Tİ — 31 — Muzaffer Ve Zengin Ordu MUÜRLENK Muharriri : X4 * Geri Çekiliyordu İşte Hint Seferi De Nihayet Bulmuştu — Kara oğlan! - dedi - mabet dediğiniz çu viraneye (C Allah koydoğunuz çu resimlere bak. Kendilerine birer peştemal bile örtmemişsiniz, rezil edip rakmışsınız. Taştan Allah olm i Allah böyle pis yerde oturmar: Haydi bu hezeyanı alıklık işliyorsunuz. — Bari ' örtünüz, hayasızlıktan kurların:z: — Örtü fanilere yakışır, Hu dalar oldukları gibi görünür. — Hay dilin kurusun! Aşağı, yukarı yapılan ceve- Mnlarla bir hayli de ganimet top> landıktan, — mabetler temellerine kadar yıkılıp putlar da parça> Tandıktan sonra Timur, büyük bir av tertip ettirdi. Türk an'a- nesine göre avlar, büyük muha- rebelerin başında yapılırdı. Aka Beykümle Ömer Şeybin ölümleri aksak cihangiri an'aneve uymak- tan menetmişti. — İleri hareketi için kendince çizdiği hududun son kademesine vardıklar sonra ihmal edilen bu sefer şeritasını getirmek istedi, emir ve adım edip yerine verdi, Şimdi bülün fırkalar, nöbetle, Ganj kaynaklarına dağru yülce len dağlara yavılatak 7nfer şere- fine vahşi hayvan kov Hindin her türi tasrruxdan ma- sun yaşıyan aslanları, — parsları, kerkdanları, mavi geyikleri, ya- ban tavusları, papağauları, insan- lar gibi bayvanlara da ı“""ıfe etmeyi bilen mahir nıulmıı._ rin okları, hançerleri, kementleri ak tında acizlerini inliyerek yerlere seriliyorlardı ve her av güaünün akşamı, Timurun çadırı. önüne binlerce baş ve deri konul Bu büyük av, kademe ricat ta yordu. Muzaffer ve zengi avlana avlana geri çekiliyordu, eğlene eğlene Hindistandan uzak laşıyordu. Pencap kıt'usını sula- yan dört büyük su geçipte so- nuncu ve beşinci olan Sent nehri kenarına gelindiği vakit askerler büyük bir âyin tertip ettiler, on binlerce meşa- leler yakarak ve © — meşalelerin kenarında — kümelenerek kopuz çaldılar, şarkı — okuduülar, raks yaptılar, çılgınca eğlendiler. Bu, Sendin âöbür kıyısından itibaren başlıyacak olan ana vatan hava- sını tenefflise karşı — sevinçli bazırlıktı. Timur, şen ve cesur askerle- yordu. ırmak rinin neşeli eğlencelerini sessiz | bir dikkatle seyrederken birden- bire dalgınlaştı, elini şakağına koyup düşünmiye girişti. İşte Hint seferi de nihayele | ermişti ve milyonlar elde edile- rek geri dönülüyordu. Hindistan, artık geride idi. Yalçın boğazla- rin korkünç — karanlıkları, — sık ermanların yabancı adımları çel- meliyen inatçı mukavemeti, Gan- Jin efsene ve hakikat haykıran dalgaları şimdi uzakta bulunu- yordu. Pagotlar, Putlar, peşte- malsız ilâhlar ve ilâbeler artık görünmüyordu. Sendin ötesinde (| bunları -hatırlatacak hiçbir şey yoktu. Efganistandan Türkistana kadar uzayan yol tamamen put- Allahlarınızi | bir | süz ve tamamen — pagotsuzdu. Oralarda Timurun teabbüt ettiği hakikati ğ bir unamazdı. Ana hakikati ttiği gibi dağlar da onu, ayni hakikati tehli! ediyor- | dardı. Geride - bırakılan Hindis- tanla ileride kendilerini — bek» | liyen toprakların farkı, - bilhassa z bu noktada idi. Timur, kendi noktai nazarına | göre iki muhü, iki m ve iki | diyar arasındaki bu ayrılığı mu- kayese ederken yine çıplak Hint- l liyi hatırladı. Onunla bu büyük suyun, Sent nehrinin kenarımıda tanışmıştı. Aylardanberi bu meçhul adam, kendi hayatına ve en ince duygulanma kari- | şiyordü. — Oğlu — kazmın — ölüm- lerini haber vermekten ba.' livarak — ruhuna — tasallut etmiş ve bütün — zalerlerile ap açık eğlenmekten çekinmemişti. Şi olan olmuştu. Ölen ölüp kalan kalmıştı. Hindistanda geçilip, unu- 1 mesafeler gibi ancak bir hatıra — mahiyeti Aalmak üzere bulanuyordu. Fakat çıplak — Hintli henüz vardı. Sendin kıyısında boy şös- terdiği 6 meş'um gündeki kuru, müstehzi ve hâkim vaziyetinden | biçbir şey kaybetmiyerek yaş- yordu. İhtimalki o, kapatıldığı çadırda, gelecek günlerin bin bir çeşit hailelerini tahayyülle meş- gu idi. İhtimal ki şu şen ordunun bilinmiyen bir günde ve bilinmi- yen bir yerde uğrıyacağı felâketi sihirbazlık kuvvetile - temaşa edip | müteselli oluyordu. Timur, — mülâhazasının noktasında — birdenbire için için tehevvüre düştü: — Habisi, dedi, umduğuna erdirmiyeceğim, gebertececeğim. imdi, bütün Hint toprağı kümelenip te kendi. sırtma yük- letilmiş gibi tabammül olunmaz bir ağırlk duyuyordu. Hintli- nin çıplak hayali, o ağırlığın timsali halinde, benliğini ıstıraba düşürüyordu. O hayalden kurtuk mak için ni bertaraf etmek- | ten başka çare yoktu. Onu, herhangi bir mülâhazaya uyarak, yaşamakta hür bırakırsa ve hele bu irkildi, beraber götürürse Hindin besap | ve kitaba sığmıyan ağırlığını nef- | sinde hissetmekten kurtulamıya- | caktı. JArkası var| SON POSTA Biyası, Havadır İşr gAZAŞİSİ Yevml, ve Malk İstanbul Eski Zaptiye Çatalçeşina sokağı 23 Telefon İstanbul - 20203 Posta kutasu: İstanbul - 761 Telgeahk İstanhul SONPOSTA ABONE FİAT,| TÜRKİYE K Ğ 1 Sene 27 6 Ay K00 8 1 idara : » SY 90 Gelen evrak geci verilmaz. 1 mes'uliyel —alın moktuplara 6 Pol üâvesi Tamindir | Mdrea Geğiştrilmasi (20) kuruştar. govap İ kuruşluk |— SON POSTA TC SS gi Milletler Kapılarını Kapadıkiahğ Sonra Harici Alış Ve Satış Meselesi Rengini Ve Şeklini Tamamen Değiştirdi Meçhul—Bi; Sıkıntı Geçiriyor Paris, 16 (Tewe m — Fran- sada iki sene evvel bir buğday meselesi çıkmıştı. Köylü hariçten gelen mala fiat- çe rekabet ede- miyor, mahsulünün elinde kaldığını görüyordu. Pro- testo — başladı, büyüdü, Meclise aksetti. Hükümet te hariçten mal 1 gelmesinin önüne geçmek için kon- tenjan — usulünü çıkardı ve bu usulü yavaş ya- vaş Fransız istih- |salâtını tehdit eden bütün ecnebi mallar na karşı tat- bika başladı. Bu itibarla Fransa itbalâı tahdit eden ilk memle- ketlerin ilk safında bulunur, de- mekte hata yoktur. Bununla beraber yetinden şikâyetçidi şasında bulunan milletler bittabi âlıl kalmamışlar, ayni usüle mü- racaat etmişler, Fransız malına gümrüklerini kapamışlardır. Bu da Fransada işsizlik buhranının çık- | masına sebep olmuştur. Meslektaşımız Roje Frankonun | bir Fransız şirketini tasvir eden şu satırlarını okuyunuz: * Posta saati gelmişti. Mites- sesenin müdürü harici âlemle te- mas edecekti. Depolarında stok guııdeıı güne çoğalıyor, ayni nis- ette de ihliyat para azaldıkça azalıyordu. Dahilde satış kalma- mıştı, acaba harice bir miktar mal sürebilecek mi idi? “Mektupları açhı. Birinçcisi Ma- caristandan geliyordu ğrendi ki, malı satılmıştı. Fakat parasının gelmesi için Millii Macar banka- So bugün - vazi- smdan müsaade alınması lâzımdı, | | bu da bir hayli bilhassa zamana m « Zile basark şefini çağırdı: merasime vakkıftı. şubesi ve 'et “ — Almanya ve Avusturya ! ticaretanelerinden para geldi mi? *— Hayır! Mümessilimizin bü- tün teşebbüslerine rağmen döviz ihracı için benüz müsaade alın- mamıştlır. *— Şu balde orada (800,000) fıraknımız dürüyor, demektir. Bu miktara Avrupanı bekle I Havagazının Dünva, Sonu çünki kar- | vaziyeti güsteren bir Avrupa harltası leketlerinde — alacağımız — olan (1,400,000) fırangı ilâve ederseniz matlul umuzun - 2,200,000 fırank- lik bir yeküna baliğ olduğunu görürsünüz. Çaresiz, tekrar te- şebbüste bulunmak lâzım! Hayhay efendim! Fakat yalmız Almanya He Avusturyadan ve Macaristandan değil, İspanya- dan, Bulgaristandan, lı’ıınanî—tarı- dan, Finlândiyadan, Çekoslovak- yadan, İtalyadan, Letonyadan ve Türkiyeden de döviz ihraç ettir- mek çok güçtür, müsaade alım- masına bağlıdır. — Şu halde bütün bu mem- leketler milli paralarının kıymetini müdaffa etmek mecburiyetinde | olduklarına Iîn istenilen müsa- adeyi vermekte istical etmiye- cekleri aşikârdır. *—Mesele bundan ibaret kalsa | belki bir çaresi bulunabilir. Fa- kat hariçten gelen malı da kabul etmiyorlar. Size göstermek üzere | bir kart yaptım. Lütfen bir göz atınız!,. | t, vaziyet vazıhtır. Bir defa ihracatta bulunamıyacağız. Çüönki hütün memleketlerin güm- rükleri kapalıdır. Sonra ihracatta bulunsak bile parar 1 almak için müsaade istihsali A mgeldiğine | göre aylarca bek iyeceğiz, de- | mektir. Şu halde —müesseseyi kapamak İâzım! Amma işsizlerin | adedi biraz daha artacakmış. Doğru, fakat ne yapalım?,, * Bir tacirin anlattığına göre İspanyada — peçetanın — düşmesi | üzerine eski borçların yeni fiat üzerinden tediyesi men'edilmi: |Tehlikesi Kalmadı|Tecrübesi Viyana, (Hususi) — Avustur- yalı bir mühendisin son zamanda meydana gct:rdiği bir keşif, fen âleminde büyük bir alâka uyan dırınıştır. Elde edilen bu keşlfin hususiyeti, havagazın'n, aydınlatma ve ısıtma kabiliyetine halel getir- |meksizin boğucu tesirinin izalesidir. O suretle bundan böyle, her- hangi bir tehlikeden korkmaksr- zın havagazı musluklarını açık bırakmak mümkün olacaktır. Bu . keşfin me derece büyük bir ehemmiyeti baiz olduğunu kay- detmiş olmak için ilâve etmelidir ki geçen sene Aln on | sekiz bin kişi, ihmal yüzünden açık bırakılan havagazı müusluk- İlarındıu dışarı çıkan — gazlerle İ boğulup ölmüşlerdir. ada, ah BABkİĞEĞ <e 'Nobi'de bir uçuş teerübesi yapmıştır. | Heryo, Paris, 22 (A.A.) — Semanın Stratosfer mıntakasında — 15.000 metre irtifaa yükselebilmesi ihti- mali olan bir tayyare dün Tuluzla İki Tayyareci Paris, 21 (AA,) — Devri- | &âlem rekorunu kırımıya teşebbüs | etmiş olan Amerikalı tayyareci | Mattern ile Griffin, dün saat 10,55| te burada karaya inm dir. Tayyareciler ay nihayetine ka- dar Pariste kalacaklardır. Fransız Başvekili Cenevre, 22 (A. A.) nibal ar s kabulü — için müzakeratlta söz alacakt | Mumaileyh akşam üstü bir ziya| fet verecek ve pazay günü sabahı Parişe avdet etmiş bulunacaktır. v L BÜ LA S ae e ll K | danberi | memleketler | Mariya, | bir kararaame: Sayfa 9 ŞŞ İn gil te reye birçok ithali Avusturyada şilin kiymeti memle- ket dahilinde çok ucuz olduğu hal- de memleket haricine yüzde elli fazla hesap edilmektedir. Tür- kiyeye kabul edilen mal eski- den gönderilenin binde biridir. İtalyaya — ithalât müsaadesi almak için — dört ay boklemek lâzım- dır, Bu müsaade de ayrıca kon- tenjana tâbidir. İsveç, Norveç ve Yugoslavya- dan döviz ihracı büsbütün mem- nudur. Yunanistanda ise drahmi eşyanın yasaktır. ] fiati otuzdan hesap edilir ki mali kaça satarsanız satınız ziyan ede- ceğiniz muhakkaktır. Avrupa böyledir! Amerikaya — gelince: Vaşin- gton hükümeti gümrük resmini yüzde yüz ziyadeleştirmiştir. Ce- vubi. Amerika nın birçok mem- leketlerinde ise günde ancak iki yüz kuruşun ihracına mü saade edilmektedir. Size vazi daha sarahatle ifade edecek bir rakam zikredeyim: Muharebeden evvel Fransadan İtalyaya senede (40,000) kental ıtriyat gönderilirdi. Bugün İtal- yanın kabul ettiği miktar 2950 kentalden ibarettir. O da kon- | tenjana tâbi olmak şartile...,, Görülüyor ki, Fransızlar ken- dilerinin icat ettikleri kontenjan usulünün neticelerinden memnun değildirler ve sormaktadırlar: *— İştikbalde ne olacak? ,, Bu dakikada kat'i bir cevap vermek mümkün değildir. Şimdiki hâ'de milletler paralarının düş- mesine mâni olmak ve itha- lât ile ihracatı bir seviyede tutmak — için — takas — uüsülüne müracant — etmişlerdir. — Şüphe edilersez ki, bizim gibi asırlar- ithalâtı ihracatını çok geçen memleketler için bu çok faydalı bir usuldur. Fakat, diğer için bir lecrübe ve bilhassa ih- olan memleketleri mahiyetindedir racatı - fazla | tatmin etmesi ihtimali pek azdır. Tehlikeli BirHava| Muharrir Çocuk- lar Müsabakası Paris, ( Husust ) — Fransada 13 yaşına kadar olun erkek ve kız çocuklar arasında şhir edebi- yat müsabakası açılmışur. En güzel hikâye yazan çocuğa iki | bin frank mükâfat verilecektir. sini getiren her çocuk i heyetine teslim eder- câyenin, büyüklerin yar- dırm olmadan bizzat kendisi ta- rafından yazıldığına namusu Üze- rine yemin etmiye me rdur. Jüri Heyetine Yunan sesi Andre Morua, Edinond v ve daha birçok yüksek şahe r dahildir! v. nya Buğday Alıyor 21 (ALA.) — Ziraat 8 ndan — neşredilen elyevin <-:best Barselon | | *