SON POSTA Tarıhın Esrarengiz Sayfaları | Hai İsmail gibi Fenhas ta, kızlar da ayni sesi işittikleri için kulak- larını kapıya çevirmişlerdi, di J yorlardı kelimelerde inliyen © böğürtü ölümden bahsediyordu, | lânetler kekeliyordu. Fakat kor- kunç bir harhara olmaktan kur- tulmuyordu. İsmail, halifenin yine bir sar- hoşluk hamlesi yaptığına zahipti. Genç tacidar, ihtimal ki, derece- yi aşırmıştı, kızlardan birini dö- vüyordu. Lâkin o ses, dövülen kadın inlemesine benzemiyordu, kuvvetli bir göğüste sızlıyan ya- ralardan çıkıyor. gibiydi. İhtiyar Haşimi, Emirülmümininin hiddetini kendi üÜzerine çevirmemek, şu uğursuz. evde tamiri —müşkül bir rezalete mahal vermemek için Sofaya da çıkamıyordu. Şu kadar kl ev sahibinin o ağır iniltiyi duymakla beraber telâşa düşme- mesini de gözden kaçırmıyordu. Bir ev sahibi, kendi evinde fa- olalar dolaştığını sezer de nasıl sakin kalabilirdi? Yoksa o da kendisi gibi Harundan mı çeki- viyordu ? lemall, ne yapacağını, nasıl hareket edeceğini tayinde ve hatta Fenhasa sual sormakta mütereddit iken Reşidin sesi duyuldu : — Havace, gelin, kölem ölüyor | Fenhas, zaten işi anlamış bu- hunuyordu. — İsmailin kendisi için hazırladığını gözüle görmüş ok- dugu zehri köleye içirdikten son ra hain bir tayakkuz içinde neti- ceyi bekliyordu. — İlk bögürtü Bzerine derin bir oh çekmiş ve İsmaili —müstehzi bir — tarassut altına — almıştı. — İhtiyarın kikate intikal edemediği görünce — İçin — için du. Reşidin sesi duyulmazsa tavrını hiç bozmıyacaktı ve İsma- ilin sualine maruz kalsa “genç Horasanlı galiba eğleniyor!,, di- yecekti. Fakat kendilerinin çağı- rılmasına karşı tabiatile lâkayt kalmadı: — Arkadaşıniz, dedi, bağırı- yor. Bir sakatlık olmasın, koşa- amca, — koşun, ha- hıml! Manzara, acıklıydı. Mesrur, adeta can çekişiyordu. — Alaca karanlık koridorda o iri cüssenin kıvranması, — ağzından — köpük döküle döküle inildemesi, ka- a ve kara bir ralanıp ta bağıra bağıra ölmek fzere bulunduğu zahabını dırıyordu. Harun, — kuüvvetli — kölesinin başı ucuna çömelmişti, müte- madiyen sOruyordu: — İbnülkelp, neyin yar, niçin ölüyorsun? O, haşmetpenah - efendisinin sözlerini duymuyor gibiydi, y: - nız kıvranıyor ve yalnız böğürü- yordu. — İsmail, ilk — bakışta işi anladı ve kölenin nasıl bir yanlışlığa kurban gittiğini takdir etti. Fenhas, yine kaytsızdı, us- talıklı bir tecahülle, “ telâş etme- yin, nöbet geçiriyor!,, diyordu! İsmail, sakalını hızlı hızli ka- rıştırdıktan sonra, Haruna yaklaştı: — Sen. dedı Bunu Banı bı— yılanın — ya- uyan- Muvaffakıyetlı bir - haftadan sonra MiLTON'un l_ Kröger Rezaleti Hırıstıyunların G'ırıp GA Yazan : * Of m rak, keyfine bak. B y bozulmuştur. Kendisine ilâç içiri- | riz, iyileşt İyileşmezse canın sağ olsun ! Harun, bu ihtar üzerine kalktı, şahâane bir ri taizlikle mırldandı ; — Hakkın var riz. Azizim, telâ- şımız zaitlir. Bir Mesrur için bir saniyelik sürur feda edilemez | Ve köleyi İsmail ile Fenhasa bırakarak odaya girdi, Zatülhalin | ellerini tuttu: — Beklemek gibi bekletmek Bak zavallı kadehlere! Ağızlarını açmışlar, buse bekli- yorlar. Onları memnun edelim. te fena.. Kız, Harunun dişarı çıkarken dolu bıraktığı kadehi ona, diğer iki kadehi de arkadaşlarına uzat- tı ve kendisininkini eline alarak bağırdı: — Yeni efendimizin şerefine! Genç halife, Mesrurun - başı ucunda iken kadehine Zatülhalin ilâç karıştırdığını bilse, şüphe yok ki, onu hiç acımadan boğardı! 4 Genç köle, yine İsmailin ter- ettiği bir ilâç ile 3ölümden kurtuldu. Zaten bünyesi kuvvetli belki zehirle Yapılan tip idi, ilâç ta verilmese mücadele ede i, davi, te- | bu neticenin daha kolaylıkla ve daha süratle husule gelmesini | temin etmiş oldu. İsmail, tehli- | keyi atlatmasına rağmen ağır bir | takatsizliğe düşen köleyi bir odaya | kaldırttı, Fenhasın yanlarında bir mindere yatırttı ve bulunmama- | sından istifade ederek kulâğına iğildi : — Öküz, dedi, deydi ? Bezirgâna içir dediğim | Ben olma- | Bu hâ- | sana zehir içiren | aklın nere- kadehi sen içmişsin. sam geberip gidecektin. diseyi unutma, bezirgânı da affetme | Takatsiz köle, ellerini g kımıldattı, yine İsmailin ellerini müşkilât ile dudaklarına | götürerek öptü, zını inledi: kesik kesik gay- — Unutmıyacağım, hiçbir şe- yi unutmıyacağım! Ab- basiler tarihinin o korkunç şahsi- İstikbalin müthiş cellâdı, yeti, işte bu geceden itibaren sahneye girmiş oluyordu ve ilk hamleyi de, biraz evvel müşfik | sözlerinden heyecanlanmış olduğu Fenhas için hazırlıyordu. hakkında hükmünün | İsmail, taciri vermiş olduğu ölüm bu köle tarafından cağını anladı : | — Memnun oldum, dedi, şimdi uyu, rahat et! Yarın sarayda emirlerimi alırsın. İhtiyar Haşimi, kölenin ölüm- den kurtulduğunu — söylemek üzere Harunun bulunduğu odaya girdiği vakit onu, tamamen de- gişmiş buldu. Genç halife, bir gece evvel olduğu gibi yine bir kanapeye başını dayamıştı, yarı uyanık ve yarı dalgin bir. hale düşmüştü. Üç kız, önünde diz çökmüşlerdi, ninni söylüyorlardı! ( Arkası var l esir infaz oluna- | | mevkuf bulunan M, Lange, | kruna t | idare Müazzam BUBUL Müntehir Kıbnt Kıralının | Kasasında Bir Çok Senetler Bulundu Stokholm 21 — Sosyal De- | mokrat gazetesine göre, müntehir | | Krögeri mil- yon pe sabık İspanya Kıralı Alfonsun imzasını havi bir makbuxz bulunmuştur. Bundan başka yüz bin marklık Hitlere ait iki ha elde edilmiş Kröger şirketi müdürlerinden Krö- fırkasının Dagblot is- evrakı arasında 5 kıymetinde ve gerin İsveç komünist Folk eteye vea gazetesi olan mindeki ssut itiraf ettiğini etmiştir D bir gazele de, Krögerin ecnebi meml şirketlerinin M. Savze tarafından edildi bu — şirketlerin merkezi idarelerinin de Stokholm de M. Savze'nin oturduğu otelin bir odasından ibaret olduğunu yazmaktadır. Kröger'in hususi — odasında Hitlere ait bir senet bulunması kimseyi hayrete düşürmemiştir. Çünki Hitlerle, sında bir anlaşma olduğu, Hitle- rin iktidar mevkine geçtiği tak- dirde kibrit inbisarını yeceğini vadettiği söylenmektedir, Kaçırılan Meb'us Fenlândiyad; Bir Meb'us | Kaçırıldı, Sonra Bırakıldı 20 Nisan — Ge- çen ge parlâmento azasiından ve sosyalist fırkasından M. Erik meçhul - * tarafından Ta- merfors şehrinden kaçırılmıştır. Meb'us — Erik — Tomerforsta toplanacak — olan — Sosyalistlerin mitinginde söz alacaklı; Fakat hükümet buna mani olmuştu. Bugün mebus Eriği kâçıran kimseler onu zabıtaya teslim et- mişlerdir. Meselenin siyas! mahle yette olmadığı söylenilmektedir. — Çocuk — Bayramı 23 Nisan — cumartesi Helsingfors, günü | başlıyan çocuk haftası münase- “ Kadıköy Kinder Gar- ten , mücssesesi — ogün bir ço« cuk bayrarmı — tertip — etmiştir. 3-7 yaşında bulunan bütün ço- cuklar bu bayrama davetlidir. — betile, | yortuları vardır ki buna “ Kröger ara- | lâğvetmi- | ı  yinli “Utanma Gün leri, |O Gün, Papaslâr,- Yüzlerini Örter, Mahcup Olduklarını Gösterirler i bir makbuz da- | iği 155000 | ketlerdeki uydurma | Bir kısım Hiristiyanların — se- nede bir gün devam eden bir utan- ma günü ,, derler. O gün, başta papaslar olmak Üzere Hiristiyanlar kafile — ha- linde sokakları dolaşıp bir. ta- kım — düalar okuyarak — âyin yaparlar. Fakat bu ayine iştirak eden halkın yüzü açık olmasına mukabil papasların yüzü örtülü- dür. Yolda yürürken bir tarafa | takılıp yuvarlanmamaları için de yüzlerine örttükleri örtüyü bir parça ince“bezden intihap eder- ler. Bu tesettürün sebebi, işle- nılın günahların — azametinden utanmaktır. O utanmanın sevkile de pa- pazlar yürlerini örterler. Fakat sanki günah işliyon sade papas- larmış gibi Gbür insanlar Grtün- mezler, Geçecn gün İspanyada, böyle bir âyin yapılırken — bir kısım halk hiddetlenmiş: — Biz günahkâr değilir. Zor- la mu birzi günahkâr yapacaksınız! diye papaslara hücum etmiş, ikı taraf biribirine girmiş, 20 — kişi yaralanmış, üç kişi ölmüştür. Re- sim, bücuma uğrıyan kafilenin kiliseden çıktığı vaziyeti ve yüz- leri Örtülü papasları gösteriyor. Tımsah Yavruları Yu- Devlet Adamlarının Ziyafetleri | Cenevre, yekdiğerini takiben M. - Benes, Titulesko, Choumenkoviteh, Brü- ning ve M. Mak Donalt ve Sir John Simon ile görüşmüştür. M. Stimson, M. Mak Donalt, M. Tardiyö ve Sir John Simonu akşam yemeğine alakoymuştur. EMİR - OĞLU Paşa merhumun cenazesi Serasker esbak Riza Paşa mah- tumu, — İstanbul- Meb'usu Sabıkı Süreyya Paşanın, Emir oğlu Ziya Beyin biraderi, Esbak Sıhhiye Ve- kili Doktor Rıza Nur Beyle Koca- eli Meb'usu Reşit Saffet kain pederi ŞÜKRÜ PAŞANIN cenazesi Nia şehrinden gelmiştir. 24 nisan pazar günü öğleyin Beya- zit camlinde namazı badeleda Si- llvrikapımı harzicindeki alle mezar lığına defnedilecektir. Şükrü Beyin l— UN ÇETESI filmi birkaç tomsili -(La Bande â Bouboüle ) “*- d 22 — M. Tardiyö | Yumurtadan başını çıkaran bu yavrunun ne olduğunu tahmin edebilir misiniz? Kaz değil, vanlardan biçbiri değil. ördek değil, bildiğiniz, tanıdığınız hay- Bu yumurta, Afrikada bataklıklar içinde yaşıyan timsahların sa- hillere bıraktıkları yumurtalardan biridir, içinden çıkan yavru da, bir timsah yavrusudur. Timsahlar, yumurtalarını, sahilin - kızgın kumları arasına gömer, güneşin hararetile bu yumurtalar, kendi kendilerine açılır ve içinden şu gördüğünüz garip |ekı|lı mahlük çıkır sereee e GLVE BROOK' un Ük sözlü filmi FELÂKET GEĞE$İ ( La nuit tragiğue ) Sahne arkadaşı MYRIAM HOPKINS Sinemada görülen en güzel filim mevzuu NAMUS LEKESİ (La Fl&trissure ) TALLULLAH BANKHEARD A A lumîııvı an iraesine devam olunacaktır 'murtadan Nasıl Çıkarlar? GLORY A'da