NG ü Fransız - İngiliz Mülâkatı Ve AUusturya Paris 13 — Hariciye Neza- Telinde İngiliz Heyeti namma O Dtrilen ziyafetten sonra - İngiliz — üşvekili M. Makdonald sesli si- Rema mikrofonu Öönünde beya- İ Tatta bulunmuştur. M. Makdo- | Bald, 1 ozan Konferansının meşgul ağı müşkül meseleleri tavzih Baksadile M. Heriyoya ve Fransız | u)lılrııeü erkânına mülâki oldu- idan dolayı memnun olduğunu, mülâkattan beklediği ümitlerin :'“ çıkmıyacağını — söylemiştir. | Çansız Başvekili M. Heryo Mak dın sözlerini teyit etmiş ve İenüştir ki: | , — Gerek temsil etmekte ol- kİ!lrııuz milletlere, gerek bütün Billetlere karşı ifasına mecbur — “duğumuz büyük vazifeleri düşü- Nerek hali hazırda mevcut — olan bütün meseleleri tetkik — ettik. ı!ı'ul mevkiinde bulunan hü- Şömet adamlarından iş vesoğuk "k—hlık istenen pek müşkül bir "Vrede bulunuyoruz. Sulh- - da- | Yasına hâdim olmak istiyen biz F "Insızlırlı İngilizler — bütün İ h'vellı:riıııiıi bu gayeye tevcih MÜtik, Bu mesaimizin Lozan ve Ce- © konferanslarını - kolaylaştı- ğım Ümit ediyorum. _Beyınıuın sonra İngiliz Ha- ye Nazırı Sir Jon Simon bir Mtomobille Buliye gitmiş orada kdonald'ın kım Mis İzabel h diğer — zevatla bir — golf O Rertisi yapmıştır. Makdonaldla otomobil — gezintisi triyo da %ış!ardır. Bilâhara M. Mak- ldla kızı Versayda bir ge- is yapmışlardır. lâkatta Neler Konuşuldu ? Paris, 13 — Dünkü mülâkatta mlıu Avusturyanın mali vaziyeti ufqülmw_ İngiltere bankası Mazen evvelce Avusturyaya 200 pülyon şilinlik bir kredi vermiş uğundan İngiltere ve Avustur- " Nya mutlak surette lüzumlu olan muaveneti yapmanın şimdi ;nitr kefil milletlere ait olduğu Nlıtiııdeı'llr. | < Fransa, Tuna memleketlerinin —:ıulı ve iktısadi ihyası için yapı- beynelmilel müşkül vaziyeti OA Yasile teşebbüsten — evvelâ %luryınuı istifade etmesine verilmesi şartile böyle bir _İımd. bulunmıya amadedir. Gazeteler Ne Diyorlar ? ,vh.R:riı 13 — Tan gazetesi mü- —. elerin müsalt şerait içinde %ıı ettiğini, iki tarafta da İ uzlaşma — zihniyeti bir ğ_fînu. Cenevre ve Lozanda | &e! Âlemi | Frnsız-ingîliz Mülâkatı Dünyanın Tçskin Edebilcek ,Mi? sadi Istırabını Lindberg Haâdisesi . Alevleniyor Nevyork 13 — Lindberg'in çoçuğunun kaçırıldığı akşam Mis Viyoles Şarpe yanında bir kadın dostu ve kaçakçı Ernest Brinkert ile ayni ismi taşıyan bir delikan- h olduğu — halde bir otomobil gezintisi yapmıştır. Polis, bu isim müşabeheti do- layısile Viyoles Şape yi yanlışlık- la tevkif etmiş ve bu kadına taz- yikli istintak usulu tatbik etmiş- tir. Viyoles Şape bunun üzerine intihar etmiştir. Birçok kimseler Viyoles Şapenin masumiyetinden | bahsetmektedirler. Karaya Oturan Geminin Yolcuları Vey hey vey — Kesif bir sis dolayısile Şiming adası açıkların- da karaya oturan Veng Kiny ge- misinin 350 Çinli yolcusu kurta« rılmıştır. Yolcuları 2 İngiliz tor« pito muhribi kurtarmıştır. görüşülecek meselelerin son de- rece karışık bulunduğunu, Ame- rikanın borçlar meselesinde takip ettiği hattı hareketin kat'i ve cezri kararlar - ittihazına imkân bırakmadığını yazmaktadır. Beynelmi! sıkıntıyı İngiliz-Fran- sız mükâlemeleri inkişafının hal- ledeceğini ilâve etmektedir. Fransız Cazeteler Ne Diyor 7? Paris, 13 — Eko dö Pari ga- zetesi diyor ki Fransa Avusturya tarafından istenilen 200 milyon şilingin büyük bir kısmını vermiye ve 1931 senesinde İngiltere Ban- kası tarafından Avusturya ban- kasına verilen avans ile İngilte- renin bu baptaki vazifesini ta- mamen yapmış gibi addedilme- sini kabul etmiye amadedir. Ancak — Fransa, — Avusturya istikrazının Tuna — devletlerinin mali ihyalarına ait umumi plân- nın aksamından bulunmasını isti- yor, bunun için de Avusturya maliyesinde ciddi ıslahat yapılması hususunda muavenetini ibzal ey- liyecektir. Fakat Alman-Avustur- ya gümrük ittihadından kat'i surette vazgeçilmesini talep et- mektedir. Dr. Romanya Parlâmentosu Feshedildi | Bükreş, 13 — Parlâmento, | feshedildi. - Meb'usan intihabatı 17 temmuzda ve âyan intiha- batı 20 temmuzda yapılacaktır. Her iki meclis 30 temmuzda toplanacaktır. —— Büyük Bir Yangın Singapur, 13 — Bir antrepo- da yangın çıkmıştır. 17,500 - lira kıymetinde hindistancevizi stoku yanm;tır. n Markın İstikrarı Bal 13 — Banknot ihracına mezun olan bankalar müdürleri dün beynelmilel tediyat banka- sında toplanmışlardır. Rayşbank müdürü, bankanın Alman hükümeli ile ililâf ederek mazide olduğu gibi markın istik- rarını müdafaa tasavyurunda olb- duğunu söylemiştir. Harici Haberler Plank. sayfada okuyunuz Buradua bitmedi lütfen 8Binci | ) Resmimizde yeni teşekkül eden Alman kabinesi azaları görülmektedir. Sağda Başvekil Fon Papen, yanında Adliye Nazırı Fon Gürtner, Arkada Harbiye Nazırı Fon Şlajşer, Hariciye Nazırı Fon Nöyrat, Ziraat Nazırı Fon Bravn, onun arkasında Dahiliye Nazırı Fon Gayli, onun arkasında İktısat Nazırı Fon Varmbold, en arkada Heyeti Vükelâ Umumt Kâatibi Şanghay Yuvarlak Masa Konferansı Londra, 13 — Deyli Telegraf gazetesi, diplomasi mehafilinin Japonyanın yakın bir tarihte iç- timamı iltizam ettiği Şanghay Yuvarlak — Masa Konferansının tehiri için —ecnebi sefirlerinin Tokyo Hükümeti nezdinde te- şebbüslerde bulunmalarından do- layı hayrete düşmüş olduğunu haber vermektedir. Bu teşebbüs, Çinin bu kon- feransta lâyıkı veçhile kendi- sini temsil —etmesine — Japon- yanın mâni olmak arzusunda bulunmuş olmasına, Amerikanın ise Çinin bu konferansta diğer devletlerle müsavat dairesinde kendisini temsil etmesi hususun- da ısrar eylemiş bulunmasına hamledilmektedir. Çinin konferans azası meya- | nında bulunması takdirinde Man- curi meselesini ortâya atmasın- dan ve bunin üzerine Amerika ve Japonya arasında şiddetli bir ihlilâf korkulmaktadır. zuhur eylemesinden de | Kadınla Erkek ıktı_ Arkadaş Olabilir Mi? Erkekle kadının arkadaşlığına daima şüpheli nazarlarla bakarlar. İnsanlar, fena niyet beklemek- sizin, erkekle kadının biribirile arkadaş olabileceğini kabul et- mek istemezler. Halbuki iki erkek arasında olduğu kadar, bir erkekle bir kadın arasında da samimi arka- daşlık teessüs ettiği çok defa görülmüştür. Şüphesiz kadınla erkek arka- daşlığında — yaratıcı ve tenbih edici bir kuvvet vardır. İnsanları en iyi eserlerini yaratmıya sevke- den yaratıcı kudreti bu dostluk takviye ve tarsin eder. Büyük şair, ressam ve hey- keltraşların hayatını okuyunuz. Ekserisine en büyük ilhamları veren kadın arkadaşları olduğunu göreceksiniz. Kadınla orkeğin arkadaşlığı bir noktadan tehlikelidir. Fakat her kıymetli şeyin az çok tehlikesi vardır. Fakat bu tehlike arkadaş- lığın husulüne mâni değildir. Kadın arkadaş, bilhassa erkek için, çok kuvvetli bir ilham Mmembadır, Erkek kadının yanında kendin- den başka bir mahlük olmağa daha yüksek bir varlık göster- meğe çalışır. Şunu da unutmamak lâzım- gelir ki fikirlerimizde, şahsiyeti- mizin inkişafında cinsi ihtiyacın büyük rolü vardır. Her fert en iyi şeyi, daima muhalif cinsin tesiri altında yapmıya çalışmıştır. Meselâ uğtelit mekteplerdeki erkek ve kız| çocukları -tetkik ediniz.| Bu mekteplerde çocuk- ların daha ziyade kabiliyet gös- terdikleri görülür. Erkek kadının tesiri altında, daha nazik, daha terbiyeli, daha kibar olur. Ea salâhiyettar terbiyeciler çocules ların muhtelit' mekteplerde tedrisi lâzım geldiğini müdafaa etmiş- lerdir. İki taraf biribirinden ne kadar uzak kalır, biribirine karşi ne ka- dar yabancı yaşarsa, o kadar zaif, mukavemetsiz. ve — çorak olurlar. Binaenaleyh kızınızın erkek w kadaş edinmesine muhalefet et- meyiniz. Bırakınız zaman ile ter- biyesi yükselsin ve kendisini kurtarmasını, erkeğe ilham mem- bat: olmasını öğrensin. HANIMTEYZE -— TAKVİM —— SALI 30 Gün - 14 HAZİRAN - 932 hu #0 |/ İkladi | & 3316 150 İmsak | 6 26| 2 04 EdeBi TEFRİKAMIZ : 39 VİKT ORYA Muharriri: Knut Hamsunr Nakleden: H. Ş. Y“ıs"ııu ve derin bir heyecan Anin gözlerini bulutlandırdı. —“İde geçilmez bir sürüurun K l'yid tesirile gidip onun k Arına kapanmak, ona teşek- Etmek istedi. Fakat bunu Sonra, yemeği müteakip ıî"""' daha — ihtiyatkârane Xinı düşündü. milâ, sağında ve solunda ı*:l"li konuşuyor, yüzünün hututu — gülüyordu. 0.[ Biz, ! —"lî_lu_ On yedi yıllık ömrü- B F dir Genlal bir yels lekesi kirletmemişti. Genç kız, ayağa kalkması için, mütemadiyen Yo- hana başile işaretler yapıyordu. Nihayet şair kalktı. Kısa cümlelerle, gür ve mik- heyyiç bir sesle söze başladı. Kendi hakkında bu kadar lü- tüfkâr — sözler — sarfeden — zat ile, mes'ut bir vak'ayı tes'it için verilen bir aile eğlenlisine kendi gibi bir yabancıyı davet etmek İâtfunda bulunan muhle- rem şahsiyet'era teşekklir etmek istediğini anlatlı. Kendisini bu- j Tunduğu meçhuliyetten çıkarmak lütfunda bulımuşları; ve huzzarın, kendi gibi şöbretsiz bir muharrir hakkında — sarfolunan — sitayişkâr sözleri dinlemek kadirşinaslığını gösterişleri cidden şayanı teşek- kürdü. Onun bu akşam araların da bulunuşu, ancak kendisinin © civarda ikamet eden değir- mencivin çoğlu olmakla izah edi- lebilirdi. Bu sırada Viktorya, gözleri ansızın parıldıyarak, kendini tu- tamaz bir halde bağırdı: — Hiç şüphe yok. Bütün mazarlar ona çevrildi. Genç kizin yanakları kıpkırmızı olmuştu. Göğsü şiddetle kalkıp iniyordu. Yohan susmuştu. Müz'iç bir süküt ortalığa yayıldı. Şato sahibi bayretle kızına hitap ettiz — Viktoryal Genç kız bağırdı; — Evet, devam ediniz. Sizin davetinizin 'hakiki sebebi budur. Siz lütfen sözünüze devam ediniz. Ve birdenbire gözleri karardı, başını iki tarafa salhıyarak çılgın gibi gülmiye başladı; sonra pe- derine doğru dönerek: — Hayır, ben mübalâğa etti- ğimi — zannediyordum. Halbuki mübalâğa eden kendisidir. Ben bunu söylemek için onun sözünü keştim. Yohan, bu müphem sözlerde- ki manayı anlamak istet gibi Viktaryanın — izahatımı - dikkatle dinledi. Kalbi göğsünden fırlıya- cakımış gibi şiddetle çarpıyordu. Yaşlı gözlerinde nmihayetsiz Lir şefkatle yaldesinin kızına baktı- ğı:ık.fukdg:î. Neden sonra sözüne devam etti... Evet, kendisi mü- balâğa etmişti. Matmazel Viktor- yanın hakkı vardı. Onun bu zi- yafette bulunuşu yalnız komşunun oğlu olmasından değil, ayni za- manda genç yaşındanberi şatonun çocuklari'e arkadaş olmasından ileri geliyordu.. Ve bunun için onlara teşekkür etmekte idi, Ço- cukluğunda bu yerler onun mel- cei, şatonua ormanı onun bildiği ve sevdiği yegâne dünya idi. Bu ufukların arkası ona meçhul bir ülke, bır rüya memleketi gibi geliyordu. Halbuki bu masumiyet senelerine kaç defalar Viktorya ve Ditlif onu gezintilerine, oyun- larına iştirak ettirmişlerdi. (Arkası var)