ee ) BÜYÜK AKAVUKLAR Kari Mektuplan Yerli Malları Koruyalım Bendeniz İzmirde meüsucalı dahiliye ticareti ile iştigal etmek- teyim. İzmir havalisinde mensu- catımız Üzerinden çok ağır duhu- Kiye resmi alınmaktadır. Bundan bir müddet evvel İzmirde münteşir “ Anadolu,, ga- zetesinde şikâyet yollu bir mek- tupla bu vaziyetin tekerrür et- memesini temenni ve alâkadarla- mın nazarı dikkatini celbetmiştim. Mezkür mektubumun ne derece nararı dikkate alındığını tahkik ettim ve şu neticeyi elde ettim. Meselâ: Urla. Burada yerli malla — ecenebi malı arasında hiçbir fark göze tilmemekte, yerli malın kilosun- dan eskisi gibi on kuruş, yani Avrupa mallarından alınan resim alınmaktadır. Yerli mallarını kullanmıya ve kullandırmıya mecbur olduğumuz şu zamanda böyle muamelelerin doğru olmadığına kanaat getire- cek ve bunları tashih edecek makamın bu meseleye ehemmiyet wermesini -icz ederim. İzmt — Kuüzüoğlu — çarşısı No. 21 Bezzaz Kadıköylü Salih Çocuk Biletleri İçin Seyrisefain idaresi Mektep ço- cakları için tenzilâtlı bilet ver- mektedir. Haydarpaşadan Pendiğe kadar olan istasyonlarda oturan- lar vapur biletlerini;de Şimendifer gişelerinden alabildikleri halde çocuklar tenzilâtlı biletlerini an- cak Haydarpaşa Seyrisefain gişe- sinden almak mecburiyetinde ka- kyorlar. Sabahları gişe çok kala- balık olduğu için çocuklar bilet- lerini kolayca alamıyorlar, bazan wapuru kaçırdıkları oluyor. Çocuk welilerinden aldığımız mektuplar- da Seyrisefainin her istasyonda çocuk bileti sattırması rica edil- mektedir. Cevaplarımız Bir Sinema Bileti Hakkında Karilerimizden Burhanettin Beye: Sinema bileti hakkındaki yazı- mız üzerine , bir — muharririmizi mektubunuzla — birlikte Sinemaya günderdik, — tahkikat yaptırdık. Biletler Matbaada bası- hrken İstihlâk vergisine ait hane- de bir yanlışlık olmuş ( 5,50 ) rakamı yazılacağı yerde (0,50) şeklinde çıkmıştır. Bu yanlışlık ta biletlerin hepsinde değil, birkaç tanesinde olmuştur. Muharririmiz Sinema müdürünün verdiği bu izahatı Polisten de teyit etmiştir, Efendim. * Muallim Fuat Şükrü Beye; Bu mesele artık Maarif Ve- kâletine intikal etmiş demektir. Söylediklerinize tamamen hak veriyoruz. Bununla beraber biz bu mesele etrafında tahkikatla meşgülüz. Neticelerini yakında neşredeceğiz. Ellinizdeki — malü- matı gönderirseniz. ondan da istifade —ederiz efendim. İktisat Vekâletile umum - si- görta şirketleri arasında aylar- danberi devam eden bir - ihtilâf Şürayı Devletin kararile halle- dilmiştir. — Belediyelerin — itfaiye iştirak hissesi olarak — sigorta şirketlerinden istedikleri parala- rım şirketlere mi yoksa müşteri- lere mi ait olması ve bu hissei iştirakinin bir vergi mi yoksa ücret mi olduğu meselesi ihtilâfa sebep oluyordu. Davayı sigorta- çılar kazanmıştır. mezkür | Siğortacıların Davası “İki Büyük Arasında Bir Küçük,, KS İkinci Bayazıt Padişahların Yarım Deli Takımındandı. Veli İsmini Aldı Müstebit idarelerin - bilhassa kıymet verdikleri zümre dalka- vuklardır. Çünkü zulmü adalet, cinayeti şefkat, iİsrafı sahavet diye gösteren onlardır. Dalkavu- ğun ağzı, bin bir sayfalı bir ga- zetedir. Yerine göre bir sayfa- sını açar, beyaza kara ve karaya beyaz dedirtmek için sütun sütun yalan kusar. Dalkavuk, efendisi- nin gözile görür ve efendisinin dilile konuşur. Fakat asıl vazi- fesi, başkalarının görüşünü ve düşünüşünü değiştirmektir. Bu zümrenin her ferdi, biri- birinin aynıdır. Aralarında bir karınca tesanüdü ve bir kara böcek müvanesesi vardır. Karın- calar gibi dağınık dolaşırlar, yine onlar gibi bir deliğe sığınırlar. Kara böceklerle müşabehetleri, | levsiyat ve süfliyat ile tegaddi | etmelerindendir. Dalkavukların tarihte oyna- dıkları rol mühimdir. Bu musa- habemize onlardan hem gülünç, hem feci olan birini mevzu ittihaz ediyoruz: İkinci Beyazıt, Osmanlı Padi- şahlarının yarım deli takımından- dır. Tarih, bu aklı eksik tacidarı: “İkâ büyük arasında bir küçük!, cümlesile tarif eder. Fatihin oğlu ve Yavuzun babası olan kıymetsiz bir adam için bundan güzel bir tarif te olamaz. Fakat dalkavuk- lar -Devlet müverrihleri de bu güruha dahildir- ona“Veli, sıfatını verirler. O, tamamile sabit olduğu | Üzere, yarım deli idi. Dalkavuk- lar, deruhte ettikleri vazife icabı olarak kendisini Veliyullah ola- rak — göstermiye — çalışıyorlardı. İste bu zat, bir gün selâmlık resmine çıkmıştı. Fazla afyon yutmaktan sarı bir renk alan etli yüzünü sorguçlu kavuğunun altı- na saklıyarak dalgın dalgın s0- kakları geçiyordu. Bindiği at, seyizler tarafından çekildiği için kendini hulyalara kaptırmıştı. Ne sağına, ne soluna baktığı yoktu. Nereye götürülürse oraya gide- cekti, nerede dururlarsa orada inecekli |.. Sadrazam Tetbirli Davranıyor Sadrazam, rükâpta idi ye bütün dikkatile harekâtını taras- sut ediyordu, Çünhü sarayda ve mahrem odalarda hoş görünen mecnun — hareketlerden —biri, şu alay esnasında yapıldığı takdirde kendisinin de rezil olması muhak- “dudaklarını katı. Sıra sıra dizilen asker ve halk, Hünkârın gülünç bir vaz'ına, mânasız bir tavrına elbette “ Evliyalık , —icabı demezlerdi. Ya “ Yuhal ,, deyip maskaraya alırlardı, yahut dedikoduya giri- şirlerdi. Sadrazam, bu mülâhaza | ile azami dikkat içinde idi, Padişahı çok sıkı bir mürakabe | altında bulunduruyordu. Mevsim, yazdı. Hava sıcaktı, vakit te öğliye yaklaşıyordu. Kız- gin güneş, İnsanları değil, hay- vanlara da ayrı ayrı ter döktü- rüyordu. Topkapı sarayından çı- kıp Fatihe doğru yol alan alay, Vezneciler ciyarına geldiği za- man, Padişahın hararetten içi yanımya — başlamıştı. Müziç bir su İşliyakı dudaklarını kavuru- yordu. Padişah Susamıştı Deli adam, susuzluğun taz- yikile dalgınlıktan da çıkmıştı, bönbön — etrafına bakarak çeşme, bir saka arıyordu. Sad- razam, Padişahın ne aradığını tahmin edememekle beraber bir pot kıracağını anladığından dik- katini bir derece daha çoğaltmışti, gözünü onun gözünden ayırmi- yordu. Kalabalık çok fazla idi, as- ker ve halk kesif bir perde gibi bir her tarafı kaplıyordu, bütün çeş- | meler bu kalın perdenin arka- sında kalmıştı. Halbuki Beyazı- din — duydüğü ihtiyaç, ziyadeleşiyordu. Her iştihasını çarçabuk teskin etmiye alıştığı için su bulamamak eziyetine ta- hammül edemiyordu, gamli gamli yalıyordu. İşte bu sırada gözüne — bir — yoğurtçu “dükkânmı çarptı ve hemen alın gitikçe | mühmel bıraktığı dizgini eline alarak çekti: Lala İçim Yanıyor — Lala! - dedi - içim yanıyor, bir çanak yoğurt! OÖgüne kadar Padişahların değil, vezirlerin değil, orta kıy- mette bir Yeniçeri ustasının bile sokak ortasında at durdürup yoğurt yediğini gören yoktu. Veliyullah Hazretleri, bu çirkin hareketi tecviz buyurmuşlardı ve etraftaki kalabalıktan sıkılmıya- rak apaçık yoğurt istiyorlardı. Sadrazam, tecrübeli bir dal- kavuk ferasetile, derhal düşündü ve aldığı emri şu şekilde başka- sına ciro etti: — Efendimiz Hazretleri, hal- kın ne çeşit yoğurt yediğini bize rzat anlamak isliyorlar. Koş, bir çanak yoğurt getir! Sadrazamın Bir Feraseti! Yüksek sesle söylenen bu söz, kulaktan kulağa intikal ederek bütün safları dolaşıyordu ve halk, Padişahın bu yüksek lütfunu al- kışlamıya — hazırlanıyordu. — Biraz sonra yoğurt geldi ve Beyazit,ça- nak mahteviyatınt bir hamlede midesine indirdi. Tesadüf bu ya. Yoğurt ekşi idi. Padişah son cür- ayı yutluktan sonra somurtmuştu ve garip işmizazlar göstererek atını mahmuzlamıştı. Şimdi manzaradaki — sakaleti tamir etmek Sadrazama düşü- yordu ve o, yine feraset göste- rerek şu emri veriyordu. — Vilnimet efendimiz, yağur- du beğenmediler, bayat buldular, Halka ekşi yoğurt satan yoğurt- çunun asılmasım ferman buyur- dular | W 4 Memleket Haberleri İzmir Civarında Bir Cinayet Oldu İzmir, (Husust ) — Cumaov Hlo Develiköy arasında bir cintt | yet olmuştur. Elâzizli Hüseylt isminde bir amele, Osman vt Ahmet isminde iki arkadaşı tart? fından — öldürülmüştur. — Katillef | " yakalanmıştır. İzmirde Üzüm Satışı İzmir, 25 (A.A) — Bugün ' kuruştan 50 buçuk kuruşa kadar 2014 çuval üzüm ve 10 kuruştaltt 30 kuruşa kadar 1974 çuval ineltf satılmıştır. 780 kuruştan da 196 okka afyon - satılmıştır. Karşıyakaya Su Getiriyor İzmir, ( Hususi ) — Karşi: yakaya Yamanlar dağından su getirmek ve burasını susuzluktat kurtarmak için yüz elli bin lirâ tahsisat ayrılmıştır. Fakat bü para yetişmiyeceği için elli bit lira daha sarfedilmesi —lânst gelmektedir Feci Bir Sukut Kiliste —Fazıl isminde — bir tenekeci bir dam aktarırkett muvazenesini kaybederek yert düşmüş, biraz sonra ölmüştür. Yirmi Seneye Mahküm Oldu Adan: susi) Telli bı:' ç(ı;ln';ene) bir mn;g: evvel Hanım İsminde yine bir ?ıngenı kızını kaçırmak istemiş, akat önlüne çıkarak bu hareker tine mâni olmıya çalışan kızıtt babasile iki kardeşini öldurmüştü. Ağır ceza mahkemesi bu kar tili bir sene on bir ay bapst mahküm etmiştir. Ayıntapta Sergi Aryntap, (Hususi) — Burad& ikinci defa olarak bir yerli mak lar sergisi açılmış, kasabamı$ mamulâtı teşhir edilmiş ve çok rağbet kazanmıştır. Diplomasız Bir Doktor Bursa, (Husnst) — Ruhsatart sünnet yapan ve belsoğukluğu için hastalara hap veren Hüseyis Efendi isminde bir aktar hakkım- da takibat yapılmaktadır. (Kilis) 10 Yaşında Kiliste Çıkan (Kilis) refikimlit onuncu yaşına başmıştır. Daha uzun muvaffakıyetler dileriz. Raşit Rıza Zonguldakta Zonguldak, ( Husust )—San'abr — kâr Raşit Rıza Bey bir haftadam beri — şehrimizde — bulunmakta, arkadaşlarile birlikte verdiği tems siller muvaffakıyet kazanmaktadır. İzmirde ( Gazi ) Parkı İzmir, ( Hususi ) — Şehri- mizde Gazi heykelinin rekzediler ceği yere güzel ve büyük bir park yaptıı ktır. Ankara - Ereğli Hattı Zonguldak, ( Hususi) — Ane kara - Ereğli hattının İnşaatınt devam edilmektedir. Hattın Fik yos - Zoguldak kısmının Çaycumt ve Beycumadan geçmesi husur sunda yeniden tetkikat yapılr maktadır. v bi di şöseyireeiae Yeni Neşrı'zııl Yaşamak Yolu Verem Mücadele Cemiyetl ( Yaşamak Yolu) isminde çol faydalı bir halk mecmuası çıkar” maktadır. Mecmuanın 30 - 32 sayısı bir arada intişar etmiştif» Bu sayılarda (Fridman) — aşısınıtf uydurma olduğu tecrübe ile (: edilmektedir. Herkesin okumatf lâzımdır. İ