TEMMUZ 1914 w Saray-Bosna Faciası | Nakleden: H. R. Yazan Emil: Ludvig — Kızım: Semi Ekreme — Mes'ul Görülenler Sırp Hudut Güm- rük Memurları, Bir Kumandan, Bir Boşnak Demiryolu Memuru İdi Mağri v7 yT Yine o sırada doktor Gagli- | yalının oğludur, yardi isminde Agram hukukçula- | cinayeti — idare rından biri de mahalli polise mü- | eden de odur ; racaat ederek ihbarda bulunmuş, | işi hazırlıyan ve buna dair tutulan zabıt varakası da yine Macar hükümetini hare- kete getirmemişti. genç şerikini yola getiren odur. Si- Fakat memleket adamları böy- :ııı?:ıı:ıt hile ile lece kayrılıp durüyorken, yani H AA odür. Her ikisi biribirlerini — tutarlarken - Sırplar aleyhine hiddet ve intikam hisle- rine germi veriliyor ve katil ile ayni milliyetten olmak itibarile bu cinayetten onlar mes'ul görü- lüyordu. En büyük emel, bu cinayetin Belgratta daha birçok kimselerle beraber veliahtın | hayatına — karşı fesat terlibatın- da bulunmuşlar- izini Belgrada kadar takip ede- | dır. O zaman Berlin, böyle merasim ile meşguldü bilmekte idi. Viyana bunu pek Ne tesadüftür ve ne remzdir? | addetmişti. Yirmi sene tecrit ümit ediyordu. Bu menfur işte | Arşidük, Bosna saraya vaz'ı hük- | süretile hapse mahküm oldu. biç olmazsa bir Sırp nazırının | metmiye giderkeni düşüyor. Birgünde| Üç yıl karanlık bir zindan ha- yatından sonra ölmüştür. Diğer üç arkadaşı idama mahküm edil- mişler ve idam olunmuşlardır. ( Viesner )in raporu matbuata ki, Sırpların büyük babalarının bü- yük babalarının büyük babaları ayni günde Türkler tarafından mağlüp medhali olmalı idi; o halde de Sırpların üzerine çullanmak pek kabil olacaktı! M. ( Viesner ) e a. Pluteda ; edilmişler ve yine o n Miloh i a .B:ı ;;Pu ü Tüke ee Obiliç namında bir Sır:“Türklerin verilmemiş, hatta müttefiklere de bulup çıkarınız! denmiş, o da Padişahı galip Muradı katlede- iblâ_ğ olunmamıştır: Sırp Hükü- ahalliide tahkikat yapmak için rek Sırp milli kahramanları adada- | meti müttehem tutulmak lâzım ru yapın na girmiş ve Miloh namı şarkı- | geliyordu. hemen yola düzülmüştü. Bu efen- di Sırp hükümeti aleyhine ip ucu aramakla mükellefti !.. Aradı, elinden geldiği kadar araştırdı; fakat aradan on beş gün geçtiği halde vicdanı Viya- naya ancak şöyle bir telgraf çektirebildi : * Suikaste takaddüm eden devrin anasırı, Sırp Hükü- meti tarafından yapılmış bir pro- pagandayı teyit eder hiçbir delil göstermemektedir. Fakat bu ha- reketin Sırp hükümetinin müsa- mahası ile Sırplar tarafından bir- takım cemiyetler elile idare edil- miş olması zayıf olsa da kâfi bir esas teşkil etmektedir. ,, 2 — “Sırp Hükümetinin sui- ara ve tehditkâr bir bulut memleket afakını sarıyordu. İçle- rinde Tuna boyuna götürülmekte | olan maktul karı kocanın tabut- larının — sallandığı iki yüksek | arabanın önündeki meşalelerden çamurlu yollara acaip — gölgeler | vuruyurdu. Cenazeler (Arstetten)e götürülmekte idi. Arşidük Kapes- | yen sülâlesi lâhdine girmektense Sofi ile beraber bulunmak için kendi arazimiz dabilinde yatmak müreccah olacağı fikrile orada vaktile mezarlarını hazırlatmıştı. Kudret ve haşmetin zahiri alâyi- şinden ziyade karısını sevdiğini anlatmak istemişti. Nagihan; müthiş bir kasırga koptu. Hayvanların hoşnlarını çözdüler, beklendi. Tabutlar mini- mini (Pöchlaru) ismindeki şimen- difer istasyon binasına alındı. Orada yeniden sandıklar, çan- talar arasında, uzun ve meşum bir seyahatten smara günden gü- ne aradıkları rahatı hâlâ bula- mıyacaklarmış — gibi #amut ve sakit —beklediler. Yağmurun da inzimamile yüksek dalgaları müt- hiş bir surette çalkananan Tuna sahiline indirildikleri zaman geç kalınmıştır. larda, kadınların, erkeklerin ağ- zında gezmekte bulunmuştur..,, Hayatını Tehlikeye Atarak İkinci Bir Miloh Olmak!.. İkincisi, dört sene oluyordu ki Belgrat lisesine devam ediyordu. Son zamanlarda milli cemiyetlere intisap etmişti. Bu suretle büyük Sırbistan fikirleri içinde beslenen gamkin fakat temkinli delikanlı mahkemede şu ifadelerde bulun- muştur: — “Arşidükâ can düşmanımız biliyordum: Bütün cenup “İslav- larının ittihadına mâni olmak istiyordu !,, İşte onu, daha sonra da herşey mestur. kalmak için kendisini öldürmiye bunun için karar ver- kastten veya bunüm hazırlanma- mişti. İşe karıştırılanların kâffesini müdafaa ediyor, başkalarını hi- sından malümatı olduğunu ve 5 A İ silâhları verdiğini ispat eder hiç- | Maye için de hiçbir. isim vermi- yordu. — Hiçbir istifade yoluna l ı A TE bir delil yoktur. Bilâkis bunun S imkânsızlığını — gösteren — birçok | SAPmamış, milletinin. en büyük anasır vardır. , emeli uğurunda hayatını en bü- 2 —.Bombaların Sırp şephane- ?uk lğîr serbesti ile feda etmek lerinden çıkma oldukları söz L“e"."" kendini en tam bir er- v R eklikle, bir anarşistin cinneti va- d:]ut:ımek!uâı. Fü b'"'":_': hideye malolmuş — mefküreciliği SST N ASA arı sabit | i). ortaya atmıştı. olmamaktadır; bunların komite- Btınıyı ise nlşli addettiği mak- cilerden intikal etmiş bulunması | sadına varmak için yeçâne yol Ahtimali varittir. Suikasti takip a GA eden diğer tezahürat ( Narodni Tesle tarihi 1888 (Arkası var) Obrana) propaganda teşkilâtina | dair muhtasar bir noktai nazara vücut verir. Orada tetkike değer pek nafi esasat vardır. Pek ya- kın kıyamlar hazırlanmaktadır. ,, Rapora göre aşağı yukarı yegâne kat'i müttehimler olarak: Sırp hudut ve gümrük me- murları, bir Sırp kumandanı, bir Boşnak demiryolu memuru.. Şu halde korkulacak siyasi neticeler yoktur. Hırvatlar, Ma- carlar itham edilemez; yüksekçe payede Sırplar da itham edile- | mer. Katiller bu noktalara dair ciz ve amik sigadan geçirilmiş- lerve. Bunlardan biri, (Gabrino- viç), Bosna-Sarayli bir Avustur- Sermameyesi Tamamen tediye edilmiş 30,000,000 Frank İdare Merkezi: İSTANBUL TÜRKİYE'deki Şubeleri: GALATA İSTANBUL, İZMİR, SAMSUN, ADANA, MERSİN YUNANİSTAN'daki — Şubeleri: SELÂNİK, ATİNA, KAVALA, PİRE Bilâmum banka muamelâtı. Kredi mektupları. Her cins nwkit üzerine hesap küşadı. Hususi - kasalar — icarı. Hacı Hacı Rüstem Efendi her çeşit İşi tecrübe etmişti. Hiç birinde muvaffak - olamadı. Meşrutiyetin ilânında sarayda bir vazifesi varmış. Saray dağı- hnca Hacı Rüstem Efendi de ortada kalmış. Kendisini siyasi mağdurlardan addetmesini — çok sever. O devir devam etseymiş sarayda büyük mevki sahibi ola- cakmış. Yeni bir meslek arama dev- resinde Hacı Rüstem Efendi bir gün Mısır çarşısında baharat sa- tılan dükkânlara bakarken aklına dâhiane bir fikir doğdu, derhal tatbika başladı. Gözünün kestir- diği bir dükkâna girdi, yirmi otuz paket öksürük, mide, basur mayasıl ilâcı satın aldı. Bunları ufak bir çantaya koyarak şemsi- yesini aldı, Köprüde Anadolu yakasına giden bir vapura bine- rek Çengelköyünde indi. Rüstem Efendi gündeliğini na- sıl temin edeceğini düşünüyordu. Nasıl başlıyacaktı ? İskele başında bir kahve var- dı. Oraya girdi, bir sıcak çay ısmarladı. Yanında ihtiyarca bir adamla konuşmıya başladı. Hava- nın bozukluğu, piyasadaki pa- rasızlık , mangal — kömürünün bu sene ucuz olması.. Ihtiyar adam Rüstem Efendi- nin sohpetinden — hoşlanıyordu. Boyuna anlatıyor. Konuşurken, hafif nezlesi, adamcağızı öksör- tüyordu. Hacı Rüstem Efendi fırsattan | istifade ederek: — Siz çok öksürüyorsunur. Kendize, bakmalısınız. — Evet, ama, bu mevsimde çaresiz. Eczacı da bir ilâç verdi, faydasını görmedim. Rüstem Efendi zaten bunu bek- liyordu: — Ben size bir ilâç vereyim de, bakın nasıl üksürüğünüz derhal kesilir. Çantasını açtı, içinden bir paket çıkardı, ihtiyara verdi. —Teşekkür ederim azizim, inşal- lab bununla öksürüğünüz geçer. — Teşekküre mahal yok, Yir- mi beş kuruşlur fiati. Memnun olacaksınız. Kahvede bir kaç müşteri otu- ruyordu. Rüstem EFfendinin yanına gel- diler. Biri — midesinden, — diğerleri başka şeyden şikâyet ediyor. Rüstem Efendi onlara da birer paket satmıya muvaffak oldu. — Allaha ısmarladık efendiler! diyerek kahveden çıktı, köye giden yolu tuttu. Bu kadar kolaylıla paketleri | satmak Rüstem Efendinin cesa- | retini arttırmıştı. Kapısının eşiğinde, çocuğuna söüt veren bir kadın var, sütünü ! çoğallınak için bir toz sattı. Kısa günün kârı az olur diye | Hacı Rüstem Efendi, başka yol- dan vapur iskelesine dönüyordu. Açık yeşil boyalı bir evin önün- de elleri paketlerle dolu bir Hanım sokak - kapısını açmıya çalışıyordu. Rüstem Efendi Ha- nıma yaklaştı, açmasına yardım. etti. Hanım teşekkür ettikten sonra Rüstem Efendi mide ilâcmı teklif etti. Kadın: — Benim midem sağlam, de- mişti. Hiç birşeye ihtiyacım yok, efendim. HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Nâkıili, 4 4 x4 Kü üstem Efendi Fakat ısrarı listüne, başından savmak için bir paket aldı. Biraz sonra Hanımın kocası eve gelmişti. Kadının elindeki paketi görünce sordu: — Ne aldın bakalım çarşıdan? — Bu paketi mi soruyorsun? | — Evet. İ — Hiç... Canim... Bir adam geldi, mide ilâcı satıyormuş... İsrar etti, aldım. — Aman karıcığım!.. Nasıl 3 alırsın? Ben bu köyün doktoru- yum.. Âlem bize güler. Ne va- kit aldın? — Satan adam şimdi bura- dan gitti. Hanım hizmetçiyi çağırdı : — Fatma, buradan — çıkan adamı bildin değil mi? Git ça- buk gelsin, doktor konuşmak istiyor. — Peki, Hanımefendi. Hizmetçi Hacı Rüstem Ef. yi doktorun karşına getirdi. İlâç satmak ümidinde olan Hacı, dokturun mütbiş gözlerile kar- şılaşınca afalladı. Doktor haykıriyordu: — Sen göz göre göre sahte | doktorluğa mı kalktın? Bu işin ka- nunen yasak olduğunu bilmiyor mısın? Ya verdiğin ilâçlarla aha- liyi zehirler öldürürsen?: Sonra, doktor, sesini biraz daha yükselterk ilâve etti: — Bütün dünyada adam öl- dürmek hakkı, diploma ile, yalnız doktorlara verilmiştir. Hacı Rüstem Efendi başını önüne eğdi. ; — Aifedersiniz, — dedi, ben — yanılmışım... Sattığım ilâçta ölüm tehlikesi olduğunu bilseydim, onu refikanız hanımefendiye — değil, kayın valdenize satardım ! Mevlidi Şerif Kıraati Merhum pederimiz İnce Alemdar Zade Halil Beyin rubuna ithaf edil- — mek Üüzere önümüzdeki — perşembe günü öğle namazını müteakıp Kü- | çükpazarda Üçmihraplı camli şerifine — de mevlidi şerif kıraat olunacağın” — dan arzu buyuracak akraba ve evid. — dasile ihvamı dinin teşrifleri rica — olunur. ’ BUGÜN — 17 teşrinisani 931, Salı, Rumi 4 teşrinisani 1347, — 6 Recep 1350. î: GÜNEŞ — Doğuşu 6,49 Batış! | 16,50 NAMAZ VAKİTLERİ — s-%â bah 4,58, öğle 11,59, ikindi 14,34 * akşam 16,50, yatsı 18,26. » ALKAZAR — Lill Damita y ALEMDAR — — Hüküm gecesi ğ ARTİSTİK - / ASRİ — Promsla metresl h EKLER — Aşk hirsim ELHAMRA — — Aşka Tövbe ETUVAL — Eğlence köprüsü FERAH — Konser, varyete j GLORYA — Aşk hazretleri f KEMAL B. — Yıldırım Ekapros ; MAJİK — Şalak keşlf kolu MELEK — Müşkül itiraf HÜLLİ — Marseyyez OPERA — Niçin Sevdim A IK — Coşkun Belde l Üsklidar HALE — Benjur tiöllm Bl n DARÜLBEDAYVİ — Dokter Ühaan