geT AÖT?P: —a Kulağımıza Çalınanlar Hikâyesi Raşit Rıza anlattı: Anadolu turnelerinden birin- de, Raşit Rıza, yeni bir piyes | için yeni dekorlar ısmarlamış. Bu eşya arasında bir de üç ayaklı cigara iskemlesi var. Raşit, de- kor eşyasının listesini bir kâğıda yazmış ve icap edenlere vermiş. Temsil günü Raşit Rıza sah- nede tertibatla meşgul Bir gü- rültü kopuyor: — Varda... varda... Raşit Rıza, “ne oluyoruz? , diye sahnenin kapısına koşuyor, bir de ne görsün? hamallar, kos- kocaman bir darağacını içeri sokmıya uğraşıyorlar. Raşit, ruyor: — Bu ne? — Kâğıda “bir sehpa,, yaz- mışsınız, biz de yaptırdık, ge- tirdik ! Kaçın... Destur, hayretler - içinde s0- Kaside Yundı! Size, bu sütunda, müverrih Ahmet Refiğin Çallı İbrahim için bir kaside yazdığını haber ver- miştik. Bu kaside bütün münev- verler ve matbuat müntesipleri arasında dillere destan oldu: Mısralar ağızdan ağıza goziyordu. | Bir akşam, muharrirlerin toplandığı Ştaynbruk lokantasın- da, Çallı İbrahim Beyle Ahmet Refik B. karşı karşıya otururlar. Aralarında ezeli muhabbet, her dostlukta olduğu gibi hafif bir sitem rükgârına uğrar; biribir- lerine gittikçe şiddetlenen tel- mihler; imalar, serzenişler fırlat- mıya başlarlar, Bu arada, Çallı, meşhur kasidenin aleyhinde bu- hanur ve Ahmet Refiği gücen- dirir. Bu geçici münakaşadan bir felâket zuhür eder: Ahmet Refik cebinden kasideyi çıkarır, başka hiçbir kopyası olmıyan bu yüzlerce mısralık eseri param- parça eder, sobaya atar ve yakar! Dostları sordular : ertesi gün Çallıya — Üstat, senin kaside yan- di mı? — Ah, sormayın, dedi, yal- mnız benim kaside değil, ben de nekadar yandım bilseniz... Bir Mücahit Filistinden Çıkarıldı Nebihülazame ismindeki Suriye mücahidi firari olarak şimdiye kadar Filistinde ikamet ediyordu. Filistin Hükümeti son günlerde mücahidi hudut harici çıkarmıştır. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Vasfi Raşit Bu kıyinettar eserin ikinci cildi çıkmıştır. Bu cilt te birinci cilt gibi yirmi formadan mü- rekkeplir ve fiati daha ucuz- dur, Eser ince kâğıda basıldı- ğgından hacmi de küçülmüştür. Fiati ( 200 ) kuruştur. İzmir (Hususi) — Şehrimizdeki Balıkçılar Cemiyeti çok faydalı ve ciddi bir teşebbüse girişti. Şehrimizde balık konservesi ya- pan ve ihraç eden bir fabrika yakında — faaliyete Cemiyetin Reisi Ali Reis fabrika hakkında bana şu izahatı verdi : — “ Ben biraz ileri giderek değil, bir balıkçı memleketidir, Bizim Akdeniz ve balık bol- diyeceğim. Adalar sahillerindeki luğu dünyanın - hiçbir yoktur. Buna rağmen - İzmir de dahil olduğu halde - memle- ketimiz zaman zaman balıksız kalmaktadır. Bunun sebepleri muhtelif ve bir parça da itirafı acıdır. Evvelce sahillerimizdeki dalyanlarda daha mebzul olarak balık saydediliyor, balıklar daha ucuz ve daha taze - satılabiliyor- du. Bunun sebebini dalyıttıları işleten değerli ve san'at erbabı ellerde —aramak çok münasip olur. Eskiden bu civardaki dal- Karamanda 'Kış, Kar 'Ve Grip Karaman, (Hususi) — Son günlerde hava çok bozuldu. Ya- ğan karın yerlerde - biriktirdiği doktoru gece ve gündüz hastaların mua- yene ve tedavisile meşguldür. ** Belediye tarafından bura- ya ilk defa getirtilen radyo ma- kinesi Halk Fırkası — salonuna yerleştirildi. Her akşam yüzlerce kişi salona gelip radyo dinle- mektedir. M.T Himayei Etfal Elâzizde Kimsesiz Ço- cukları Sevindirdi fazlalaşmıştır. Hükümet Etfal Cemiyetinin şehrimiz ( Ba- kımsızlar Yurdu ) ismi altında çalışan bir müessesesi Yurt şehrimizdeki kimsesiz ço- cuklar için çok faydalı teşebbüs- | derde bulunuyor. Şimdiki halde kimsesiz çocuklardan mühim bir kısmı yurtta iaşe edilmektedir. MUSA Samsunda Konferanslar Samsun (Hususi) — Samsun Sıvas Hattı Başmüfettişi Mühendis Yakup B. tarafından çocuk ter- biyesi hahkında çok faydalı bir konferans verildi. Her Tarafta Kış Samsun (Hususi) — Soğuklar | tahammül edilemiyecek dereceyi bulmuştur. Kar ve fırtına bir | haftanberi bütün şiddetile devam l etmekledir. geçecektir. | Türkiye için bir ziraat memleketi | yerinde | kalınlık yarım metreye yakındır. | e. irkaç gündenberi | Grip vukuatı birkaç gündenberi Psusi) — | di de Elâziz ( Hususi ) — Himayei | vardır. | İzmir Balıkçılar Cemiyetl Reisi Âli Reis | yanlar, mütehassıslar tarafından yalnız balıkçılıktan anlıyan kim- selere icar edilir, meslekten ol- verilmezdi. mıyanlara — kiraya Bunun neticesi olarak fazla balık Ay;ı_ı-ılıîır Bize" Örnek Olmalı:- | doldu. | azaldı. İzmirde Büyük Bir Balık Fabrikası Tesis Ediliyor Balık Konservesi İhfâç Edilecek saydi imkân — dahiline girerdi. Dalyanlar maliyeye devredildik- ten sonra dalyan müstecirleri, bu işten pek az anlıyan kimse- ler — oldu. Sekiz, ön — sene içersinde — dalyan — mıntakaları denizden — sürüklenen — kumlarla Bu yüzden balık saydi Cemiyetimizin teşkil edeceği balık konserve fabrikası dalyan isticar edecek ve matluba muva- fik şekilde balık saydine girişe- cektir. Şimdi memlekete hariçten konserve balık gelmektedir. Cemiyetimiz faaliyete geçtik- ten sonra memleketin her köşesi balıktan müstefit olabilecek, hem de Avrupaya koönserve - ihracı mümkün olacaktır. Esasen - biz bu konservelerin memleket dahi- linden xziyade, hariçte revacını temin etmiye çalışacağız. Fabrika Anonim bir şirket halinde tesis olunacak, hükümet sermayenin nısfı olan yüz bin lira ile bu şirkete iştirak ede- cektir. , ADNAN Orada 1700 M;ktepliye Sıcak Yemek Veriliyor Aydın (Hu- Şehri- mizde ve vilâyet debilindeki mek- teplerde — bulu- nan fakir ve yardıma — muh- taç — kimselerin | iaşeleri hususun- da bilhassa son günlerde — ciddi faaliyet göze çarpmaktadır. Evvelce İstanbul Maarif Emi Muavini ve şim- burada Maarif Müdürü olan Fâkir B. bu çok uğraşmaktadır. Fâkir Bey vilâyet dahilinde yaptığı bir buçuk aylık bir teftiş seyahatinde yardıma muhtaç ta- lebeleri tesbit etmiş, muavenete başlanılmıştır. — Şimdiki — halde (1700) fakir talebe beslenmek- tedir. Köylünün ve şehirlinin bu mesele ile | hayırlı işe gösterdiği maddi ve manevi alâka her türlü takdirin fevkindedir. Herkes bu yardıma elinden geldiği deretede seve seve iİştirak etmektedir. Bilhassa muallimler bu güzel işe vilâyetin her tarafında nümu- ne oluyorlar. Muallimler Birliği birkaç gün evvel şehrimizde Park sinemasında bir müsamere verdi. Halkın ve memurların iştirakile verilen bu müsamerenin hasılatı fakir mekteplerin iaşesine tahsis | edildi | Aydında sıcak yemek verilen mektepliler Müsamerede (Fadakâr mual- lim) temsil edildi ve muallim Nahide Hanım, başmuallim Tuğ- rol, muallim Âlim, Haydar ve Kemal Beyler çok muvaffak ol- dular. 4 Şehrimiz mektepleri grip hastalığı dolayısile henüz - tatil devresindedir. Etem Vessaf Adanada Kesilen Koyunlar Yevmi İhtiyaca Kâfi Gelmiyor Adan (Hususi) — Burada Et meselesi garip bir şekle bürün- müştür. Esssen bir müddetteberi yevmi kesilen koyunlar ihtiyaca kâfi gelmiyordu. Halbuki birkaç | gündenberi de — bazı kasaplar dükkânlarınmı açmamakladır. Yirfminci asrın en tipik ada- mı, iş adamidır. Bizde bu hakikat henüz yeni yenvi — anlaşılmağa — başlamıştır. Şimdiye kadar bütün edebiyatı- mız, bütün an'ane ve itikatları- mız, sırf para kazanmak - için çalışanları bize hakir gösterirdi. Biz para kazanmayı ikinci dere- cede bir iş addeder, — şeref ve mevkie daha — çok ehemmiyet verirdik. Çocuklarımızi her şey- den evvel memur — yetiştirmek isterdik. Fakat bütün bu neş- riyat ve — edebiyat tedricen iflâs etti, Gençler yeni hayatın zaruretlerini anlamakta bizden, bizim telkinlerimizden da- ha büyük dirayet gösterdiler. İş hayatına atılmıya başladılar. Gençleri hayata hazırlıyan tica- ret ve Ameli hayat mektepleri talebe ile doldu. Hatta kızlarımız bile bu mef- kürenin — cazibesine — tutuldular. Bugün iş hayatına giren, evde çocuk bakmak, ev silip süpür- mek, yemek yapmaktansa, çalış- mayı tercih eden binlerce kızımız var. Bu istihalenin hakikt sebebi şudur: İş, sadece para kazanmak demek değildir, iş hayatında in- sana ruhi bir zevk veren ayrı bir hususiyeti vardır. Bu manevi zevk, hayatta bulunabilecek sa- adetlerin en büyüğüdür. Bayram tatilinde bir roman okudum. Bu romanım bütüm kahramanları mirasyedilerdi. Ro- manlarda çalışarak hayatını ka- zananlar, yalnız hamallar, hıris- tiyanlardı. — Müellif tembel ve tufeyli sınıfı methediyor, çalışan- ları küçük — göstermiye çalışı- yordu. Bu zihniyet çoktan maziye karıştı, artık tufeyliye hürmet eden kalmadı. Artık bugün in- sanı en ziyade alâkadar eden şeyin iş olduğu anlaşıldı. Saadet, servet, refah hep çalışmanın se- meresidir. Tufeyli bir adam için saadet, servet ve refah mevut değildir. Çalışmanın telhis edebiliriz: 1 — Çalışmada hem kendi- ne, hem başkalarına faydalı ol- manın verdiği ruhani ve mânevi bir zevk — vardır. Bu - zevk devamlı bir zevktir, ağızda acı bir tat bırakmıyan bir zevk. 2 — Çalışan adam, bir müs- tahsil olduğunu bilir ve bu bil- giler onun için en büyük manevi zevklerden birini teşkil eder. 3 — İş adamı, çalışan adam, hakikate daha yakın bir hayat yaşar. Hakikat, Filozofların kitap- larında değil, hayatın içindedir. Bu hakikati en iyi gören ve en iyi keşfeden hayatın içinde olan- lardır. İş adamından, çalışan adam- dan maksat, kendisine ve baş- kalarına faydalı işler görenler- dir, yoksa kumarbazlar, dolandı- rıcılar, ve muhtekirler dağil. * zevklerini — şöyle Zeytinyağı Rekoltesi Ayvalık (Hususi) — Şehrimi- zin 931 senesinde zeytinyağı re- koltesi 800 bin kilodur. 930 — se- | nesi rekoltemiz 8 milyom kilo idi.