T SON os*rıı KOK İşten El Çekmiş Bir Hırsızın Hatıraları. Edgar Pip Dirildi Muharriri : Arnold Golopen Bir Muhavere - Edgar Pıp İtiraf Ediyor - Yine Dostluk Safhası - Mütareke İşte Buna Derler - Vagonda Fir Tesadüf - Manzana Konlerans Veriyor Manzana ateş saçan bir gözle ı bana baktı: — Galiba kendinizi bir melek beni de bir haydut zannediyorsu- Buz? dedi. — Aldanmadığıma da emin olarak, cümlesile mukabele ettim, fakat işi daha fazla ileri götür- miye lüzum yoktu, bu cümleyi söylediğim dakikada pişman ol düm: — Azizim, dedim, yekdiğe- rimize kırıcı cümlelerle hitaba başladık, fakat biliniz ki kabahat sizdedir. Daha dün benim çibi bir arkadaş bulduğunuza mem- hun olduğunuzu - söylüyordunuz, niye bugün bana düşman mua- Mmelesi yapmıya başladınız? — Düşmansıniz da ondan! Fakat dikkat ediniz, cebimden çaldığınız revolveri iyi kullanmıya bakınız. Eğer kurşunu hedefe isabet ettiremezseniz benim şu Yumruklarım sizin canınızı çıkar- mıya kâfidir. — Azizim, meseleyi bu de- Tece ileri götürmemek sizin eli- hizdedir. Evet revolverinizi aşır- dım, çünkü hem elmasın, hem de silâhın ayai elde bulunması doğru değildi, arada muvazeneyi temin etmek lâzımdı. Yalnız biliniz ki taahhütlerinize sadık — kaldığınız müddetçe bu silâh kullanılmıya- ıı.ktır. Fakat aksi halde kafanızın Plrçılıııınııı muhakkaktır. kç — Taahhüdümümü tultuğum — halde de bana Fenalık yapamı- — Şacağınızı nereden bileceğim! — Bunun için biraz düşün- Mek kâfidir: Elimde beni geçin- direcek bir servet varken katil olarak idam sephasına gitmeyi Böze alacak bir adam mıyım, lütfen biraz muhakeme ediniz! Aramızda tekrar — musalâha aktedilmişti, fakat buna inanıla- Mazdı, mesele arkadaşımın eline fırsat geçmemesindeydi. İstasyona gelmiştik. — Fakat - trenin kalkmasına daha bir saat Zaman vardı. Fırsattan bilistifade garın hemen karşısında küçük bir lokantaya girerek karnımızı yurduk. Bunu müteakip gişeye Uğrayarak — biletlerimizi - tedarik ttik, Fakat yolr ular bunu ebemmi- yetle dinliyorlardı. Hatta sağırca olan iki efendiden birisi daha iyi işitmek için biraz yaklaşmıştı. Marzana, muhataplarında uyan- dırdığı alâkadan memnun, bir aralık cebinden Cenubi Amerika devlet adamlarının - vesimlerini, kârtvizitlerini ve Mmuhakkak uy- dürma — mektuplarını — çıkararak kendisini dinliyenlere gösterdi, hiç şüphe etmiyorum: Maksadı iki efendinin hayre- tini celbetmekten ziyade siyah elbise giyinmiş olan kadın ile arasında bir münasebet tesisine çalışmaktı. Bana gelince; birçok defalar musahabeye iştirake davet edil- dim, fakat tanımadığım adamlar- la çene çalmakta bir fayda gör- mediğim için müphem birkaç cevap vermekle iktifa ettim ve nihayet köşeye büzülerek uyur gibi yaptım. Ruan İstasyonuna geldiğimiz Fzaman seyahat arkadaşları biz- den müsaade alarak vagondan endiler. Manzana kadının elini Zöptü ve ihtiyar efendilere de ge- lecek ay Montekarloda — bulüş- mayı vadetti. Nihayet yalmız kal- dığımız zaman: — Yahu, bu ne gevezelik! dedim. Manzana yüksekten atarak: — Gevezelik değil! cevabını verdi. Fakat benim gibi bir salon adamı — kendi — seviyye- sinde adamlara tesadüf ettiği zaman elbette zevk duyar, mem- nun olur, konuşur! — Mümkün! Fakat bu efen- diler sizin zannettiğiniz gibi sa- lon adamları değildir. Ne olduk- larını anlamak için bir dafa elle- rine ayaklarına bakmak kâfi idi, Kadına gelince: alelâde bir fa- hişeden başka birşey değildir. Manzana domates gibi kızardı: — Fahişe mi dediniz? Diye bağırdı. Azizim yoksa siz aklını- zı mı kaybettiniz? Maamafih salon hayatına hiç girmediğiniz için bu budalalığınıza kızmak doğru de- ğgill — Mümkün! Fakat ben sima- Bir Genç Kadın Ve İhtiyar İki Efendi Trenin kalkmasına 20 dakika kala birinci mevki bir vagona h'll karşıya yerleşmiş bulunu- Yorduk. Bu vagonda bizden başka Siyah matem elbisesi giymiş bir k.*İlll ile paltolarının yaka ili- hde nişan rozeti taşıyan iki ih- ar efendi vardı. Bilâhare öğ- —dlm ki bu öç yolcu ( Ruan) a oeklerdı Mant şehrini — geçtikten sonra bilmem ne münase- M ihtiyar efendilerden biri n:mllm ile mubavereye - girişti, keli Nzana — bidayette suale tek me ile cevap verdi ise de, çok eden dilini serbest bıraktı. 'lrılı kendisini sefaret kâtibi y':;dıuı etm ıdlı Ka igine ınanı Irsa olam- bh'l îl. fakat Urugvay ile Ve- a'yı da cebinin içi gibi Ve oralarda birçok çifte h'u! dan az çok anlarım ve karşımda- ki adamların hangi sınıfa mensup olduklarını derhal keşfederim. Bu kabiliyetime — istinaden bir daha söylüyorum: Konuştuğunuz insanlar zannettiğiniz kibar sını- fin yarımdan bile geçmemişlerdir. Birer dolandırıcıdan başka bir şey olmamaları kuvvetle muh- temeldir. Bu dakikada hatırıma birden- bire bir fikir geldi * — Bir defa cebinizi yoklar mısınız ? dedim. Bakalım elmas elân yerinde duruyor mu ? Manzana — istihfafkârane gülüşle: — Doğrusu zekâda eşi bu- lanmaz bir adamsınız! dedi. Maamafih — gayrihtiyari — bir hareketle elini yeleğinin cebine götürmekten de kendisini alama- dı. Herifin sarardığını gördüm ; — Oh! Oht Oh! Diyip du- ruyordu, üzerine atıldım. Omuz- larından tutarak sarstım: — Çaldırdınız. değil mi? di- ye bağırdım. Kim bilir, belki de heriflerle — anlaşmışsınızdır! Ah budala! Ah sefil! Haydi durmıya- hm, arkalarından koşalım, belki de yakalayabiliriz. Fakat şayet elması geri alamazsak elimden çekeceğiniz var! bir * Beş dakika için —durmuş olan tren hareket ederken aşa- ğaya — atladık, — yolcuları — itip kakırak istasiyon binasından dr şarıya fırladı. Manzanayı önüme geçirmiştim. Herifi bir silindir gibi yol açmakta kullanıyordum. Kapının önüne gelince kontrol memuruna sordunı: — İhtiyar iki efendi ile siyah- h bir kadının fgeçtiğini gördünüz mü? (Arkası var) Hazin Bir İrtihaj Devlet Demiryolları Umum İnşaat — Müteahhidi — Mühendis Nusret Beyin mahdumu ve sabık Harbiye Nezareti mektupçusu merhum Ali Rıza Beyin hafidi Şuran İzzet Bey otuz dokuz ya- şında olduğu halde vefat etmiştir. Cenazesi yarinki cumartesi günü sabah on birde Feneryolunda Çiftehavuzlardaki köşkünden kal- dırılacaktır. Cenabıtak peder ve validesine sabır ve metanet versin Eyüp Terasındat; Osman Efendi- nin alacağından dolayı Balatta Ka- rabaş mahallesi Vapur iskelesi cad- desinde atik 12 cedit 22 numarada mukim Mehmet ağa ÂAyşe H. Yuvan ve İspiro Efendilerin elyevm maballi ikametleri meçhul bulunduğu mahal- lesi muhtarı ve mübaşiri tarafından ödeme emirleri zahrına verilen meş- ruhattan ve polis tahkikatından an- daşılmış olduğundan tarihi - ilândan itibaren yirmi gün müddetle ilânen tebligat icrasına karar - verilmiş ol- makla müddeti Mezküre zarfında bizzat veyahut vekili musaddak gön- dermeleri aksi takdirde muamelci gıyabiyeye devam — olunacağı — ilân olunur. ——— ——— Tavukpazarında Mollafenari mahallesinde Yağcı hanında orta katta (6- No.) odanın altında bir hissesi. Tavukpazarında Mollafenari mahallesinde Yağcı hanında alt katta (7- No:) odanın nısıf hissesi. Balatta Hacı İsa mahallesinde Tahta minare caddesinde atik (234- No:) maa müştemilât kârgir mağazanın altıda bir hissesi, Balâdaki emlâkin müzayedesinde talip zuhur Vardı, b |—"' inlerce amele ku- H.v bi ""'“l bunları bana söyle- güler geçerdim. etmediğinden pazarlıkla satılmasına karar verilmiştir. Pazarlığın sonu Haziranın otuzuncu Perşembe günü saat on beştedir. Taliplerin Çenberli- taşta İstanbul Evkaf Müdüriyeti binasında Mahlülât kalemine muracaatları. İtalya Ve Rusyaııın Açt tıgı Kredı 50 Milyondur Bu Para İle Uzun Müddetli Bir Mesai Programı Tanzım Edilecek Başvekil Paşar Bugun Ankaraya Gidiyor (Büş terefi © iğ0i zeyfağ) Başvekil Paşayı şu cümlelerle tebrik etti: *— Herkes muvaffakıyetiniz- den bahsediyor. Tebrik ederim. Böyle bir seyahatte bulunmağı ben de isterdim. Böyük muvaffa- - kıyet kazandınız. Paşa Hz.,, Sefir Cenapları Hariciye Veki- line de şunları söyledi: “— Büyük muvaffakıyet Be- yefendi... Tebrik ederim.,, Başvekil Paşa bütün selâm ve tebriklere iltifatlı mukabele- lerde bulunduktan sonra Tevfik Rüştü Beyle birlikte Perapalas oteline gittiler. İsmet Paşa ve Tevfik Rüştü Bey bugünkü trenle Ankaraya gideceklerdir. Başvekil İsmet Paşa dün va- purda Ajans mümessilini kabul ederek şu beyanatta bulunmuştur: “Şarki Akdenizde büyük kom- şumuz, dost İtalyadan zmemnuni- yet hislerile avdet ediyoruz. Bu ziyaretlerimiz senelerdenberi iki memleket arasındaki — dostane münasebatın en samimi . şekiller- de tebarezöünü iyi bir vesile ol- müştuür. Ben ve arkadaşlarım Türkiye- nin İtalyaya karşı samimt dost- luk hislerini açık yürekle izah ettik. Faşist İtalyadan ve onun yüksek reisinden memleket ve | milletimize karşı ayni açık yürekli ve samimi hislerle mukabele gör- dük, kıymetli muhabbet tezahür- lerine muhatap olduk. * Gördüğümüz — muamelenin mihmannüvazane ve nazikâne te- celliyatı bizi fevkalâde mütehas- sis etmiştir. Vatandaşlarım huzu- runda teşekkürlerimizi tekrar et- mek benim için bir vazifedir. “Faşist İtalya çok çalışıyor. Muyaffakıyet her yerde derhal göze çarpar. Musolini Hazretleri- nin yüksek kıymet ve muvaffa- kıyeti her türlü takdir ölçüsünden üstündür. Milli Reisimiz Gazi Hı. ne Faşist İtalyada beslenilen hayran- hk hisleri ve Yüksek Hükümet Reisinin bu vadide izhar ettiği asil duygular bizi çok mütehas- sis ve bahtiyar etmiştir. İtalya ile aramızda üç yüz milyon liretlik bir ikrazın esas- la : teka:rür ettirilmiştir. Bu ikra- z bir kısmından aynen na- kit olarak, bir — kısmından İtalyaya — borçlarımızın — tediyesi için ve bir kısmından dahi İta- yaya yapacağımız siparişler için istifade olunacaktır. Tesisatımızı kırmak — ve- iktısadi bünyemizi takviye etmek için bu muamele çok faydalı yeni bir imkân ve “Bilirsiniz. ki; iki memleket arasında muallâkta bulunan esaslı bir mesele kalmamıştır. Bu zi- yaretimizde Hariciye Vekili arka- daşım hergünkü işlere ait busus- ları da İtalyanın çok kıymetli Hariciye Nazırı Grandi Hazret- lerile — görüşüp anlaşmak - için fırsat bulmuştur. İtalya ile emniyet ve samimi- yete müstenit ciddi bir dost- luk siyasetinden memleketlerimiz musıım olmuştur. ve olacaktır. Beynelmilel sülh mefküresinin bu siyaset Ssayesinde istifadesi ise aşikârdır. “Seyahatim esnasında, gider- ken ve gelirken, dost Yunanis- tının sahiline uğramamız tabil idi, ve iyi oldu. Giderken M. Ve- nizeles ve M Mıhıloknpuloı ile ve gelirken yeni Başvekil M. Papanastasyu ye arkadaşı M. Bar kalbaşı ile görüşerek bahtiyar oldum. — Yuhanistanın — kiymetli devlet adamları ile temaslarımız iki memleket arasındaki derin dostluğun sağlamlığını — görmek ve göstermek için her iki tarafa iyi bir vesile teşkil etmiştir.., Kredi Meselesi İtalya ile aramızda yapılması mukarrer olan mâli muamelenin hakikt vaziyeti şa şekilde izah ediliyor: İtalyanın bize âçtığı kredi Üç yüz milyon liret, yani takriben otuz iki milyon liradır. Bu kredinin şeraiti henüz belli değildir. Yalnız umumi olarak mutabık kalınan cihet; bu şeraitin normalden de aşağı olması mer- kezindedir. Bunun üçte - birisi nakten — alınacak, — üçte biri de makine ve saire — gibi memlekette yapmak tasavvurun- da bulunduğumuz işleri kurmıya tahsis edilecektir. Diğer — üçte biri de İtalya müesseselerine olan borçlarımızın tediyesine ayrılacak- tır. Bu borçları karşılıyacak ye- ni bir kredi bulunduğuna göre bütçede © kalemlerin tasarruf edilmesi mümkün olacaktır. Bu suretle Rusya ve İtalyadan muhtelif şekillerde alınan kredi- nin yekönu elli milyon Türk lira« sına yakın bir şey oluyor. Haber aldığımıza göre hükümet bu kredilerin temin edeceği imkân dahilinde meselâ üç senelik bir mesai programı yapacak, memle- ketin en ziyade muhtaç olduğu bazı sanayüi kuracaktır. Herhalde bu paranın bütçe açığını kapamıya tahsis edilme- sine ihtimal yoktur. Kredilerin nasıl — kullanılacuğı, — programın hangi esaslar dahilinde yapıla- ; cağı Heyeti Vekilede görüşülüp tespit edildikten sonra anlaşıla- caktır. Dr. A. ŞAUL Dahiliye Mütehassısı Pazardan masda hergün 1-4 Tel: Z2T Balat Hızır çavuş Rifatefendi sokak: 9 Fotoğraf V/ahlili Kupnıîı. Tabiatinizi öğrenmek — istiyorsanız fotoğrafınızı 5 adet kupon ile bir- likte gönderiniz. Fotoğrafınız straya tâbidir. ve iado edilmez. Talın, meslek veya san'at? | . - İ Hangi enallerin cevabı ? intişar k ni ? Fotoğraf edeci Fotoğrafın kllşosi 90 kuruşluk pul mukabilinde gönderilebilir