_mıo Sayfa ÇANAKKALE SON POSTA İngiltere Hükümeti tarafından Gaz! HEz. ne hediyo edilen eserin teretimesi. Ağustos 1 Asya Aleıylîin;e Muazzam İttifgk Hazırlığı Sol Cenahtaki Vaziyet, Arazi Vaziyeti Zengin Bir Alman Sanayicisi, Alman- Müsait Değildi Dolayısile İkinci Australya — alayı ku- mandanı Kolonel M'Cay sabah aat altıda sahile çıkmıştı. İlk buluştuğu adam Kolonel Mac Lagan oldu. Ondan, sağ cenahın tehlikede olduğunu ve her an çevrilmek tehlikesine maruz bu- lunduğunu, sol cenahin az çok emniyette olduğunu — öğrenince, alayını sağ cenaha koymıya mu- vafakat etti. İki alay kumandanı 400 ra- kımlı tepeye hareket ettiler. Mac Lagan tepenin şimal ucuna, M'cay da bilâhare onun ismile anılan te- | peye çıktlı ve karargâhı orada tesise karar verdi. Bu noktadan alayın kullanılacağı sahayı tet- kik etti ve ihraç — noktasının sağ cenahını korumak için Bolton silsilesi denilen yeri tutmak zimgeldiğine kani oldu. Orada bulunan birkaç askerin derhal takviyesini emretti. Sonra ikinci ve üçüncü alay- lar arasındaki hattı fasılın 400 rakımlı tepeden Şark ve Garba uzanan hat olması tekarrür etti. Artık sabah saat yediyi bul- muştu. Güneş yükselmişti. Mü- kemmel bir bahar günü başla- mıştı. Şurada burada ufak tefek | silâh sesinden maada ikinci sil- | siledeki mukavemet — tamamen durmuştu. — Avustralya — kıtaatı ilk — tepeleri İşgal etmiş bu- lunuyorlardı. Birkaç küçük müf- reze de garp sıra tepelerinin garp kısmına kadar varmışlardı. Bilhassa mülâzim Loutit, Boğazın sakin sularını görecek kadar ileri gilmişli. Fakat bu kıtaatın, arkadan yeni kuvvetlerle takviye edilme- dikçe, daha ileri gitmelerine im- kân yoktu ve sahanın manialı olması — hasebile, bu takviye kıtaatının da süratle yetişmesi mümkün görünmüyordu. Askerleri çıkaran mavna ve — motörlerin akıntıya kapılarak ihraç nokta- larından aşağı düşmeleri, bütün plânı altüst etmişti. Bu yüzden birçok zaman kaybolmuş, şimdi- de tepeleri tutan kıtaatın elinde bulunan fırsattan istifade imkânı kalmamıştı. Kolonel Mac Lagan 400 ra- kımlı tepeye vardığı zaman garp tarafında kendi efradının dağınık ve biribirinden uzak parçalar halinde şuraya, buraya yayıldığını vo şark tarafında pek az nefer bulunduğunu — gördü. Çalılıklar ve uçurumlar taburun bütün inti- zamını bozmuştu. Bu şerait dahilinde top sıra tepelere kadar ilerlendiğinin far- kına varmıyarak, askerin budağı- nık vaziyetinde kendisine tahsis edilen cepheyi işgal etlmeği teh- likeli buldu ve birinci sıra tepe- lerde kalarak tesettür — vazife- sini görmeği tercih etti, ayni zamanda 400 rakımlı tepenin sağ kenarının da — siperlerle takviye edilmesini emretti. Tepenin şark kenarında bulunan kıtaat ta si- perler kazılıncaya kadar bulun- duğu yerde — tarassut — vazifesi görecekti. Yine saat yedide s0l cenah- taki vaziyet, arazinin manialı ol- masına binaen, daha müsait de- #ilAi huvarla da ilardaki Lıtaata vak. lâ- | Anzak ve Arıburnu sahlli tile takviye kuvveti yetiştirmemek ayni derecede tehlikeli idi. Rus- sel tepesi denilen yerde bulunan kıtaat 3 üncü alayın dört fırkaya mensup darmadağınık efradından mürekkepti. Bunların — zabitleri arasındaki telefat fazla idi. Bu efradın bir kısmı hayli ileri gitmiş- lerdi. Fakat plânin bozulması yü- zünden bütün kıtaat o kadar dar- madağınık bir halde bulunuyor- lardı ki, takviye kıtaatı gelmedik- çe vaziyeti düzeltmek mümkün değildi. Bu sebepten burada da kıymetli zamanlar kaybediliyordu. * Birinci ve ikinci alayları Şetis ren nakliye vapurları sahile tam saatinde varmışlardı. Fakat kıtaatın sahile çıkarı- ması güç oluyordu. Sahilin Türk- ler tarafında ateş altına alınma- sı gittikçe kuvvetleniyordu. Her ne kadar Bacchante zırhlısı Ka- batepeye yakın bir — mesafede duruyor ve Türk mevzilerini ta- Ş;Yahı l-iayi%.i Bir Rekor rıyor idise de, susturmıya muvaf- fak olamıyordu. Yine bu sebeple sol cenahta Galeka vapurundan asker ihracı meş'um bir akıbete uğradı. 6 ıncı ve 7 inci alaylar efradını getiren bu vapur, 3 üncü alayın sol ta- rafına çıkacaktı. Sahile 4,45 te varmış, geminin kaptanı burnunun şimaline doğru çeki- lerek - sahilden 600 metre ka- dar uzakta demir atmıştı. Burada bir müddet askerleri karaya çe karmak için beyhude yere emir bekledi. Emir gelmeyince, bura- da açıkta uzun müddet beklemek te mümkün olmayınca, geminin kendi kayıklarile askerlerini çı- karmıya karar - verdi. altı sandala yedinci fırkanın bir bölüğü bindirildi. Bunlardan dördü sahildeki kı- taatın sol cenahiını tutmak mak- sadile balıkçı kulübesine doğru ilerledi. ( Arkamı var ) nnn Bir İngiliz Yıldızı 159 İzdivaç Mektubu Almış Burada gördüğünüz — resim İngiliz tiyatro yıldızlarından Mis Berta Rikardo'dur. Son günlerde İngilterede —bu —güzel — kızın ismi etrafında bir yığın de- dikodu dolaşmıya başlamıştır. Şayialardan birisi, Mis Berta- nın İngiltere Veliahti Prens Dö Gal ile evlenmek üzere olduğu- dur. Rivayete göre Prens Dö Gal bu kızın danslarını çok sev- miş ve gönlünü kaptırmıştır. Fakat bu xivayet tekzip edil- miştir. Diğer bir rivayete göre de Mis Berta Amerika milyarderle- rinden birisinden son günlerde izdivaç teklifine ait bir mektup almıştır. Fakat milyarder Mis Bertaya nazaran Üç misli yaşlıdır. Tabüdir ki, güzel İngiliz kızı, Amerika milyarderinin teklifini reddetmiştir. Şunu da kaydede- lim ki, Mis Berta Londranın meşhur Savay tiyatrosunda her gece binlerce perestişkârı — tara- fından alkışlanmaktadır. Bugün İngilterede tiyatro yıl- dıları arasında en fazla para ka- zanan yıldız işte burada resmini gördügünüz güzel Mis Bertadır. Bu güzel kız elyevm yirmi Ka ussndadlır. Bucüne kadar D a Arı- | | imzalamaz, İndirilen | Paris 12 ( Hususi ) — Harp sonu — Almanyasında, Fransaya karşı büyük bir düşmanlık hissi- nin hâsıl olduğu muhakkaktır. Bu hissin tesiriledir ki, Avrupa ve dünya sulhü, zaman, zaman tehdide ve tehlikeye uğruyor. Son zaman da, bütün Alman nüfusu- nun yarısını kazanan Hitler, Ak man vicdanında Fransızlığa karşı hâsıl olan aksülâmelin bir ifade- sinden başka birşey değildir. Maamafih Almanyada Fran- sızlığa karşı beslenen şiddetli husumete rağmen Fransızlarla anlaşmak istiyen mühim bir cere- yanda vardır. Birçok resmi me- hafilin de tasvibini kazanan bu temayülün başında, Almanyanın en zengin adamlarından biri ol- makla maruf M. Rehberg bu- lunmaktadır. M. Rehberg, 1926 da Fransız- larla çelik ve potas kartelleri mü- zakeresini yapan ve esaslı bir itilâf elde eden maruf bir sima- dir. Bu zengin Almanı Fransa ile anlaşmıya sevkeden iki mühim amil vardır: 1 — Asya piyasasının hergün bir parça daha Avrupanın elin- den çıkması; 2 — Komünizm tehlikesi, M. Rehberg, bu iki endişenin verdiği gayret neticesi olarak Fransızlarla mevzubahs ettiğimiz iki büyük sanayi itilâfım imzalar her iki memleketi esaslı bir anlaşmıya sevketmek için bir Alman - Fransız askerl ittifak projesi — vücuda getirmiş | ve Alman hükümetinin de mu- vafakatile —bu projeyi Fransız- lara teklif etmiştir. M. Rehberg, ilk evvel Puvan- kareye müracaat etmiş, ozaman henüz sağ bulunan Mareşal Foş için bir tavsiyename almış, Foş ile görüşmüş, proje Üüzerinde iki taraf mutabık - kalmışlardır. Bu projenin üç esaslı maddesi şunlardır. 1 — «Bir üçüncü devletin tecavü- züne karşı Almanya ile Fransa, Avs rupadaki hudutlarının — tamamiyetini mütekabilon tauhhüt oderler.>» g sAlman ve Pransız - orduları- nın miktarı hakkında nisbeti ka- bul edilmiştir. Yanl PFraansız ordusu 500 bin kişiyi bulduğu takdirde Alman ordusu 300Obin kişiye iblâğ odilecektir.» 3 — <Alman ve Fransiz jenerallo- rinden mürökkep, müşterek bir Ali kumacda heyeti vücuda getirilecek ve bu hoyetler yine mütekabilen iki | | orduyu İstedikleri zaman teftiş edebi- Mis Berta kendisine teklif edilen izdivaçlar şayanı hayret bir rekor - teşkil etmektedir. Çünki güzel yıldıza şimdiye kadar tamam yüz elli dokuz defa izdivaç teklif edilmiş, fakat güzel kız bunların hepsini reddetmiştir. Evlenmek için ken- disine en muvafık bir hayat ar- kadaşı bulmak azminde olduğunu sövlemektedir. leceklerdir.» Bu proje üzerinde mutabakat hâsıl olur olmaz M. Rehberg, Alman erkânı harbiyesi namına kendisine terfik edilen — Jeneral Fon Lippe ile birlikte o zaman- ki Hariciye Nazırı M. Bryan ve Harbiye Nazırı M. Penlöve | ile görüşmüşler, sonra her ne- dense, proje suya düşmüştür. Almanlar, projenin akametini Fransızların - isteksizliğine ve İn- gilizlerden çekinmelerine atfedi- yorlar. Bu takdirde ve arzu edecek olursa, İngilterenin de bu ittifaka dahil olabileceğini ileri sürüyor- lar. Fon Papen hükümetinin ikti- dar mevkiine gelmesi üzerine M. Rehberg kendisile temasa geçmi larla Fransızların Anlaşmasına Çalışıyor M. Rehberg ve mühmel kalan projenin tahak- kuk ettirilmsi için yardımını is- temiştir. Fon Papenin bu hususta ne cevap verdiği malüm değilse de Fransızlar, bu cevabın müspet olabileceğini zannetmiyorlar. Çün- ki Fransanın arkasında Lehistan ile küçük itilâf devletleri vardır. Böyle bir askeri ittifak akte- dilecek olursa, Almanya, Lehis- tanın Dancigten vazgeçmesini is- tiyecek ve küçük itilâfın da, bilâ kaydü şart yeni zümrenin emrl altında bulunmasını talep edecek- tir. İşte bundan dolayı Fransızlar, M. Rehberg'in projesini başar- mak kabiliyetinden mahrum ad- dediyorlar. ——— Bir Facia Vurulan_B.i;- Kartalın Pençesinde Bir Çocuk Bulundu Bükreş, 31 ( Husust ) — Tran- silvanyanın Blej kasabası civa- rında avcılar tarafından büyük bir kartal avlanmıştır. Kanatiarının uzunluğu 3,60 metreyi bulan kuşun pençeleri arasında dört aylık bir çocuk cesedi vardı. Kuşun düş- mesile beraber çocuk ta yera çarparak ölmüştü. Mahfaza İçinde Çıplak Bir Kalp Fransanın büyük devlet adamı Mösyö Puvankare ile elli arkadaşı hükümete müracaat ederek (Gam- betta) nın ölümünün ellinci yıldö- nümünün tesidini teklif etmiş- lerdir. 1870 muharebesinde ve Fran- sız cümhuriyetinin tesisinde en büyük rolü oynamış olan (Gam- beta) (Kahar) da doğmuş (Paris) te yaşamış, (Nis) te — ölmüştü. Oturduğu köşk son zamanlara gelinceye kadar bir ziyaretgühtır, | zira ( Gambetta ) öldüğü zaman kalbi cesedinden çıkarılmış, bir cam mahfaza içine alınmış, köş- künün salonunda — saklanmıştı. Fakat bilâhare bu kalp köşk- ten alındı, — Fransızların büyük adamlarına mezar hizmetini gö- ren (Pantteon ) a götürüldü,