Kari Mektupları Spor Meraklısı Üç Hanım Ankarada Yenişehirde Bedia, Nedime ve Saadet H. Efendilere: Spor yazılarımızı takip ve hakkımızda gösterdiğiniz tevec- cühlere teşekkür ederiz. Türk analarına nümune olabilecek bir intizamla muhtelif sporlarla meş- gul olduğunuzu mektuplarınızdan anlıyoruz. Serbest güreş şubesinde mil- letlerin kadın — şampiyonlarının dereceleri kat'i olarak kestirile- mez. Bu hususla meşguül - olan bir federasyon — olmadığından dünya ve Avrupa kadın şampi- yonlarının isimleri ve kıymetleri, müsabakaları — tertip — edenlerin neşriyatına — tâbi — kalmaktadır. Maamafih alelâmum güreş sporu kadın bünyeleri için çok ağır geldiğinden yalnız temaşa numa- raları arasında kalmıştır. Bizi Rahatsız Ediyorlar Epey bir müddettenberi ma- halle bekçilerinin bağırarak yan- gin ilân etmeleri menedildi. Âla, musip bir karar. Mahalle bekçi- leri ancak ayda yılda bir defa yangın çıktığı zaman bağırırlar- di ve bunüun yine aşağı yukarı bir faidesi vardı. Fakat sokak satıcılarının in- celi kalınlı Aavazelerine ne buy- rulur! Taze sabahın alaca karanlı- gından itibaren kulağımızın di- binde çın çin ötüyorlar. Uyku ayutmuyorlar, bütün halk bunlardan bıkmış usanmış bir haldedir. Bekçiler — susturuldu. Fakat bunlara da bir çare bulmak kabil değil midir? Bu işle adar ma- kamın nazarı dikkatini celbetme- Bizi rica ederim. Kadıköy Vişne sokak Ro.33 Makinist ZİYA Alâ Metaksa Konyağı! Üç akşam evvel dükkânıma çapulcu — kıyafetinde bir “adam girdi. — Ağabey gümrükten aşır- dığım bir Metaksa konyağı var, alır mısın? Dedi. Baktım yarım kiloluk konyak güzelce ambalâj yapılmış, iki liraya veriyordu. Doğrusu bedava diye iki lirayı verip aldım. Eve gelip konyağı açtığım - zaman bunun boyanmış bir sudan ibaret olduğunu gör- düm. Bunu yazmaktan maksa- dım diğer vatandaşlarımın da ayni hilekârlığa kurban gitmemelerini teminden ibarettir. Son Postan hürmetkârı Cevaplarımız Cafer Tayyar Beye: Teveccühünüze — teşekkürler ederiz. Arzunuzun tahakkukunu temenni ederiz. Bütün Ansiklo- pediler ayni kelimeler ve ayni mevzular etrafında aşağı yukarı ayni malümatı verirler. Bu itibar- la bilhassa ilmi bahislerde büyük bir tevafuk ve tetabuk - vardır. Bu kabil malümatın şahsi görüş- lere ve kanaatlere göre değişmi- yeceği de malüm bir keyfiyettir. * Kırklareli A. Ş. Beye Şeker ihtikârı davasını çok muhtasar yazdığımızdan şikâyet ediyorsunuz. Hiçbir kasit ve endişe ile hareket edilmemiştir. Matbuat Kanununun ahkâmına Tiayet etmemk, ve kanunun çer- çeveri haricine çıkmak ılpheıı ki kabil değildir. — © Baron Vernerin mektebindeki meşhur cüce Adolf ve Adolton evlenme merasimi Berlin, 18 (Hususi) — Cücelik, tabiatin bazi insanlara karşı bir gadri) addedilmek lâımdır. Öy- leya! Her insan gibi hissetmek, düşünmek, yemek, içmek, yine insan olan bir cücenin tabil hak- kıdır. Fakat böyle bir insan s0- kağa çıktığı vakit bütün hemcins- lerinin merak ve tebessümlerile karşılanır. Niçin ? Çünkü yüzünün hatları, onu olgun bir insan gibi gösterdiği halde boyu, vücudunun muhtelif azası adeta, minyatürleşmiştir. Büyümüş te sonradan küçülmüş gibi bir manzara arzeder. Hayvanları himaye için türlü müesseseler vücuda getiren insan- Fi ransızlar Beyaz Rusları İstemiyor Paris, 20 ( Hususi ) — M. Dumere karşı ika edilen suikast üzerine Fransa Hükümeti yeni tedbirler almak kararını vermiştir. Bilhassa beyaz Rusların Fransaya kabul edilmemeleri hususunda hükümet erkânı müttefiktir. İlk emir Berline gönderilmiştir. Ber- Hindeki Fransız Konsolosu, Fran- saya geçmek istiyen beyaz Rus- ların pasaportlarını — vize etime- mektedir. Paris, 20( Hususi ) — Reisi- cümhurun Muhafız Kumandanlı- ğına Komiser Şarl Morar - tayin edilmiştir. Şarl, Reisicümhurun hayatından mes'ul. tutulacaktır. Paris 20 (A.A) — Adliye ta- bibi, Goörgouloff'un kolunda hiç- bir yara nişanesi olmadığını be- yan etmiş olduğundan Astakoff katilinin asıl isminin Zalatarff olduğuna ve kolunda bir yara nişanesi bulunduğuna — dair - olan şahadetinin doğru olmadığı anla- şılmıştır. Transatlantik Kumpanyası Paris, 20 (ALA) M. Bone Rive tekaüde sevkedilmiş olan M. Türsdın yerine umumi Trans- atlantık Kumpanyası Müdürlüğü- ne tayin edilmiştir. lar, cücelere karşı dudaklarından düşmiyen bu tebessümlerile ne de- rece haksız bir; muamele yaptıkla- rının elbette ki farkında deği- lerdir. Fakat siz kendiniz bir cüce olunuz. O zaman, bu halin doğurabileceği harareti — bütün acılığile — hissedersiniz. Kendisi böyle bir vaziyette olmamakla beraber kalbi çok insani hislerle dolu olan bir Alman, Baron Verner: | cüceleri cemiyetin haksız mua- melesinden kurtarmak - için Ber- linde bir cüceler evi tesis etmiştir. Bu evde, her millete mensup kadın, erkek birçok cüce toplan- mışlardır. İçlerinde evli - olanlar bulunduğu — gibi — bekârları da çoktur. Oturmaları, kalkmaları, yemek yiyişleri, müzik toplantıları, Bugu'nk Aln;anyayı Elin- de Tutanlar Kimlerdir ? Bir Alman, Baronu Berlinde C"celeri Babasını Dertten Yetiştiren Bir Mektep Ve Misafirhane Açtı suvareleri cidden görülecek şey- dir. Maamafih bu zatin bu evi tesis etmekle mutlak bir iyilik yapmak fikrile hareket ettiğini zannetmeyiniz, o, bu evi, bir ne- vi mektep haline getirmiştir, cü- celer, bu mektepte tahsil ve ter- biye görmektedirler. Bilhassa san'at sonra, talep vukuunda muhtelif - sirklerine, tahsili — ve dünyanın tiyatro ve filim - mücsseselerine — sevkolun- maktadırlar. — Alman — Baronu, böyle iş bulan her cüceden mu- ayyen bir ücret almakta ve bu parayı bu evin yürümesine sar- fetmektedir. İki noktadan kârlı bir iş vesselâm. HAYRİ Mevcut İddialara——âakılırğa, Bunlar İki Jeneraldan Başka Kimse Değildir Berlin, ( Hususi ) — Alman- ya bir askeri diktatörlük — arife- sinde bulunuyur. Rayşver tesmiye olunan Al- man Milli ordusunun — yüksek rütbeli zabitleri hafi biri içtima aktederek — Müdafaai — Milliye Nazırı olan Jeneral - Grönere artık itimatları kalmadığını bil- dirdiler, ve onu istifaya mecbur ettiler. Birkaç hafta evvel Jeneral Grönerin Hitler hücum kıt'alarını feshetmesi bu akıbeti doğurdu. Bu işe perde arkasında âmil olanlar evvelâ Jeneral Şlayşer, sonra Rayşverin Başkumandanı Jeneral Hammerştayndır. Almanyayı iyi bilenler diyor- lar ki: “ Bugün bütün Almanya iki askerin elindedir. Bürüning ve hatta Hitler bu işin ruhu olan Jeneral Şlayşerin elinde birer alettirler. Kö e Jeneral Hammerştayn ve Şiayşer Jeneral Şlayşer son derecede zeki, fevkalâde mahir bir tabi- yeci, azimkâr ve müteşebbis bir zat, şöhretli bir askerdir. SS < S L SÖON SAAT Fi N ea KŞ Ça AY N D YKK g Kurtaran Bir Çocuk — e Berlin, ( Hususi ) — Berlinin kenar — mahallelerinden — birinde olturan ve uzun zamandanberi işsiz kaldığı için bir haylı borca giren Rodolf isminde bir işçiyi düştüğü müşkül vaziyetten son derece zeki bir çocuk olan kızı 10 yaşlarında Marta kurtarmıştır, Vilhelm isminde bir alacaklıs nin — sıksık — gelip babasıni sıkıştığını gören Marta, bir gün pencerede otururken yine Vil- helmin gelmekte olduğunu görek rek hemen yerinden fırlamış ve sokak kapısınin önüne çıkarak babasının evde olmadığını söyle- miştir. Vilhelmin surat astığını güren Marta, hemen içerden bir sandalye çıkararak : “Her Vilhelm oturunuz. Sizinle biraz konuşmak istiyorum ,, de. miştir. Son derece canı —sıkılmış olan Vilhelim gitmek istemişse ı Martanın ısrarı üzerine oturmiyâ mecbur olmuştur. Vilhelm otuni duktan sonra Marta masum biy tavırla Vilhelmin önünde dizçök» tükten sonra: * Her Vilhelm; pekâlâ bilir, siniz ki babam son derece nas muslu bir adamdır. Bir iş bulsa idi çoktan size olan borcunu verirdi. Her defa siz gelip gittikten sonra yalnız başına odaya kapa» narak saatlerce ağlıyor. İş-buls mak için baş vurmadığı yer kal madı. Ben onun biricik kızıyım ve ben olmasa idim babacıs ğim bü — sıkıntılara — tahammül etmezdi. Sizden çok rica ede- rim, bana bir iş bulunuz, ça» hşayım ve babamın size olan bor« cunu ben ödeyim. Eğer bana iş bulamiyacaksınız beni — evinizd hizmetçi olarak alınız. Beş sene, on sene ve hatta ölünciye kadar babacığımın borcuna mukabil size hizmetçilik edeyim, Yalnız ba- bamı üzmeyiniz, çünkü o, çok iyi bir adamdır.,, demiştir. Martanın bu sözlerine karşı Vilhelmin taş kalbi yufkalaşmış, cebinden çıkardığı bir kâğıt pare çasının üzerine bir şeyler yazmış ve başka bir takım kâğıtlarla beraber bir zarfın içine koyduk- | tan sonra Martaya — uzatarak: “ Kızım; baban eve geldiği vakit şu mektubu kendisine ver. ,, di- yerek uzaklaşmıştır. Vilhelmin kendisine bir ce- vap vermeden gitmesi Martanın fena balde canını sıkmış, elinde bulunan zarfı, içerde korkudan titremekte olan babasına götür- müştür. Rodolf titrek ellerile zarfı açmış, fakat içinden kendi senedini ve Üüstelik bir de cek görünce şaşmıştır. İki satırdan ibaret olan mektupta — şunlar yazılıdır: “Azizim Rodolf, “Senetlerinizi size iade ediyo- rum. Bundan maada on bin mark- hk bir de cek takdim ediyorum. Bu para ile bir iş - yapabilirsiniz. : Kerimeniz Martayı en büyük bir mektebe benim hesabima yerleş- 1 tirmenizi- bilhassa riça ederim.,, D ASA e e Ca A A ĞĞ B LJ