ŞEN GÖNÜL — 81 — Atlar da, müÜsademenin ebemmiyetini — anlamışlar — gibi bütün — kuvvetlerile koşuyorlar, çarblar yapıyorlardı. Hamleler- deki incelik itibarile Mirim Çe- lebi daima Üstündü. Fakat yarım saatlik bir uğraşma — arasında demir kır atlıyı yenememişti. Ancak bu uzun müddelin geç- mesinden soara bir çalımını bul- du, rakibine yetişerek ciridini omuzuna değdirdi ve bu muvaf- fakyıetle hırsını yenemediği için | geri — dönmedi, kerili — belin- den yakaladı, —atın Üstünden kaldırdı, galip ve mağlüp süva- Filerin aikışları, kendi — kafile- sinden —yükselen “ yaşa , ni- daları arasında çadırlara doğru götürdü, paşaların önüne bıraktı. — İşte devletliler, dedi, Edir- ne Sipahileri ciridi böyle oynar ! Paşalardan biri, ona at gön- dereni, sevincinden ayağa kalk- mıştı, Mirim Çelebiyi kocaklamak İstiyordu. Öbürü, suratı asmışlı. Çünki muhakkak bir galibiyete Bamzet olan demir kırı atlı onun delilbaşısı idi ve Mirim Çelebi Araya girmekle kendi dairesine | teveccüh eden bir şerefi, öbür gordu. Rumeli valisi, bizzat bir harp kazanmış gibi, gurur içinde hay- kurıyordu : — İn bire delikanlı, yanıma gel. Seni koçmak, mübareklemek bsterim. Çelebi bu emre ittiba ederek Attan sıçradı. İptida Rumeli -vali- Bizim Daktilo Hani hergün sabahleyin tramvayda, vapurda rastgel- diğiniz — küçük, — sevimli mah'ük... Elinde — çantası veya yemek tası ile işine gider. Evinde hasta anne- sini, yaşatmak için bütün gün parmaklarile çalışır, Onan ıztıraplarını, — elem- lerini, — tahassüslerini - bilir misiniz ? Pek — yakında “ Sonu Posta ,, sütunlarında onun bayatını kendi — ağızından dinleyeceksiniz #inin, sonra ÖGbür veririn elini Bptü : — Artık bana izin, dedi, yoldaşlarım var, yanlarına gideyim. Rumeli valisi, iki elini birden havaya kaldırdı: — Lâl-dedi- olmarz. sen benimsin! — Senin mi?.. Bir cirit attık, bir yiğit atlattık, diye kendimi köle mi yaptıracağım? Ben Sipa- hiyim paşa. Kul olamam. Vezir, biraz şaşalamakla be- Artık | de devletlilerle veririn dairesine nakletmiş olu- | oturmalarından, SON POSTA İşte Edirne sipahileri böyle cirlt oynarlar raber yumşak göründü, kızgın | olmıyan bir sesle cevap verdi; — Haşa oğul, haşa! Seni kul etmek istiyenin kolu —kopsun. Benim düşüncem başkadır: Seni bir baltaya sapetmek isterim. — Ömrün uzun olsun devletli. Fakat bana izin verirsen daha boş olur. Malüm a, yolcu yolunda gerek. Mirim — Çelebinin çene çalıp durması, rındaki — kafileyi ve Gülsümü sinirlendiriyordu. — Hele — Baki, küfre başlamamak için dudak- larını ısırıyordu. paşalarla çayır kena- Deli gibi cirit meydanına atı- lan ©o düşüncesiz yoldaş, gimdi dil yarışına çık- mişa — benziyordu. Bu, apaçık | yolsuzluktu, - saygısızlıktı! Yalnız | Sipahi Ahmet, soğukkanlılığını bozmuyordu ve biraz da dalgın görünüyordu. O, paşaların kalkıp Mirim Çelebiyi ! l â ş î i — — —a aa — a d a A — karşılarına alıp hararetle konuş- malarından vaziyeti sezinsemişli. Zaten yiğitliğin bir ağır elmas gibi | göz kamaştırdığını, birçok insan- ların içinde basret ve iştiyak yaşattığını biliyordu. Bu sebeple Paşaların Mirim Çelebiye göz koymuş olacaklarını tahmin edi- yordu. Lâkin arkadaşım kıphr— mak ve elinden çıkarmak ta işi- ne gelmiyordu. Onlar bir gül gibi tabli bir kül teşkil eden kardeş- ler manzümesi idi. Aralarından düşecek her bangi bir yaprak, güldeki topluluğu, manzumedeki ahengi sakatlıyacaktı. Sipahi Ahmet, işte bu düşün- | ce ile telâşa kapıldı. — Gidelim, dedi, — şumların horatasını ( muhaveresini demek- | tir ) yakından dinliyelim | | usta Bo- Biraz sonra kafile - hor da beraber olduğu balde - paşaların karşısında idi. Abmet, | devrin mutat olan merasimine kayıttsız görünmek istemiyerek attan inmiş ve veziri selâmlamış- | tı. Arkadaşları da kendine uy- | muşlardı, yayalaşmışlardı. ( Arkası var ) Harp Tehlıkesı' V Baştarafı 1 inel sayfada ) müthiş ve aklın almıyacağı bir infilâk ile mahvolacağını - için, için hissediyor. Hatta sulhperver- lik bile, harbi düşünmek hastalı- ğının ümitsiz bir şeklinden başka bir geye benzemiyor.,, Tarihe Bir Bakış M. Ferrero milletlerin bugünkü bu baleti ruhiyesine kışaca işaret ettikten Ssonramütemadi surette harbi düşünmek hastalığının nere- den ileri geldiğini tahlil ediyor ve tahliline (18)inci asırdan başlıyor diyor ki: *(18) zinci asır harp fikrinl or- tadan kaldıramamıştı. Belki de böyle bir maksat beslemiyordu. Fakat o zamanın kumandanları, bütün bir alayı mahv ve nabut edecek neticelere varmamak için mahirane manevralar yapıyorlardı. Bunun neticesi olarak fenni harbin en son kabul ettiği for- mül şu olmuştu: Zaferi Harpsis Kazanmak Harp Fikrinde Tebeddül Fransız İhtilâli kebirile harp hakkındaki — fikirler de değiş- ti. Hükümdar kavgalarına inhisar eden harp kütleler düellosuna inkıdlâp etti. Milletleri harbe daha iyi siü- rüklemek için, hırslarını tahrik edici bir ideal gösterdiler, Mare- şal Foşun bahsettiği “fırtınavari muharebe buradan doğmuştur. Bu sırada Napolyon geldi, onu Bismark takip etti ve harbi bir *akide, haline koydular. Avrupa iste böyle bir oyunla hastalandı | ve Almanya bu nmnyeyı kur | ban gitti. | Mareşal Moltke: *Harp mukaddestir. Allahın tesiskerdesidir.,, Kaidesini ilân etti ve bu ilâh için iİnsan kitle- leri kurban edildi. Fakat bugün ortaya çıkacak bir Moltkeyi in- sanların takip etmiyeceği muhak- kaktır. Onun içindir ki harp fik- rini beşerin kafasından çıkarıp atmak için haklı veya haksız her hanği bir iddia uğrunda hiç ok mazsa elli senelik bir harp fası- lası vermek lâzımdır , Fikir Yürüyor M. Ferrero mütaliasını şöyle | bitiriyor: *“Asırlar devam eden harplerin garip bir neticesi olmak üzere Briyan - Kellog misakile muhare- benin kanun harici ilân edilmesi yeni ve derin bir ihtiyaca muka- bele etmiş oluyor. Bu ihtiyaç, harp etmesini bilen, fakat sulh yapmasını bilmiyen bir devrin muhafarai mevcudiyet endişesin- den doğmuştur. ve harp fikrini ortadan kaldırmamıştır.., * M. Ferrero yazısına, en ehem- miyetli noktasında aihayet ver- miştir. Büyük bir vukuf ile teş- his ettiği hastalığın ilâcını, teda- | vi çaresini söylememiştir. Bütün | noksan İşte buradadır. İhmal Etmeyiniz Beyoğlunda Baker — mağazaların -J| daki mevsim #snnu büyük satışının hakikt fırsatlarızdan İstifade etmeyl Uhmal etmeyiniz. Kânenusani (7 İ Buakşam MA JİK sineması I Büyük Gala Olarak Eo marat Franms ve Alman ertlist ve rejisörlerimin iştirakila vücuda getirilen No. 6 OCAK ARKADAŞLARI filmini takdim — edecektir. Bütün dünyanın şimdiye kadar görmediği bu 1000 heyecanlı film, yer yüzündon 800 metre derinlikte çevrilmiştir. Mükâlemeler 2 memleket lisanındadır. Bu “i'm elyövm Almanya'da gösterilmekte ve şimdiye kadar 5.000.000 kişi tarafından görülmüştür. Suvareye mahsus biletler sabalı saat 10 dan itibaren satılıyor, Bugün MELEK sinemasına — giderek MARIE BELL'i herkesin beğendiği vekayii bazırayı musavver TALİ fimlade yürecek ve — alkaşlayacaktır. | herkes ELHAMRA sinemasında 2 büyük film birden: 1) MARLENE DIETRİCH'i 27 No.lu CASUS muarzam filmlnde D İnsam ayağı bazmadığı ormanlarda kap- lazlarla vahşi hayvanlar aramada çevrilen KA 0100 ( ORANG - OUTANG ) şayanı bayret Filmini görecektir. Ramazan münasebetile her akşam ELHAMRA'da ayrıca bir film gösteriliyor. TALEBİ DOUĞLAS UMUMİ ÜZERİNE & ve HEYETİ temsillerinden dolayı geri birakılan LEON TOLSTOP'aln lüyemut “CANLI CESET,, ererinden mukteber ve JOHN CİLBERT-RENE ADORE « CONRAD CANLI NAGEL ve KLEONOR BOARDMAN tarafından temall ( E S L #dilem munrzam Himi 18 künumusant yarınki pazartesinden — Hübarsa ASRİ SİNEMADA tekrar İrzesine başlayacaktır. Perde aralarında ve Hilmin izacsl osnasında Ruş BALALAKA'n heyeti ve dehakâr mugannlyeler İytirak - edeceklerdir. b 20 Kânunusani Çarşamba akşamından itibaren OPERA ve sinemalarında Çanakkale muazzam sesli Gunuıı Me.xclelermden Et Meselesini Hal İçin BELEDİYENİN Neler Yapması Lâzımdır | (Baştarafı 1 inci sayfa da) Meselâ hayvanlardan alınacak rüsum, bir elden ve bir kanak- dan alınabilir. Soğuk hava mahzenlerinden fenni surette istifade imkânları | temin edilebilir. Mezbaha İdaresi, bugünkü idari şeklinden çıkarılarak fenni şekle sokulabilir.! Et fiatleri üzerinde tesiri olan barsak ve deri işleri de ayrıca izaha muhtaçtır. Bu husustaki tetkikatımızı da bilâhara neşrede- ceğiz . , Bu neşriyatımız. münasebetile Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Muhiddin Beyin Mektubu Gazetenizin mezbaha hakkın- daki meşriyatını dikkat ve alâka ile takip ediyorum. Yalmız h nüshanın V1 inci — sayfasının Üçüncü sütununun - sonlarındaki (Varidatın bu noksanı et fiatle- rine ilâve ediliyor ve açığı biz kapatıyoruz) cümlelerile ne kas- tedildiğini anlıyamadım. Bu bu- susun da sarabaten yazılmasını | rica ederim. Vali ve Belediye Relsi Muhiddin Şunu Söylemek İstemiştik Vali Muhiddin 13 kânunusani tarib ve 529 numara- | Beyefendinin | ARTiSTiK birden 1914 -1916 ve sözlü film, DARÜLBEDAYİ Temsilleri Bugün akşam saat 21,30 da AYNAROZ KADISI RAŞİT RIZA HYATROSU ŞEHYADEBAŞINDA 17 ikiaci kânun pazar akşamı anat 71,30da GAİP ARANIYOR Kemedi ( Perde Şehzadebaşı Ferah sinemada Bu gece tam 9,30'da 59 artist 41 numara Fevkalüde varyete mumaraları S'0m perendebaz kumpanyası İalyadan geldi Bugün matine #at 17 de vesuvare enat ti $0 ASRİ TİYATRODA (TEPEBAŞI — | SİYAH KUŞLAR HEYETİNİN son Ükl tomall olarak Beyden aşağıdaki mektubu aldık. | ZENCİ MEMLEKETİ FANTEZİLER 1 perdelik ve 18 tabloluk munzunm cevili —— ——— —— işaret ettikleri cümleden mak- sadımız bizce açıktır. Mezbaha İdaresi, bayvanlar- dan fazla rüsum alıyor. Bu fazla rüsum etin Ffiatini arttırıyor. Hal- | buki mezbaha fennl şekilde da- ve edilir de, varidatında noksan görülmezse, şimdi açık kalan kısım — nispetinde hatta — daha fazla mikyasta —rüsumu indir- mek mümkündür. Bugünkü açık devam ettiği müddetçe bu ri- sumu indirmenin imkânı yoktur. | Rüsum inmedikçe halk eti pahalı yiyor. Ve binnetice açığı kapa- tan ta yine halk oluyur.