2 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

2 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AZAR OLA HASAN |I BEY Pazar Olanın Açık Mektubu! Amer şehrine Mister Hec ca — Müttekld. Alicenap Efendim, Bundan birkaç gün gaz: len evvel | ge- bir Ajans| telgrafı herk mize gibi beni hayretler de bıraktı : Zevcenizle| birlikte — idare| ettiğiniz ak- kaliye mağaza- sının muhtelir nhımselerden alacağı olan 150 bin li gışlayıp bu koca servetin üstü bir bardak buzlu su içmiş Ne yı borçlularınıza ba- Bu ne cömertlik? ulüv- vücenap?... malümata borçları Telgrafın — verdiği göre hükümetlerin harp bahsinde bir türlü uyuşamadık- ları şu sırada, bu hareketinizle para canlısı hükümetlere bir ders vermek, dünya hesaplarının böyle umumi bir tesviyeye mutaç oldu- ğgünu onlara anlatmak - istemiş- BginiZ. şayanı tebcil | şüphesiz ki Hareketlerinizi bulanlardan biri de hi Fakat, para için gözünü oyan o kös bendenizim. biribirinin dinlemiş hükümetlere — verdiğiniz bu yüksek feragat dersinden ib- ret alacak hacı gözü var mı? Ne yalan söyliyeyim, yaptığınız fe- dakârlığın boşa gitmesini hiç İste- memekle beraber, ben kendi he- | veremi- sabıma buna ihtimal yorum. Maamafih bu hareketinizden yalnız hükümetler değil, bütün | alacaklılar ve bilhassa bu meyan- . da meslekdaşlarınız olan bakkal- lar da ibret almalıdırlar! İşi bu | derece genişlettikten sonra ben de biraz nikbinleşiyor. “ olmaz olmaz deme olmaz, olmaz olb- maz! , Diyerek kendi şahsıma ait birtakım tatlı hayallare ka- pıhyorum.. Olur a... bu haberi benim gibi | bizim mahalle bakkalı da okuyor. Gösterdiğiniz bu ulüvvü cenap onun o nasırlanmış kalbinde ani | Onda Da Buhran! No dersin Hasan Bey Şu buhrandan hiç Komşu kurtul Kuşçulük bir esnaf muyor ta — bile varımış. otuz altına satılan bir. bülbh imdi on beş kâğıt bile vermiyorlarmnış.. Pazar — Ola Bülbüllerin pura Komşu — Yine Dilsizler ve Sağırlar Cemiye- tinde gürültülü münakaşalar, bahaseler olmuş... biçim sağırlık ?.. Ne dersin Hasan Bey 7.. Pazar Ola — Ne diyeceğim birader... Kıyamet alâmeti derim l. kerin tok bir rinde «büll limesine ettin mi hiç ! Komşu — Hasan Bey, öldüğüm zaman bizim mezbele halindeki mezarlıklara gömülmiye bir Hirlü gönlüm kali cimuyar. Bele dilerim Belediye bu mezarlığı ye İstanbul taralında asri blr mezarlık yapacakmış. yapıp bltirmeden evvel canımı almasın ! Allahtan Pazar Ola — A birader, öyle diyeceğine şunu açıkça “ Kıyamete kadar dünyada kazık kakmak istilyorum ! ,, desene l.. Avrupa Güzeli KERIMAN HANIMA bir hilâl gibi şarkta arttın, ey yosma ürk inde ü ağartlın, ey yosma Türk * kese pes de Otuz iki m..!eıe "c den enfesi,, De e hayretle yesi dedirdin! müzü ağartlır ey yos nasıl birinci geldin? ma Türk güzelil y ımn_ld güzeli! Bu seç Yüzünü, € Hüsaünün k Kt | — Yüzümü irdin! dirdin! Ne olurdu... Kayınbaban Dünya bu.. olacak mesut adam ben olsam! ismini bütün cihana saldı.. bayrete daldı! apışıp kaldı! ü ağartlın, ey yosma Türk güzeli! Seni babandan çalsamı.. um olsa da seni oğluma alsam! arllın, ey yosma Türk güzeli! P. O. Hasan B. : l yapıyor. O da tıpkı sizin gibi kasketini öne eğerek şöyle bir mütalea yürütüyor: — Mahalleliden şu kadar lira Bunlardan bir ço- gu borcunu veremiyor. Bunlar hep tanıdığım insanlar... Hepsinin kesesine ne girip çıktığını ken- dileri kadar bil Zavallılar olsa fakat alacağım var, orum. paraları verecekler yok... Bu gidişle olacğı da yok ... Onun için gel şu büyüklük bende kalsın... Eski defterleri kapayıp şunları borçtan azat edeyiml,. Zaman olur ki hayali cihan değerl, Fakat hayır alicenap bakkal!.. Dünyada şimdiye kadar, senin yaptıgğımı yapan kaç bakkal çık- mış ki ben bu derece ulvi bir müzakereler, mü- Bu ne biçim dilsizlik, ne hareketi bizim mahall lekdaşınızdan ı.ıkıı,ıı,..e)..—.ı Benim anladığım, sizin müşteriler çaldı! İşte tali diye buna derler! Borçlarını bağışladığınız — ye- tişmiyormuş — gibi üstelik: “Bu tarzı hareketin tarafımnızdan tas- vip edileceğini - Umit söylüyor, — işlerinin iyi yolunda üstelik bir de duada bulunursunuz.., ettiğinizi gitmesi hayırlı Aman yarabbi... lecek — bir Heunuml... Siz eli öpü- adamsınız, — Mister Takdirkârmız Pazar Ola —.. r | - | reliyorum... İzah ! Bir komşudan bahsediliyor: — Karısı ile düima kanlı bı- çaklı.. — bulsalar gözlerini oyacaklar, biribirilerinin — Demek ikisi de biril den memnun degil... — kkisi de... — Ohalde ne diye yorlar ? boşanmı- Kimse buna cevap bulamadı. Hasan) Bey şu yolda izah etti: — İkisi de biliyorlar ki, kim daha evvel mahkemeye müracaat meseleyi ederse ötekinin * ekmeğine yağ sürecek.. Bu da hiçbirinin işine gelmediği için ayrılamıyorlar!, / Eziyet Mi.? Pazar Ola deniz kıyısında elin- de olta, balık tutuyordu. Oradan geçen bir ahbap sordu: — Hayır ola Hasan Balık mu tutüyorsun ? — Ne münasebet, birader... — Peki elindeki nedir? Olta.. Oltanın ucunda ne var? İğne... İğnenin ucunda ne var? Solucan... — Demek ki balık sun! — Hayır solucana yüzme öğ- tutuyur- — Aman birader, hiç solu- can yüzme öğrenir mi? Sen ba- hk tutuyorsun? Pazar Ola güldü. — Be adam... Mademki bunu biliyorson, bana eziyet diye mi soruyorsun!.. olsun Komşu — Bizim kerimeye talip olan delikanlı « Bana öyle geliyar ki, aptal rolü tuhaf bir geni yapıyor gibi Hasan Bey — Pek bilmem amma... rol yapmıyor gibi geliyor |.. Bey... | Ne Olur, Ne Olmaz! Hasan Beyin ölümlük kalımlık lira bir parası Pazar Ola hırsız, yangın mese- lelerini düşünerek bu parayı bir bankaya - yatırdı. z Aradan birkaç gün geçince Pazar Olanın acı acı pa- vardı. rası aklına geldi. Derhal soluğu bankada aldı. Vez- nedara: — Beş yüz li- ramı geri verin... Dedi, — Hepsini mi alacaksınız? — Elbet hepsini... — İsterseniz Tirası dursun birkaç da hetap kapanmasın.. — Olmaz... Veznedar bu ısrar karşısında beş yüz lirayı sayıp önüne koy- du. Pazar Ola parasını - sayıp tastamam bulunca veznedara İa- de ederek: — Âla... Dedi,. Param tamam | duruyor mu diye merak etmiş- tim de.. Madem ki tamammış, dursun !... Pazar Ola Şahit Pazar Ola, komşularından bir | karı kocanın muhakemesinde şa- hit olarak dinleniyordu. Hâkim sordu: — Siz bu zevç ile zevcenin kavgaların da şahit oldunuz mu? — Oldum, Reis Bey... — Ne zaman ? — Evlendikleri zaman... İzdi- vaçlarında şahittim ! Bilâkis... Pazar Ola tanıdıklarından birine zengin bir izdivaç teklif etti. Öteki şüphe ederek sordu: — Kimbilir ne yüzüne bakıl- maz şeydir! — Bilâkis güzel... — O halde mutlaka bir ba- cağı ötekinden daha kısadır... Pazar Ola ona da bir kulp buldu.. — Kat'iyyen... Hatta bir b | cağı ötekinden epey uzun bil yord misafiri olan Pa> zar Ola Bu haber br ksederse Nedon cak? dedi. kucın ola- Bizim küçük a ha gittimi, n sonra yarsi — yaramaza bebok - beğendir!

Bu sayıdan diğer sayfalar: