Sabzâ Melikesi Belkısın Ülkesi Aranıyor HARUNÜRREŞİT gea 72 N Yuzanı &* X Tarihin Esrarengiz Sayfaları Felemenkli Bir Mü hendis, Kurnazlıkla İsmall, tacidar yeğeninin o geceyi de sızgınlıkla geçireceğini aaladı, kzgın kızgın içini çekti ve odadan çıktı. Mesrurun — te- birlenmesi, Fenhasın yaşaması, Harunun sarhoş olması, — ihtiyarı küplere bindiriyor-.u. Artık ne eğlence, ne birşey istiyordu. Kule yapmaktan da vaz geçmişti. Binaenaleyh Fen- has ile karşılaşır — karşılaşmaz Buralı astı: “ — Ben yatacağım, dedi, sen kızlarını yerlerine götür. Ve bir müddet sonra haki- katen uyudu. Halbuki çecenin es- rarlı saatleri henüz geliyordu. Okadar itinalı hareketlerine, sar- sılmıyan — dikkatlerine ve ittihaz ettiği tedbirlere rağmen yine Klâçlı — nebizi içmekten kur- tulamıyan — Haran, — tatlı bir uyuşukluk, sarhoş bir - teyakkuz ; içinde rüyalar görmeğe başla- b mıştı. Dün gece olduğu gibi bu t gece de Zatülhal ile arkadaşları- nın bir nebze yanında kaldıkla- Pını, sonra birer gölğe sessizliğile uzaklaştıklarını, — kaybolduklarını göstermekle açılan rüya, kendine has olan seyrini takip ediyordu. Duvarlar yine — uzaklaşıyordu, ta- van yine yükseliyordu, döşeme- ler yino derirleşiyordu. Harun, bu göz karartıcı enğinlik ve derin- lik içinde mini — minileştiğini zerreleştiğini, hiçleştiğini bir daha görmüş oluyordu. O, yerinden kımıldayamamasına, rüyaların elin- de hırpalanmasına rağımen ikinci sahneyi pek âlâ tasavvur ediyor- du, O sebeple gözünü sağ taraf- taki duvara dikmişti, garip bir İştiyak ile oradan vaki olacak 3 tecelliyi bekliyordu! F Filhakika bu tecelli de gecik- L medi, oda büyüyüp küçüldüktea biraz sonra duvar açıldı ve "yine bir hayal göründü. Hayal, bir gece evvelki gibi peçeli değildi. k Tül de taşımıyordu. Yalnız. bir tebessüme, şuh bir tebessüme sarılmıştı. İşte bu tebessümün ışığım saça saça yürüdü, Haru- nun yanına geldi. ayağını, sonra elini Öptü. Daha sonra tepsiye yaklaştı, bir kadeh aldı, elindeki küçük şişede bulunan bir mayüi o ka- dehe boşalttı ve nazlı nazlı ha- lifeye sokularak başını kaldırdı, kadehi dudaklarına iliştirdi. Reşit, bir gece evvel olduğu gibi, damarlarına ateşten bir sel dolduğunu hissetti ve sessizce bir sayha ile inledi: — Oh, Zübeydel Beni yine | yendin! Bir saat sonra o, ayni Kana- penin dibinde yalnızdı ve yorgun başını elleri içine olarak kötü kötü düşünüyordu. Karısını cür- mü meşhut veya zevki meşhut | halinde yakalamak için oraya gelmişti. Odayı, kölesi vasıta- sile tarassut altında bulunduru- yordu, içkileri bizzat murakabe — ediyordu. Öyle iken yine künde- | den atılmıştı ve karısı, bir hayal halinde yeni bir zafer daha kazanmıştı. Harun kısa ve sıkıntılı. bir mülâhazadan sonra yumrüklarını sıktı : — Bu, böyle olmaz! dedi, Zübeydeyi mutlaka görmeliyim ve hakikati anlamalıyım, Bu kararı anırildenirken — iki gece arasında beliren mühim bir fark, gözüne çarptı. Bir gece evvel uyandığı vakit üÜç halayığı yanında bulmuştu, şimdi onlar oda- da değillerdi. Bu, neden ileri geli- yordu?.. Harun etrafına bakınca vaktin henüz erken olduğunu gördü. Gün doğmamıştı, ortalık koyu bir karanlık içinde idi. Demek ki kızlar, kendisinin halâ sızgın bulunduğu zehabile yanına gelmemişlerdi. O halde?.. Evet, ©o halde Zübeydenin de evden henüz çıkmamış olması münkün- dü. İşte bu düşünce Harunürre- şidi kuvvetlendirdi, yerinden sıç- rattı. Ne suretle içtiğini bilme- diği ilâç, bugün fazla tesir yapmamıştı, yahut tesirini çabuk kaybetmişti. Bunu anlamak, ken- disinde birşeyler yapmak ihtiya- cını kamçılıyordu. f Harun hırsiz. adımlarile oda- dan çıktı, kulaklarını ıssız koridorun kara boşluğuna dikti dinlemiye koyuldu. Ne ses vardı, ne ziya, Koca ev, baştan başa boş gö- rünüyordu. O, bir lâhza te- reddüt geçirdikten sonra yürüdü, kendi yattığı —odadaki esrarlı duvarın — bulunduğu — istikamette ilerledi. El yordamile araya ara- ya koridor üstünde ikinci bir kapı buldu. Burası başka bir odanın methali idi ve vaziyete gö- re öbür odaya bitişik bulunmak icap ediyordu. Harun, kalın ce- vizden yapılmış olan bu karanlık kapıya kulağını dayadı, içeriden bir ses işitmiye çalıştı. Kapıda hiçbir delik veya ya- rik yoktu. Anahtar için de sanki bir yer — ayrılmamıştı. O sebeple İçeride işık bulü- nup — bulunmadığı — belli olme yordu, Kalınlığı da — gerisini ta- mamen dilsizleştiriyordu, bir ses aksetmesine imkân bırakmıyordu. Buna rağmen Harun, eşiğin le- tüne diz çöktü, nefesini kıstı, içeriyi sıkı bir kulak — tarassudu altına aldı. (Arkası var ) eee e |— RADYO — 24 Nisan 932 Pazar İSTANBUL — (1200 metre) — 18 gramofon, 19,5 Darüttalim heyeti, 20,5 gramofon, 2i Kemal Niyazi B. ile arkadaşları, 22 tango örkestrası, BELGRAT — (429 metre) 19,15 muhtelit konser, 20,40 gramofon, 21 Verdiden muhtelif parçalar, ROMA — (44l metre) 20 gazete haberleri, 20,30 gramofon, 21,45 ak- şam koönderi, PRAG — (488 metre) 19 Orote- kor islmli operadan muhtelif parça- lâar, sonra konser, VİYANA — (I7 metre) 21 halk koanseri, Jozef Holzerin orkestrası, PEŞTE — ( 580 metre) 20,20 kon- ferans 21 operadan nakil. | — VARŞOVA — ( 1411 metre) 20,25 gramofon, halk konseri. % Fransıt — Tiyatrosunda Raşit Rıza Tiyatrosu î Bu akşam 21,90 da Mile. Elena H. alkusl işticakile, Yunan edibi Splros Me.as'ın BİR. GECE ve BİR HAYAT Piyes 3 perde Zengin Oluverdi ' Ro!erdnmdın-_;aıılıyor: Bu- ! rada işsiz kalan hir mühendis, is bulmak için zekice bir usule mu- racaat otmiş ve ziyadesile muvaffak olmuştur. Bu adam 10 bin kadar mektup bas- tırarak bunları muhtelif şirket ve fabrikalara dağıtmış, bir kısmını da kiraladığı bir tayyaro ile şebrin üzerinden attırmıştır. Bu usul sayesinde mühendise vekiz bin iş teklifi yapılmış, o, bu tek- lifleri on gön zarfında tetkik et- miş ve en elverişlisini kabol — et« mek süre'ile teşebbüsten azami istifade temin eylemiştir. Bundan başka, kendisine gelen diğer iki iş tekliflerini de, işsiz vaziyette bulunan diğer mühendis arkadaş- larına bir nevi peştemallık mı- kabilinde devrederek bu yüzden de ayrıca mühim bir servet te- min etmiştir. .. Takayyüdatı Nevyork 23 — Borsada fiat düşürmiye matuf birtakım ma- nevralar hakkında Âyan Meclisi tahkik komitesi fevkalâde tedbir- ler almıştır.. Komite bir liste neşretmiştir. Bu listede esham adetlerile satıcıların isimleri var- dir. Bu süretle karşılıksız satişlar olacaktır. ni Mançuri Hükümetinin Garip Şiddeti Tokyo, 23 — ÇamÇung'dan Pengo ajansına bildiriliyor: Yeni çuri - demiryolu — mıntakasından inhiraf eyledikleri takdirde Ce- miyeti Akvamın Mançuri tahkik komisyonuna refakat eden M. Wellington Kao ile diğer Çinli şahsiyetleri tevkife karar — ver- miştir. Mançuri — hükümeti, ahkâma muhalif hareket edenleri “ kargaşalık amili ve Mançuri devletinin — bukuküu — hükümra- nisini ihlâl etmeleri,, cürmile taki- batı kanımiyeye maruz — bulundu- racak ve en şiddeğli cezalarla tecziye eyliyecektir. lrak Petroltları Londra, 23 — Irak hükümeti tarafından Britiş öl vevölopment kompaniye — verilen ve İngiliz, Fransız, İtalyan ve Alman men- faatlerini bir araya cemeden pet- rol imtiyazı Dicle nehrinin gar- binde takriben 3200 kilometrelik bir sahaya şamil olmaktadir. İlk senelik işletme icarı dör- dünzü #seneye kadar her sene 26000 İngiliz lirası artmak şar- tile 100 bin İngiliz lirasıdır. Dör- düncü senede işbu icar 200,000 İngiliz lirası olarak tespit edilmiş bulunmaktadır. İmtiyaz geliri üzerinde İrak hükümetinin — musirren talep - et- mekte olduğu yüze nisbeti tonilâ- toda 4 şilindir. Kumpanya' İşlet- me icar mukavelesi 75 senedir. teşebbüsünde | ve satıcılar meydana — çıkarılmış f.gmxıun. mürakabesi altındadır. Mançuri hükümeti cenubi Mam- | yında tetkikat mevru | takım Seyitlerin idaresi altında- | | | Bir Alman Aiim, Bütün Yemeni Baştan Başa Dolaştı, Fakat Bir Şey Bulamadı DS B #| şehirlertnden Terim Bu memleketin meşhur şehir- leri de vardır, ekserisi 30 bin nüfusludur. Bu şehirler umumiyet sahildedirler ve şunlardır. Terim, Makalla, Şeşer, Şiban, Sejün, Fodda, Horeda, Hecran ve Ovrah. Hadramutun meşhur En az tanınan yerler, elbet teki en uzak olan memleketler değildir. Meselâ Yemen çok uzak bir ülke sayılamaz, Uzun zaman idaremiz allında bulun- masına rağmen bugün, Yemende kaç kabile vardır, konuşma lisa ları nelerdir ? Bunların Aâde! nasıldır? Mazbut ve müabit sure bir. eserde — toplamış — değiliz, Sonra Yemenin — şarkında bir Hadramut denilen mıntaka var- dır ki burası da eskiden bizimm idaremiz altındaydı. Fakat mene leketin esaslı bir surette tetkiki fapılmamıştır. Hadramut — şimdi Fakat İngilterenin burada tek bir askeri yoktur. Şurada, burada siyasi murakabe memurları - var- dır. Bu memlekete, ender Avrı- palının ayağı basmıştır. Bunların bir danesi de Helfriç ismindeki Almandır. Bu zat, hususi saade ile musikinin esasla: 1 yapmak için Hac- ramutta uzun boylu tetkikat yap- mıştır. Bu zatın beyanına göre bu memleket, elyevm biribirine kar- şı müstakil dört sultanlıkla idare edilmektedir. Fakat kabileler, bir Meşhur Sabâ melikesi Belkı- n hükümran olduğu şehir de buradadır. Fakat Alman — Alim bütün taharriyatına rağmen bu şebrin bulunduğu mevkii tayin edememiştir. Yine bu zatın gör düğü şayanı dikkat manzaralar- - dan biri de bu mıntaka halkının mısır ve buğday saplarından ma- mul şapka giymeleri, yolda ge derken başlarile reverans yapa- rak selâm vermeleridir. dır ki bunların nüfuzu, çok defa sultanların nüfuzundan yüksektir. Bu Seyitlerin cümlesi de “Âli Haşim,, e intisap iddiasımdadırlar ve cetlerinin. Hazreti Hüseyin olduğunu iddia ederler. Alman aliminin bu mıntakada en şayanı dikkat gördüğü şey, Arap memleketlerinde binalar tek katlı olduğu halde Hadramuttaki binaların ekseriyeti on katlıdır. ve bir nevi Amerikan binalarını andırmaktadır. Binalar, sanki her an muhasaraya maruz — kalacak- mış gibi demir kapılı ve demir pencerelidir. Bugün ALEMDAR SİNEM SINDA muazzam bir film GİZLİ VAZİFE 2 büyük artis WILLY FRİTCH ve BRİCITE HELM tarafından Sözlü ve sesli şaheser Aynca zeogin teferruat Matineler : 280 - 5, Suvare 0,30 ta Bropdway'ın malıbu bu. HARRY RICHMAN ve dilber arkadaşı JOAN BENNETT temaşaların bir barikası olan GÖRMEYEN GÖZLER ( Vertiye ) - Özlü, şarkılı musiklli / ve renkli filminde Bia alkışlanacaklardır. Pek yakında. OPERA sinemasında