SEKiZiNCi SEN^ No. 2öl2 Sahip ve Basmuharriri İDAREHANE8I. OiıvuauunmDiıu karuiMida daırn l Felgraf: İstanbu) Cumhurivet .£) Posta kutusu: N° 2 4 6 | ,. Başmuharrir 1 * Tahrir müdOrU 'dare müdürü 22365. Matbaa 22366 2323©! 2O473 Cu m hu riy , "" l CUMARTESi 5 MZRT 1932 A B O NE ŞERAITİ | 2700 Kr. : i 1450 Kr. ' i 800 Kr. i \ MLIDDET: JTURKIYE İÇIN : HARIÇ IÇİN j : Seneliği : 1400 Kr. : 6 Avhğı : 750 Kr. : 3 Avlığı • 400 Kr. İlAyhğ,: 150 Kr. Nushası her yerde IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIMIIIllllllllllllllllllllMllllllllllinilllllllUIIIIIIIIMIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIMmillllllllllllltl1 IIIIIIIIIHMIIIIIIIIIIIinillllHIMIMIirilllllllllllllllllllllllllllllllillllllllllUIIIIIHlMllllllllillll •llllıınıııııııııııııııııııııiMiıııııııııııınt " """"" uazi Hz. DUn Akşam Ankara ya Hareket Buyurdular ^ 5 Kuruştur^ 12 Kuruşa ekmek! Teklifimizi bir daha izah ediyoruz "" '»"«»'»'»'»»"»»»«»«'""•»»•«»•««••«ın.ıııı.n.nra ^^ •ımuı«ıııMmıllı,uUıu.u.,,l,u.,.,,,ı,l ^ ^ Hem Köylüyü kurtarır, hem bütçeyi düzeltir!.. Köylünün mahsulünü kıymetlendirmek, onun istira ve hareket kabiliyetini muhafazaya ça lişmak, umumî menfaatin en zarurî bir icabıdır! Buğdayla beraber Bütçe mes'elesi Birincisi hiç olmazsa ikincisi ka dar, ikincisi ise her halde bırincUmden daha mühim iki mes'ele. Biz bu sene bu iki mes'elenin ikisile birden karşı karşıya bulunuyoruz. Eğer buğday ihracatçısı bir memleket olsaydık halledeceğimiz mes'ele daha zor olacaktı. Biz bir ziraat memleketi olmaklığımıza rağmen henüz buğday ihracatçısı bir memleket değiliz. Biz buğday ışinde henüz kendi ihtiyacrauza yetip yetmemek şıklan arasında mütereddit olan bir memleketiz. Geçen sene mahsulü müz, bir kısmı ihracata da gidecek vechile, biraz fazla olduğu ve buna mukabil tarafımızdan hiç bir tedbir alınamamış bulunduğu için büyük merkezlerde buğday f iatınuz pek tabiî oiarak cihan piyasasına uymak mecburiyetinde kaldi. Bugün Liverpol'da buğdayın kilosu 5 kiisur ku • ruştur, tstanbul'da da öyledir, ve öyle olması zaruridir. Çiinkü dünya piyasasile satılan nallard/ı bu bir kaide, hatta bir kamımU». Cihan j»iyasa*ına tâbî mümasil malların hepsi her tarafta ayni fiatla satıhr. Buğday fiattmn bu ucuzluğunda buğday ihracatçısı olan memleketlerin malları pek harap olduğunu anlamak çok kalaydır. Biz fazla mikyasta buğday ihracatçısı olmadığımız halde kendi memleketimizin îçinde dahi cihan piyasasına. uymaktan muztarip olduk, ve bu yüzden tıpkı buğday ihracatçısı memleketler gibi zahmetler çektik ve çekiyoruz. Bu sene hamdolsun hariçten memleketimize buğday gelmedi ama kendi istihsalimizi mem. lekette hariç fiatile, yani yok paha sına yiyerek iktisadî buhranın şid detlenmesine sebep olduk. Bizitn ucuz ekmek yemekliğimiz buğday mahsuIünün yok pahasına satılması de • mekti. Bu ise çiftçinin kolunu ka nadını kıran bir keyf iyetti. Tasavvur olunsun ki iki senedir çiftçi buğdayını ancak 6070 para dan 100 paraya kadar satabildi. Uğurunda bir sene ömür tüketilen bir mahsul bu kadar ucuza giderse çiftçinin eli böğüründe kalmasından daha tabiî bir netice olamaz. Mahsu lünden kıymet çıkaramıyan çiftçi hükutnete vergisini vermekte müşkülât çeker. Ne Ziraat Bankasına, ne de şuna buna borçlarını ödiyemez. Çarşıya giderek kendi ihtiyaçlarım satın alamaz. Bizimki gibi nüfusunun üçte ikisi çiftçi olan bir memlekette ek • seriyetin böylece iştira kuvvetini kaybetmesi tabiî umumî hayatı durdurur. Anlaşılan hakikat budur ki bu gibi ahvalde çiftçinin mahsulünü kıymetlendirerek onun iştira ve hareket kabiliyetini mümkün olduğu kadar muhafazaya çalışmak, umumî menfaatin en zarurî bir icabı sayılmak l&zım geliyor. Bunu böyle gören ve bu yolda mümkün olduğu kadar bir şeyler yapmağa çalışan ziraatçi ve ziraatte ihracatçı memleketler vardır, Zira atçi olup ta ihracat yapmıyan memleketler dahi belki daha fazla kolaylıklarla ve fakat çok ileri götürülen bir himayekârlıkla kendi çiftcHerini muhafazaya ehemmiyet veriyorlar. Buğdayın cihan piyasası 56 kuruş arasında olduğu için eğer isterse bugün her memleket ekmeği bizim gibi 77,5 kuruşa yiyebilir. Hiç bir memlekette bu hai yoktur. Fransa'da ekmeğin okkast değil, hiloau 19 kuruştttr. ttalya'dct ekmeğin okkast değil, kilosu 19 kuruştur. Yunanistan'da ekmeğin okkast değil, kilosu 19 kuruştur. Bu üç memlekette millî mahsulün kilosu, hariçten getirilenlere konulan gümrük resimlerile 1516 kuruş had Nafıa Veküi Hilmi Bey Geldi ve gitti Hilmi B. çazetemize muhtelif nafıa isleri hakkında beyanatta bulundu Nafıa Vekili Hilmi Bey dün Ankara'dan şehrimize gelmiş ve gene dün akşamki trenle Ankara'ya avdet etmiştir. Hilmi Bey kendisile gcirüşen bir muharririmize şu beyanatta bulunmustur: . 'f , « Istanbul'a gelişim pederimin fazla rahatsızlığı dolayısiledir. Gümüşsuyu'nda kendisine ameliyat yapılan pederimi ziyaretten sonra bu akşam tekrar Ankara'ya avdet ede ceğim. Cuma mezuniyetinden Istifade ederek geldim.» Sizin Fikriniz nedir ? Karilerimiz, teklifimiz hakkın daki fikirlerini Icısaca bize bildirebilirler. Biz, bugünkü sıkıntımızın en bellibaşh sebebini çiftçinin fena olan vaziyetinde buluyoruz. Türkiye bir ziraat memleketi, Türkiye halkının üçte ikisi ise çif tçidir. Bu üçte iki ekseriyet, mahusl para etmediği için fena vazi yettedir. Hükumete vergi vermekte^ müşkülât çekiyor, Ziraat Bankasına veya diğer alacaklısına ise borcunu ödîyemiyor. Hele şehre gidip ihtiyaçlarım satın almak imkânını ise, asla bulamıyor. iştira kuvvet ve kudretini kaybetmiş olan çiftçinin bu vaziyeti karşısmda şehirlinin hali büsbütun haraptır. Binnetice umumî hayat durmuş gibidir. Devlet bütcesi sarsılmıştır. Reisicumhur Hz. ve maiyetleri erkâm Haydarpa ganna gtrerlerken İzmir nhtım mes'elesi İzmir rıhtım mes'elesi henüz tetkikedilmektedir. Bu tetkikat ikmal edilmedi. Tetkikat neticesinde hükumet şirketin vaziyetini tayin edecektir. Şimdilik verilmiş bir karar yoktur. izmir Belediyesinin rıhtım işini almak üzere müracaatinden de haberdar değilim. Sabık komiser Fmin Beyin Isviçre'de olduğunu biliyorduk. Bittabi lâzım gelen muamele yapı lacaktır. Çin • Japon İhtilâfı Harp bitti, artık iş diplomatlara kaldı Japon'ların kara, deniz ve hava kuvvetlerine ateş kesmek emrini vermeleri üzerine Sanghay cephesinde sükunet başlamıştır. Simdi harp hareketleri durmuş ve sulh teşebbüsleri başlamıştır. Cemiyeti Akvamda iki muhasım devlet murahhasları beya natta bulundular. Çin'liler, Japon'ları »nevcut ^ J muahede ve misaklan • bozmuş olmakla itham ediyorlar. Ja pon murahhası da, temsil ettiği devletin sulhperverKğinden, Şanghay'da bir aiyasî emel beslemediğinden Reisicumhur giderken... Gazi Hz. Haydarpaşa garında çok candan merasimle teşyi edildiler Terkos Şirketinin mübayaası Terkos Şirketinin vaziyeti ma'umdur. Şirketin mubayaasına karar verdik. Mukavele mucibince bir sene evvel haber vermek lâzımdı. Tebliğatı icra ettik. Bu müddetin hitamında hükumet mubayaa hakkını istimal edecektir. Bu bir sene zarfında şirketin Istanbul halkına daha fazla müşkülât çıkarması mes'elesi aldığımız bazı ferdî müracaatlerden ibarettir. Ve bunun için icap eden teşebbüslerde ve takibatta bulunuyoruz. Terkosun İstanbul Belediyesine verilmesi mes'elesi henüz bu mubayaa müddeti için lâzım gelen zamanın geçmesine bağlıdır. Hükumet mu bayaa zamanı gelince bu hususta taliplerile görüşebilir. Binaenaleyh şimdilik terkosun İstanbul Beledi • yesine verileceği veya verilmiyeceği nabemevsimdir. Biz diyoruz ki: Eğer çiftçinin mahsulünü kıy metleadirir ve onun istira ve ha • reket kabiliyetini iade edebüirsek hem halk, hem devlet noktai nazarından vaziyeti kurtarırız. Ve teklif ediyoruz: Türkiye'de en ucuz madde olan un üzerine 50 para ile 100 para arasında bir resim koyalım. Bu resmi yarı yarıya bir nisbetle müstahsile ve hüku • mete verelim. Ve bu suretle ekmeği t şimdiki gibi 7 kuruşa değil, fakat 12 kuruşa yiyelim. Eğer bunu yaparsak: Memleketteki istihlâke naza ran: Köylünün eline asgarî 30 milyon j Hazineye de asgarî 30 milyon lira geçecektir. Bütün maas er • babını sıkmtıya düşüren buhran vergisinin senelik hasılasının 10 milyon lirayı bile bulmadığı göz önüne getirilirse, teklifimizin e hemmiyeti daha çabuk anlasıhr. tngiliz grupunun teklifatı Bir Ingiliz grupunun muracaat ettiği doğrudur. Yalnız bu grupun şhndiki talebi istanbul ile Haydarpaşa arasında feribot işletilmesine aittir. Müzakeremiz henüz ikmal edilmîş değildir. Devam ediyor. Bundan bir <Mabadı 4 uncu sahifede) Gazi Hz lagonlarnın penceresınde Eğer bunu yapmazsak: Yarın, ekmeği gene 12 kuruşa ve hatta daha fazlasına yemeğe mecbur kalacağız. Çünkü: 1 Köylü, mahsul para etmediği için zeriyatını asgarî hadde indirecektir. 2 Bu takdirde buğday istihsalâtı, memleket ihtiyacına tekabülj etmiyecektir. 3 Etmeyince de hariçten buğ| day getirmeğe mecbur kalacağız. 4 Hariçten gelecek buğday bize 11 kuruşa mal olacaktır. Çünkü şimdiki halde dünya piyasası 5 kuruştur, 6 kuruş ta gümrük resmi' vardır. Mareşal Pilsudski Dün geldi ve geceyi vapurda geçirdi Cejıeıre'dekî Çin murahhasî M. Yen Hulâsa, teklifimiz nazari dik~] kate alınırsa:, Hem köylünün eline fazla para geçecek, hem şehirlinin ticareti inkişaf edecek, hem de hükumet bütçesini tevzin etmiş olacaktır. Sizin fikriniz nedir? dinde tutulmuştur. Bu üç memlekette vatandaş çiftçi kendi buğday mah sulünü bize nisbetle 56 kere fazla bir kıymetle satabilmektedir. Bizde dahi her şeyden evvel düşünülecek şey çiftçimizin kendi mah Maresdl Pilsudski sulünü şimdikine nisbetle biraz daha Lehistan hükumeti Harbiye fazlaya satarak hiçlikten kurtulma ve Lehistan'ın halâskârı Mareşal sıdır. Bunun için geçen sene bir buğday ofisi teşkilini tasavvur ve tavsiye Pilsudski Mısır'a gitmek üzere dün «Romanya» vapurile Köstence'den etmiştik. Bu ofis millî buğday mah limanımıza gelmiştir. Mareşal, va sulünün fazla kıymet kazanmasını purdan çıkmamıştır. Kondisini va temin edecek resmî bir teşekküldür. purda Vali muavini Fazlı Bey, Ro Ancak bu sene yapılması hakikaten manya sefiri ve Lehistan sefareti erepeyee külfetli olan böyle bir te kânı karşiiamışlardır. şekküle pek ihtiyacımız olmıyacağını Mareşal dün geceyi vapurda geçir YUNUS NADİ miştir. Vapur bugün saat on birde li (Mabadi 2 inci saMtede) manımızdan ayrılacaktır. bahsetmektedir. Japon'Iar, Şanghay' da alâkadar devletlerin, yuvarlak masa konferansı aktetmelerinî tek lif etmişlerdir. Şimdi işin sıklet merkezi asker lerin elinden diplomatlara geçmiştir. Günün en mühim siyasî hâdisesi Çin'' lilerin, yeni Japon tekliflerine ver dikleri cevaptır. Çin hükumeti, yeni Japon tekliflerini kat'iyyen reddet • mistir. Bu tekliflerin mahiyeti henüz anlaşılamamıştır. Maahaza, vaziyetin (Mabadı 4 uncu sahıjede) Istanbul'un azîz misafirı Büyük Gazi, 12 kânunusanidenberi huzurile şeref verdiği şehrimizden dün aksanı ayrılmışlar ve Ankara'ya hareket buyurmuşlardır. Reisicumhur Hz. ni Ankara'ya götürecek olan Riyaseticumhur vagonu evvelki gün Haydarpaşa'ya gelmişti. Bu vagon hususî bir trenin arkasına bağlanmış bulunuyordu. Gazi Hz. dün akşam saat altıyı çeyrek geçe saraydan müfarakat buyurmuşlar ve rükuplarına tahsis edilen Sakarya motörüne binmişlerdir. Gazi Hz. ne maiyyetleri erkânile beraber Sıhhiye Vekili Refik, Vali Muhittin, Polis Müdürü Ali Rıza, Kolordu Kuman danı Şükrü Naili Paşa ile diğer bazı zevat ta refakat etmekte idi. Gazi Hz. nî Haydarpaşa'da karsılamak üzere de erkâm askeriyemiz den bir çoğu burada toplanmışlardı. Haydarpaşa garında ve rıhtımında da tedabir alınmıştı. Büyük Gazı'yi getiren «Sakarya > motörü ve bunu takip eden «Ankara» muşu saat yediye on kala Haydarpaşa iskelesine ya • naşmıştır. Reisicumhur Hz. burada erkâm askeriyemiz tarafından kar sılanmıştır. Büyük Halâskâr, ken disini karşılıyanlara ellerini sıkmak suretile iltifat buyurmuşlar ve: AHaha ısmarladık, demişler dir. Gazî Hz., iskeleden gara kadar yürümüşlerdir. Burada da kendilerini simendifer idaresi erkân ve memu (Mabadı 4 uncu sakıfede) Dün 200 aileye kömür verildi Yeni defterdar geldi İstanbul Def. terdarlığına ta yin edilmiş o lan temyiz kazanç tetkik ko misyonu reisi Mustafa B. dün Ankaradan şeh rimize gelmiş ve İstanbul Defterdarhğı erkâm tarafından istikbal edilmiştir. Topkapı Fıkaraperıer muesscsesinden kömür alanlardan bir grup Mustafa B Topkapı fıkaraperver müessesesi, kendi muhitinde ve kendi himayesinde bulunan iki yüz fakir aileye dün kömür tevzi etmiçtir. Müessesenin bu sene yalnız üç bin okka kömürü mevcut olduğundan, muhtaç oldukları tesbit edilen bu iki yüz aileye on beşer okka kömür verilmiştir. Müessesenin bu insanî muaveneti, bu fakir aileleri çok memnun etmiştir.