22 Tcmımıı — TİMURLENK -— 30 — Muharriri : * 4 Dik Dik Baktı Bize Can Degıl Ganj Lâzımdır Yine sepetler ve üzücü helecan- takip eden günügü- lar içinde Timuru ruzname — muharrirler: kayd orlardı. lıklar, kalmıştı tüne vukuatlı Süvariler! beri taraf rin ve yade alaylarile kenarında ka- rargâh kurmuşlu. Kimse, tevli ordumun göklerden oraya geleceğini yordu. —Bu — sebeple kıyılarında büyük, çok büyük bir dehşet dal, amafih, ö binlerce Hintliden bir tanesi de yerini terkedip savuşmuyordu! Hintlilerin, muazzam bir kor- kuya düşmelerine rağımen Ganj kıyılarını garip görünür. Fakat onların mezhebi düşünceleri ve — akideleri Öönüne gclirilıııL: vaziyetin hi garip olmadığı anlaşılır. Malüm olduğu Ganj Hintlilerce mukaddestir. Yakılmıyan ölüler, ekseriya bu suya atılır. Çünkü Gaıı) n — cennetten ı,ıkıp yine cennete aktığına inanılır Ayni zamanda bu büyük suyun kay- naklarında meleklerin, Hâhların — oturduğuna yatağı boyunca da ulvi ruhların, lâhuti kuvvetlerin yer tuttuğuna iman ettiler. İşte bu iman dolayısiledir. ki hastaların çoğu Ganj kıyılarına gclırılereı— gizli kuvvetlerin hi- mayesine bırakılır. Bunların çoğu metrukiyet içinde ölür, suya gö- mülüp gider. Bir kısmı da iyile- gir. İyileşenler, elde '"'kı“î' afi- yetin Ganjın kutsiyetine atfet- tikleri için oradan ayrılmazlar, ömürlerinin kadar aç ve tamamen çıplak - narında sürünürler. Timurun tesadüf ettiği insan- lar bu “ Ganj kulları ,, — idi ordunun Öönüne çıkan çörçöpten kulubeler, meskenet ve zaruüret haykıran köylerde o kulların yurt- ları idi. Timur has bir nedim, candan bir dost ve kıymetli bir müşavir gibi daima yamında bu- landurduğu sihirbaz Hiatliyi L meskenleri ve miskin adamları göstererek sordu: — Bunlar da ne? — Hintliler ve Hintli evleri! — Ne adamlar adama benzi- yor, we kulübeler eve. — Hes şeyin iç yüzünü gör- meli. Dışına bakanlar aldanırlar. —Değmez kara oğlan değmez. — Değer — silâhşor — değer. Çünki bu beğenmediğin, kendin- den aşağı gördüğün adamların yüreğinde Brahmanın, Vişnonun, Krişnanın, — Sivanın — muhabbeti yaşıyor. Bu muhabbet, semalara sığmaz. Hintlinin yöreğine sığmaz. Timur, dik dik çıplak Hintli- nin yüzüne baktı: Ben bu miskinleri adam ye- rine koyup kulübelerinde bıra- kacaktum. Mademki — kıymetleri varmış. Öyle ise hepsini kesti: Belki — biraz gelirler de bana vetli bir. — ordu askerleimin — kılıç müÜüs- k uçarak ummu- Ganj şalanıp gidiyordu. Ma- ürlerini nehre vakfeden terketmemeleri üzere perilerin ve suüyün sonuna - yarı su ke- ve tarumar reyim. karşı — kuy- gönderirler, oynatmasına imkân verirler, | dağla- | imur | vim Ganja harekete | Bize İâzım Onu da gö- — Dilediğini yap. olan can değil Ganjdır. huçlara doldurup yurduna türemezsin ya Timurun bir işareti, hayatla- yakfeden binlerce ve binlerce kanlarını da suya akıtmalarına kâfi geldi. Müverrihin tabirince(1) mukaddes Hintlinin nehrin suları kanlı dalgalara ta- kulübeler yıkıldı ve ıssız. bir mıntaka hâline Ganj, çıplak sihirbazın i yine hanrıl harıl akı teranelerine kendi hiçbir. — ferdin imanlı ahengi artık karışmıyordu. Aksak cihangir, Hindin bu aziz nehrini de yetim edip bırakmıştı! havvül etti, orası konuldu. dediği yordu. | müminl in den Timur, oğlu Öme: revi mevkibini haşmetlendirmek için beş, on bin Hintlinin öldürük lüzum görmüştü. Ganj bu maksadı Onun sa- bu hareke- mesine kenarındaki katliam, temin etmiş oluyordu. mimi inanışına göre tinde “hakikat,, e hizmet te vardı. Çünki Hintliler, şuursuz bir yaflet manasızlıklara — taabbüt ediyorlardı. Sonra kutsiye içinde ve çeşit çeşit ilâhlar t ederek hakikati çamura yorlardı. Binaenaloyh onları yok etmek, doğruluğu yükseltmekti! Timur, Ganj kenarındaki pa- bu sihirbaza da gotlardan birini seyrederken düşüncesini çıplak anlattı: 1) Şerafettin; Bap, 25. 8 (Xıkııı var | Resminizi SON POSTA Paraşüt Reköyung Bır Genç Kai 6000 Metreden Atladım, Fakat Paraşüt Timur, Hintlinin Yüzüne (Açılmıyordu. Bir. Aralık Ağlıyordum! Bu Hâadiseye Bir Sevda Macerası Sebep Olmuştur Paraşütle tay- yareden atlamak suretile irtifa ve- korunu Roman- yalı genç bir kız kırmıştı. Bu genç İ kız 6000 metre | yükseklikten ken- dini — paraşütle atmıştır. Müthiş — bir aşk macerasının bu muvaffakıye- te âmil olduğunu söylersek hâdi- nekadar meraklı — olduğu anlaşılabilir. Matmazel Exz- senin | meralda Braeş- Şeyhin uh- | bula- | i ü i Bize kanun — kalbine hâkim olan ve hayatını tehlikeye koyacak ka- dar — delicesine —cesaret veren kuvvet, Romanya ordusunda tay- yareci mülâzim Orel Popesku'nun aşkı idi. Matmazei Braeşkumun san'ati, paraşütçülüktür. Büyük terzilerde manken kızlar, nasıl prova ederlerse Braeşku da muhtelif şekillerde ve tiplerde paraşüt elbiselerini prova ederdi. Hergün dört beş defa, 600- 700 metre yüksekli- kendini aşağı ve manloyu Matmazel rop ğinden paraşütle atardı. Braeşku mülâzim ile birlikte tayyareye biner ve toblikeli tec- rübeler yapardı. O vakittenberi genç kızım kalbinde mülâzime karşı müthiş bir aşk uyanmıştı. Fakat mülâzim bu işin hiç far- kında değildi. Braeşku, — mülâzimin Gönderiniz, 4 * * 4 Size Tabiatinizi Söyliyelim... 64 Şadiye H.: Samimi ve uysak dır. Muhatabi- na soğuk — bir sempatid mahrum ldir. Çabuk ve ba- Rikkati kla tah- lilebilir. güzel elbise ve eşyayı sever, u (Talebe) ( Fotoğra- Sevimli 66 Falk Et. fidin dercini istemiyor.) Zekâsı yormaz. ve oyunlarda ve yaramazdı nisbetin- de eğlenceyi sever kafasını Oyunu ve ele. başı olmak ister. Alayı ve Çabuk şikâyet eder: faatlerine mugayir düşen hıklara karşı müsamınhası yoktur. 43 P.S.NH: Hı grafının der- iyor.) Has Ve ve neşesi boldur. men haksız- hayali Üzücü yorucu me tahammül edemez, - se yzularının © Mace day ve heyecan mi âfi vardır. kıskanç n ve elbis buk bikar. ten Boğazını da ihinal lerine & Kİ vüden etmez. | sini mahrum € İşgüzar ve vakur- Bildiğini söyler, 50 İbrahim B dur sözünü esirgemez, b zan tok — ve açık sözlü olur. Çabuk — asabi- » Kendini Jare etmesini bilir. sına — minnet etmekte müs- tağni davranır; eğlencelerden nef- etmez. 67 Saim Et. (Talebe) (Fotoğrafı- nn dercini istemiyor) Sakin ve cekingendir. Pek sokulmaz, oyun- lara karışmaz, N"U““ ü ;t kav. gacı değildir. ame! Derslerile fazla meşgul sraf etmez yi ray der- şakraktır. ko- 30 Faika H.: ( Fotoğralının istemiyor.) Şen ve cini Kahıkaha ile g ve bir şevi , gürültülü USUT; anlatırken işaretleri y ikramcıdır. — Cö. Çabuk kırılır. ve — barışır, ;; Tüvalete düşkündür. Fotoğraf Tahlil Kuponunu 11 inci Sayfamızda bulacaksına. nazarı | Başka- | dikkatini celbetmek için hayatını | tehlikeye koymayı gözüne almıştır. İşte Ezmeraldanın aşkı, irtifa rekorunun kırıilmasına sebep ok muştur. Birkaç gün sonra Ezmeralda kendisile görüşen bir gazeteciye şunları söylemiştir: — 6200 metreye geldiğimiz vakit, Popeska bana bir işa- ret yaptı. Matlup olan irtifaa | vardığımızı anladım. Ona bağlı | oldoğum kuşağı çözdüm, ayağa | kalktım, iki elimle tayyarenin gövdesini ittim ve kendimi havaya attım. Bir taş nasıl yere düşerse öyle düşüyordum. En korkunç saniyeleri yaşa- yordum. — Paraşüt — açılmıyordu. Yarabbim, ya ip gergin değilse, ya paraşütün kumaşı yapışıksa ne y.pıcığım diye düşünyordum. Bınien kuvvetli bir ındme | Gözlerimi hissetim. Paraşüt açılmıştı. Hava şemsiyenin içine giriyordu. Artık kurtul- muştum. Fakat bp iniş çok uzun sürüyordu. — El- lerim kurşun gibi ağırlaşmıştı. Bütün adalelerim ağrıyordu. To- puklarımın — altı iğneleniyordu. Herhalde öl- mek - için 6200 metreden kendimi yere tım. altmamış- Yalnız bir aralık - o da âsa- bin tesiri cak - ağlamıya başladım. 4000 metreden Tunayı parlak bir şerit gibi görüyordum. kapadım, ola- düşünü- yordum. Yirmi sekiz dakika süren bu iniş esnasında hissettiklerimi ah | anlatabilsem !! Artık yeri görmiye başlamış- tım. Nihayetsiz bir tarla.. Kuzu- lar, inekler, harman arabaları, kuş sesleri... Bir mısır tarlası üzerinde idim. Toprağa — bastığım - vakit, üstü düştüm. Bütün titriyordu. Mülâzim Popesku uzaktan ko- şarak geliyordu. Bana bir şeyler söylüyordu, fakat kulaklarım işit- miyordu. Bayıldım; bir müddet böyle kaldım.... İstikbal için hiçbir şey düşün- müyorum.... Yalınız üç ay sonra mülâzimle evleniyorum. — İlân edebilirsiniz ! arka vücudüm Manisada EskinaziHasta- nesinin ( emeli Atılırken.. Manisa ( Hususi ) — Aslen buralı — olup Amerikada ölen Eskinazi Efendinin Manisada ya- pilmasımı vasiyet ettiği hastane için Amerikadan bazı inşaat mal- ve — mühendislerinin geldiğini bildirmiştim. Bir aydan beri bilfill devam | neticesi olarak zemesinin eden bugün mesal saat do- kuzda birçok davetli zevat huzu- rile hastanenin temel atma mera- miştir. Merasim — esnasında — inşaata memur Amerikalı mühendis tara- |fından gösterilen teshilâttan dolayı | türkçe bir nutukla teşekkür edil- | miştir. Belediye resisi bey de memleketimizde doğarak ecnebi bir memlekette kendi sây ile yük- | | selen Eskinazi Efendinin simi yapılmış ve kurbanlar kesil- | Manisa hastanesinin krokisi yatan merbudiyetinin ve insanl hisleri- nin — yüksekliğinden — bahselmiş ve demiştir. ki: — Memleketin fakir hastaları için pek yüksek bir şefkat yur- du olan bu hayır müessesesini vücuda getirmiye azmetmiş olan Eskinazi Efendinin ruhunu taziz etmeyi bir vicdan borcu ad- dederim. « Vali Fuat Bey iki nutka mukabele etmiş, Ef. nin bu vasiyeti p eden vatani her ve Eskinazi ile uhdesine terelt borcunu ifa eylediğini kısa söyl bir xa enni etmiş- vetlilere smiş ve hastanesinin ” zarfında ikmalini Merasimde dondurmalar tir. imo- nata — ve ikram edilmiştir.