i Bt öşe | Memleket Manzaraları Bursanın Yapacakları Bursa ( Hususi ) — Bazı memleketlerde hükümete —men- sup binalar ile — mektepler ve hastahaneler — diğer binalardan başka türlü yapıldığı için derhal seçilirler. Bursada da Belediye dairesi bütün memleketteki bi- nalardan — başka türlüdür. Ha- riç — duvarlarının iskeleti meşe direklerinden yapılmıştır. Araları harç ve tuğla ile doldurulmuştur. Bu tuğla eskiden kalma kale ve hisar harabelerinde tesadüf edilen kırmızı yassı cinstendir. Duvar- lara ayrıca sıva vurulmadığı için uzaktan Belediye dairesi kırmızı ve beyaz yollu görünmektedir. Bursa evlerinin ekserisi çi- mento — ve demiri — lanımar- lar. Ahşap ve bağdadidir. Ye- ni yapılanlar bile boyanmadığı için birkaç senede rengini at- makta ve heyeti umumiyesi şeh- rin simasına bir eskilik ve ihti- yarlık vermektedir. Demir ve çimento sanki bir servet ve lüks eseridir. Yerli halk az rağbet gösteriyor. Mektepler, resmi müessesat ve fabrikalar ve bazı hususi evlerden ve eser- lerden başka bütün Bursa tah- tadan yapılmıştır. Bursada ahşap inşaatını menet- mek Belediye için henüz mümkün olmamıştır. Hoş; Bursadaki inşa- at ta İstanbulun Taksim meydanı gibi değil yal Yanan yerlerde bile yeni yapılara tesadüf edi-- | mez. Yalnız yolumuzun üzerinde Çekirge ilkmektebine bir kat ilâve ediliyordu. Bittabi ahşap. Mektebin başmuellimi bir gün, bir katın yapılmasile fazlalaşacak çocukların teneffüsüne Jâzım olan bahçeyi anlattı. Çocuklar komşu camlin Aavlusunda mezar - taşları arasında teneffüs ediyorlarmış. Mektebin arkasındaki arsa Abbas Halim Paşaya ait imiş. Bunun mektebe teberruu en büyük bir nimet olurmuş dedi. Belediye plân dahilinde kâr- gir inşaatı teşvik, ahşap inşaatı menetmelidir. Bursa belediyesi henüz umumi mezarlık işini de halletmemiştir. Vakıâ şehir içine gömmek yoktur amma gömülen yerler de mazbut olmadığı gibi şehirden de uzak dc:ildir. Bilhassa şehir içinde es- kiden — kalan — gayrimuntazam mezarlar ile Pınarbaşı ve Hisar civarındaki mezarlık çok perişan- dır. Belediye şehre intizam ver- mek noktasından bunlarla alâ- kadar olmıya mecburdur. Şehrin bir iki caddesinden maada hemen hepsi şosedir. Kü- çük bir Arıza — büyük bir rahne açıyor. Toz ve Toprak başlıyor. Yalovadan gelen, Mu- ya, Orhaneli ve sair ka- sabalardan Bursaya giren ve şehrin içinde mütemadiyen çalı- şan otobüsler şoselerin rahnedar olmasına başlıca amildirler. Bo- zulan yollardan çıkan toz ve topraklar yükselerek eşhası ve eşyayı kirletiyor, şehre eski bir manzara veriyor. Bursa taş ve su memleketidir. Uludağın granitleri şehri döşiye- bilir. Suları sokakları sulıyabilir. Vakiâ inişli yokuşlu yollar- dan basit arabalarla granit taş- larını getirmek ve şehre döşe- mek belki biraz güçtür ve paraya mütevakkıftır. Fakat bir iki mo- torlu sulama makinesile seri ve mebzul olarak sokakları sulamak mümkündür. Bursa Belediyesi muhakkak ki hüsnü viyetle çalışıyor. Karşı- laştığı müşküller de çoktur. Baş- hcası parasızlıktır. İBundan başka şehrin tarihi Abidelerinin çok- luğu da Bursaya sun'i güzellik -— Adanada Yeni Fabrikalar Çukurovada Bu—gün İki Yüzden Adana (Hu- susi) — Öyle tah- min ediyorum ki, Adanamızı - yal- nız. kitaplardan okuyanlar veya birkaç seneden- beri buraya gel- miyenler — bizim memleketi yalnız bir ziraat mem- leketi zanneder- ler. Fakat derhal ilâve edeyim ki, Adanamız bugün bir fabrika bel- desi olmuştur. Ziraat ve sebze sahasındaki şöhreti devam etmek- le beraber, fabrika adedi de gün- den güne çoğalmaktadır. Bugün için burada irili, ufaklı iki yüz kadar fabrika mevcuttur. Bu miktarın içinde dökümhane- ler de dahildir. Bu fabrikalarda bez, kumaş, iplik, sabun, muh- telif yağ, boya, döküm, demir Adana | A, Alâiyede a« Plâj Eğlenceleri Alâiye ( Hususi ) — İstanbul- da plâj ücretlerinin çok pahalı olduğunu, Filoryada bir kabine için beş lira alındığını gazeteler- de okudukça hayret ediyoruz. Bizim Alâiye sahili tamamen kumluk olmak Üzere on beş kilometrelik bir körfezden iba- rettir. Bu geniş körfezin etrafı mis kokulu portakal bahçelerile süslenmiştir. Körfezin ortasma, karlı dağlardan coşup gelen ve içinde binlerce balık lunan buz gibi Dim çayı akar. Sahi- deki portakal bahçelerinin hep- sinin kıyıları eşi bulunmıyan birer plâj halindedir. Şimdi burada herkes beş kurüuş verip on okkalık bir karpuz alıyor ve he- men denize atılıyor. Tabit plâj masrafı falan yoktur. İstanbulda plâj ücretlerinin — pahalılığından şikâyet edenler buraya gelsinler. Temiz, bedava ve zevkli bir yaz mevsimi geçireceklerdir. — M. A. Garip Şey Dokuz Yaşında Bir Kıza Nikâh Kıymışlar Adana (Husust) — Köprü köyünde Hasan Ali isminde bir enç, dokuz yaşındaki sevgilisi &ıkbuleyi çeşmeden su doldu- rurken atına bindirerek kaçırmış, yirmi gün içinde on boş köy dolaşmıştır. Meseleyi haber alan jandar- malar sıkı takiplerden sonra her iki sevgiliyi yakalamışlardır. Ha- san Ali, Makbuleyi bir köy ni- kâhı ile aldığını söylemektedir. Fazla Fabrika Vardır tabrikalarından birinin uzaktan manzarasi işleri ve tulumbalar yapılmakta- dır. Gerek - fabrikalarımızda, gerekse tarlalarımızda çalışmak üzere şark ve şimal şehirlerimiz- den, mevsimine göre her sene binlerce vatandaş buraya akın aderler. Şehrimiz ve havalisinin iş mevsimlerinde tahminen alt- mış bine yakın amele bulunmak- tadır. Son zamanlarda Seyhan nehri kıyılarında Almanlar tara- Kopzada ları Çok P fından iki şeker fabrikası — tesis edileceği şeklin- de kuvvetli bir haber çıkmıştır. Eğer bu haber tahakkuk ederse Adanamızın, der- hal değilse bile istikbalde yüzü çok gülecektir. Ruslardan alı- nan makinelerle Adanada da bir mensucat fabri- kası tesis edileceği hakkındaki haberler gittikçe kuvvetlenmek- tedir. Yukarda da — söylediğim gibi, Adanamız bugün ziraat ve sanayi gibi iki mübhim faaliyet şubesini —nefsinde — birleştirmek bahtiyarlığına mazhar olmuştur. Yalnız şu kadar söyliyeyim ki Adanada geniş sebze bahçelerinin mesaha yekünu elli bin dönüme yakındır. Elbise Ucuzluğu 'ZiraatBankasının Kumaş- Rağbet Kazand Konya Ziraat bankası binası Konya, (Hususi) — Şehrimiz- de Ziraat, Osmanlı ve İş Ban- kalarının birer şubesi vardır. Bu itibarla Konyamıza mali müesse- se noktasından zenginlik stfedi- lebilir. Ziraat Bankası son za- manlarda çok hayırlı ve isabetli bir teşebbüse girişmiştir. Bankanın kendi mensucat fab- rikasında yapılan — kumaşlardan, terzi parası da dahil olmak üzere beş liraya bir kat elbise tedarik ediliyor. Zengin, fakir, memur, köylü, hulâsa herkesin arkasında bu elbiselere tesadüf edilmek- tedir. Kumaşlara sağlamlık ve güzelliğinden dolayı büyük bir rağbet gösterilmektedir. KARSSED U verilmesine mânidir. - İstenildiği gibi sokak açılamıyor, caddeler genişletilemiyor, plânlar tanzim edilemiyor. Bu işe yalnız beledi- yenin bilgisi değil, memleketin muhtelif kuvvetlerinin - vukufu, maddi ve manevi mesaisi lâzımdır. Vakıâ Bursanın her - tarafı yeşil, gezilecek tarafları çoktur amma, bunların hiçbirisinde Beles diyenin hissosi yoktur. Müstecir- leri tarafından — tanzim edilen Belediye ve Tophane bahçelerini istisna edebiliriz. Şehirden uzak mesire — yerlerini nazarı — dik- kate —almaya — lüzum — yok- tur. Sokakların birleştiği noktalar, — seyyahların ekseriya ziyaret ettiği mahaller hiç olmazsa yabani otların istilâsından kurta- rılmalı ve şimdilik tesviyei türa- biyesi yapılmalıdır. — Halil L imdiki halde şehrimiz Ziraat Bankasının en büyük faaliyetini kumaşçılık teşkil ediyor. Diğer taraftan an — ipeklileri de hayli rağbet bulmuştur. Bu sene vaziyetimiz. geçen seneye nisbetle biraz eksiktir. 4 Konyamızda iki tane dikiş ve biçki yurdu vardır. Bu müex- seselere devam eden genç kızla- rımız çok güzel eserler vücude geliriyorlar. Son zamanlarda Hay- riye Hanım yurdunda talebelerin eserlerinden mürekkep bir sergi açılmıştır. Sergi çok nefls eserlerle doludur. Bilhassa Antep işlemeleri hayli beğenilmiştir. Hayriye H. Yurdu dört sene evvel tesis edil- miş, bugüne kada- Yurttan 54 hanım diploma almıştr. Kırkağaçta Taze Fasulyenin Okkası 100 Paraya Satılıyor Kırkağaç ( Hususi) — Per- şembe günleri kasabamızda bir pazar kurulur. Yeni inşa edilen hâl, kasabanın an'anevi puzarına asri bir #İma vermiştir. Pazar, zahire ve sebzesini Bi Temmuz 27 Tarihi Fıkra Mutlaka İyileşecek İ Deli acınacak mahlüktur. Za- lim zelzelelerin yarattıkları hara- beler ne ise sarsılmış bir dimağı taşıyan vücut te odur. Her ikisi feci bir inhidam ifade eder. İki Üç saat evvel polislerin sert bir şefkat altında Bakırköy tımarha- nesine sürükledikleri bir deliye tesadüf ettim. Adamcağız, müte- madiyen — “Enelhak,, — diyordu, Allahlık iddia ediyordu. Dik-« kat ettim, bu acıklı cinnetin aş- kından mı, vi bir musibet« ten mi, başka bir hastalıktan mı ileri geldiğini anlamağa savaştım. Aşktan çıldıranlar, mutlaka sev- gililerinin isimlerini — haykırırlar, | Aile felâketi geçirenler, o felâke- te *aallük eden sözler söylerler Müflisler kasa ve piyasa sayık- larlar. Halbuki bu adam, Allah- lıktan dem vuruyordu. Renksiz yüzüne, lâgar vücudüne bakılırsa bu cinnetin mide ile vâsi mik- yasta münasebeti olmak lâzım- geliyordu. — Delinin lokantalara müştakane — “ çeşmendazlık ,, tâ bulunması da bu ihtimali kuv- vetlendiriyordu. Ben, onun gözlerile yemek kokusu teneffüs ettiğini sezerken şu tarihi fıkrayı — hatırladım: Kas nuni! Süleyman, tesis etmiş olduğu tımarhaneye — getirilen — delilerlâ şahsan alâkadar — olurmuş. gün timarhaneye Cebrail ile temas iddiasında bulunan bir deli gelk- rildiğini haber alır hertfi tımarhaneden çıkarllır sa- ray mutfağına koyduru , uç, dört gün sonra da huzuruna getlirttirip sorar: —Nasıl, Cebrail Aleyhisselâm hâlâ geliyor mu? — Evvelden üç günde bir geliyordu, şimdi günde üç defa geliyor! — Peki, ne diyor. gibi emirler getiriyor? — Şimdi yerini buldun, zim har kımıldama, diyor! Tesadüf ettiğim aç bakışlı deli de, şayet ve şayet, mide bubranile bu vaziyete düşmüşse artık yerini bulmuş demektir. Unun tımarhanede mutlaka iyile- şeceğine şüphe yokturl.. — Ff Malatyada Tasarruf Fikri Gün Geç- tikçe Ziyadeleşiyor Malatya (Hususi) — Şehrimiz- de birçok çalgılı ve şantözlü kahveler vıkrd.ıı'. Evvelce bu kıılr velere rağbet — gösterilir, lıııııılııııçş'(ı ı*lııılııâıl.ıç F&ııl son zamanlarda, bilhassa gençlerimiz açık havada, Iaıldııdı ve ağaç- hıklıklı yerlerde hoş vakit geçir- i tercih ediyorlar. Bu vaziyet karşısında çalgılı ve şarkılı kah- veler mahdut kimselere inhisar etmektedir. Bu manzarayı, halkta tasarruf fikrinin arttığına bir delil olarak östermek, zannederim ki yanlış gir düşünce olmaz. —M. ç , ——— satmak için gelen köylüler ve alıcılarla doludur. Burası per- şembe günleri bir mahşer man- zarası arzeder. Fiatler çok ucuz- dur. Bir haftahk yiyeceği mü- kemmel bir şekilde bir lira ile temin etmek kabildir. Taze fa- sulyenin okkası 100 para, pat- hcanın tanesi 40 para domatesin okkası beş kuruştur. Sana ne