Siyaset Âlemi Çindeki Vukuatın Tarihçesi İÇin - Japon muharebesl en şid- detli devresine girmiştir. İki ta Taf ta uzun bir muharebe İçin hazırlık yapıyorlar. — Fakat bü Müthiş kan mücadelesinin nerede Ve ne şerait altında cereyan et- İni, Şüpbesiz ki karilerimiz İyice bilmek isterler. Işte, aşağıkl #atırlarda — yaptığımız - tarihçede bu muharebenin sebeplerini, saf- 1 âayrı, ayri hulâsa ediyo- vur. Bu izahatı, sayfadaki harita- dan da kolayer takip edebilir- #iniz.) * Japonya kendi iktısadt kurtu- laşu için Çinin şimal kısmındaki geniş (Mançuri ) kıt'asına sene- lerce evvel göz koymuştur. Niha- yet geçen senenin son aylarında ilk taarruzu yaptı. Ve şimdi bu kıt'a hemen hemen Japon hâki- miyeti altına girmiş, Çinden ay- rılmıştır. Fakat Japonya Çin ülkesi- nin, sahilden itibaren mühim bir kısmını da almak kararını - ver« miştir. Bu kararın tatbikı için bir harp sebebi bulmak lâzımdır. 20 kânumusanide o sebep te bulundu. Kânunusaninin 20 inci günü sivil Çin ahalisi, Şanghayın — biraz yukarisındaki ( Şapey ) de Japon bahriye askerlerine taarruz etti. Japon kumandanı derhal Şang- hay Belediye reisinden tarziye istedi Bu —tarziye verilmekle beraber Tokyo hükümeti Şang- haya (1500) kişilik bir bahriye Mmüfrezesi ihraç etli. 27 kânunusanide birçok Japon rovazörleri ve torpitoları (Yang- Çe ) nehrinden girerek Şanghay önünde demirlediler. Japon —Amirali ( Şiyozava ) Şanghay Belediye reisine ver- diği ültimatomda Japon ihraca- tana karşı düşmanca hareket gösterildiği takdirde Şanghayın Çin mahallelerini bombardıman edeceğini bildirdi. 28 kânunusanide Şanghayın beynelmilel mıntakasında, yani ’lglhı. Fransız, Amerika ve diğer büyük devletlerin hâkim olduğu kısımlar hali harp vazi- yetine girdiler. 20 kânunusanide Japon tay- yareleri Şapey üzerine müthiş tarette bomba yağdırdılar. Ayni zamanda Japon donanması da bombardıman — yaparak — mühim miktarda Çinliyi telef etti. Bu suretle Şanghay Çin mahalleleri- Rin yarısı yanmıştı. İşte bu sı- retle ilâmı harpsiz muharebe başlamış oluyordu. Bilhassa Şa- Pey etrafında on gün kadar Neticesiz muharebeler oldu. (Devamı 11 inci sayfada ) | | ! ! | Hindenburga Karşı Hitler Ve... Berlin 23 — Hindenburga kar- şı tek bir namzet göstererek mu- vaffakıyetli bir mücadele yapmak hususunda Milliyetperverlerin te- şebbüsü suya düşmüştür. Martın on üçünde yapılacak Reisicümhur intihabatına — milliyetperverlerin dağnık bir halde gidecekleri an- laşılıyor. Bu netice Başvekil M. Brü- ning'in —sebat ve meharetine atfedilmektedir. Munih Belediye Reisi, Hindenburga bir telgraf çekmiş ve 13 martta Almanyanın cısımları Bavyera gibi rey arlak bir zafer kazana- cağını müjdelemiştir. * Berlin 23 — Milliyetperverle- rin Reisi Hitler Brünsvik Da- rülfünunu tarih Müderisliğine ta- yin edilmiştir. M. Hitler resmen ğini koymuştur. Amerikan Balonu Hasara Uğrad Sakhörs 23 — Kongreazasın- dan bir komitayı hamilen uçma- ya teşebbüs eden Amerikanın Akron balonu, ipi birdenbire yere inme direğinden — kop- muş, yere çarpmış ve dümeni kırılmıştır. Japon İntihabatı Tokyo, 23 — Umumt intiha- bat hükümet fırkası olan Sey- yukay fırkasının mutlak galebe- sile İneticelenmiştir. Rakamlar şunlardır: Seyyukay fırkası 265 Muiseyto E 137 İşçi . $ Muhtelif ..» namzetli- 'Tahdidi Teslihat Ve Fransız Heyeti Paris, 23 — Tahdidi Teslihat Konferansında — Fransayı temsil etmek üzere alideki zevatin me- muriyetlerini Reisicümhur - tasdik etmiştir : Reisş M. Tardiyö, İkinci Reis Pol Bunkür, murahhaslar: Fabri, Reyno,Piyetri, Dümon, Dümenil ve Jinyu. Muavinler: Massigli, Moyse, Ober. SON HARİCİ HABERLER Alman İntihabatı Kızışıyor, Tamirat Parasını Da Vermiyecekler POSTA Şanghay önünde ve civarında harekâtı harbiye sahasını gösteren harita İtalğada Napoli, 23 — Puy havalisine pek fazla miktarda kar yağmıştır ve yağmaktadır. Yağan karların yöüksekliği bir buçuk metreyi bulmuştur. Bütün münakalât dur- muştur. Yolları açmak için bin- lerce amele çalışıyor. Makedonya Komitecilerinin Cinayetleri Solya, 23 — Mihalof partisi tarafından yaralanan Protogerof taraftarı Tandol aldığı dokuz kurşun yarasının tesirile ölmüştür. İngiliz Filosunun Manevrası Roma 23 — Akdeniz İngiliz filosu 6 martta Napoliyi ziyaret edecektir. Bu ziyaret, manevralar münasebetile — yapılacaktır. Bu manevralar çok vüs'atli olarak icra edilecektir. İngiltere kıralının İtalya kıralını ziyareti münasebe- tile 1900 senesinde yapılan ma- nevradan sonra bu manevra, bu müddet zarfındakilerin en muaz- zamı olacaktır. İtalya Ve Sırbistan Roma 23 — Jadranska Strasa harp cemiyetinin otuzuncu yıldö- nümü münasebetile İtalyan ga- zeteleri, bu cemiyetin tahrikâmiz | faaliyetine mazarı dikkati celbet- mekte, Fiyome, Tiryeste, Zaranın ilhakı ve Adiryatiğin bir harp denizi hâline gelmesi hususundaki mesaisini batırlatarak diyorlar ki; “Cihan — sulhünü idame ile meşgul olan bütün zevatın na- zarı dikkatini bu siyaset celbet- melidir.,, Çok Manidar Bir Şayia Ve Bir Tekzip Paris, 23 (A.A) — Salâhiyet- tar mehafil Pariste çıkan bir A- merikan gazetesi tarafından neş- redilen ve “ Aksayı Şarktaki va- ziyet İngiltere, Fransa ve İtalya hükümetlerini memnun edecek bir hal suretine iktiran edinciye kadar Akdenizde Statükonun muhafarzası için ,, bu üç hükümet arasında bir itilaf imza edildiğine dair olan haberin tamamile asılsız ve hayal mahsulü olduğunu beyan etmek- tedir. Gönül İşlerı' I Kadın Olmak Ne Kötü Şey 'Yarabbi! | — Serlâvhama şu kelimeyi ilâve | etmeyi unuttlum: Bu cemiyette. Evet, bütün hakları ve bütün | kanumları daima erkeği düşüne- | yek tanzim eden bugünkü cemi- yette kadın olmak ne kötü şey! Bazan önüme serilen hâdiseler beni kadınlığımdan isyana sev- keder, kendi kendime sinirlenir | ve kızarım, o vakit bir erkek olmak ve hürriyetimi kazanmak isterim . | İzmirden P. B. N rumuzile bir | düal kadından bir mektup aldım. Bu kadıncağız iki defa evlen- miş. İkisinden de dul kalmış. Bir çocuğu da vardır. Hal ve vakti yerindedir. Hayat önüne 32 yaş- | larında kıymetli bir adam çıkar- | mıştır. Bu adam çok gezmiş, çok görmüş, çok yaşamış, temiz, mun- | tazam ve ciddi bir zattır. Kadın | buna karşı lâkayit te değildir. Hat- | ta ufak bir teklif karşısında kalsa hayatını ona vakfetmiye hazırdır. Fıî(ıt erkek onunla bir arkadaş gi- | bi konuşmaktadır. Şimdiye kadar | aralarında aşka dair bir kelime | bile geçmemiştir. Fakat kadının sabır ve tahammülü tükenmek- tedir. Şimdi bu kadının vaziyetinde | bir erkek tasovvur ediniz. | yapacağı şey ilâmı aşk etmek, arkasından evlenmiye talip oldu- gunu bildirmek, hem en meşru, hem en doğru hareket budur. Fakat erkek için kabul edi- len bu hak kadın için tanınma- mıştır. O hissini izhara salâhiyet- tar değildir. Aşkını kalbine göm- miye ve erkekten teklif bekle- miye mecburdur. Bu mecburiye- tin ıslırap ve elemini ancak ka- dın anlar. Sana gelince kızım, bence yapılacak şey şudur: Erkeğin sana karşı olan hislerini anlıya- cak vesaite müracaat et. Eğer şize karşı temayülü varsa, ona yine tanıdıkları ve dostları vası- tasile vaziyeti anlatmaktır. İhti- mal ki o da sizin ciddiyetinizden dolayı aşkını izhara fırsat bula- mamaktadır. Sonra yalnız kadın- ların bildiği ve anladığı bir ta- kım yollar vardır ki, bunlara müracaat ta senin — dirayetine bağlıdır. HANIMTEYZE -— TAKVİM —— / ÇARŞAMBA j Gün 24 - Şubat - 932 — Kasım Arabi Rumf 17 - Şevval - 1350 V1 Şubat- sanl - L Vakit (Ezant | V. ti | Vaktt İm.' KAL Güneş ;ıı. 516 V4 | 6 SD 77 I x sıjıs. 80 İt Losıhs. 7 n 1ğis Yata Öğle ] İkdadi İmeak —— e EDEBI TEFRİKAMIZ : 42 AÇLIK Müellifi: Knut Hamsun Birkaç adım attım ve tekrar durdum, Birbenbire veziyetimi iştirdim, ellerimi kavuşturdum, başımı yana aldım ve tatlı, dalgalı sesle sordum; “fakat ço- Cuğum ona bir kere ettin mi?,, Sesimin değildi. Büyük bir “O,, ile, kubbe kadar büyük bir “O,, ile dedim ki “Fakat, Onu yadettin mi?,, ve aşımı eğdim ve müteessir bir 0N pevan verdim: “Hayır.,, <eş perdesi perdesi — yerinde müracaat | | Haydi, böyle! Mütercimi: P. $. rinde değildi. İkiyüzlülük etme, çılgın, şöyle söyle: “ Evet. Allahımı ve Rab- bı Mukaddesimi yadediyorum! ,, Ve sözlerine şimdiye kadar işit- tiğin nağmelerin en hazinini ver. Evet, bu âlâ. Fa- | kat içini çekmek, hendek atlıyan | at gibi içini çekmek lâzım. Şöyle, Yolda giderken kendime ders veriyorum, muvaffak - olamazsam ayağımı sabırsızlıkla yere vuru- | yorum ve gelip geçerken dönüp bana bakanların büyük hayret« leri karsısında — bendi. kendimi l ı I odun olmakla itham ediyorum. Fasılasız. yongamı çiğniyordum we olanca hızımla yollarda sen- deliyerek yürüyordum, — Farkında olmadan kendimi aşağıda, şimen- difer — meydanında m, * Kurtarıcımız ,, kilisesinin saati bir buçuğu gösteriyordu. Bir lâhza durdum ve düşünmiye başladım. Yüzümden bir yorgunluk - teri iniyor, gözlerime akıyordu. Ken- di kendime: “ Haydi vıhtımda bir dolaş! » Dedim. Bir reverans yaptım ve şimendifer rıhtımına indim. Gemiler orada idi, deniz gü- neş altında dalgalanıyordu. Her Etarafta hareket ve faaliyet, Ya- mbaşımda bir kurabiyeci otur- muştu, esmer burnu malının üs- Hine oöilmizü; RanASAŞ PNANI, masa çilekli pastalarla dolu idi ve nefretle başımı çevirmiştim. Bu bütün rıhtımı yemek kokusile dolduruyor. Buah açınız pencere- leri! Yanımda oturan bir efem diye hitap ediyorum ve her ta- rafta, şurada bir kurabiyeci, ora- da bir kurabiyeci olmasından şi- kâyet ediyorum. Hayır mı? Bununla beraber öylesi münasiptir ki.. Fakat adamcağız, —şüpheye — düşerek, nutkumu bitirmiye meydan bırak- madan kalktı ve gitti. Ben de kalktım ve herifi — yanıldığına inandırmak azmile peşini bırak- madım. Elimi omuzuna koyarak de- dim ki: — Hatta Bıhhati koruma nok- Dehşet içinde yüzüme baka- rak cevap verdi: — Mazur görünüz, ben ecne- biyim, sıhhati koruma kanunlarına dair hiçbir şey bilmiyorum. — Ha, pekâlâ... Ecnebi ise iş değişir. Ona bir iyilik edemez miyim? Kendisine şehri gezdiremezmiyim? Bu benim için bir zevktir, ona da hiçbir masrafa mal olmaz. Fakat herif ne olursa olsun benden kurtulmak - istiyordu ve karşı kaldırıma geçmek için 80- kakta büyük adımlarla yürüdü. Ben sırama döndüm ve otur- dum. Çok helcanda idim ve uzak- ta çalınan bir. armonik heleca- nimi artırıyordu.