Siyaset Âlemi Londra Konferansı Başladı Londra 4 — Tİngiliz siyast ve mali ricalile görüşmek — üzere Londraya gelen Fransız Başveki- l M. Tardiyö ve Maliye Nazırı M. Flanden birçok rical ile bera-« ber İngi'iz Başvekili M. Mak Do- nald ve Hariciye Nazıtı Sir Con Simon tarafından istasyonda kar- şılanmışlardır. Saat on sekizde M. Mak Do- nald Fransız — Başvekilini kabul etmiş ve bu mülâkatta kimse bulunmamıştır. M. Tardiyö bu mülâkattan sonra oturduğu Hayt Park — öte- line dönmüş ve orada, matbuat mümessillerine beyannamesini Bu beyanname ile, Başvekili Britanya milletini selâmlamış, Mösyö Mak Donald ile evvelce bir müddet yapmış olduğu teşriki mesaiye şimdi devam etmekten mütevellit memnuniyetini - bildir- miş ve bugün görüşmelerini icap ettiren mevzuun Avrupayı alâka- dar ettiğini söyledikten sonra iki hükümet noktai nazarını mev- tut ahval ve şeraite intioak ettir- miye çalışacaklarını — söyliyerek demiştir ki : okumuştur. Fransız — Fransız - İngiliz tesanüdü buna müsaittir. Bunun için fazla gayret sarfına lüzum yoktur. Fakat gerek Fran- sanın, gerek İngilterenin bu işi muvaffakıyetle — başarabilmeleri için ellerindeki bütün vasıtaları beraberca tetkik etmeleri icap ediyor. İki taraf, sulh, ihlâs ve sây rejimlerine karşı beslemekte oldukları tamayüllerden mütevellit ve siyas! olduğu kadar manevi bir mes'uliyet rabıtasile de biri- birlerine - bağlıdırlar. Bu mülâkat, bu zibniyetle bazırlanmıştır. - Çarşamba günü Dörtler içtimama da bu zihni« yetin hâkim olacağına eminim. Ayni şeyi, yani bütün mill-tler için normal hayat istemekte ok duğumuzdan istediğimiz de mu- vaffak olmamız icap eder. Çünki mazide daha —müşkül — günler geçirdik, Hitlercilerin Merkezindeki Taharriyat Berlin 4 — Dahiliye Nazırı M, Severing, Prusya nasycnal sos- ’nliıl yani Hitler fırkasının mer- — EDEBI TEFRİKAMIZ: 78 Mançuride Vaziye SON POSTA T Yeni Londra Konferansı dı. Yine Değişti | Nisan münasebetile muhtelif devlet adamlarının mubtelif epor müsabakalarına iştirak ettiğ'ni resimlerle tesplt eden bir Alman gazetesi, karilerini bir hayli eğlendirmiye muvaffak olmuştur. Bu gazete, mükemmel bir fotografl meharetile Gandiyi bir koşü yarışına. Mak Donaldı Regbi maçına, İspanya Cümbur Reisi Zamorayı futbol müsaba- kasına, Stalini atlamıya, Amerika Cümhur Reisini de boka maçına iştirak eder bir vaziyette tespit eylemiştir. Aşağır daki resimdekiler yukarda Stalini, aşağıda da Hoveri gösteriyor. Ğinde Yeni Müsademeler Oldu Londra, 4 — Nankinden Roy- ter Ajansına bildiriliyor: Mançu- rinin — yeni merkezi olan Çau- Çunga takriben 55 — kilometre mesafede — bulunan — Nuvganda Japonlarla muhasamanın - tekrar başlaması, vaziyetteki vahimliği devam ettirmektedir. Bundan başka Jeneral Tse - Tun - Kay, Japon kataatının daha müsait mevziler elde etmek için taarruza geçtikleri takdirde son neferine kadar feda ederek şiddetle mukabelede bulunacağını beyan etmiştir. Çang - Çungtan bildirildiğine göre Şang - Hay - Pen kıtaatının Japolarla beraber püskürttüğü kıyam erbabı. Şimali garbiye doğru çekilmektedirler. ——— —— kezinde yapılmış olan taharriyat neticesinin neşrine müsaade et- miştir. Bu neşriyat çarşambaya kadar yapılmış olacaktır. Cümhu- riyetçi gazeteler, milli müdafaa- min menfaati namına bazı İşaat- tan içtinap edilmesi lâzım geldiği kanaatindedirler, Müsadere edi- len vesikalar, Hitler firkasının gayrimeşru tahrikâtta bulundu- ğunu göstermektedir. AÇLIR ——— Müellifi: Knut Hamsun | gehadet parmağı ile beni tehdit etti, — yüzü ciddi bir renk ak Buştı: — Haydi oturalım. — Hayır, oraya kapının yanına değil, bu- Faya, ben de şuraya! Tamam. Fakat siz çok sakin bir adam- sınız. Ve bilir. misiniz çok sakin ıd;ı_mlar ekseriya çok — sıkıntı verirler. Karşısındakilere biç yar- df:n etmezler. Meselâ bu da- kikada ellerinizi sandalyemin ar- kasına koyabilirsiniz. Fakat bu bareketi kendiliğinizden bulabilir- diniz. değil mi? Hem ben bir- Mütetimi: ” 5, şey söyledim mi? Doğruluğuna inanmıyormuşsunuz gibi derhal gözlerinizi açıyorsunuz. Evet bir çok defalar dikkat — ettim: Hep böyle yapıyorsunuz. İşte tekrar başladınız. Fakat sakın hücuma geçtiğiniz zamanlarda bu derece mütevazı kaldığınıza beni nani- dırmaya kalkışmayınız. Epeyce, kâfi derecede, — hatta fazlasile çapkındın:z, o sarhoş — olduğu- nuz, beni evime kadar takip ittiğiniz, boyunat — Matmazel, matmazel de- yip durduğunuz gün... bulun- Lindbergin Çocuğu| Meselesi Nevyork 4 — Çocuğunu fade etmek için istenilen fidyei necatlı ecnebi parasile tediye etmesi için haydutlar tarafından - Lind- berg nezdinde teşebbüsat yapıl- mıştır. Son günlerde Lindbergin dostlarından — binbaşı Şoffenin Londraya gitmesi, bu pazarlıkla alâkadar addolunmaktadır. Nevyorkta Cinayet Nevyork 4 — Nevyork polis müdiri, tarafından mezkür şehir Belediye Reisi M, Valkere verilen | Beynelmilel Fikir Kürsüsü Paris, 4 — Amerikanın sabık sveç sefiri, Amerika ve Fransa- nın mühtelif âlimlerine kürsülük : vazifesini görecek ve radyo ile heşriyat yapacak bir müessese vücuda getireceğini beyan etmiş- tir. Beynelmilel bir hitabet kür- süsü vas.f ve mahiyelini haiz bu- lunacak olan bu müesseseye Amerikadan sabık Londra sefiri geuenıl Daves ve Nobel mükâ- atını kazanan Murray Butler, Fransadan da Mareşal Liyotey ve M. Penlöve dahil bulunacaklardır. Bu müessese — siyaset ve iş âlemlerile alâkadar olmıyacaktır. Kürsünün — rcisi M. Morris de- miştir. ki: “ Dünyanin her noktası ara- sında muhabereler icrasını müm- kün kılan keşiflerin söz vas.ta- sile dünyanın —muhtelif eczası arasında vahdet temini ve coğ- rafi noktai nazardan — biribirine uzak olarak milletlerin ruhlarını ve müfekkerelerini birleştirmek yolunda — kullanılması lüzumuna kani bulunuyorum ,, a— a— e « bir rapora göre cinayetlerin son zamanda bilhassa gençler arasında artlığı bildirilmektedir. 1930 sene- sinde yapılan ve ölümle netice- lenen cinayetlerin miktarı 589 dır. 1930 da ise 433 idi. İdam edilen- ler ise 30 kişidir. Bu miktar Nevyork — tarihinin en yüksak rakamıdır. Gönül İşleri Karilerimin Suallerine Cevaplarım “20 yaşında seyyar bir memuram, Anadollu bir kızla nikâhlıyım. Fakal nikâh günündenberi kızın ailesi tara. fından istiskal edildiğimi hissediyo rum. Kızla görüşüp konuşmama müsaade etmiyorlar. Evlerine gitsem yüzüme bile bakmıyorlar. Hele kaye nanam mützmadiyen surat asıyor, Evlenmek için benden tahammülüm« den fazla eşya almamı istiyorlar, Hastalandığım zaman hal ve hatırı« mi sormuyorlar. Ne yapayım?,, İZMİRDE: MÜBAHAT Nişanlı hayatı başlamadan nikâh yapmakla hata etmişsiniz. Maamafih kaynananızdan ziyade kıza ehemmiyet veriniz. Onun size karşı aldığı hareketlere dik- kat ediniz, kaynana cahil bir kadın olabilir. Batıl — birtakım fikirlere kapılabilir. Fakat sizinle yaşayacak olan kızdır. Kız sizi istiyorsa, kendisine haber gönde- riniz. Bu vaziyetin devam edemi-« yeceğini anlatınız. — Muvafakat ederse bir ev açıp evleniniz ? Etmezse, yapılacak şey eve girs meden nikâhı bozmak, bu mace. raya başlangıcında nihayet ver« mektir. * “18 yaşında bir. genç kızım, Ta« mıdıklarım güzel olduğumu söylüyore lar. Etrafımdan bana iltifat eden gençler de eksik olmuyor. Fakat ben gençlerden korkuyor ve kaçıyo. rum, Bir gençle sevişmak istemiyot ve bunu - tehlikeli buluyorum. Onun için gençlerden kaçıyor ve uzaklaşı«e yorum. Benden yaşlı, olguü adama törceük ediyorum, Bu düşüncemde aldanıyor muyum acabı? Kızım genç'er — olgunlardan, clgun adamlar da tazelerden boş lanır. Birinciler olgun adamlarda kendilerinin eremedikleri ve ere- miyeceklerini sandıkları bir kemal tasavvur ederler ve daha ziyade bu kemale meftundurlar. Yaşlı adamlarsa, gençlerin taravetine, saffetine ve çocukluğuna hayran- dırlar. Bu iki psikolojçik zaaf bu iki unsuru biribirine cazip göste- riyor. Yaşlılar arasında çok büyül bir fark olmamak şartile düşüne ceniz yanlış değildir. Azçok ol gün bir adam, elbette henüz hayatı anlamamış züppe bir hoys rattan iyidir. HANİIMTEYZE -— TAKVİMEZ— / SALI J 9 Gün 5- Nisan - 932 — Kasıml Arabi Rum! - Zillade » 1350 22 -Mart- sara> 1349 Vak't |Exant | V. tt ae — Akşan |12. — |18 Yt | L 34 ı Tmsar |9 163 Vaktı | Güse; (lt Öğle |S 3012 17 İkindi | 9. 1615. &4 aat | VEN 1 005 87 —aT duğum noktada mıhlanmış giy- dim, şaşkın şakın genç kıza bakıyordum. — Kaljbim — şiddetle çarpıyordu, damarlarımda sıcak bir kan akıyardu. Bir insan evinde bulunmak, duvar saatinin tik takını işitmek ve hayatla fıkırdıyan bir genç kızı dinlemek ne güzel şeydi. — Niçin bir şey söylemiyor- sunuz? — Ah, ne zarifsiniz. İşte size tutuldum, — küsvetle — tutuldüm. Elimde değil... Siz gördüğüm insanların en garibisiniz.. Zaman oluyor gözlerinizde bir ışık par- Eyor, buna hiç kimsede rast gelmemiştim. Nazarlarınızda bir çiçek de- meti vardır. denilebilir. Hayır çiçek demeti değil, fakat... Fakat ben size çılgınca fşığım.. Yalnız. söyleyiniz. bana adınız nedir? Ciddi.. Soruyorum, söyler misiniz? — Fakat sizin adınızne? Ya- rabbi ! İşte bir defa daha unut- tum. Dün bütün gün aklımda idi. Yarın sorarım, diyorum fa- kat inanmayınız. Bütün gün de- dim, balbuki dün sizi hiç düşün: medim., — Size bilir misiniz? Jilajali, dedim, ılık, su gibi akan bir isim değil mi? — Jilajali mi? — Evet. — Bu ecnebi bir isim mi? — Ne evet, ne de hayır.. — Fakat fena değil. Uzun mukaddemlerden sonra yekdiğerimize isimlerimizi söyle. ne isim verdiğimi dik. Genç kız kanepede yanıba« şıma oturdu ve ayağı ile iskemleyi itti, tekrar gevezeliğe başladık. — Bu akşam itraş olmuş- sunuz. Yüzünüz geçen — defa- kinden daha iyi. Fakat Çok değil az Farklı.. Sakın hatırınıza gelmesin ki.. Hayır. Geçen defa cidden iğrençtiniz. Fazla olarakt parmağınızda da çirkin bir pa« çavra vardı. O halde mutlaka benimle birlikte bir yere girerek şarap içmek istiyordunuz, doğru: su çok leşekkür ederim. — O halde demek sefil kıya- fetimden dolayı benimle bir yere gitmek — istemediniz? Gözlerini yere eğerek: VArkası var y