5 -au Bir Ölünün Hatıra HAİNLERİN KOYSALAR DA BBİZ YİNE BİZİZ. — 0— Teşrinisaninin on üçüncü gü- nü öğleden sonra mahut tercü- man kapıya geldi. Kalabalığın yerlerinden fırlayışile, selâm vazi- yeti almasile alâkadar miyerek şu isimleri okudu: — Mustafa Sabri, Zeynelâbi- din, öbür Zeynelâbidin, Mustafa Natık, Süleyman Şefik, Fevzi ve kardeşi, Şaban, Muhittin, Rıza Tevfik, Mehmet Ali ve kayınbi- raderi! (Hoca Sabrinin damadile oğlu) bunlar, Kadri ile arkadaş- larının hayret ve hiddet dolu bakışları arasında ilerlediler, ter- cümanın — karşısına sıralandılar. O, kısa bir emir verdi: — Arkamdan geliniz! Koğuşta — kalanlar — muhtelif perdelerden küfür savururken on iki itilâfçı, kışlanın merdivenleri- ni iniyorlardı. Avluda bir kam- yon ve beş ecnebi nefer vardı. Tercüman: — Bininiz, dedi, Mısıra gidi- yorsunuz ! Mustafa Sabri ile iki arkada- şının çevirdikleri entrikadan di- ğerlerinin haberi yoktu, cemiyet içinden apansızın çel alınma- larından) — şaşala: * Gerçi gitmek, istedikleri ve diledikleri şeydi. Lâkin gidişin şu şekilde olacağını ummuyorlardı. Rıza Tevfik, Muhiddin ve di- ger beş itilâfçı, bön bön Mustafa Sabri ile Zeynelâbidinin yüzüne bakıyorlardı. Onlar da sinsi sinsi gülüyorlar, yaptıkları İşin inceli- ğinden dolayı adeta gururlan- görün- yorlardı. Maamafih, tercümanın bozuk ağızlı olduğunu - bildikleri — için sersemliklerini çabuk giderdiler, Hoca Sabrinin ardına takıldılar, kamyona bindiler. Neferler, daha evvel binmişlerdi. Tercüman, ka- piyı kapadıktan sonra - şoförün yanına geçti: — Çekl - Dedi - rıhtıma! Kamyon, taşıdığı hamuleye karşı nefretini haykırır gibi ho- murdandı, yürüdü, caddeye çıktı kalabalığı yara yara Beyoğlu caddesini geçmiye başladı. Onlar ©o avareler, altlarında dönen her tekerleğin kendilerini - vatandan bir adım daha uzaklaştırdığını acaba düşünüyorlar mıydi? O tekerleklerin ağırlığını — yürekle- rinde duyuyorlar mıydi ? Sinema şeridi gibi gözlerinin önünden geçip giden şu evler, şu insanlar kendilerine birşey, bir mana ifa- Şayanı dikkat bir teklif Yalmız 75 kuruş gönderiniz. Mukabilinde Reisicümhur Hz. nin tabil büyüklükte, san'at- kârane bir büst portrelerini elde edeceksiniz. Türkiyenin bilâmum RicaliÂliye portre- lerinin fiatleri dahi aynidir. Posta mesarifi yukariki bedele dahildir.. FOTO — FRANS İildülcaddesi No 128 Beyoğlu Deflerğnci.qn : "“SON POSTA Rıza Tevfik, o zamanki rayice göre yüz küsur lira verilmek icap edece- ğini düşündükçe içini çekiyordu. Süleyman Şefiğe dedi ki: — Azizim hiddetle kalkan zararla oturur. Birdenbire keseye dav- ranma, sabırlı ol! de ediyor muydu?... Hayırl.. Onlar, kamyonun kerevetlerine oturur. oturmaz gülmiye, gülüş- miye ve konuşmuya başlamışlardı. Hoca Sabri izah ediyordu: — İdare heyeti seçilir seçi- mez düşündük. O müzahrafat ile bir arada kalmayı abes bulduk. Tercüman Bey mülâhazamızı ka- bul etti. İlk kafile olarak bizi yola çıkarmıya söz verdi. Tabüi ki sizi ihmal edemezdik, geri bırakamazdık. İşte birleşmemizin ve birlikte yola çıkmamızın sım! Muhiddin Paşa, oğlu Refi Ce- vadı hatırlıyarak tccssür göstere- cek oldu. Fakat ciğer paresinin bhünerlerini ve © hünerler saye- sinde kendini idare edeceğini teemmülle bu teessürü giderdi, yavaşça mırıldandı; — Teşekkür ederiz, bizi hi- maye buyurdunuz: Biraz sonra, ecnebi bayraklı bir geminin güvertesinde bulunu- yorlardı. * Hoca Sabri memnun idi. Çün- ki vapurda zevcesini, kerimeleri- ni bulmuştu. Zeynelâbidin de sevinç içinde idi. Dört kızile madamasına ve çömez olarak boğaz tokluğuna yanımnda bulun- Fransanın Almanyaya Kredisi Paris, 4 — Fransız banka- lan - tarafından Alman Devlet Bankasına verilmiş olan ( 100 ) milyon dolarlık kredi, bunun yüz- de onu verilmek şartile daha üç ay uzatılmıştır. Tarafeyn bu hu- susta mutabık kalmışlardır. Briyan Tekrar Siyaset Sahnesinde Paris, 4 — Uzunca bir isti- rahat devresinden sonra M. Briyan tekrar siyaset sahnesine atılmak üzere Parise gelmiştir. M. Briyan hemen hergün, birçok — siyasi dostlarile görüşmektedir. Kokain Kaçakçılığı Türkuvan, 4 (Fransada) — Gümrük muhbafızları Belçikadan kokain kaçıran üç kişiyi tevkif etmişlerdir. İÇ YÜZÜL —7 Yüz Elliliklçr Nasıl Gittiler, NeYaptılar durduğu amcası oğluna kavuş- muştu. Ne İstanbula, ne denize, ne arkadaşlarına bakıyordu. Re- fikasının yanına sokulup — hara- retli hararetli hal ve hatır soru- yordu. Fakat diğerleri somurt- kandı. Zira tercüman, hepsinin ambarda — gideceklerini tebliğ etmişti. Bu tebliğ, onları bir soğuk duş gibi üşütmüştü, kederletmiş- ti. Rıza Tevfik, taşıdığı kürklü paltonun ambarlarda eskiyeceğini, Süleyman Şefik te böyle bir yok culuğun yaveri ekremlik hatırala- rını inciteceğiıi düşünerek - içle- niyordu. Muhiddin Paşa, arka- ı:ıkı:ınn nazaran biraz sakindi, fakat o da ami di i doğ HaRAEli, bara girmeyi doğru Nihayet hocalara yanaştılar, bu vaziyete çare bulunmasını söylediler. Zeynelâbidin, kafasını kalın ensesinin katmerlerine da- yıyarak cevap verdi: — Şerefülmekâni — bilmekin. Ambara değil, kömürlüğe koysa- lar yine biz, biziz. Sefarethanede, kışlada derin bir süküt muhafaza etmiş olan Süleyman Şefik, ilk defa olarak ağzım açtı. Paşalıktan, paşazade- likten dem vurdu, — ambarlara giremiyeceğini anlattı ve elini göğsüne koyarak bağırdı: — Ak akçe kara gün içindir. Biletimi alırım, haysiyetimi pa- ramla korurum. Onlar yaptıkla- rından utansınlar, Rıza Tevfik, ozamanki rayice göre bir kamara için yüz küsur lira verilmek lâzımgeleceğini dü- şünerek içini çekti: — Aszizim, dedi, — hiddetle kalkan zararla oturur. Birdenbire keseye davranma, sabırlı ol! ç ( Arkası var ) Bir Posta Sürat Rökoru Li 4 — Am eyaletinde oturan Madam Lökok isminde bir kadım, diğer bir şehirde bir ehbabı tarafından 1906 da postaya verilen bir mektubu da- ha evvelki gün almıştır. Posta idaresi Madamın şikâ- yeti önünde, zarfın üzerine şu cümleyi yazmıya muvafakat et- miştir : *Mektup, mürselileyhine teah- hurle tevdi edilmiştir. ,, Brezilyadaki Fransız Askeri Heyeti Riyo Dö Janeyro, 4 — Fran- sız askeri heyetinin hizmet müd- deti yeni bir mukavele ile uza- tılmıştır. ÜRGRADYE Bu Akşam Raiaod Dinliyçc_eksînii 5 Mart 932 Cumartesi İstanbul — (1200 metre, $ kilovat) 18 gramotfon, 19,5 birlaci kısım ala- turka konser, 20,5 gramofon, ajans, 21 ikinci kaım alatarka konser, 22 orkestra. Heilsberg — (276 metre, 75 kilo- vat) 20 Kolonyadan naklen şen gece. Brüno — (341 metre, 36 kilovat) 20 Pragdan nakil. Mühlaker— (360 metre, 75 kilovatı 20 Munihten naklen şen gece, 22,30 | | dans havaları. Bükreş — (394 metre, 16 kilovat) 20,30 musikili 20 kabara havaları, komedi. Dikkat: vat) 19,30 konferans, 20 orkestra. ) Roma — (AdI metre, 75 kilovat) | 2045 operadan nakil. Prag — (488 metre, 120 kilevat) 20 Pilsenden nmakil Viyana — (517 metre, 20 kilovat) 19,30 kabara havaları, 20,15 eski ve | yeni operetlerden parçalar. VO Pöşte — (550 metre, 23 kilovat) [ 19,30 operadan . nakll. | Varşova — (1411 metre, 156 kilo- vat) 19,35 gramofon, 20,15 hafif kon- | ver, 22,15 Şopenden seçme parçalar, Berlin — (1635 metre, 75 kilovat) 20,15 — Viyanadan pürçaları. ı Belgrat — (429 metre, 2,5 kilo- naklen — operet Dercetmekte olduğumuz programların Avrupaya ait olan kısmı vasati Avrupa saatine göre tanzim edilmiştir. Istanbul saatine tatbikı için Avrupada saat (12) olduğu zaman İstanbulda (1) € geldiği farzedilmelidi. Stadyom Meselesi Köşe- ye Atılmamıştır ( Baştarahı 1 inci sayfada ) Muhiddin Beyi şahsan alâkadar görenler de az değildir. Fakat aldığımız mevsuk ma- lâmata göre bu işi benimseme- miş görünen Mubiddin B., bilâkis bu stadyum meselesile yakından alâkadar oluyor. Bu husus için bir Macar girketi ile de müza- kerede bulunuyor. Bu şirket, vm büyük bir istifade temin :ğiîemiye:yşılııim bahçesine ta- liptir. Burasını bir Lunapark ha- line getirmek istiyor. Benliğîni Ve İsmiti Fırsattan bilistifade, bu şir- ketle anlaşarak bahçenin ön kısmındaki vâsi ve meyilli arazi- nin stadyum haline getirilip geti- rilemiyeceği görüşülmüştür. Mü- zakere netilcelenmemiş olmakla beraber müsait bir mecrada git- tiğini söylemek mümkündür. Eğer bu yer üzerinde anlaşılırsa hem müzminleşen bu dert halledilmiş hem de merkezi bir noktada bir şebir stadı vücuda getirilmiş ola- caktır. M —. Unutan Bir Adam İngîltere(îe; G;ıyî_G;;BirİBenliğini Onutma Vak'ası Oldu İngiliz gazeteleri, hayrete şa- yan bir “ hüviyetini unutma ,, hâdisesinden bahsetmektedirler: Öxfordstir. köyünde — oturan Mister Austin Harvey isminde bir genç, 1930 senesi teşriniev- velinde bir. gün otomobili ile gezmiye çıkmış. Akşam geç vakit olduğu halde evine dönmemiş, merakı mucip olmuş, aranmış, sahile yakın bir yerde otomo- bili boş olarak bulunmuş ve gencin denize düşerek öldüğüne hükmedilmiş ve aradan bir seneyi mütecaviz bir zaman geçmiş. Nihayet geçen hafta bu zatın amcası İngilterenin meşhur has- tanelerinin birinden bir mek- tup almış. Bu mektupta şöyle denilmektedir: — Öldüğüne — hükmettiğiniz yeğeniniz burada tedavi altında- dır, gelip görünüz! Adamcağız inanmamış, fakat haştaneye koşmuş ve bakmış ki, hakikaten yeğeni bir yatakta yatmaktadır. Hastane — Müdiriyetine muş, şu cevabı. almış: — Zabıta — yolun - ortasında baygın bir adam bulmuş, bize getirdi. Tedavi ettik, — iyileşti. Fakat kim olduğunu bir türlü sor- hatırlıyamadı. Kafası bir tazyik neticesinde — sarsılmıştı, — nihayet geçen gün birdenbire yerinden fırladı: — Buldum, — diye Adım Austin Harveydir. Ve bize adresini verdi. mektup yazdık... İngiliz doktorları şimdi bu “ kendini umutma ,, vak'ası ile uzun uzadıya meşgül olmakta- dırlar. bağırdı. Size Zeytinyağı Piyasası Edremit, 3 (A. A.) — Şehri- mizde zeytinyağları okkası vasati 45 kuruştan satılmaktadır. Fotoğraf Tahlili Kuponu Tabistinizi Öğrenmek latiyorsunu Yotoğrahnım S adet kupon İle bir- likte gönderinliz. Fotoğrahanı mwraya