ÇANAKKALE Umumi Taarruz Kararlaştırıldıktan soNP! .. İngiltora Hükümeti tarafından Gazi | Hz. ne hodiye edilen eszerin tercilmesk. Sonra Plânın Tetkıkme Başlandı Artık karargâhın !qkrnden)e— da kalmasına lüzum yoktu. Bir taraftan da birçok idari meseleler başkumandan muavini ile erkânı harbiye üssü —askeride bulunmasını — istilzam ediyordu. Ayni zamanda — başkumandan, Fransızlara bir cemile olmak üze re Jeneral Amada yardımı etmek tizere erkânı harbiye heyetinin Mısırda kalmasını münasip görü- yordu. -Bu sebeple Jeneral Har miltonla maiyetinin bir sıhhiye ile birlikte 7 nisanda Mısırı meleri tekarrür etti. Heye- tin mütebaki kısmı işleri biter bitmez onlara iltihak edecekli, Erkâmı harbiyenin 7 ni 18 nisana kadar — ayrı- masını — intaç Ku Kürsi, ihtimal * içtinabı — kabil — olm- yan bir netice idi. Fakat erkânı harbiye ve kumandanlık erkân nın hiç olmazsa mühim uzuvlarını beraber almak ve askeri hare- kâtla temas hâlinde bulunmalarını lâınîn etmek elbette daha faydalı idi. Nihayet 8 nisanda Arkadyan kuruundan” gemisi, bir nakliye gemisi hâlinde yola çıktı. Ve kara erkânı harbiyesi donanma ile - birleşmek Modrosa gitti. Umumt! karargâhın 10 nisanda Modrosa ibraç — için yapılan son - hazırlıklarır mukad: demesini teşkil eder. Umumi karargâh varır var- maz derha! Kuin Elizabet zırhlı- sında bir içtima aktedildi. Son on gün içinde — donanmanın Selibola hakkında elde eltiği nata istinaden vaziyet bir daha tetkik olundu. Her tü ihtimaller gözden geçirildikt sonra, 23 martta kararlaştırıl plânda ittifak edildi vu bu plâ- nn umumt hatları tasvip olundu. reisinin dan eden üzere varması, Yarimadanın ucuna asker çı- karmak — fikrine — yapılan — or. başlı itiraz, düşmanın burada her taarruzu def'için kuvvetle hazırlanmış olmasına istinat edi- yordu. Halbuki ordu ancak ce- nupta — donanmanın — yardımıne güvenebilirdi. Orada ihraç ordu sunun iki cenahı da emni tında bulunacak ve Kilidülba- hire doğru atılan her — ileri adımı, gemilerin torpil tarlalarını temizlemelerine yardım edecekti. Şunu da hatırlamak lâzımdı. ki, Türkler bütün diğer noktalarında da ayni derecede müdafaa ha- zırlıkları yapmışlardır. Müdafaa hazırlığı yapılmıyan, fakat ihraca müsait olmıyan bir noktada ka- raya asker çıkarmıya teşebbüs etmek ise, daha tehlikeli neticeler verebilirdi. Çünkü buralara su, mühim- mat ve saire yetiştirmek müm- kün olamazdı. Amiral de bu mütalealara iştirak etti ve asıl ordunun cenup burnuna çıkarık mak suretile donanmanın di Bo- ğazl aarruzuna yardım ede- bileceğini kabul etii, Umumi taarruz bu suretle ka- laştıktan sonra, ertesi iki gün plânın teferruatını tetkik ile vakit geçirild. Kararğâh Mısırda bu- lunduğu müddetçe Amirallik te- t birçok — noktalar yet al- ferruatına 16 Temmuz Hakimiyeti Milli Maarif — Cemi hıkkmdı fıkrını değiştirmişti. Bu müşterek konfe- ransta plânın bir- çok noktaları ta- dil edildi. Kiısmen kü- çük gemiler ol- ma dığı, — fakat daha ziyad2 ih- raç noktaları mahe dut olduğu içiü, askeri plânda ke- şif kollarının ge- milerle sahil ara- sında — işliyecek sandallarla biri- biri ardınca ka- raya çıkarılması mutasavverdi. Bu ameliye için sare Fedilecek zama- nı asgari hadde indirmek — mak- sadile gemilerin sahile müm- kün olduğu kadar yakın olarak demirlemeleri — lâzımdı. Jeneral Hamilton hiç olmazsa ilk çıkacak müfrezelerin karanlıkta çıkarıl- maları hkruıue idi. Amiral de Ro- bek, inceden inceye tetkikten sonra plânın bu kısmının ” kabili tatbik olmadığına karar verdi. akliye gemilerinin meçhul bir ile sokulmaları ve karanirkta gemilerden askerlerin muntazam bir. şekilde çıkmaları mümkün olmadığı gibi, sahilde gizlenen düşman — toplarının — taarruzuna uğramak ihtimali vardı. Asker- leri takviye edecek sandallar düşman ateşine maruz — buluna- caklardı. Amirallik, temizlendik nakliye © sahil sonra, bir kısım ni doğrudan doğ- yanaştı: mrax asker göl ruya sahile çıkarmakta mahzur Jat İdare edilecek bi n bir aylık ab « ile sabaha kad at SÖ pljda hazırdır. Yurmnki Cuma günü aha karnesi mükâfat — verlle- ler. Elbise sabaha kadar kuruşlur. — Kadıköyüw plâjda Şehir Bandosu çalacak ve muganniye anım — şarkı söyliyeceklir. & iştihasızlık ve kuvv faied ve tesiri gı FOSFATLI ŞARK MALT Hulâsası Kullanınız.. BAKER mağazalarının Mevsim Her eczanede satılır sonu satışı yarından sonra BAŞLIYOR Manisa Belediyesinden: 419,000 Bin Lira Bedeli Keşifli Manisa şehrine isale ve tevzi edilecek su işi kapalı zarf usu- lile münakasaya konulmuştur. İzmir - İstanbul - Ankara - Konya - nır, Proje ve fennt şartnameler ( 50 ) lira . Teklifaameye rapli z Belediyesinden veri nakasa şartnamesinde gösterilmiştir. Münakasa şartanameleri — Manisa - Adana belediyelerinden alı- mukabilinde Manisa evrak mü- 1-9-932 - tarihine hgelen Münakasa müsadif perşembe günü saat ( 10) da Manisa Belediye dairesinde yapılacağından tet tarihte Manisa B mektuplarının makbuz iye riyasetine tevdil lüzumu ilân olunur. mukabilinde mezkür | sile, düşmandan | dedi. | mu, neredo | şeyimi | Teummuı ÂYE M B Bu Sütunda Hergun Söylesem Sanki söylesem ne olur? Hem ben içimin kurtlarını dökerim, hem siz benim müthiş bir sırrımı öğrenirsiniz. Ben bu işi yaparken: — Kimseye söylemem, dedim. — İnanmam.. Billâhi inanmam, — Vallahi söylemem, dedim. Dedim amma yine içim rahat etmiyor, — nihayet söyliyeceğim. Sanki ne olur söylersem.. Eli- nizi yüzünüze kapar: - &.. Hiç te utanmıyor... Diye beni ayıplar mısınız.. Yoksa daha fazla gazaba gelir det — Ayol baksanız a. Şu ad- reste, şu iİsimde serseri, hırsız bir adam var.. Şöyle şöyle ya- piyor.. Diye beni hir polis merkezine jurnal mı edersiniz? Amma hiç merak etmeyin, umurumda değil. Çünki siz beni tanımıyorsunuz. Nereden geldiğimi, kim olduğu- oturduğumu, hiçbir bilmiyorsunuz. Hnlbulu ben sizleri ne iyi tanıyorum. Akşam, koluna sıkıştırdığı çanta- elinde paketlerile yorgun argın evine dönen Beyler!. İşin- den alelâcele çıkıp kan ter içinde randevusuna koşan gençler!, Ma- kinesinin — kapağını kapadıktan sonra, dakikalarca kü bir ay- na karşısında tuvaletini tazeleyip kafesinden kurtulmuş — bir kuş | gibi sokağa atılan hanımkızlar !, Ve yeleğinin cebine ,ıkış(ırwlıgı bir. kâğıtla 80 ıneyhınrue alan muhtel Ben hepinizi çol ve seviyorum.. Bunun i korkmam.. Söylersem ne olur.. | “ O ,, mu duyar? Kaşlarını çatıp gözlerini gözlerime diker de: | — Utanmaz yalancı.. Haniya L-m<ue mem demiştin, radan... Mı — der.. en yaptığımı her- lemiyorum ki onun kula- | Durun söyliyeyim!. Geçen gece yatağımda tahta- | kurus 1 ayıklıyordum. Şişesi islen- miş bir idare kandili odamı mis- kin miskin aydmlatmıya çabalı- yordu, Ben elime geçirdiğim tahtakurularını derin bir inlikam hırsile yatağımın örtüleri arasında: —Prrrt.. Prrrt diye eziyordum. Ayıplamayın; bekâr odası.. Birden akl bir şey geldi. Görseniz ne güzel, hoş bir şeydi bu.. Hem ben günlerdenberi ona | köz koymuştum. — Hele dur.. çalayım, dedim. Tahtakurulerı ile mücadeleden feragat ederek yıtağıma uzandım. Saatlerce düşün:zrek p'ânlar ha- zırladını. Orn)n ne vak kaçta gitmeliydim?. girmeliydim?, Tebdili kıyafet et- mi_vc lüzüm var mıydı?. Velhasıl sizi fazla yormıyayım, beynimin bütün hüceyreleri: — İllâllah be yahul diye feryat edinciye kadar dnşımdunı Ertesi akşnm gün batarken yola düzüldüm. Kimseye görünme- den yüksek bir duvardan atlayıp içeri girdim. Ben yere düşerken duvarın nden iri bir taş ta: Diye sırtıma yuvarlandı. İlk oişlarak bana suikast yapan bu taşı sokağa fırlatarak — hudüt harici ettim. Geldiğim yer çok tenha i Yarın şunu bir İçerde yalnız bana benziyen bir mahlük daha vardı. ucuna basarak dim. Etrafımda çok yüksek, dal- ları kurumuş, yaprakları solmuş ağaçlar vardı. Sema gürünmüyor- du.. Yollar karanlık dınoakl' Ayaklarımın yürümiye başla« D tan YAZAN: Esat Şefik Ne Olur? kadar gölgeli ve serindi. Ara sıra dalların arasından küçücük kuşla: — Pırrr.. diye uçuyor, göz- den kayboluyorlardı. Ayaklarımın altında kuru dal parçaları: — Çıt.. Çıt diye kırılıyorlardı Yürüdüm.. B ERRE ö Yeşil — çimenlerin — arasında rengârenk kır. çiçekleri boyun bükmüşler: — Bizi çiğnemel, diye yalva- rıyorlardı. Elimde bir sigara vardı. Du- manları rüzgârsız havada halka halka yükseliyor, ağır ağır dağ- hyordu. Yanımdan bir sürü geçti.. Sürünün peşinden gelen küçük bir çoban bir köy şarkısı miırılk- danıyordu. Kuzular koşuşuyor ve koyunlar ağır başlı insanlar gibi onlara müstehzi müstehzi baka- rak meliyorlardı. Hava ağır ağır kararıyordu, anladım ki gün ba- tıyor.. Yürüdüm ve küçük bir kaya- nın tepesinden pürüzsüz ahengile akan bir suyun başına geldim.. İşte burada... Bilmem höylıyeyim mi?.. Acaba beni ayıplıyan, bana küsen olur mu?.. Fakat a canım, söylesem ne olur sanki?.. İşte burada... Hayır söylemiyeceğim, merak- çatlayınız bana lânet ediniz. ve —— £ SATIŞ 10 da Kadıköy- da 99 nümerolu Madam ). Botterta hanesinde — mevcut dalya, düvar — saati yasdan m kep ceviz oymalı mamcl yemek oda dresuar, masa, ve camları, katedral, takıcı, — bkfe, altı sandalyadan talamır, büfe, d sandalyadan ekkep Renesans diğer oda takimı, kanape, 2 koltuk, 2 sandalya markizden ibaret beyaz lake Lul katöra ipekli salon takımı, kanepe, 2 kaltuk ve 4 sandalyadan Ibaret defa âslom takıs mı, 3 kapılı aynalı dolap, lavabo, şifone yer, gece masası, ve ill kişilik karyoladan mürekkep piramit usulü ceviz yatak oda lavabo, şifan; masası ve karyoladan ibaret senk ağacından defa yatak oda takımı marketeri ve bul galon masaları, aynalı aret defa yemak oda mar, kara masa, ve altı takamı, aynalı dolap, gece dolaplar, gyardiroplar, lavabolar, karyolar Jardinyer, Amerikan kadin — yanhanesi, meşin ve kadife kanapeler, kütüphane, tonet sandalyalar, pardeler, paravan incali kadrolar, elektrik avizeler olar M parça sofra takımı, biblolar ve sair eşyar lar, Berlle merkalı büyük forma nefis bir bitarda, Acem ve Anadolu halıları ve seccadeleri, TSON POSTA İ Yevımi, Siyası, Havadis — ve İHalk gazetosl Jetanbul: Eski Zapı Çatalçeşme sokağı 25 İstanbul - 90203 idare: 'Telefon Posta kul Telgrat ABONE FxATI TÜRKİYE 1 6 / 3 1 Gelen evrak görl vörilmez. İlântardan — mes'uliyot —alınmas cevap için mektuplara 8 kuruşluz Pul ilâvesi lâsımdır. Ağros değişlirilmesi (20) kuraştar,