek tasavvurundadır. Mumaileyhin zevcesi olan tay- yareci Amy Johnson, zevcinin Amerikaya müteveccihen hava- lanmasında hazır bulunmak üzere Dubline vâsıl olmuştur. Rusyanın En Büyük Tayyaresi Berlin, 10 (A.A.) — Sovyet- lerin sivil hava filolarının en bü- yük tayyaresi olan “Ant-14, yakımda Berline gelerek birkaç gün kalacaktır. Bu tayyare, bir- çok uçmalar yapacaktır. Tayyare, Moskova - Veladi- vüstok hattına tahsis olunacak- tır. 40 yolcu ve 6000 kilo yük taşıyabilmektedir. — Saatte — 180 kilometre süratle hareketini te- min eden 5 motörle mücehhezdir. $e Hüyem ğ 11 Ağustos Perşempe İstanbul — (1200 metre ) 18 gra- mofon, 19,3 alaturka koönsor, Vediz Riza ve ( t Hanımların iştirakile 20,5 gra- 21 alaturka konser YVildan Beyin ve Fikriye Ha- nımtn İi yrkeatra . Bükreş 4 metre ) 20 şarkı kon- Böri, 20,30 sı 21,15 konser. Belgrat ro) 21,90 gramo- fon könseri, 22 Laybah şehrinden nakil . Roma — ( ddti metre ) 291 gramofon, 21,90 ev kadımı için tavsiyeler, 21,80 Milanodan nakil. Prag 88 metre ) S0 şarkı kon- 4 piyano kon- e tiyatrosundan buk- isminde bir piyes. (ÖL7 metre ) 19 spor hak- kında ns, S1 kilise şarkıları, 22,40 di vaları. Peşte $0 metro ) 2040 Çiskos isminde bir piyes, 22,45 piyano kon- sorl , Varşova — ( 1411 motre ) 21 halif muşiki, £2,20 Vilnadan nakil, 29 dans havaları. Berlin — ( 1683 metre ) ZL orkes- tca, soura dana havalurı. üalar t ea Z Ruslar Bir Müsabaka Açtılar Roma, 10 A.A.) — İtalyadaki Sovyet heyeti, Sovyet Rusya ağır sanayi komiserliğinin iske- letini Rus fabrikaları tarafından inşa edilmekte olan traktör oto- mobillere tatbik edilecek Diesel motörlerinin yeni nümunelerinin ihdası için bir müsabaka N olduğunîx bilirmektedir. ROSZ İtalyan Başvekili Deniz Manevralarında Roma 10 (ALA) — M. Muso- liniyi ve Bahriye nazırını hamil olarak Gaepe limanından hareket eden Aurora ismindeki ge! pazar sabahı Amiral Burzagli'nin kumandası altında bulunan filoyu teşkil eden deniz kuvvetlerinin toplu bulunduğu Tratani limanına gelmiştir. Çin Kabinesinin İstifası Şanghay 10 ( A, A.) — M. almağı kabul etmediğinden tek- mil kabine istifa etmiştir. #a seeeasessAAAAAAAKAAAARA ASA LAELAAAA LA AA AAA ASA R AAA AA RADYO ; $ di ee rrarA SA LA BASERANAK VATAAAAR SÜ A DA RL z n ea İde : * * 12 Ağustos Cuma Istanbul 10,5 biri C 1200 metre ) 18 Gra- mofon, atarka kon et Hanımların 21 ikinel i ve Balkıa Bükreş Tans, (994 metre) 20,30 konlo- 20445 piyane ke ido) dan naklen dans ha Roma (441 motre) 20,15 gramo: “Yon, 21,46 Milâvodan k Prağ — ( 488 motre ) 20 Salzburg operasından naklen Oböron operası. Viyana — (B17 motra) 20 Salzburg opurasından naklen — Öberon - aporası, | 28,45 akşam konsori . Poşte — (530 metre) M Salzbüurgedun naklen Oboron oporası. Varşova — (14 matra) oporası . Berlin — ( 1635 motce ) 20 Oboron oporası. 20 Oberon | sebet üzerinde ehemmiyetle dur- Ağustos 1i En Kazançlı Meslek Hangisidir ? Gençlere San'atkâr Ol- malarını Tavsiye Ederim ketin en fazla ihtiyacı me ise ona göre meslek intihabı en pratik bir düşüncedir. Meselâ: Abdük- hamit zamanında elektrik mühen- disi, yahut bir otomobil makl- nisti olmak, şiir söylemek kadar faydası olmıyan — mesleklerden- di. Halbuki, buşün vaziyet de- ğişmiştir. . Mazhar Osman Bey meslek tavsiyesinde bulunurken meslekle ihtiyaç arasındaki kuvvetli müna- makta, bu hususta şayanı dikkat misaller göstermektedir. Nitekim diyor kit . “— Bu gün de avrupanın pek ince ihtısasları vardır ki, onlarda da adamımız olsun demek, o ada- mı bilâhare ekmeğini kazanmak için, başka bir işe atılmıya ta'- rik etmek demektir. Nitekim, bu zamana kadar, avrupada mimari tahsil edenlerin çoğu işi, — idari, siyasi — hükümet işlerine döktüler. Çünkü, umumi ihtiyaç onları takdir etmekten uzaktı. Nitekim, bugün labora- tuvar işleri değil bizde, batta Avrupanın birçok yerlerinde akim kalıyor. Belki, Avrupada, hiç ol- mazsa, ilmi bir feyiz görülüyor. Fakat, burada, tabil, daha iptidat bir haldedir. “Onun için bir gence memle- kette &n ziyade işe yarıyacak, aa » D Selânikte Dö gerek kendııuıı, gerek muhitini müstefit edecek bir meslek seç- mek en doğru bir iştir. Bundan maada günden güne teknik işlerin kıymeti, fikir mahsullerinden da- ha fazala rağbet gördüğü için gençlerin fikir mesleğinde bile ellerinin — kabiliyetli, — meziyetli olması şarttır. Çünki bugün, her yerde — gençlere — doğramacılık, terzilik, ayakkabıcılık ve saire öğretilmektedir. “Memleketimize ve diğer mem- leketlere hicret eden beyaz Rus- lardan — elinden iş gelenler, her yerde rağbet kazandı. Ulemanın yüzüne kimse bakmadı. Belki, fevkalâde kıymettar operatörleri Avrupanın büyük şehirlerinde iş bulabildi. Bizde, umumi harbin bidayetindenberi çabuk zengin olanlar daha ziyade komisyom- culuk ve ticaretle meşgul olan- lardır. Zaten her zaman san'at ticaret kadar kazanamarz. “Meselâ: Bir kundura yapan san'atkâr, hiçbir vakit, kundurayı camekânda teşhir eden ticaret« hane kadar o kunduradan müs- tefit olamaz. Fakat ben, tavsiye noktai nazarından, bir gence da- ima san'ati tavsiye ederim. Vakıâ san'atkâr çok kazanamaz; fakat kazancı emniyetlidir. Ortada ya- rattığı bir şey olduğu için, ken- disi bir haliktir.,, ört Mahküm Kurşuna Dizildi Bunlardan Biri Dokuz Kadıniın Canma Kıyan Bir Serirdir Selânik, 3 ( Husust ) — Çok | eskidenberi, daha komitecilerin faaliyet ve hareketo başladığı za- mandanberi idam hükümlerinin infazını görmiye alışmış - olan Selânik şehri çoktandır. Bu gibi hâdiselere bigâne kalmıştı. Bunun içindir ki dün infaz | edilen dört idam kararına şahit Wang Ching Wein istifasını geri | olan bu şehir, sanki bu gibi ha- diseleri yeni görüyor gibi şaşkın bir halde kaldı. Evet, dün dört kişi kurşuna dizilerek idam edildi. | Son Posta: Bu idam bavadisini birkaç gün evvel telgraf haberi olarak neş- | retmiştik). Bu dört idam kararının taallük ettiği hadiselerin biri içtimal, Üçü siyasidir. İçtimat cinayetlerin mahkümu Kulâksidis namındaki cani dokuz kadının katili olmakla“ Yunanistanın “Landrusu uavanını alan bir vah- şet timsalidir. Mahkemde bu | dokuz cinayetin yalnız üçü kat't delil ile sabit olmuş, diğer altısı | kanvnen isbat edilememiştir. Fa- | kat sabit olan üç cinayet “bu canavarı idama mahküm. ettir- m«©eğe bittabi kâfi gelmiştir. Bu adam bu üç cinayeti ken- di kanun! zevcelerine karşı irti- kâp etmiştir. İdam edilenlerin, diğer üçü- nün mahkümiyetleri siyast cinayet- ten doğmuştur.Bunlar Florina ha- valisinde faaliye icra eden Bulgar komitecilerine karşı — mücadele- de bulunan Teodor Çadefskiyi öldürmekle mahküm olmuşlardır. Bu mahkümlardan biri maktu- le ateş ederek yere sermiş, diğeri maktul yere düşer düş- Idam mahkümu Kulaksidis w < koşarak balta ile kafasını vücudundan ayırmış, Üçüncüsü de bu cinayet hâdisesini işlemek için diğer iki mahküma otuz bin drahmi vermiştir. Idam hükmü hapishane arka- sındaki sahada icra edilmiş ve mahkümlar dint telkinatta bulun- mak üzere getirilen papaz efen- dinin telkınılını dinlemekten iç ,tinap etmişlerdir. Zavallı gazeteciler! Her zaman ve her yerde herkesin taarruzuna hedef oluyorlar. Kurşuna dizilen kadın katili Kulaksidiş te ömrü- nün son iki üç dakikasını gazete- cilere sayıp sövmekle geçirmiş, gazeteciler mübalâğalı yazmış- larmış da kendisi de bu yüzden idam edılıyormuı. Gazeteciler şöyle imiş, — gazeteciler bByk imiş... Bu küfürlere ancak jan- darmaların kurşunu nihayet ver- miş oldu.