ŞEN GÖNÜL ayi " Biz atın değil şimendiferin bile sahneden çekilmek üzere bulunduğu bir devirde yaşıyoruz. Mesafe mefhumunu, medeni düm ya, havsalasına sığdıramıyor ve bu mefhumu kamuslardan da çıkarmak istiyor. Engin ovaları, müz'iç yokuşları, inatçı dağları, aman bilmez suları aşmak, do- aşmak artık gülünç bir külfet sayılıyor. Bütün dünya göklerin nişsiz, yokuşsuz, dikensiz ve gukursuz kucağında uçmayı tec- #übe ediyor. Yakin bir günde turnalar, Okartallar, we toprak üstünde lasanlar, şoseleri gök yüzüne gizeceklerdir. Binaenaleyh bizim için ve bele bizden sonraki nesil için cirit Oyuna görmek mürkün değildir. Dedelerimizi asırlarca beyecan- Sandıran bu milli sporun ince Bevkini ancak tarihten O masse- deceğiz. *.. Bizim kafile o tarihi yaşıyan Ve yaşatan insanlardan terekküp ediyordu. o Menekşe (o çayırında dörtnala koşan her et, onların yüreğine tatlı bir titreyiş getiri yordu. Süvarilerin elinden fırla- yıp giden her cirit, yine onların gözlerini çekip götüren bir huz- “me oluyordu. Yeniçeri Baki bile — o oyunla Ünsiyeti olmamasına gağmen - heyecanlanmıya başla” mıştı. Koşuşan atlar, sevdalıla- rından kaçan kızlar gibi ona lâ- if görünüyordu ve atının üstün- ide adeta sallanıyordu. Usta Bo- (hor müstesna, hepsinde, ciridini ibedefe erdirenleri o kucaklamak çin iştiyaklar o uyanıyordu ve hepsinde tatlı bir rüyanın sinirleri #elziz eden baygınlığı yaş'yordu. : Gülsim de mahzuz id. O kovalayışlardan ve kaçışlardan derin bir haz alıyordu. Fakat o, yanındaki erkeklerde bulunmıyan ve bulunmya imkân olmıyan başka bir düşünce daba taşıyor- du. Ağızları köpük, derileri ter İçinde kalan ve dört ayaklı bir duman kümesine inkılâp etmiş görünen kuvvetli atları bir topaç gibi çeviren mahir süvarilerin igişkin adalelerini temaşa sırasın- da kocasının müstesna yapılışını düşünüyordu! Birkaç yüz süvari #çinde ona benziyen bir erkek igöremiyordu. Bu sebeple sık sık gözünü sahneden çeviriyor ve bakışlarını Sipahi Ahmede akı- tiyordu. Cirit oynıyanlar, yavaş ya- waş tabi bir ıstıfla geçiriyorlar dı. Değnek yiyenler, attan dü- genler veya atları yorulanlar bi- ser birer çayırdan çekiliyordu. Biraz sonra süvarilerin sayısı, eski mevcudun dörtte birine in- mişti. Artık ustalar ve ye daha bariz surette geçiliyordu. Oyun da daha sayi da bir hararet almıştı. Çünki biribirlerine ikram eder gibi gö- rünerek biribirlerine kuvvet ve “başmet (o dersi vermek istiyen iki vezirden hangisinin daha ka- vi olduğu artık taayyün Oede- çekti, Sona kalan ciritçiler, mensup oldukları devletlinin ih- tişamını temsil eden birer abide olacaktı, kı Sipahi Ahmet kafilesi, neti- BÜYÜK TARİHİ TEFRİKAMIZ m. minnet | Sen kaçık mısın, uyuz atla cirit oynanır mı? cenin tebellüre başlaması üzerine | manzaraya daha ziyade alâika- lanmışlardı. Muzafferiyeti nefis- lerine temin edecek gibi görünen oyuncular üzerinde (münakaşa yürütüyorlardı. Bir aralık Mirim Çelebi, Karanfil Oğluna sordu: — Sana han pehlivan gö- ikiye SN > — Şen eml Ee 380 — Yanlışsın, yağızğatlı daha yaman! Fakat tesadüf, Mirim Çelebiyi tekzip etmekte teahhur etmedi. kırı atıdan kuvvetli bir darbe yiyerek acı bir inhizama uğradı. Karanfil Oğluda fırsatı kaçır- Mei istibzaya girişti: ( Arkan var ) Onun kavi gördüğü süvari, demir | Sıhhiye Vekâleti Tıp * Fakültesini ikaz Etti ( Baştarafı 1 içici söyfada ) biye Vekili Refik Beyin riyaseti altında bir içtima aktederek fa- kültenin tekâmülü için icap eden tedbirleri tesbit edecektir. Tıp talebesinin bilhassa pratik malö- matıma aritırılması için fakülte meclisi yeni kararlar alacaktır. Tıp Fakültesi Na Diyor? Tıp Fakültesi Reisi Tevfik Recep Bey bu bususta bir mu harririmize şunları söylemiştir: — “ Sıhhiye Vekâletinin fa- kültedeki cerrahi vâ nisal tedri- sattan müşteki olarak nazarı dikkatimizi celbettiği hakkındaki haber doğru değildir. Ancak biz talebenin (e prati malümatının tevsiini istiyoruz. Fakülte hasta- nesinde az hasta vardır. Bu has- talar üzerinde lâzımgelen tetki- kat © yapılamamaktadır. Bunun için son sınıf talebelerini hastası çok ve materıyelleri daha fazla olan Obastanelere © göndererek slaj yaptırmak istiyoruz,,, Talabs Ne Diyor? Kendilerile görüştüğümüz Tıp Fakültesi talebeleri şunları söyle- el Tıp Fakül — sene İte- sinde sikerler mii parti mücadelesi (ovardı. Bu yüzden bazı müderrisler kliniklere ara- sıra m ie Bu sene bazı muallimlerin ara sıra aran geç geldiği olmakla beraber umami- müderrisler derslerine gel- i hasta- idaresi fakülteye az hasta ir, Hastalar az için tale- be kâfi miktarda yapa- mamaktadır. Bu doğrudur., Belediye Ne Diyor? Darülfünun Emaneti Belediye- ye müracaat ederek Tıp Fakül. tesi haslanesine yardım edilme- sini veya hastanenin Belediye tarafından (o idare (o edilmesini istemişti. Emanet, bu suretle hasta- neyi talebenin seriri tetkikatı için mükemmel bir şekle sokmak is- tiyordu. Belediye bu müracaati kabul ( etmemiştir. e Yaptığımız tahkikata göre: Belediye bu se- ne (80) bin lira sarfile Üsküdar» da Zeynep Kâmil hastanesini açacak, Cerrahpaşa, Haseki bas- tanelerini oOtevsi Oederek bu hastanelerde mutbah, © çamaşır. hane ve kalorifer tesisatı yapa- caktır. Bunlar için de (300) bin lira lâzımdır. Belediye darülfünun emanetinin teklifini bütçesi müsait olmadığı için kabul etmemiştir. Harp Tehlikesi Nerededir ? ( Baştarafı 1 indi sayfada) İngiltere müşkülât içindedir, Fransaya kızıyor. Almanya gırt- lağına kadar borca batmış, bunun mes'ulü olarak Fransayı tanıyor. İtalya, mağdur olduğu ve Fransa tarafından harp baki: na keyi er paylâşıldığı vakit ka- naalindedir. alma bis- tanla Çekoslovakyaya kin besli- yor. Lehistan, ei Ak manya Lehistana diş gıcırdatıyor. Elhasıl öyle bir keşmekeş ki sormayın gitsin. Fakat vaziyet ciddi surette tahlil edilince görü- lür ki bu sıkıntıdan şimdilik bir 7 doğması ihtimali zayıftır. tehiike önümüzdeki (şubat ayının ikinci sl toplanacak — silâhları dit konferan- * Günki asıl İktisadi sıkıntıyı doğuran silâhlanma masraflarıdır. Bunu devletler de bildikleri için dir ki, silâhlanmıya bir had tayin ederek masrafı kısmak istiyorlar, Bunu yapmak için biri, öbürünün aleyhine tefevvuk temin etmeyi düşünüyor. İşte bu konferansta umumi bir anlaşma olmazsa © vakit korkmak 3 vi o vakte kadar, yani şu bir kaç ay için tebir caizse geniş nefes ala- biliriz. Ondan sonrası için ise diyebileceğimiz âne söz: “Hayırlıs!,, udan Eğ GLORY A'da lı Kadının Kokusu görmeğe köşunuz. | Siyah Yarım saat 14,39 matinesinde * SARI ODANIN ESRARI ,, Temaşakiran, aysı biletle saat 16,30 ssansında SİYAHLI KADININ KOKUSU filmini dahi sabah saat İlde ve saat 1430 daki matinelerde ber İki film birden gösterilecektir. AŞK RESMİ GEÇİDİ filminden daha mükemmel. Şaheserler mübdei ERNST LUBİTSCH vücuda getirilen... MAURICE ÇHEYALIEN ŞEN MÜLÂZİM tamamen Fransızca sözlü ve şarkılı filminde Musikisi, OSCAR STRAUSS tarafından sureti mahsusada tertip edilmiştir. film, mevsimin on büyük sinema hadisesi olacaktır. Önümüzdeki Çarşamba akşamından iübaren vee ELHAMRA sinemalarında birden. MELEK Bugün o görülmesi İâzmgelen filmler: ELHAMRA 2 büyük film birden I — MARLEN DETRİCH'in şaheseri ve günün muvaffakıyeti 27 No.lu CASUS 2—RANGOO.. insan ayağı girmemiş orman- | larda kaplanlarla vahşi hay- vanlar arasında alınmış şayanı || Bugün Saat 15,30 ve 21,30 ta geen Cut - A BİR iri ve van DA | de i Çaylı 15,30 da umuma Şehındebaşı Ferah sinemasında Bugün gündüz 2 de gece tam 9,30 da 3 perdelik ve 18 tabloluk büyük rev mati ne onat İ63dtn suvare Sant 21.30 babil Sokaklarında İlk Türkçe sözlü, sesli ve şarkılı şaheserinin arzu ve talebi umum! üzerine ve henüz göremeyenlerin görmelerini teminen birkaç gün daha Gündüzleri: 12, 2, 4 6 Ramazan münasebetile gece 81/4 ve 10da SİNEMASI Dikkat ! İşbu film, sinemamızdan başka İstanbul cihetindeki sinemalarla Kadıyöyünde hiçbir suretle gösterilemeyeceğini okat'iyetle beyan ve ilân eyleriz iraesine devam olunacaktır. ALEMDAR Türküm vatanım müdafan hususunda gösterdiği kahramanlığı tasvir eden Türk ve İngilin ordularının yardımile vücuda getirilmiş sesli ve sözlü manzsam filmi, MELEK sinemasında Büyük ve dilber artist MARIE BELL'in bu sene görülecek yegâne filmi TAL kumar ve aşk filmidir. Asri vekayii musavver roman İlâveten? Zengin sesli varyeteler. Üsküdar Semti Teşcir Ediliyor (Baş tarafı 1 inci sayfada) Eskiden bir çöplükten ibaret olan İhsaniye sırtları, geçen sene, Belediye Reisi Muhiddin Beyin nazarı dikkatini celbetmiş, Ür küdarı simsiyah ogösteren bo mıntakanım © zaman teşcirine karar verilmişti. Dün Muhiddin Bey bu mıtakanın bir noktasına kendi elile bağlarım çözüp toprakların atarak ilk çam dal nı dikti. Yapılan plân ve proje muck bince İstanbulun bu köşesi yakin bir istikbalde güzel ve şirin bir ağaç bahçesi olacaktır. Bahçe çam, akasya, erguvan ve mazi ağaçlarile süslü olacaktır. Teşcir işi bittikten sonra Üs- küdar iskelesine kadar inen ge niş bir bulvar açılacaktır. Ayrıca tezyinata ait ağaçların yetiştiril- mesi için Nubkuyusunda bir fi- danlık tesis edilecektir.