Ceke <N p b e YO Söz Aramızda Hayat Hayal Değildir Alle kurmanın esas ve şart- larını, zannediyorum ki, bu sü- tunlarda bir hayli mevzubahs ettim. Kadının evlenirken, erke- ğin bir yuva kurarken eşini nasıl seçmesi Tâzımgeldiğini, iki ta- rafta aranacak — vasıflar — üze- rinde asrarla —durarak — anlat- mıya — çalıştım. — Karilerimden birçoklarının, uzun tetebbü ve tecrübe mahsulü olan bu yazılar- dan istifade etmiş olduklarını ümit etmek isterim. Evlenmek, hayatımızın sonuna kadar bir nevi fikir, his ve men- faat şirketi kurmak demektir. Hayat arkadaşımızda — arıyacağı- mız ilk iki şarta ilâveten bir Üçüncü şart ta beğenmek ve be- genilmek meselesidir. Bu üç şartın bir araya gel- diği izdivaçlara ideal izdivaç de- mek lâzımdır. Çünki hissen ve fikren anlaşabilen, bilmek için de ıııü::uil lah::le..v.e tahsil görmüş, duyguları müşterekleş- miş olan insanların bir araya geldiği nadir ahvalde — görül- Müştür. Şu halde, yapılacak şey, bu gayeye doğru mümkün olduğu kadar — yaklaşmıya — çalışmaktır. Ta ki evlenmenin sonu acı bir inkisar olmasın. Bir zamanlar Türk gazete- leri dedikodu yapan bir hâdise- den nzun, uzun bahsettiler. Bir delikanlı, üği Lir kız- la evlenmek istiyordu. ai- lesi şu veya bu düsünce ile bu izdivaca mâni oluyordu. Kızla er- kek bu muhalefete rağmen karar- larında ısrar ettiler. Genç kız, bir gün babasının evinden esrarengiz surette kayboldu. Herkes telâşa düştü, mesele az daha mahke- melere aksedecekti, derken iki Şimdi işitiyorum ki bu derece romantik bir şekilde başlıyan bu macera hazin bir talâk davasına “müncer olmak üzere Ç Sebebini bile sormadım. Çünkü tabmin etmek kolaydır : Ya para sıkıntısı, yahut ta fikir anlaşamamazlığı. Şimdi bir, Gmitle dolu geçen o eski maziyi, bir de bugünkü husranlı vaziyeti gözönüne — getiriniz. Hakikatin acılığını bir daha görmüş ola- caksınız. Fakat düşünmelisiniz ki hayat hayal değildir, sadece ha- kikatlerden ibarettir. * Kaçakçılar Bir Muhafaza Memuru- muzu Şehit Ettiler Dörtyol ( Hususi ) — Geçen perşembe akşamı bir kaçakçı kuafilesi huduttan geçmek istemiş, fakat mubafızlarımızın ateşi önün- de kaçmıya mecbur olmuşlardır. Ancak geceleyin pusuda ka- çakçıları bekliyen Muhafaza Me- murlarından Antakyalı Mehmet ve Kastamonulu Recep Ef. ler ani bir tasrruza uğramışlar atr, lan kurşunlar neticesinde Mehmet Ef. derhal ölmüş, Recep Ef. de ağır yaralı — olarak hastaneye kaldırılmıştır. — Şerirler şi: takip edili- yorlar. Bunlardan birkaçı yaka- lanmıştır. , ran mebzul ol- aa e AM Menemen Köylüsü Çalışıyor Fakat Zahire Ve Tütün Para Etmediği İçin Bağcılığa Kuvvet Verdi Menemen(Hu- susi ) — Kazamız mahsulâtının ge- çen seneye naza- duğu anlaşılmak- tadır. Geçen sene üzüm istih- sal mevsimi bi- dayetlerinde, bağlarda mahsul iyi görünmekte iken bilâhare zu- hür eden pro- nozporoz ve kö- mür hastalıkları bağları fena hal- de müteessir et- miş, eski senelerde beher dönüm bağdan dört, beş çuval üzüm alan bağcılar 80- 90 okka bile kuru üzüm alamamışlardı. Böyle olmakla beraber Menemen bağ | mıntakası dahilinde yedi bin çu- vala yakin kuru üzüm istihsal edilmiştir. Rençperlerin ekserisi bağcı olduğundan, az mahsul almaları dolayısile bağlarına ilâç ve diğer masrafları için yaptıkları borçla- rını ödeyememişler, neticede mu- tazarrır olmuşlardı. Bağlarına âriz olan hastalıktati zarar gören bağ- Bitliste Taze Balığın Ok- kası 6 Kuruşa Bitlis. (Hususi) — Burada şimdi — balık — bolluğu - başladı. Mükemmel taze balığın okkasını altı kuruşa alıp yiyoruz. Şimdi herkes etten ziyade balık istihlâk ediyor. 4 Güzeldere spor — kulübü Vanda bir maç yapmak üzere oraya hareket edeceklerdir. Ga- lip geleceklerini ümit ediyorlar. X4 Yapılan tetkikata göre mıntakamızda zabıta vukuatı bu sene, geçen seneye mnazaran yüz- de seksen beş derecesinde azal- mıştır. Ufak tefek bazı kaçakçı- hık hâdiseleri oluyor. X4 Burada öküz arabalarına haddinden fazla yük yükleyorlar. Bazı köylerde köylülerin öküzlere bindikleri görülmektedir. NIYAZI YILMAZ Erdekte Birçok Mübadil Evleri Bomboş Duruyor Bandırma (Hususi) — Yuna- nistan ile mübadele edilen yer- lerden birisi de Erdeğin Marmara nahiyesine tâbi Palatya, Ekinlik, Rutya, Paşalimanı ve saire kar- yeleridir. Bu köylerden Palatyada dar boş ev vardır. Bu evlerler- den bir kısmı bakımsızlık yüzün- den harap, olmuşlardır. Palatyadaki evlerden on ta- nesi kadar meskün ve mütebaki- si ise gayrimeskün — bulunmakta- dır. Ekinlik köyü ise Palatya da olduğu gibi pek azı meskün ve Menemenin umum! görünüşü cılara, Kooperatifler ve Ziraat Bankası kükürt, göztaşı tevzi et- | mektedir. Bu sene, şimdiki görü- nüşe bakılırsa 18 - 20 bin çuval kuru üzüm —tahmin edilmekte olup şimdiki halde hiçbir. hasta- hk görünmemektedir. ? Hububat fiatlerinin düşkün- I lüğünü gören zürra, — zeriyata İ ehemmiyet — vermiyerek — geçen seneye nazaran yüzde kırk nok- sanile ekin ekmişlerdirdir. Geçen l sene istihsal edilen tütünlerin | bir kısmına yüz otuz kuruşa ka- Diyarbekirde Çiçekçilik Müsabakası Diyarbekir (Hususi) — Şeh- rimiz Halk evinde bir çiçek mü- sabakası yapılmıştır. Bir hafta- danberi — herkes — yetiştirdikleri saksı çiçeklerini Halk evine ge- kes alâka göstermekte idi. Ta sabahtan itibaren halk hücuma başlamış olduğundan müsabaka saati olan on altıya kadar hal- kın ve mektep' çocuklarının te- hacünü menetmek ve çiçeklerin bozulmamasını temin için Halk evinin kapısına polis ikamesine mecburiyet hâsıl olmuştur. Saat en altıda halk ve memüurin Halk evine geldiler. Buna kolordu | bandosu da iştirak etmişti. Halk | evi bahçesi binbir çeşit çiçek- lerle dolmuş ve gayet güzel is- tifler yapılmışt. Bu müsabaka bir saat kadar devam etmiş, bu- nu müteakıp halk dağılmıştır. | Halkın bedil zevkini - teşvik maksadile Halk Evleri burada bu gibi vesilelerle halkı çiçekçi- liğe teşvik etmektedir. Hatta bu sene — vilâyet Fidanlığından da halka meccanen (3209) adet dut, (586) aşılı Malatya kaysısı, (202) yine aşılı şeftali, (140) dişbudak, (215) akasya, (50) gladiçya, (10) katalpa olmak üzere (4878) adet fidan, meraklı bahçe sahiplerine ve resmi müesseselere meccanen tevzi edilmiştir. SABRİ —- AM mütebakisi gayrimeskündur. Hükümet muhacirini bu güzel havadar, ve şirin köylere iskân etmiş olsa böylelikle çürüyüp giden bu şirin evleri hem vikaye ve hem de bu güzel köylerin türmişlerdi. Bu müsabakaya her- | i î ı l b A dar fiat verilmiş ise de ancak bir kısmı satıla- tütünlerin para- sı sonra sahipleri- ne tediye edile- bilmiştir. Geriye kalan — tütünler inbisar ambarların- da bulunmakta- dır. Bazı muba- yaa memurları on kurşa kadar fiat vermekte ve az miktarda almak- tadırlar. — Zürra, bugün ellerinde bulunan tütünle- rini hakiki fiatlerile değil, her ne pahasına olursa olsun satmak istediği halde müşteri bulamamak- tadır. Bir müddet evvel Tütün İnhisarının mubatyaatta bulunaca- ği haberi tütüncüleri sevindirmiş ise de bundan bir netice çıkma- mıştır. Tütünlerini satamıyan tü- tüncüler bugün yeni dikecekleri ve diktikleri tütünlerini işletebil- mek için kredi bulmak hususun- da zorluk çekmektedir. Bu sene dikiş azdır. Ali Hdi Çankırıda Yolsuzl;ıîYapanlar Mahkemeye Verildi Çankırı, ( Hususi ) — Çerkeş Maliyesinde 927 senesinde bazı yolsuzluklardan dolayı haklarında tahkikat yapılarak mahkemeye verilen Çerkeş sabık Malmüdürü Cemal, — Sandık —emizi Lütfi ve Muhasebe kâtibi Emin Bey- lerden, Cemal Bey hakkında evvelce men'i muhakeme ka- rarı — verildiği gibi şimdi de kırı Ağır Ceza Mahkemesin- e görülmekte olan davanın ne- ticesinde isnat olunan cürümlerle Lüâtfi Beyin de alâkası olmadığı görüldüğünden onun da beraatine ve Emin Beyin ise sahte senet tanzim etmek ve zimmetine 1400 lira geçirmek suçundan İ sene 2 ay ve 13 gün ağır hapse ko- nulmasına karar verilmiştir. Ka- rar Emin Bey tarafından temyiz edilmiştir.” Bundan başka Hgaz Tapu Me- muru Ziya Bey vazifesini suüsti- mal etmek ve reisi bulunduğu | Hilâliahmer şubesinin paralarını zimmetine geçirmek cürümlerile mahkemeye verilmiştir. Muhake- mesine şehrimiz Ağır Ceza Mah- kemesinde mevkufen bakılmakta- dır. İlk muhakeme celsesinde bazı "şahitler dinlenilmiş, faa yapılmak üzere dava başka bir güne bırakılmıştır. K.K — ——— ——— sessizliğini gidermiş olur. Palatya köyünün şimal kısmı kâmilen mermer taş ocaklarile dolu oldu- gundan bu kısım taşçılığa, cenup kısmı ise hayvan yetiştirmiye çok müsaittir. —» bilmiştir. Satılan | bir müddet | —e ae ae — e— GN | Edebiyat Bahsi . 'Kendi Zevkime Göre 4 teessüf hiç görmüyorum; onull 15 mayıs tarihli nüshasında ben den bahseden ve sadece “Yıldıza imzali bir yazı bulunduğunu Adar nada çıkan Türk Sözü gazetesilt de okudum. Yıldız. benim hiçbif şeyi beğenmemek ve yalnız kent di zevkime göre hüküm vermek buyumdan şikâyet ediyormuş. Bana bu sitem ilk defa ola* rak edilmiyor, onun için Yıldız'a cevap vereceğim. Zatcn bu işt verirdim. nereden çıkarıyorlar bilmem? Be- | nim beğendiğim birçok şairler; kitaplar vardır. Sadece bugünkür lerden misal göstereyim: İ Ahmet Haşim'in, Necip Fazıl's m, Nâzım Hikmet'in, Yahya Ke- malin şirlerini severim ve çoğunu ezbere bilir, mütemadiyen oku- rum. Şüküfe Nihal Hanımın Bülbül isimli şürinde dört mısra | vardır: * Bahar! ah o hain, © serin bahar! - Ne çabuk erdin bir yaz gecesinc? - Bülbülüm! bü olgun, durgun sıcaklar - İlham ver” mez oldu yanık sesine..,, Bunlar! okuduğum vakit içimde bir hay- ranlık duydum ve güzelliklerini Yeni Mersin gazetesini maat* | evvelâ o başlasa idi yine cevap | Ş p. Hiçbir şeyi beğenmediğimi de n y ** anlamıyanlarla kavga ettim. Ys! | Yıldız, ben beğendiğim yazılardan hoşlanmıyanlarla kavga ederim ; onları okadar beğenirim... -Niçin benden hiçbir şeyi hoşlandığım yazılar da olmasaydi senelerdenberi edebiyatla uğraşır — mıydım ? Yalnız kendi zevkime göre hüküm verdiğime gelince; bu — hususta Yıldız'ın yerden göğe kadar hakkı var. Evet, öyle oluyor. Amma herkes keadi — zevkine — göre — hi verir. — Benim de, harici âlemle temas için “havası hams ,, ımdan ve aldığım ihsasları terkip için bir tek beynimden başka bir şeyim yok. Falan eserin güzel, Falan — hiçbir fevkattabil kuvvetten bir işaret vaki olmuyor. Eserin kar” şısında ben yapayalnızım, demek — ki yalnız kendime göre hüküm verebilirim. Söylediklerim doğru mu, yanlış mı, bunu ancak bütün zayıf eserleri ortadan — kaldırıp ancak iyilerini sgklıyan zamat — tayin edecektir. ğ Herhangi bir eser hakkında yazdıklarımın sırf kendi zevkimi Eöıtordiğini itiraf ediyorum; far beğenmez | diye bahsediyorsunuz ? Sevdiğim, — | | eserin çirkin olduğuna dair banâ — beğendiğim eserleri okuyup öbür — lerine el sürmekten menetmiyo” rum ki! Yıldız.. ben - size bir şey söyleyim mi? — “Kemw dinden bahsetmek gururdan Ilıle; lir, diyenlere inanmayın; bil ğ asıl tevazu odur. Kendimizden,; harici âlemin bizde bıraktığı ve | kendi " Havası hams ,, 1mızdan — | geçip kendi beynimizde mezcul- dukları için yine ancak bizi gös” teren akislerinden başka nedef at ben de kalkıp herkesi ya'nız — ğ F T bahsedebiliriz ki? Hiç kimse kem> - | disinden kurtulmaz. i Kim olduğunuzu bilmiyorum, Yıldız. Belki genç, belki benden — de ihtiyarsınız: hattâ belki kadıf, belki erkeksiniz. Size ders ver” — miye " kalkmıyorum; — yalnız bir — tavsiyem var, isterseniz itibıf' almazsınız: verdikleri hükümlerif kendi zevk ve anlayışlarında” başka bir şeye de istinat ettiğini söyliyenler kendilerini de aldalr — | yorlar, sizi de.