Mart 1932 SON TELGRAFLAO KÜÇÜK KÖŞE: ^Cumhuriyet Amerika ne ile meşgul?. Şimdi Amerîka Bizzat Reisicumhur da Bu mes'ele ile meşgul! Nevyork 4 (A.A.) Taharriyat için sarf edilen tekmil faaliyetlere ve bütün Cemahrrî Müttehide polisinin halk tarafından da yardım görmekte olmasma rağmen, Lindberg'in oğlu şimdiye kadar bulunamamışttr. Polis, gayriihtiyarî ve hüsnü ni yetle hareket eden bir çok rşhasm gösterdikleri asılsız izler üzerinde yürüyerek vakit zayi etmiştir. Bir çok insanlar şüpheii telâkki ettikleri şahıslann ellerînde, kucak larında gördükleri çocuklardan şüphelenmekte ve ağlıyan bir çocuk taşıyan herkesi halkın tecessüs ve me rakını celbeylemekte ve hatta bazan şüpheler açıkça izhar olunmaktadır. Polis, şimdiki halde Lindberg'e hitaben yazmış oiduğu bir mektupta kiiçiik oğlunun iki erkekle bir kadı nın elinde bulundıığunu bildiren ve ecnebi zannedilen yaşlı bir kadını aramaktadır. Tiryaki takkeleri Dünya kadınlığı Bu senenin moda olan kadın şapkalannı görenler şu dört karar ve kanaatte ittifak ediyorlar: 1 i 1932 dünyasının kadınlığı tepeden topuğuna kadar çirkinlesmiye karar vermiştir ve bu kararını inatla tatbik etmektedir. 2 Kadın hâlâ erkeğin esiridir. Çünkü kadın modanın esiridir; moda yüzde doksan dokuz erkeğin icadı dır; binaenaleyh erkek kadını moda vasıtası ile esir ediyor, ve kadın buna karşı gelemiyor. 3 Tepesindeo topuğuna kadar erkeğe gönüllü esir olan kadının erkekle müsavilik iddiasina hakkı yoktur. 4 Kadın; tepesine ve tabanına hâkim olamıyacak derece bir buh • randadır. 1932 de Kmon kabuğunun, cerrah yakısımn, tiryaki takkesmin, bagaj etiketinin adına, son moda kadın şapkası dediler. Kadın bu komik kıyafete ve bu çirkin esarete lâyık de ğildir. Bu modayı çıkaran erkek, onu hakaret için yapmışsa, kadmlık başındaki bu palyaço takkesini yapanın suratma fırlatarak hakareti iade etmelidir. Kadına karşı edilen küs tahlığın bundan büyüğü yoktur. Ama moda mucidi erkek şöyle diyecek: Kadın gönüllü olarak çirkinliğe çanak tutarsa; bana esir olmak için avuçlar dolusu para verirse ben ne yapayım? Ve siz olsanız ne yapar «ınız? Biz mi olsak ne yapanz? Biz olsak kadının aklı selimine, ince duygusuna ve yüksek varlığına müracaat ede riz. Ey varhğı var eden kadın; deriz. Kendi kendini küçültme, çirkinleş • rirme, gülünç etme. . Seni bu hale ve bu esarete koyan erkek senin bu takkeli kıyafetinle alay ediyor. Ama o da diyebilir: Nafile üzülme, ben erkek için süslenmiyorum ki... Biz kadınlar birbirimizle kıyafet ve masraf yanşına çıkmışızdır, size ne oluyor? O zaman da bize şunu demek düşer: öyleyse güle güle hanımefendi; yalnız lutfen dikkat ediniz, yarıs esnasında takkeniz düşmesin... Lâf ın kısası: Eski tiryaki takkeleri, 1932 de, dünya kadınlığının tepesine tepeden inme bir belâ oldu. Mademki beklemeğe alıştık, bu buhranm da geçmesini bekliyelim. AKA GÜNDÜZ Halkevi'nde güzel san'atlar POLİTİKA CİLVELER1: Japonya ile değil, Halkevi güzel san'atlar şubesi teşekkül etti Mustaldl ressamlarla resim birliği azası bir türlü anlasarnadılar Halkevi Güzel San'atlar şubesi Halkevleri reisi Hâmit Beyin ri yasetinde dün ilk kongresini ak tetmistir. întihap temsil esasına göre yapıhnıştır. Mimarlar, Faruk; heykeltraşlar, Nejat; musikişinaslar, Rauf Yekta> Hulusi, Seyfettin Asaf, Hasan Ferit, Cemal Reşit, Abdülkadir Ziya; Ressamlar, Çallı İbrahim, Sami, Refik, Ali, Mahmut, tezyinatçılar da Namık tsmail Beyleri namzet göstermişlerdir. Neticede Faruk Bey 71, Namık İsmail Bey 58, Nejat Bey 56, Çallı İbrahim Bey 47, Abdülkadir Ziya Bey 26 rey ka zanarak Güzel San'atlar şubesi idare komitesi azası olmuşlardır. Diğer dört komisyon şu zevat tan terekküp etmektedir: Heykeltraşlar: Hadi, Mahir Beyler ve Sabiha H. Tezyinatçılar: Hakkı, Mithat, Kemal, Hasan Fahrettin. Hakkı Beyler. Musikişinaslar: Hasan Seyfettin, Seyfettin Asaf, Hulusi, Cemal Reşit, Sezai Asaf Beyler. Ressamlar: Vecihi, Sami, Hik met, Nazmi Ziya Beyler ve Gü zinH. Ressamların ihtisas komisyonu intihabı bazı münakaşalara sebebiyet vermiştir. Güzel San'atlar Birliği ressamlar şubesi azalarile müstakil ressamlar komisyona kimlerin intihap edüeceği nok tasında anlaşamaımşlardır. Müstakil ressamlar bu vaziyet karsısında salonu terketmişlerdir. Diğer şubelerden bazılarının, bu meyanda içtimaî muavenet ve Ksan dersaneleri şubelerinin idare komitesi intihapları bu hafta i çinde yapılacaktır. Zırhlıda sulh müzakeresü? Uzak Şark'ta İngiliz Kent zırhlı smda, Çin'lilerle Japon'lar arasmda bir anlaşma zemini bulmak için müzakereler olmuş... Şu veya bu ne ticeye varmıs.. Bu haberi okurken, şaşa kaldım. Sulh müzakeresi yap • mak için başka yer bulamamışlar mı? însanların yüreğmde kardeşlik hissini uyandıracak, hırs ve husumeti giderecek başka ıhk bir höcere yok mu imiş? Kocaman zırhlı: Toplarile, torpillerile, daha bilmem ne kadar ve kaç türlü cehennemî silâhlarile hiç sulh müzakeresine, tath tatlı mükâlemelere sahne olabilir mi? Bağrmda ve çelik ambarlarında ölüm saça cak mermileri, kanlı bombaları sak* hyan korkunç, soğuk gemi millet lerin müsafaha ve kucaklaşma salonu olabilir mi? Bu ne şaskınlıktır!?. Lindberg'in kaçırılan çocuğu ile meşgul Bu da bir fikir!.. Arkadaşım anlatıyordu: « Çin Japon kuvvetleri, Uzak Şark'ta çarpışırken, san ırkın mü • messilleri Akvam Cemiyetini de muharebe meydanına çevirdiler. Bu muharebe, filvaki, kansız ve barutsuzdur. Ancak, için için devam ediyor. Diplomasinin an'anevî ve asırlar görmüş nezaketine, şaşmaz riyakârlıklarına, aldatıcı nabızgirliğine, şatafatlı üsiubuna rağmen, iki taraf, fıldır fıldır dönüyor, hasmını çürütmek için var kuvveti gece gündüz çeneye veriyor; nota, muhtıra, izahname, protesto ve daha bilmem ne namlarüe birbirine tomar tomar yazılı kâğıt savuruyor! Akvam Cemiyeti bir güre* meydanına döndü. Az kalsın, san ırk mümessilleri, buraya, kâğıttan, mu kavvadan, tirseden zırha bürünerek gelecekler!.. Fakat ne dahi olsa, bu cidal çok kibaranedir. Hele, muslihane, edibane, frenklerin akademik dedikleri şekilde bir münakaşa ve mudarebedir'.. Ah! Evvel zamanda ne güzel âdetler vardı: İki muhastm ordu çarptfip kcm dökmektense, iki taraf m seçme bir kaç kahramant dövüşür Ve mağlnp düsen pehlivamn mensup olduğu millet mağlubiyeti merdane kabul *• derdi!.. Cemiyeti Akvam, pekâlâ bir göreşmeydanı olamaz mı? Daimî seyircileri, hakem heyeti hulâsa her şey tam takırdır. Zaten masraf Iar, beynelmilel keseden çıkıyor! Kansız bir düello!.. İşte o kadar! Harbe, teslihata ne hacet!.. Ne dersin?» Boynumu bükerek cevap verdîm: Bu da bir fikir!.. 50,000 dolar isteniyor Trenton, NewJersey 4 (A.A.) Polis, çocuğun iadesi için 50,000 dolar fidyei necat talep eden ikinci mektubu neşretmiştir. İmzasız olan bu mektup Nevyork'tan postaya ve rilmiş bulunmaktadır. Lindberg ölümle tehdit edildi Nevyork 4 (A.A.) Lindberg'e gönderilen ikinci mektubun, isteni len fidyei necatı vermediği takdirde bizzat kendisinin öldürüleceği lehdidini muhtevi bulunduğu haber alınmıştır. Çocuğun yatak odasında bulunan îlk mektubun yazısının, bu mektup • takinin ayni olması hasebile, polis, bu son mektuba pek fazla ehemmiyet atfetmektedir. Nevyork 4 (A.A.) Yüz kişi 5sriçvap edilmiş, yalnız birisj tevkif olunınuştur. Nevyork civarmda bulunan bir kartpostal. çocuğun öleceğini bil dirmektedir. .» • * *• • * Çocuğunun kaçınlması bütün Amerik(' meşgul eden tayyareci Lindberg çocuğunu kaçıranların cezadan kur. tulup kurtulmıyacağmı sormuşJardnr, O sırada Lindberg'in evinde bulunan polisler, hemen telefon edenleri bulmak için teşebbüsat ve taharriyata girişmişlerdir. Nevyork 4 (A.A.) Lindberg'in oğlunu kaçırmış olan eşhas ile mu habere etmiş olduğuna dair çıkirılan haber tekzip olunmaktadır. Nevyork 4 (A.A.) Lindberg'in oğlunun Massachusset eyaletinin küçük şehirlerinden birinin bir evinde saklı olduğu söylenmektedir. Hukuk talebesi kongresi Hâldmlikle avukatlığın ayrılacağı haberi talebeyi tereddüde düşürdü M. Hoover de meşgul Vaşington 4 (A.A.) Lindberg'in çocuğunun kaçınlması dolayısilc ~/l. Hoover, parlâmentodan mütecavizler hakkında tenkil tedbirleri ittihaz e • dilmesîni istemiştir. Dua edilecek! Nevyork 4 (A.A.) Lindberg'in çocuğunun kaçınlması umumî nefreti gitgide ziyadeleştirmektedir. Nevyork Başpîskoposu çocuğun bulunması için dindarların dua et melerini talep etmiştir. Meksika Reisicumhuru M. ve Madam Lindberg'e derin teessüf ve teessürlerini iblâğ etmiştir. Bir telefon *! Y. O. NewJersey 4 (A.A.) Gece yarısından biraz sonra Lindberç.in evine telefon edilmiştir. Kimin telefon et tiği malum değrildir. Telefon edenler. Şehir bütçesi Belediye fen heyeti kadrosu tenkisjediliyor Şehir Meclisi Daimî Encümeni belediye ve idarei hususiyenin 1932 bütçesini tetkike başlamış tır. Encümen, heyeti f enniye kadHukuk talebesinln dünkü rosunun gayet geniş olduğunu Hukuk Fakültesİ Talebe Cemi • görmüş ve son senelerde belli bas yeti dün Halkevinde fevkalâde bir kongre aktetmiştir. lı inşaat ve imar faaliyeti olma Bu toplantıda evvelâ staj meı'e dığını da nazari dikkate alarak lelerile avukatlık ve hâkimlik mes • fen heyetinin kadrosunu tenkis leklerinin yekdiğerinden müstakil bir etmeğe karar vermiştir. Fen he hale getirileceğine dair olan kanun lâyihası etrafında görüşülmüştür. Bu yetinde bulunan bazı mektepsiz mühendislerin de çıkarılmaıı mev lâyiha genç hukukçuları tereddüde düsürmüştür. Bir meslekten diğer zuu bahsolmaktadır. mesleğe geçmek için 20 senelik bir müddet kaydına lüzırm olmadığı kaFen heyetinde yapılan tenkihat üzerine tasarruf edilen para sıh • naatindedirler. Bu hafta içinde her sımftan bir kişinin seçilmesile 3 kihiye bütçesine ilâve edilecektir. Roma 4 (A.A.) İtalyan'ın papalik makamı nezdindeki sefiri Marki Vecchi Kardinal Paçelli'ye Annonciada nisanını Bağdat 4Mısır'lı bir «irket Irak ve Papanın teşrifat müdürü Monsenyör hükumetine müracaa tederek Bağ • Caccia Doninioni ile fevkalâde kilise dat'ta bir kibrit fabrikası yapmak için imtiyaz istemiştir. Şirket serma memuru kâtibi Monsenyör Pizzardo, yenn yüzde kırkına Irak'lıların şti Müstesar muavini Monsenyör Ottaviani, rakini kabul etmiş ve kazancmm yüz Müstesar Marki Paçelli ve Rahip Tacchi de onunu da Irak hükumetine bıra • Venturrye de Sen moris VTazer nişanıkacağtnı bildirmiştir. Irak hükumeti nm büyük mertebesini tevdi eylemiştir. bu teklifi müsait bulduğu için mü • Bu yiiksek nisanlar Kral tarafından tevzakereye başlanmıştır. cih edilmiş bulunmaktadır. Kaleş oğlan! Sanki ben bil • Bostan dolabının kart eşeği, ter mem birşey. Sevda işinde hep yanan biyesiz bir tavır takmmış. aldanırmif. Ben de sana aldandım. Yelpazeli ibibikler kovalaşıyor Evim şuracıkta, adam bir defa olsun lar. sorar, bu kadın öldü mü, kaldı mı? Seherin serinliği gitgide ılıklaşı Benimle bir fincan kahve içmişliğin yor. Talimden gelen bir bölük .tskerm yok mu namkör! Bırak şimdi bu lâfları, bana türkü seslerî.. Havada beyaz yelkenli küçük bir yanmışlığm olaydı Kâzım Efendiyi, sonra Nuri'nin Osman'ı, daha ne bi> kayık: Bir güvercin eşini arıyor. leyim kimin khnini bırakırdın da baVe mezarlar.. Tuğla mezar lar, yaldızı parlak mezarlar, bir yanı çö na... kük mezarlar, hazır mezarlar, çesit Şuna bak! mezarlar müşterek bir vecit, müşte Cevap bulamaymca işte böyle rek bir sükut ile bahan seyrediyordersin. Kimin kime sitem kubuz etmeğe hakkı var? lar... •** öyle olsun. Ama bil ki ben peÇöpçünün baldızı Karakız, dar so • şindeyim. Ne yaptığını, ne ettiğini muhakkak öğreneceğim. Eh o vakit kağın köşesinde, mezareı yamağı neler olacak görürsün. Hasan'Ia konuşuyor: Beni korkutmak mı? Ne ya Hah! Yakaladım. Ayol! Bunca parsam yaparım. Parası ile değil mi? haftadır nerelerdesin ? Insan insanı O kadar paran çoksa bir pa bu kadar çabuk unutur mu? pel versene, bak, elimdeki aişeler öyle çok işim var ki.. bombof. Zeytinyağı, gaz alacağım. Atma Recep, din kardeşiyiz! Senden çekindiğimden aan Anam avradım olsun ki.« Pamuklu mesucatta ihtikâr Ticaret tnüdiriycti piyasada muhtelif eşya fiatları üzerinde ihtikâr yapılıp yapılmadığıru tetkika devam etmektedir. Bu tetkikat esnasında pamuklu eşya fiatlannın da yüzde on beş derecesinde tereffü ettiği anlaşılmıştır. Japon mal larmdaki tereffü elbisede yüzde 25 tir. Bu tereffüün kontenjanın tatbflmı • kongresinden bir intiba dan sonra husule geldiği de anlaşılıraş • şilik bir komisyon teşkil edilecek, ko tır. Ticaret müdiriyeti bu hususta daha misyon, bütün talepleri B. M. Mec şamullü tetkikat yapmaktadır. lisine. Basvekâlete ve Adliye Vekâ letine arzedecektir. Dünkü kongrede Millî Türk Talebe Birliğinin ihyası mes'elesi de ınevzuu bahsolmuştur. Bu maksatla, Hukuk Fakültesİ Talebe Cemiyeti mu rahhası olarak Kadri İbrahim, Tarık, Kadir, Enver ve Rasih Beylerden mürekkep bir heyet seçilmîştir. Talebe Birliği kongresinin gelecek cuma gü nü toplanması muhtemeldir. ihtiyat zabitleri kanununun ye Umumî kadınlara tatbik lecek muamele dinci maddesi tadil ediliyor .Ankara 4 Sıhhat Vekâleti umumî Ankara 4 İhtiyat zabitleri ka nununun yedinci madesinin şu me kadınlara tatbik edilecek muamele alde tadili için bir lâyiha verilmiştr: hakkında Vilâyellere bir tamim gön Üçüncü maddede yazılı hizmetler miştir.,.. • esnasında talim ve tahsil devrelerin...Bu tamimde bazı Vilâyetlerde umuden her hangi birine kanunî bir mamî kadınlann hastakk behanesile ci • zerete müstenit olarak üçte birinden fazla bir müddet devam edemiyenler var vilâyetlere sevkedildiklerüıin haber terbU edilerek müteakıp senede dealındığı, bu hareketin doğru olmadığı vam edemedikleri devrenin tamamıve umumî kadınlar hakkında ancak bu na iştirak ettirilir. husustaki kanun hükümlerinin tatbik edilmesi lâzım geldiği bildirilmektedir. Paris 4 (A.A.) Havas Ajan sından: M. Brîand geçen pazar gü • Roma 4 (A.A.) Bazı masraflarda nündenberi Paris'teki apartımanın iktisat eylemekle beraber servislerde da bulunmaktadır. Sıhhati çok iyide tekemmül vücude getirmek makta • dir. Mumaileyhin çok yakın dostla rından birisi, sabık Hariciye Nazırı • dile, Devlet demiryollan müdiriyeti, eşnın Paris'e avdet etmesinin sıhhatile ya katarlan ile rauhtelif katarlar için hamünasebettar olmadığı Havas Ajanfif fakat sür'atli servisler tesisine karar sınm muhabirlerinden birisine söylevermiştir. Bu suretle bazı mahallî menamiştir. fie hâdim demiryolu hatlarının metaliBu seyahat esasen derpiş edilmiş batı da tatmin edilmiş bulunacaktır. bulunuyordu. Fakat, M. Briand kendlsinîn Cocherel malikânesinden müfarakatinin gizli tutulraasını arzu Ridöjanero 4 (A. A.) Fransız etmiştir. askerî heyeti yeni bir ımıkavele ile Sabık nazır, hemen her gün bir tekrar Brezilya ordusunu ıslah etmek çok şahsî dostlarını kabui eylemektedîr. üzere tavzif edilmiştir. M. Briand iyileşti Hayat Ânsiklopedisi Sür'atli hafif katarlar Mısır'lılar Irak'ta bir kibrit fabrikası kurmak istiyorlar italya ve papalik Arşidük Otto hasta Brüksel 4 (A.A.) Sabık Imparatoriçe Zita'nın oğlu, Arşidük Otto'nun üç gündenberi apandisit ve çicek hastalıklan ihtilâtile müterafik bir gripten dolayı yatmakta olduğunu söylemiştir. Bugiin Arşidük'ün sıhhatinde büyük bir salâh hâsıl olrauş ve tehlikeyi atlatmıştır. [Cumhuriyet Arşidük Otto ma lum olduğu üzere Macar tahtına getiriIecek olan genç prenstir.] ma, al işte bir papel veriyorum. Eski ahbaplığı unutmadığımı anla. \ma her zeman olmaz ha! Hadi hadi sende! Benim yalm kat döşeğim kürkcü dükkânıdır. Kaç kişi böyle söylediler de... uncu cuzu Tevzi merkezleri: Kadıköy iskelesinde Kemal Babıali'de Orhan Bey Hanında zemin kat Brezilya'da CVMHURÎYETin edebî tefrikası : 22 MEZAR KAZICILAR Müellifi: AKA GÜNDÜZ şil, ve mazılar, yelpaze mazılar, top mazılar, dağınık mazılar burcu burcu kokuyor. Çöp taşıyan iki serçeyi bir delice kovalıyor. Fışkı yüklü eşekler bahçelere doğru tıkır tıkır... Akasya, dut, visne fîdanı yüklü beygir, mezarlık duvarından ?arkan taze yapraklarda yankesicilik ede ede gidiyor. Mavi yırtık mintanlı köylü, iki teker arasına yangelip yaslanmış, kağnıyı kırmızı şalvarlı kansı ye • diyor. Şehir tarafındaki ince sîa o kadar yerle beraber ki büyük binalar birer gemiye dönmüş, sanki yüzüyor... Bir kediyi üç kedi kovalıyor. Içkîsiz sarhoş olmustu. Sendeiedi ğini hissediyordu. Minnoş gözlerinîn önüne geldikçe gider gitraez, büyük yengeyi didiklemek, savurmak, ateşine su dökmek hırsile kıvranıyordu. Ve bu hızla, koşarcasına kapıya vardı... 8 Krokiler... Gök, toz mavisi. ötesinde, berî • smde bulut parçaları. Pamuk bulut lar. Deve şeklinde, fîl kıhğmda, dev kafasına benzer, araba gibi, yarı insan, yarı kuş bulutlar... Yer, açık tirşe ve nemli soluk. Nokta nokta çiğdemler. Mezar dip'erinde tomurcukları patlamış mor me nekseler. İnce serviler tertemiz ye • sam.. Ne bakıyorsun? Hanı altınım?. Boynumdakiler eksiliyor mu? Hay hay! Güleyim barı. Anahtarı vere yim de sandığa bak! Eksiliyor mu, duruyor mu, anlarsın. Kuzum ben onları kem gözlerden saklıyorum. GörKüçük yenge San Dede'nin nar sünler de <aman, aman! desinler, gilesine hem ateş koyuyor, hem söy San Dede'nin karısında ne çok altın leniyor: | var. > Nazar değsin de onlar da kal Neyim olacak ayol! Gözlerimin masın. Bunu mu istiyorsun? Geçen altı çürük çürük oldise hep senin lerde başımıza geleni bilmiyor muyüzünden. Ağlıya ağlıya oldu. Daha sun? At nah gibi beşibirliğim sır olda olacağından başka.. öteki sıska du. Ama ben keşfettim. Marangozlakarmın evinden çıkmaz oldun. Gü' rm Fatma göz koydu, o gün Mah gibi karını bu hallere getirdin de hâmut Ağaların sünnet düğününde ikilâ «sana bir şeyler oldu, yüzüme esde bir fKız! Bu Cumhuriyet beşibirkisi gibi gülmüyorsun, gözlerinin altı mosmor» diyip duruyorsun. Reva mı liği ne parlak! > diyip durdu. Sen mibana? Vicdaniyetin, insafiyetin var sin diyen? öte mahalleden buraya sa sen söyle... gelinciye kadar yerle yersan oldu. Bütün sokakları aradım... Kız! O da benim bunca yıllık karım. Ben bıraksam, nizam bırak Yeter artık! Bana yarım bar • tırmaz. dak konyak ver. İşim var er çıkacağım. Nesine bilmem ki. Mabadi var Sana baktığım gibi ona bak . 1