| ! ı İ Bu Sayfa Haftada Bir Defa Neşro- lunur Ve Bütün Dünya Matbuatını Size Getirir. Dünyanın Dört Köşesinde Görülen Garibeler Japon Ordı:l;'ım Hare- ketsiz Bırakan Japon Kızı Çin - Japon harbi, yeni yetişen Çin kızlarının kahramanlıklar gös- termelerine birçok vesileler ver- Mmiştir. Çin kadını bizim İstiklâl harbinde olduğu gibi, cepheye Mühimmat taşımış, asker olmuş, tayyarecilik etmiştir. İşte bu kahramanlardan biri Ming Lok'tur. Bu küçük kız Pa- - Triste hukuk tahsil etmiştir. Ja- | Ponlar memleketine taarruza başla- yınca tayyareciliğe başlamış, ve bütün Japonlara dehşet salan, mu- vaffakiyetler göstermiştir. Hatta Japon tayyarecileri bu Çinli kızı kendilerine nümune olarak gös- termiye başlamışlardır. Çin - Japon harbi başladığı zaman Ming Lok Pariste idi. Ni- şanlısı tayyareci idi. Birkaç gün sonra nişanlısımın — yaralandığımı öğrenince, — tahsilini bırakarak tayyarecilik Öğrenmiye ve nişan- hsının — intikamını almıya karar Vermiştir. Çine döndüğü zaman hem tayyare, hem de mitralyöz kullanmasını öğrenmiş bulunu- yordu. Çin karargâhı onu Man- çuriye gönderdi. Daha ilk uçuşta © kadar kahramanlık göstermiştir ki, Japunlar ona “Havaların şey- tanı,, sıfatını vermiştir. Bu sebeple Japon tayyareci- lerine bu kızı herhalde öldürme- leri için emir verilmiştir. Fakat © yılmamış, geceleri Japon mü- himmat depolarıı bombardıman etmiş, askerlerini dağıtmış, tay- yarecilerini korkutmuştur. Şimdi kendisine kahramanlık madalyesi Verilmiştir. . * Para Yüzünden — Deliren Adam Para buhranında para yüzün- den deliren adam çok bulunabilir. Fakat buhran içinde para bolluğu yüzünden deliren adam pek bu- lunamaz. İşte bizim bahsettiğimiz adam böyle bir serseridir. Üç senede bir buçuk milyon lira yemiş, Bir milyon lira borca girmiş, Dokuz otomobil satın almış. Haftalık otel masrafı 3000 lirayı buluyormuş. Her gece kabarede 2000 lira tarfedermiş. Bu adam genç bir İngilizdir. Babasından bir buçuk milyon lira Mirasa koamuştur. Mirasa konar üç senede bu parayı bi- » borca girmiş, nihayet aş- ka tutulmuş ve bir müddet bu kurtulur. gibi olmuş, fakat nihayet içki, kumar, kokain VYesaire yüzünden delirip tımar- ye girmiştir. * 2000 Sene Evveli Büen Kadın hagilterede zengin, güzel, evli Dünya Matbuatında ; GÖRDÜKLERİMİ. Ne İnsanlar her vakit çocu- ğunun yanında durup emzik veremez. Bu- nun önüne geç- mek için İcat edilen otomatik emzik Amerikada bu sene bir icat ve ihtiralar sergisi açıldı. Bu sergide geçen bir senede ihtira edilen 5000 yeni icat teşhir edildi. Bu icatlar içinde garip ve gülünç olanları çoktur. Fakat asıl garibi terilerdir. Mühteriler - ekseriyetle akla, hayale gelmiyen kimselerdir. Me- selâ küçük muhterilerin başında mahpuslar bulunuyor. — Bunlar vakitlerinin boşluğundan istifade ederek birçok yeni şeyler keşif ve İcat etmişlerdir. İkinci derecede mektep - tale- besi geliyor, bunlar — bilhassa elektrik ve radyo işlerinde çok pratik icatlar teşhir etmişlerdir. Üçüncü derecede, kadınları gösteriyorlar, ev işlerine ait ka- dınlar - tarafından — icat edilmiş pratik birçok aletler vardır. manasız, pek muh- Bu garip muhterilerin elbette ihtiraları da garip olmak lâzım gelir. Meselâ kadının biri kışın karda kaymamak için zincirli kundura icat etmiştir. Bu ka- din — karlar — üzerinde — kay- mamak için otomobil tekrleklek- rine zincir bağlandığını görünce bunu niye insanlara tatbik etmi- yelim diye düşünmüş ve zincirli bir kundura yapmıştır. — A bir kadın vardır. Bu kadın 2000 sene evvelki insanları tanıdığını iddia etmektedir. Hergün Britiş Müzeuma giderek eski Mısır hü- kümdarlarını görmekte ve bunları tanıdığını söylemektedir. Kendisine bunu nasıl izah edeceği sorulduğu zaman da şu cevabi vermektedir: *“Ben tenasühe inanırım. Ru- humun Miısır zamanında da - ya- şadığına ve Mısır Hükümdarla- rından birinin kocam olduğuna eminim. ,, Ne buyurulur? | Son İhtiralardan Birkaç Nümune Garip Ve Ne İcat Ediyorlar Şeyler Otomatik dondurma şekeri koyuyore mnuz. Çevirince ddî durma çıkıyor. Bir diğer kâdın bir sinek ka- panı icat etmiştir. Bu kapan, re- simde görüldüğü üzere iki kanat- tan ibarettir. Kanatların üzerinde hafif bal vardır. Sinek konunca kapan kapanarak sinek tutulmak- tadır. Bir Muhteri, otomatik balık voltaları ihtira etmiştir. Balık tu- tanlar kayıkta olta ellerinde bek- lemekten bıkarlar. Bu adam öyle olta yapmış ki, denize atılan ucuna balık dokunur dokunmaz kayıktaki — ucuna — bağlı — ölan zil çalıyor ve balıkçiyı haberdar ediyor. Balıkçı balığı tutuyor. Bu garip ihtiralar hakkında bir fikir vermek Üzere bunlardan bazılarının Tresimlerini yukarıya dercediyoruz. Maamafih teşhir edilen bütün ihtiralar böyle gülünç şeylerden ibaret değildir. Bunlar arasında cidden faydalı ve meraklı olanları da - vardır. Meselâ bunlardan biri otoma- tik saattir. Bir Amerikalı, bizim eski duvar saatlerini andırır. bir saat icat etmiştir. Bu saat oto- matiktir ve elektrikle — işler. Bunda fevkalâde bir — şey yok. Fakat bu saat ayni zamanda barometre ve termo- metre vazifesini görür. — Fırtına saat kaçta başlıyacaksa, yağmur kaçta yağacaksa birkaç saat evvelinden o saati çalarak haber verir, oltayı çekerek Kibrit zayl et- memek için icat edilen bir ma- kine: Basınca kibrit yanıveri- yor. Bu saatin marifeti bundan da ibaret değildir. Saatin içinde bir radyo ma- kinesi vardır. Programa bakarak almak — istediğiniz — istasiyonları bir defa ayar ediyorsunuz, sonra saatiniz vakti gelince otoma- tikman o istasyonu açıyor ve siz düğmelerle oynamıya lüzum gör- meden istediğiniz istasiyonu al- mış oluyorsunuz. Dahası var, Bu saat ayni zamanda bir gramofon makine- sidir. İstediğiniz plâkları koyu- yorsunuz. — Saat — otomatikman onları gramofona yerleştiriyor, çalıyor ve değiştiriyor. Sofraya İskeletini Getirmişler Geçen gün Londrada Unler- sity College mektebi — müessisi Jeremy Bentanın ölümünü hatır- lamak için bir merasim yapmış- lar. Bu merasimin sonunda bir ziyafet vermişler, ve sofrada en muhterem mevkii — ölüye — ver- mişlerdir. : Ölünün kemiklerini bir araya getirerek — iskeletini — yapmışlar, Üzerine — elbiselerini giydirerek sandalyesine oturtmuşlar. Nutuk- ları iskelete hitaben söylemişler ve bütün merasim ve ziyafet müddetince bu iskelet sandal- yesini işgal etmiştir. Bu Sayfada Dünya Matbuatında Çıkan Meraklı Hikâye, Yazı Ve Makaleleri Bulacaksınız. Dünya Matbua- .tında Görülen Garip Şeyler Dünyanın Her Tarafında Bekâr Kadınların Azal- dığını Söylüyorlar Yapılan — istatistiklere — göre bugün dünyanın her tarafında eskisine nisbetle bekâr kadınla- | rın miktarı azalmıştır. ve azal- makta devam etmektedir. İngilterede 30 sene evvel her on bin kadımn dört bini bekâr- ken, bugün bu nisbet 3,680 & düşmüştür. Avustralya ve Yeni Zelântta 1911 de kadınların yüz- de ellisi bekârken bugün bu nis- bet yüzde kırk beşe inmiştir. Amerikada 1910 da bin ka- dında 297 bekâr vardı. Bugün yalnız binde 264 dul vardır. Almanyada 1910 da nüfus 57,700,000 idi. 1925 te 62.400,000i buldu. Fakat geçen 15 sene zatfında bekâr kadınların miktarı daima 16 milyon kalmıştır. Fransada bugün bekâr kadın- ların miktarı yüzde kırktır. Harp- ten sonra kadının miktarı erke- ge nisbetle iki misli artmakla beraber, bekâr kadın nisbeti an- cak yüzde 45 i bulmuştur. Yalız Japonya ve İtalyada bekâr kızların adedi artmıştır. Kadınları alâkadar eden nokta şudur ki, harpten sonra izdivaçlar ,ıkiıiııe nisbetle artmıştır. * Maymunla İnsan Arasında bir Kız Âlimler, insanlarını maymun- dan — geldiğini —iddia — ederler. Bunu| isbat için de Afrika orman- larında yaşıyan maymuna benzer insanlarla, insana benzer may« munları gösterirler. Fakat Profesör Moens ismitr de Danimarkanin Darveni olarak maruf olan zat, bu iddiayı tevsik için yeni bir delil bulmuştur. Bu zatiNiste bulunan İngiliz ailelerin- den birinin bir kızına tesadüf et- miştir.Bu kız çehrece insan, fakat vücutça maymundur. Doktor bu kız hakkında şu izahatı veriyor: “Kız maruf İngiliz ailelerin den birine mensuptur. İlme yardım ümidile kızlarının muayenesine muvafakat — etmiş- , lerdir. Haricen tabil bir kız- dan hiçbir. farkı yoktur. Fakat elbisesi çıkarıldığı zaman vücu- dünün çenesinden ayaklarına ka- dar, maymun gibi kılla örtülü olduğu görülür. “Bu hâdise, ancak çok eski ecdada çekmek — süretile izah olunabilir. Bu — hâdise Darven nazariyesini ispat için güzel bir vesika vazifesini görecektir. Profesör, hu keşfini, Londra, Berlin, Viyana ve Paristeki âlim- lere bildirmiş ve bir Jüri heyeti teşkilini teklif etmiştir.