Siyaset Âlemi Ozan önferansı lerliyor Lozan 18 — Umuml müza- | kere M. Yoşidanın müdahalesile ar başlamıştır. Yoşida Japon etinin, Fransa, Almanya, İn- Riltere ve İtalya mümessillerinin derece makul olan mütalca- ina ilâve edecek hiçbir müta- İkası olmadığını söylemiştir. Ja- Pon murabhası, bütün dünyamın buhran dolayısile misli görülme- Biş büyük bir felâkete uğra- Bası korkusu olduğunu, buhranın Sasının itimat fıkdanından ileri ldiğini, cihan buhranile müca- İtle arzusunda olan Japonyanın T iktısadi ve mali mese- r gibi tamirat — meselesi- de — halletmiye — azmettiğini öylemiştir. Belçika ve Portekiz trahhasları kendi memleketlerinin usi vaziyetlerini izah etmiş- (*rdir. Yugoslavya Başvekili Ma- nkoviç, bazı memleketler lehi- yapılan itilâfların diğer mem- etleri fena bir vaziyete düşür- Üğünü, meselâ tamirat borçla- tin ilgasının Yogoslavyayı böyle vaziyete düşüreceğini söyle- iştir. Romanya ve Yunanistanın Vaziyeti Lozan 18 — Konferansın hu- üsi celsesinde |Romanya ve Yu- n murahhasları, memleketleri- maruz bulunduğu müşkülât kında izahat vermişlerdir. Konferansın Borsaya Tesiri Paris 18 — Konferans Paris Londra borsaları üzerinde iyi ir vapmıştır. Gazeteler Ne Diyorlar Paris 18 — Siyasi borçların falikini gazeteler ehemmiyetli ve Him bir hâdise olarak telâkki Hmektedirler. Umumi — kanaat, “;ıerek tebliğin Fransanın men- kl ve arzusuna muvafık olduğu Terkezindedir. Lö Jurnal Endürtistryel gaze- İi diyor ki: Geçirmekte olduğumuz buhra- bugünkü hâd devresinde Mmınyı ile Aalacaklıları — olan Remleketler arasında muvakkat M'.lıkım uzlaşmalar — vücuda ge- btilmesi zaruridir. Fakat esasen bir senedenberi .'Üye edilmiyen bu borçların, Mlınyınıı çektiği müzayakanın İtbebi olamıyacağı aşikârdır. Le Jurnal gazetesi, Mak Do- h_dın icrası gayrikabil tesmiye ilen taahhütlerin yeniden tet- Siki tavsiyesine dair olan sözleri Kisir oderek diyor ki: ç Bilinmesi lâzım olan - taraf h! imkâninın — nerede ob- het ve yapmamak — arzusu- 't nereden başladığıdır. Namus- M. Heryo, Konferanstaki M Neticesinden M Hindistanda Kongre Akamete Uğruyor Bombay 18 — Kargaşalıklar nihayet bulmuş — gibidir. — Işık yakma memnuiyeti kaldırılmıştır. Müslümanlarla Mecusiler arasın- daki gerginlik devam etmektedir. Mecusiler, Müslüman mahallele- rinden, Müslümanlar da Mecusi mahallelerinden taşınmaktadırlar. Gandi Fikrinden Vazgeçmiyor Bombay 18 — Hükümet ile koöngre arasındaki müzakerelerin akamete uğradığı zannedilmek- tedir. Valii Umumt, Gandi boykotaj- dan vazgeçer geçmez kendisile tekrur müzakereye girişmeği dü- şünmektedir. İngiliı Parlâmento- su ne Gandiyi ne de kongreyi nazarı dikkate — almamaktadır. Gandi, menfi mukavemetten vaz- | geçmemektedir. kârlığın icabı. olan uzlaşmalar, hilekârlığın arasında bir had ta- yin etmek Jlâzımdır. Lozan ve Tahdidi Teslihat konferansının muvaffakıyet sırrı da - buradadır. Heryao Pariste Paris 18 — Başvekil M. Her- yo sabahleyin Lozandan buraya gelmiş ve nazırlar meclisinin iç- timamnda hazır bulunmuştur. M. Heriyo Beyanatta Bulundu Paris, 18 — M. Heriyo Lo- zandaki faaliyet hakkında beya- natta bulunsrak hulâsaten de- miştir ki : — Ben şahsen, — müzakerat neticesinden memnunum, Sevin- cimin birinci sebebi, Avrupaya ait meselelerin halli hususunun umuümi bir kadro dahiline gir- mesinden — mütevellittir. Diğeri de, moratoryom meselesinin en mantiki bir tasviye suretine bağ- lanmış olmasıdır. Bütün dünyayı memnun eden bir meselenin hal- linden nasıl memnun olmam. Hulâsa bu, hayırlı bir başlan- gacidir. Esasa ait müşkülât oldu- ğu gibi durmaktadır. Fakat bu müşkülât, konferansın atisini hiç- bir tehdide maruz bırakmamak- tadır. ltalyan Gazeteleri Ne Diyor ? Roma, 18 — Fransız, İngiliz, İtalyan, Belçika ve Japon heyet- lerinin beyanatları neticesi olan itilâfname hakkında - Jurnala Di- talya gazetesi, bu vasika muhte- lif memleketlerin mes'ul mümes- sillerinin — hüsnü niyetlerinin bir delilidir. Denilmektedir. Her Tarafında Kargaşalık Var Münih 18 — Bavyera dahilin- de siyasi fırkalar mensuplarının üniforma — taşımaları 30 — eylüle kadar menedilmiştir. Dün Nazis- lerin Diyete resmi üniforma ile girmek istemeleri bu kararın verilmesine amil olmuştur. Nazis- ler reisin süküta davet ctmesi üzerine tefevvühatta bulunmuşlar, salondan dışarıya çıkarılmışlardır: Bu sırada Nazis meb'uslarından biri: — Kahrolsun Bavyera! Diya bağırmıştır. Celse tatil edilmiş Hitlerciler, müfrit milliyetperver- lerin marşlarını söyliye söyliye salonu terketmişlerdir. Celse açık dıktan sonra Hitlerciler tekrar gü- rültü çıkarmışlardır. Reis, zabıta memurlarını çağırtarak kütün na- zisleri zorla dışarı çıkartırmıştır. Hitlercilerin Protestosu Münih 18 — Nazis Fırkası üniforma memnuiyetini çıkaran Bad ve Bavyera Hükümetlerini reisicümhur — emirnamesini - iptal ;h;ekle linihııı etmişler ı;'|. dlııı ükümetleri protesto etmişlerdir. Reisicümhurdan, bu hükümetle- rin beyannamelerini feshetmesini talep etmişlerdir. Merkez Fırkasının Uğradığı Tecavüz- Berlin, 18 — Merkez fırkası, Prusya Diyetinde uğradığı teca- aAlmı;hya;ıın İl Tren Kazası üzakerat emnunum, Diyor B Para buhranına çare aramıya çıkan tayyaro, kazaya uğruyor. Tayyareci- ler yunus balıklarının hücumuna uğruyorlar. Geçen vapura İşaret veriyorlar, aldırmıyor. Bunun üzerine tayyarecilerden biri: — Felâket, aiyor, bu vapur kendisinden başkasını görmüyor. (Bir İngiliz. karkkatürü ) Yapan Bir Deli Mahküm Oldu Viyana 18 — Birkaç ay evvel Macaristanda bir treni yoldan çıkaran Matuşka 6 sene ağır | hapse mahküm olmuştur. | Son Postat Matuşka, birkaç ay | evvel Almanyada Ansbah şimendife- rini bombalarla hattan çıkartmıştı. Sonra Avusturyada Juterling kazasını yapmıştı. Her iki ” kazada İnsanca zayiat yoktu. Son defa Macaristanda Biya Torbacı köprüsünü berhava etmiş, 60 kişinin ölümüne sebep ol- muştu. Akliye mütehassisları Matuş- ka için anormal bir adamdır. de- mektedirler. ——— vüzler dolayısile Rayhştag inti- habatından evvel Nazislerle mü- zakereye karar vermiştir. Berlin Prusya Diyeti içtimamı tatil etmeden evvel Prusya hü- kümeti tarafından verilen yeni vergiler ihdası — kararnamesini reddetmiştir. Hitlerciler Camları Kırıyor Hanovr 18 — Hitler Kıt'ası- na mensup birtakım kimseler Sosyalist — sendikaları binasına hücum ederek camları kırmışlar- dır. İmparatorluk bayrağı teşki- lâtına mensup bir müfreze bun- ları püskürtmüştür. Melsa Nezaretine Hücum Berlin 18 — İşsizlerle harp malülleri arasında Alman Masai | liseye Gönül İşleri 'Karilerimin Arzularına Cevaplarım “Sevdiğim kız, bir başkasile nişanlanıyordu. — İsrarım — üzerine vazgeçti. Benimle ilelebet kalmı- ya söz verdi. Ben de onunla evlenmek istiyorum, fakat arka- daşlarını beğenmiyorum. Bu kötü arkadaşları yüzünden onun da ahlâkının bozulacağından korku- yorum. Nasıl menedeyim ?,, A Zakt Bir kıza, arkadaşları yüzünden maruz bulunduüğu - tehlikeyi gös- termek ve hissetlirmek güç değil dir. Arkadaşlarının devam ettiği yerleri, kazandıkları şöhreti anla- tınız, kendisinin de böyle bir şöhret kazanması ihtimalinden bahsediniz, Mesele kendiliğinden halledilir. * “ Nişanlı bir kızım. Nişanlım burada olmadığı için mektupla- şıyoruz. Fakat bir arkadaş gibil Bana, biribirini seven nişanlıların iki arkadaş gibi muhabere elme- leri doğru değildir, diyorlar, ne dersiniz? ,, A B. Filvaki nişanlılık arkadaşlık hududunu aşan bir şeydir. Fakat bu hususta kız erkeğin göster- diği bu yoldan yürümiye mec- burdur., Erkek, uzıdını mektup yazarken kız ilânı aşk edemez. * 18 yaşındayım, Kendi yaşımda bir gençle iyoruz. Bu sene ikimiz de gireceğiz. Ayni liseye girmek- liğimiz doğru mudur? Hikmet Bence doğru değildir. Mek- teplerinizi ayırınız. * Ankarada Sevgi: Büyük Millet Meclisi Riyase- tine müracaat etmenizi tavaiye ederim. HANIMTEYZE erereserarcam -— TAKVİM —— PAZAR 30 Gün * 19 HAZİRAN - 932 hızır 45 (2 & 32(16. 16 hıılıı&ll 2 07 Nezareti önünde bir arbede çık- mıştır. 15 kisi zorla Nezaret bi- nasına girmişler ve nazırın odası- na girmelerine mâni olan hade- me ve zabıta memurlarını döv- mütlerdir. İDEBI TEFRİKAMIZ : 44 VİKT N——&.—— Muharriri: Knut Hamsun e 'Nasil 'oldu da gözünüze ı*İ*lnıyı cesaret etti. Şimdi de N'_un ortadan kayboldu. Komşu k.dıâiu sahibile ava gitmişti. Ne WLöT şayanı teessüf bir harekel! L 'Orya dün gece hiç uyuyama- — Bu gece belki daha rahat *r. Siz ne vakit gidiyorsunuz? — Yarın. Ya siz ne zaman & dönüyorsunuz? |ü!x İhtimal sonbahara.. Bugün i—?den sonra sizi görebilir. mi- a"; Ol Evet, şüphesiz, sizinle mek isterim. Bana bir ma- Ü— & bahsetmiştiniz, bana onu &rin, *han avdette uzun düşünce- ORYA Nakleden: H. Ş. lere daldı. Aklına fevkalâde bir fikir gelmişti. Öğleden sonra şatoya gitti, içeriye girmeden Kamilâya haber gönderdi. Onu orada beklerken, birinci kat pencerelerinden biri- nin arkasında Viktoryayı gördü. Genç kız bir müddet sabit na- zarlarla ona baktıktan sonra göz- den kayboldu. Kamilâ ile birlikte taşocağını ve mağarayı gezdiler. Şimdi gen- cin ruhunda bir sükün vardı. Sekin ve hayecansız, genç kızı dinliyordu. Onun manasız ve şuh cıvıltıları kendisini neşelendiriyor, sözleri sanki meleklerle gönde- rilen lâhutt haberler gibi etra- fında uçuşarak onu mestediyor- - lardı. Şüphe yok ki bugün me- lekler onun başı Özerinde dola- şıyorlardı. — Hatırlıyor musunuz Kamilâ bir gün bana bir hançer hediya etmiştiniz.. Onun altından bir kımı vardı. Onu öteki eşyamla birlikte sandığıma yerleştirmiştim. Çünki o zaman bu hançere ihti- yacım yoktu. — Ya, ona ihtiyacınız yok muydu? Peki sonra ne oldu? — Onu kaybettim, — Vah, vahl! Ne yazık. Belki size onun bir eşini bulurum, buna çalışacağım. Yenisini ister misiniz? Eve doğru dönmüşlerdi. — Ya ©o büyük madalyonu hatırlıyor musunuz? O da altın- dandı, etrafı zarif çerçeveli idi. Siz bu madalyonun iç tarafına benim hakkımda iltifatkâr bir iki söÖz yazmıştınız. — Evet, hatırlıyorum. — Bu madalyonu geçen sene ı ı birine hediye ettim. — Sahi mi? Ciddi mi söylü- yorsunuz? Onu bir başkasına hediye ettiniz, öyle mi? Peki bunu niçin yaptınız ? — Bir hatıra olarak onu bir Rus arkadaşıma verdimdi., Çocuk ©o zaman bana teşekkür için âdeta secdeye kapanırcasına yere eğil- mişti. — Bündan a kadar çok mu memnon olmuştu. Oh, yarabbi. Böyle önünüzde diz çökmek için kimbilir. o ne kadar memnun olmahydı. Onun yerine size baş- ka bir madalyon vereceğim. Fa- kat bunu kendiniz için saklayın. Şatonun değirmenine götüren yola inmişlerdi. Yohan durdu ve: — Bir gün, dedi, bu çalı- lıkta başıma bir vak'a geldi. Her — vakitki gibi tek başı- ma yaptığım — gezintilerimde, bir akşam buradan geçiyordum, ©o esnada iki kişi ağır ağır yolun üzerinden geliyorlardı. Birdenbire kadın durdu. Arkadaşı sordu 1 Neden durdunuz ? Bir cevap ala- mayınca tekrarladı. Ne oldu? Ne var ?. Kadın, birşey yok, de- di, fakat bana böyle bakmayınız. Genç 1 — Size bakarak yürümeyi se- verim, dedi. Kadın: Evet bili- yorum, beni seviyorsunuz, fakat pederim buna razı olmuyor, dedi. Anlıyor musunuz? Bu imkânsız bir şeydir.... Genç adam mirildandı: — İmkânsız öyle mi ? Kadın gencin bileğinden tut- muştu. — Ah! Bileğiniz ne kadar kuv- vetli. Hayret edilecek derecede kuvvetli, demişti. Bir an süküt oldu? Kamilâ sordu: — Peki, sonra ne oldu? ( Arkası var) — ———