Kari Mektupları İş Arıyorum Fakat Bulamıyorum Bugün çıkan gazetenizin “İs- ter inan, ister inanma,, sütunun- da — Larülfünunlularla — mülâkat yapmış bir mecmuadan nakledi- len yazıyı okudum.. Ve o anda anladım ki bizim dertlerimizle alâkadar olan iyi kalpli insanlar vardır. Eksik olmayın efendim... O sütunu okuduktan sonra dışa- mnın soğuğunu içinde aynen hisset- mek kabil olan odama koştum.. Bilmem hangi çılgın arzuya bo- yun eğerek soğuktan — titreye, titreye size şu mektubu yazmıya başladım. Dinleyiniz Beyefendi: Ben bir Anadolu çocuğuyum, ve her Anadolu çocuğu gibi me- şakkate derin bir tahammülle boyun eğmesini bilirim. Bunu ta küçüklüğümden öğrenmişimdir. Bu işte müthiş ihtisasım vardır. Bunu böyle kabul ettikten sonra tasavvur buyurursunuz ki meşak- kate, ezaya, ezlelden idmanlı bir gencin küçük bayal inkisarların- dan mütevellit iğbirarla şikâyet mektubu yazması kabil değildir. Evet bu bir şikâyet mektudur, amma kimden, neyi?.. İşte bura- “nı bilmiyorum... Hatta size bu mektubu — niçin yazdığımı bile bilmiyorum... Yalnız şu var ki mektubumu yazarken sade ken- dimin değil, ayni mektepten mezun olan bötün arkadaşlarımın hislerini ifade ettiğime kanlim... Yüzlerce kilometre uzakta olan memleketimizden ayrılırken he- pimizin parlak hayallerle süslü kocaman gayelerimiz vardı... Ve hepimiz gayelerimizin tahakkuk edeceğine derin bir itikatla inan- mıştık. Kalplerimizde, bizi ta uy- kularımızda bile sarsan, titreten bir heyecan, gözlerimizde hayata karşı derin bir itimatla İstanbula geldik... Ne olacak sanki diyor- duk, ne olacak? Bizi hangi müş- kül korkutabilir ki ? Bu hal ancak İstanbula kadar devam etti. Evet ancak buraya kadar., — Muhtelif — mekteplerin vecitli talipleridik, hepimiz başka başka mektepler için yanıyorduk: Tıp, Mühendis, Mülkiye, Orman mektebi, Hukuk.. Edebiyat.. Yük- sek Muallim.. Ve saire.. Meslek- lerlmizi daha şimdiden seviyor- duk, pek çok seviyorduk.., Ve bir anafor oldu.. Acımıziın bukadar büyük ol- ması işte buradan geliyor. Tıbba girecek hukuka, mül- kiyeyi istiyen mühendise, mühen- disi arzu eden kimyaya, bin müş- külle günde dört beş saat ayak- ta bekliyerek, zorla kapağı ata- bildi. Ve bunlara, memleketle- rine yüzüstü dönen, başları gö- güsleri Üüstündeki — arkadaşları, bahtiyar, talili, iltimaslı çocuklar dediler. Gidenler, fakir — bütçelerini adamakallı sarsmalarına rağmes me de olsa evlerine kavuştular, kalanlar, ya bizler... Zayıf ba- | SON PGSTA leandıyada Bir Şeytana 'Tapanlar Cemiyeti Bulundu Bu Cemiyet Mensupları, Mezarlardan Olülerin Kollarını Çıkarıyorlarmış Bütün Finlandiya köylülerini telâşa düşüren ve korkutan esra- rengiz bir hâdiseden bahsediyor- lar. Bu hâdise, uzun müddetten- beri rivayet şeklinde Avrupada dolaşmakta ve merak uyandır- makta idi. Nihayet bu esrarengiz hüdisenin iç yüzü meydana çık- mıştır. Finlandiyada —adamın biri atla bir köyün yanından geçer- ken, köyün kuyusundan su iç- mek istemiş. Atından inmiş. Kuyuya yaklaşmış. Kovayı alır- ken bir de bakmış ki kuyu- nun kenarında bir taşın al- tından bir el üzemyor. Dikkat etmiş eli var, fakat kol yok, Merak etmiş, Etrafına bakınmış, biraz ötede bir el daha, bir di- ğyer taş altında bir el daha.. Korkmuş ve şaşırmış. Köylüye haber vermiş. Köylü. — O kuyu sibirlidir. Biz ora- ya gidemeyiz, demişler. Yolcumnun merakı artınış. Jan- Mezarlıklarda polis maerifetile taharriyat yapılıyar darmaya haber vermiş. Jandarma ve polis gelmiş. Kuyunun etrafın- da tahriyat yapmışlar. On beş kadar ölü — bulmuşlar. Haber şehre aksetmiş. Zabıta köye en kuvvetli taharri memurlarını gön- dermiş. Mezarlıkta tetkikala ko- yulnıuşhr İhı gün devam eden tal(larımızın büllm takatile İs- tanbul sokaklarını dolaştık. Her kapıyı çaldık.. Gururumuzu kıra- rak - her iş iştedik. Ne olursa olsun. Yirmi liraya, on liraya... Yok, iş yok... Her yer kapalı, yahut bizim için. yerden Bir aruf arkadaşımı batırlıyo- rum ki - şu dakikada - kendisine bir pardesü — alabilmek için İstanbulda bir kefil bulamadı. veresiye Yalınız bitirmeden size şunu soracağ m: Bize bu şehirde sa- ı İ î | Şimali Finlandiyalı ve bu garip cemiyele mensup bir kadınla çocuğu tetkikattan sonra elli kadar mezarınt açıldığı, içindeki ölüle- vin kafa, el ve kollarının kesildiği ve sonra yine örtüldüğü görülmüş. Taharriyat bu neticeyi verince köyde ve civar şehirlerde de- dikodular, — rivayetler başlamış. Çinlerin geceleri —mezara inip günahkârları cezalandırdığı şayi olmuş. Halk geceleri evinden çıkamaz bir hale gelmiş. Aylarca bu esrarengiz ölü düşmanlarının hüviyet ve — mahiyetini — tesbit mümkün olmamış. Nihayet bir hafta evvel işin iç yüzü meydana çıkmıştır. Bu işleri yapanlar, “Şeytana Tapan- lar,, tarikatine mensup kimşeler- miş, Bunlar şeytana tapıyor ve ruhlarla konuştuklarını iddia edi- yorlarmış. Fakat ruhlarla kom- şabilmek için müritlerine şunları | yapmalarını tavsiye ediyorlarmış : | “Ruhlarla temas edebilmek için mezardan bir baş çıkarınız. Başı yeni açılmış bir mezarın toprağı ile dol- purunuz. Baş iskeletinin gözlerine birer bezelye koyunuz. Bu bezelyeler filizlenmiye başlarbaşlamaz, iskeleti alınız. Gece yarımı merzarlığa gidiniz. Gece yarısı saat on ikiyi vurduğu zaman, on adım atarak mezarlıkta llnlcyınıı. Sol elinizle sağ .wı,ıu Katiller Yakalandı Ahmet Kenut isminde müh- tedi bir Danimarkalı müsteşrik geçenlerde Hicaz arazisi dahilin- de Mekkeye giderken öldürül- müştür. Hicaz bükümeti katiller Hakkındaki - tahkikatmı bitirmiş ve katilleri yakalamıştır. Bunlar Beni İmran kabilesine mensaptur. mimi teshilât gösterilemez mi?, Biz büsbütün bu şebhirde unutul- muş muyuz?.. Biz varlık değil miyiz?... Darölfönun talebezinden N. $S. | bezelyeyi alıp yeyiniz ve bekleyinli. Biraz sonra rub gelecek. Sol gözdeki bezelyeyi alacak ve arkanızda dura- Wks'a Ayni kadının şayanı dikkat , saç tuvaleti caktır. O vakit dilediğinizi emrediniz, surlali yerlae gel Bu tarikate mensup - olanlar, rahlarla temas edip istediklerini yaptırabilmek için, geceleri me- zarlıklara iniyor, ölülerin başla- rını, ellerini aşırıyorlarmış. Finlandiya zabıtası şimdi bu tarikat mensuplarını — aramakla ııeşgıldıır Bir Yezidi Öldürüldü Halep, (Hususi) — (Kürtdağ) kazasının — (Arşıkibar) köyünde oturan meşhur Yezidi rüesasın- dan Derviş Şemo Ağa evvelisi gün (İfrin) den köyüne dönerken yolda pusuya düşmüş ve kafa- sımdan dört kurşunla öldürülmüüş- tör. Katil, Derviş Şemo Ağayı öldürüldükten sonra kurşun irle- rini saklamak için büyük bir taşla başını ezmiştir. Tesadüfen buradan geçen Jandarma Ku- mandanı katili cürmü meşhkut halinde yakalamıştır. Şark Aleminde Suriyede Nekadar Mektep Var? Berut ( Hususi) — Akvam Cemiyeti Umumi Kâtibi burada bulunan Fransır mümessiline bir mektup göndermiş, Suriye ve Filistindeki — mektep — miktarile talebe adedini sormuştur. Bu mektup üzerine bir istatistik ya- pılarak Cenevreye gönderilmiştir. Tetkik neticesi şudur: Suriye ile Lübnanda bulunan resmi mekteplerin adedi (624) ve talebe yekünu da ( 50773) tür. Hususi mekteplerin mik- tarı ( 1042 ), talebesinin yekünu ( 74220 ) dir. Bu mekteplerin (104) dü İslâmların, (81)1 Dürzülerin, (300) 8 Müaronilerin, (163)8 Rum Katolik, (25) i Süryani Ka- | tolük (10)u Ermeni Katolikle- rindir. Ecnebi mekteplerin adedi (584 ) tür ve bunlar da ( 54452 ) talebe okumakadır. Umum — mekteplerin yekünu ise (2268), talebesinin yekünu da ( 188,446 ) dır. Lübnanda Büyük Bir Bayram Berut ( Hususi ) — Lübnan hükümeti (8) teşrinisaniyi res- men milli bayram günü olarak kabul etmiştir. Bu münasebetle o gün ( Nehri Kelp ) vadisinde muazzam me- rzasim yapılmış, bütün dükkâmlar kapanmış, mektep talebeleri de merasime iştirak etmiştir. Mera- sime Dahiliye Vekili Musa B. riyaset etmiştir. Eski Finikeliler her sene bur gün, kendilerine Allah yaparak taptıkları ( Leiküs ) köpeğini bu Hindenberg Kudüse Ditmiyor Kahire, (Husust ) — Bazı Sur riye ve Filistin gazeteleri Alman Cümhur Reisi Hindenburgun bu kış mevsiminde Mısır tarikile Ke- düse geleceğini yazdiılar. Fakat burada bulunan Alman - sefiri bu haberi tekzip ederken şunları dâ | söylemiştir: “ Bilhassa — Almanyanın bür günkü siyasi vaziyeti görz önünt | gelirilirse Hindenburgun Alı İ terkedemiyeceği kolaylıkla anlı” | şılır. » | Hicazda Kolera Yokmuş Matbuat İdaresi bazı vi üzerine iki tebliğ n Bu tebliğler şu mealdedir: 1 — Ban gue!e!e’rd: idaresine mensup bazı zıbld; İ neferleri, silâhları ve olo*“j lerile birlikte ( Şarkâ Erden ) #0, zişine kaçtıklarını yazdılaf: haberin kat'iyyen aslı yokture ÜS 2 — Ennefir gazetesi / da kolera sirayet ettiğini maktadır ki bu haber de ş ae dır ve Hicazda kolera yok!”