11 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

11 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Hanımefendi, — çocuğunuz ailenin hemen bötün unsarların- | dan birer parça almış, gözleri aygen sizinkiler, burun babasının- kinin ayni, saçlarının kıvırcıklığı teyzesini, yüzünün — toparlaklığı amcasını hatırlatıyor.. — Fakat sesi, biç birimizie- | kine benzemiyor'.. — Yamlıyorsunuz hanımefen- di; oda, telsiz telefon makine- | vİZİN sesinin aynı!.. Alışiyor Naci Bey yakışıklı, adamdı. Karısı Naciye Hanım da aksine vücudü — biçimsiz, çirkin bir kadındı. Naci Bey bir akşam eve geç gelmişti. Naciye Hanım kızdı: bağırdı, çağırdı. güzel — Sen benim yüzüme nasıl | bakabiliyorsun! Naci Bey içini çekti: — Ne yapmalı, insan zamanla her şeye alışıyor!.. Üyleyse Banka — Müdürü Oda kapısı vuruldu: — Buyranl.. Müdür başmıı kaldırmadı, işine devam ederek: — Bir Sandalye ahp oturun!.. Ziyaretçi, kendisine fazla iltifat gösterilmediğine biddetlerdi. — Bir kere bal meşhur tütün tüccarı Ahmet Necati!.. Müdür yine işine devamla: — Öyle ise iki sandalye alıp oturun!.. Rehin sandığı meşguldü.. Emniyet kişesinde memura |.. — Dün saatimi size olarak vermiştim.. — Evet!.. — Saatim nerededir.. — Kasada!.. — Lütfen çıkarır mısınz ?.. Dündenberi — kurulmadı bırakayım !.. rehin n AÇII Ü B n Ka TA — Kadınlar, erkakterden çox yüksektirler.. — Evet hakkınız var, bu va- | ziyette ben de vizi kendimden yüzü | kurup | — Birisinin bani hizli edeceğinize yanıma gelseniz! Geçen gün trar ha. Üç hanım bin — Otomobilimle yirml e:ılo'ın:uı'ı yıp:" lide bulmuyar m'ik:iayır. yalnır har kulüde bulduğum bir şey varaa a sizi karşımda sağ görme! ll.üzeğe Müzeleri n buraya san'atlerini ve W ten maksadı pının önünden *| bilai Belediye murunun — uzaki ni beklen “Mahkemede Hükim mazuuna: O6 dört ya gada — olduğunu — Karşıkl komşu me Çağıtın acanı, gözül daima pencerede |.. li Ççıkar 1 hizli takip otüğin — Sokak ortasında bağırıp çağırdın. mi 2 ” Tabli bağırın çağırdım. Evvelâ Beyotendi, diye bağırdım, sanva da - beni ©, diye Çağırdım. hissetilmn, AĞUSTOS BÜCEKLERİ Gece şn söytedi. Ağustos bücekleri.. Sevişmek vakti, dedi, Ağ stos böcekleri.. * Sevolitmle Holkola, Çıkmıştık hemen yola, Kandırdı bizi zorla Ağustas bücekleri.. * Olmaz, darken unuttu.. Sevgi bizi avuttu ; Konuşluk, tempo tuttu Ağustos böcekleri. * Herşey geçti hayhayla; Toplandılar alayla, Güldüler hahkahayfa Ağustos böcekleri.. * Bir çoban kaval çaldı; Mehiap rüyaya daldı.. Bu işe şaşıip ka'dı Ağustas bücekleri. — Bak bakalım yine Üyla ise kendi za Bi bon dmu. — Aman sakın dövmiye, (fllân kalkmıyasın f.. — Hayır canım, kendisine borçluyum. Gözü pencerede ise benim kapıdan çıktığımın farkına varıp yakama sarılmaz. | Dilenci kapıyı çaldı, hanım açtı. — Allah rizası için bir dilim ekimekt.. — Bekle, getiriyorum. — Fakat rica ederim çok kuru olmasın. İlk defa verdiği- nizi yedim, apandisit oldum; ikinci defa verdiğinizi yirken dişim kı- rildi, altın. kaplatmak — mecburi- yelinde kaldım.. Bari bu sefer acıyın. Yağma Yok Belediye mühendisleri, Hor- hor caddesini ölçüyorlardı. Yekta efendi pencereden ses- lendi,, — Evlâdım, sokağı niçin öl- çüyorsunuz? Ne yapacaksınız ?.. — Yeni bir cadde daha | açacağız!. ŞS ÇOR birdenbira geriya döndüm... uzaklan — takip | 5) Ça LOKANTADA ) — Garson bir domates dol- ması isteyeceğim amma, çok nan hiç kimseye yüzümü çe- virmem 7.. — Demek nankörsünüz !.. Eh Sahanon, bu yömlek beyazdi a kül reng yoksa aslindan mi kül renyiyd kül renyi olsaydı şimdi siyah simasi közimdi.. Merak Nâzım Bevi plâj- da gördüm, düşün- za dalmıştı. On 1 dakika oldu oldu, | çıkmadı. Yuvaş y vaş merak. etmiye bağlıyorum.. — Açacağımız cadde nereden geçecek ?. — Tam sizin evinizin olduğu yerden , Yekta efendi kızdı.. — Yağma yok, dedi, ben her yolcu geçişinde, inip kapıyi miı açacağım!.. Çocukluk Küçük Halüğa balası bir k otomobil aldı.. Otomobil n çok hoşuna gitti. Evirdi, Annesi sordur — Böyle dikkatle niçin bakı- yorsun Halük? Halük annesine döndü: — Çok hoşuma gitti anne.. Nasıl kırabilirim diye bakıyorum? Ote'de Otel sahibi ellerini oğuşturdu: — Vallahi beyefendi, oteli- mizde iki kısım oda vardır. Bir kısmının geceliği bir lira, diğer- lerinin iki İiradır. —Aralarında ne fark vardır?. — İki Hiralıklara tahlakursu dökeriz, Akfı başında bir tsan hayatta hlebir zaman mes'u- dum, dememiştir L. Bu kadar bedbin a'mal Evtenelim.. bak nasıl mes'.dum diyecekzin l.

Bu sayıdan diğer sayfalar: