18 Ekim 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

18 Ekim 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Vİ AB va Paşanın Sarayda (Her hakkı mahfazdur ) 8 Nisan 528 Bugün, sabahtanberi içimde | diyen fortadaki büyük bir sıkıntı vard. Ge- ama GE Sie iyi ii il fında dolaşıyor- N du. Mun Üzerinde büyük bir kn tazyik yapıyor... Ve sanki Moe i beni, büyük bir facianın ma- | Pak ağ & temine © hazirlıyordu. o Ak- terdiği bi Şi tama kadar büyük bir karar- sükün ve ki e tızlıkla oradan oraya dolaş rağmen yine yü: & Mış ve bu fena hisleri ye zünde acı bir miye uğraşmışlım. tecssür ve iste Nihayet akşam yaklaşınıştı. | rapla karışık i camisinin minare- | gizli bir tehev- sinde okunan ezan vör okunuyor- rüzgârla savrula e ai yın pencerelerinden süzülüyor Kai» Bey, ii bu da “> kalbime bir dm iktağıki zün i U Birde Ere Rasim Beyin duruyor va Ra: telefonu acı acı çaldı. Bu sim Beyin sö- İnce ve tannan zil sadasında, zünü bekliyor- meş'um bir facianın çığlıkları du. Rasim B. vardı. Rasim Bey, mikrofonu birdenbire Nac, eline aldı. Daha ilk işittiği | Beyin önünde sözlerde, rengi sarardı. Aldığı durdu. Hiddet- haber, okadar acı bir felâketi | le parlıyan Sadrazam Mahmut Şevket| AMİDİN SON | yl ALAN (Baştarafı İ inci sayfada) Herkes bilir ki İstanbulun sudan yana zenginliği bir darbımesel olmuştur. Fakat bu sulardan tam manasile is- tifade edilemediği de yine meşhur bir hakikattir. Bakınız, bir kariimiz İstan- bulu (baştanbaşa (dolaşmış, Haberi | Öldürülmesi Bomba ziyor, mütema- aci be Gibi Patladı NAKLEDEN: ZİYA ŞAKİR — 116 ihtiva ediyordu ki, elindeki | lerini Naci P salernlli “Sitriyor ve gittikçe yin gözlerine çatılan kaşları altında gözleri | dikerek: daha ziyade derinleşiyordu. — Haberin Mürteci kurşunlarile öldürülen Rasim Beye telefon eden, | var mı Naci Mahmut Şevket Paşa İstanbul Mubafızı (Cemal B.) | Bey. Şimdi, İstanbulda Mah- | istediğimi kavnyabiliyor musu di. Cemal Bey; şimdi bayar mut Şevket (Paşayı o şehit | muz?.. zıt) meydanında Mahmut-Şev- | ettiler. Naci Bey, derin uykusun- ket Pş. nın şehit enildiğini ha- ber verdikten sonra, bu hâdise- nin daha büyük ve daha façialı bir şekil alması ihti- maline binaen O sarayda i eden tedabirin ittihaz olanisâsinı tebliğ ediyordu. Rasim B. büyük facianın verdiği tesir altında Hi i ek ziyade ezilmiş ok va yeri seg derhal kendi- »i topladı, Şu ande, vazi- fesinin ne kadar ağırlaşmış olduğunu anladı. Bütün ke- derlerini ve ıstırapların bir tarafa bırakarak eşi tedbirleri ittihaza başladı. Vaziyet, çok nazikti.. Be- yant meydanında patlıyan bu mel'un silâhların bir ( İrtica ) başlangıcı olması, pek mabtemeldi. Şu ande ikinci bir (31 mart )ın ve yahut yeni bir (Çırağan sarayı vak'- Sn ri en lm i in ederdi. ni ibi ihtimallere karşı Böğüs gererek millet ve hü- kümeti korkunç bir akibetten kurtarabilmek için en ss Ve en kat'i bir çareye !0v€ sül etmek, en tabii bir 78“ Türetti, Rasim Bey, evvelâ muha- fiızlardan Mahmut Beye haber Şönderdi. Vaziyet Vey Börüştü. Mahmut odadan çıktıktan sonra lat Beyi Şağırttı, Onunla da bir müd- det konuştu. Oda odadan ıktan sonra Naci Beye r yolladı. f* : Naci Bey, a girdiği Yaman Rasim B. ayakta g© e Dedi. Bu feci haber, Naci Beyin dimağı üzerinde oka- dar büyük bir tesir yapmış idi ki; askerlik disiplinini bile unutarak haykırdı. — Ne söylüyorsunuz efen- dim?... Şimdi, Naci Beyin çehresi simsiyah o kesilmiş.. Gözleri hayret ve ıstırapla açılmış, bütün vücudu şedit bir ibti- lâçla sarsılıyordu. Rasim Bey, hiddetle titri- yen bir sesle devam etti: — Maalesef böyle (Naci Bey... o Alçakçasına bir sur kast vaki olmuş.. Belki baş- kalarına da olacak bu ihanete daha kimlerin kurban gide- ceği henüz belli değil. Mem- leketimizin büyük bir buhran içinde çalkandığı şu dakikada biz de düşmanların cinayetle- rini Obeklemek © karşısında- yiz... Bu suikastin büyük bir irtica hareketinin mukaddi- mesi olmak ihtimali var. En evvel bunu nazar dikkate almalıyız. (Sizin, (o buradaki ehemmiyetli vazifenizin çok iyi müdrik olduğunuzu bil- yorum. İşte bu mühim vazf - nip pek nazik saatleri hulül etmişti. Bu hainane hareketin neticesi nereye varacak ? Onu şimdilik kimse bilmiyor. Bizi kim temin edebilir ki bu suikastin altın- dan herbangi bir, (8! Mart) ve 5 agan sarayı vak'- yahu — e Ben, vakayı İTO cani ayda Iki Vâsf kmıyaca mü Biri Giüiçüik Vâmf Bayldir. Dik ei e ilde tahmin etmiyorum. ds) utivari yüsbaşım Vâmf Beycir. | bu $8i petiçeri de Hanları biribirine karıştırmamak İç Herhalde bunun k Hari, #diyoruz ki, Rasim Beyin çağır” | olacaktır. Bilmeri; ne deme! Tetitağu, oküçük) Vüsf Beydir. | ettikleri petrollerin İngiltere dan birdenbire uyandırılan bir somnanbol gibi idi. Her za- man, çok muntazam ve dü- rüst söz söyliyen yüzbaşı, adeta çeneleri biri- birine vurarak bütün kelime- leri biribirine çarparak cevap verdi: — Evet efendim... Her bak de, şuursuz bir bareketi is yaniyenin, bu saraya karş tevcih edilmek imkân ve ib- timali vardır. Bu, nekadar şedit ve elim bir vaziyet karşısında bulunduğumuzu bi- ze gösteriyor. £ Vazifemizin hulülü dakikasında tamamen müteyakkız © bulunacağımıza emin olabilirsiniz. (Arkası var) Fransa Sırplara Para Veriyor Paris 16 (A.A) — Mali ajans, Yugoslavya Hükümeti mümessillerinin Fransa hükü- meti ile bir itilâfname imza etmiş olduklarını ve bu itilâf- namenin krediye müteallik bulunduğunu istihbaratına at- fen yazmaktadır. Petrol Siyaseti Londra, 16 (A. A.) — Ar glo - Persian grupları ile Ro- yal Butchi Shell müessesesi istih- ve İrlanda dahilinde daha iyi ve daha iktisadi bir surette tev- ziini temin maksadile bir kum- panya vücuda getireceklerdir. bu genç bütün çeşmeleri teker teker tetkik etmiş ve aldığı neticeyi bize bir mektupla bildirmiştir. Mektubu şuraya yazıyoruz: “Cuma günü Ayasofya ca- mline gitmiştim. Altın yazı larla süslü geniş şadırvanın yirmi musluğu ile karşıda bulunan yüze yakın musluk kupkuru idi. Ancak üç tane- sinden iplik kadar su akıyor ve bunların başında da yüz- den fazla insan nöbet bekli- yordu. Dışarı çıkarak Alemdar caddesine baktım. Oradaki mermerden yapılmış o mus- luklu çeşmeden su akmıyordu. Daba ilerde Zeynep Sultan hayratından olan ve gelip ge- çenleri hayrette bırakan © güzel çeşmenin de suyu yok- Biraz ötede bir çeşme tu, daha vardı ki onun da suyu kesilmişti. Buradan (o Nuruosmaniyeye kadar tesadüf ettiğim üç çeş- menin de kezalik suyu yoktu. Muruosmaniyenin elliyi müte- caviz musluğundan yalnız iki tanesi akıyor, (diğerlerinin suyu yoktu. Bayazıt camiine geldim. Yalnız buranın şadır- van akiyor. Buradan Fatihe kadar güzergâhta önünden geçliğim On çeşmenin de suyu akmıyordu. Fatih camii- nin yüz kadar musluğundan da yalnız üç tanesinin suyu var, diğerlerinin yoktu. Buradan Edirnekapısına kadar gidi diği halde tesadüf edilen yirmi kadar çeşmeden yalnız bir adedi ( Edirnekapısı civa- rında ) suyu akıyor, öteki- leri kupkuru idi. Şimdi bir de aralık sokaklara uğriyalım Tesadüf ettiğiniz yüzlerce çeş- melerden ancak yüzde beşi- nin suyu akıyor, diğerlerinin suyu yok. İstanbulda noksan- sz altı yüz tane çeşmenin bugün ( hakikat olarak ve bir tetkik neticesi söyliyo- rum ) yalnız elli ve yahut altmış tanesi akıyor. Yüzde doksanın suyu yoktur. Acaba bu çeşmelerin suları neden kurumuş? Kale haricinden bu çeşmelere kadar yapılmı olan su yolları me olmuş İstanbulda bu çeşmeler idare lerine bakan makamdan bunu sorabilir miyiz?,, Kariimizin mektubu burada bitiyor. Biz fazla birşey söy- lemiyeceğiz. Yalnız bu tetkiki bir de belediye su müdürlü- ğünün yapmasını istiyeceğir. ON DÖRÜNCÜ PATRON KUPONU Patronu bedava almak (İstiyofsanız, bu Gazetemizde on beş günde bir vermekte o olduğumuz kuponu kesip saklayınız ve 15 kupon toplayınız. Pattonlarımızz dan pek memnun olacaksınız. Patronlar meşredildikleri gü: den itibaren İstanbul karilerimlz bir hafta, taşra karilerimiz on gün içinde kuponlarım gönder melidirler, Bu müddet geçtikten sonra kuponlar kabul edilmez, 155İhsan bey: Ağır başlıdır . Hop palık tan hafiflikten haz- zetmez. Arka- daşlarile ge- çinmesini (ve kendisini sev- dirmesini bilir, Atılgan ve atak değildir. * Nizamettin Efendi: Ka- naatkâr değildir. Menfaatle- rine uygun gelmiyen şeylere karşı hırçınlık göstetir. Hür- riyet ve istiklâlini sever, mu- ziplikten hazzeder. Zekâsını daha nafi bir surette istimal etmesi temenni olunur. * Hatice hanım: — Fotoğrafının dercini istemiyor — Güler yüzlüdür. Yalnız ken- disile meşgul olmaz. Muhitin- de cereyan eden hâdiselere Mikayt kalmaz. Kendini fazla beğenir. ie Istanbul Meb'usları Belediyede Resminizi Bize Gönderiniz, sm * Ni Size Tabiatinizi Söyliyelim... 4 | Üre Vilâyet Dahilindeki Tet- kik Neticesini Belediye Azasına Anlattılar Istanbul Meb'usları Daimi Enctimende Dün öğleden sonra İstanbul meb'uslarından Salâh Cimcoz, Ziya ve Sadettin Riza Beyler daimi encümene gelerek saat altıya kadar encümen azasile görüşmüşlerdir. Meb'uslar vilâyetin bütün kazalarında tetkikat yaptıkları için bik bağsa vilâyet yolları hakındaki müşahedelerini ve bu hususta takip | edilmesi lâzım gelen esasları daimi encümene söy- lemişler, oşehrin © ihtiyaçları hakkında azanin fikir ve mü- talealarını almışlardır. Meb'us- lar yeni belediye kanununun daimi encümence tadil ve ıslaha muhtaç noktalarını sor- wuşlar ve bilhassa yeni bir (istimlâk ) kanunu yapılması üzerinde durarak bu busus- ta azanm fikirlerini öğren mişlerdir. Meb'uslar İstanbul hastane- lerine gelen taşralı hastalara daha çok yardım yapabilmek için ber vilâyetin bütçelerine birer miktar para koydurmak ve İstanbuldaki sıhbi hizmet- leri daha geniş bir surette yapabilmek © için Ankarada teşebbüsatta ( bulunacaklarını vadetmişlerdir. Daimi encümen azası es- kiden hazırlanıpta (Meclise verilen Ebniye Kanununun bir- an evvel Meclisten çıkarl- masını (Omeb'uslardan iste- mişler ve bu kanuna ilâve edilmesi lâzım gelen bazı mühim noktaları tererek kanunun bir defa daha Mec lis encümenine iade edilerek tekrar görülmesini meb'uslar- dan istemişlerdir. Meb'uslar bunada çalışacaklarını ayrıca vadetmişlerdir. i Sayfa 7 wKadir Efen- yudatını ihmal eder. o Kendi başına iş yap- maz, çekingen- dir. Derslerile daha temenni olu- nur. * A. (Şoför) Efendi: — Fotoğrafının derelni istemiyor — Hovardalıktan hoşlanır. Bâ- lâpervazdır. Muvaffakıyetlerini teşhirde mübalağaya kaçar. Çok söyler, delidolu hareket- erile kendini sevdirir. * Salim Turhan bey: (Fotoğrafının dercini istemiyor) Atak ve atılgandır. Her şeyi çabuk öğrenmek, müş- külâta maruz kalmamak ister, Sabra tahammülü O zayıftır. Kararlarını sıksık değiştirir. e ölmem Mekteplere Hücum (Baştarafı 1 inci sayfada) Halbuki kanundan evvel her sene 700 kadar talebe bu mekteplere giriyor. rif Müllerliğii b Mi besaplıyarak hazırlandığı hal- de bu seneki omüracaatin çokluğu karşısında aldığı ted- birlerin Oo noksan olduğunu anlamıştır. mu işin yirminci, kuramcı yirmi dördüncü ve yirmi dinci İlkmekteplerde öğleden evvel ve öğleden sonra ders ge üzere | talebe ikişer (sma ayrılmıştır. İlk mekteplerde talebe haftada (26) saat ders dükleri halde bu şekilde (24) saat okumaktadırlar, Bu su retle tayyedilen beden ve mu- siki derslerini talebe tatil zama- nında yapıyorlar. Bu tedbir bu mekteplerin birinci, ikinci, üçüncü sınıflar rna basredilmiştir. Mollagü- rani, Unkapanı ve Davutpaşa- da : e n. ilkmek- tepler (o yakın iteceğin- den mektepsizlik buhranının önüne geçilmiş olacaktır. Bu seneki talebe fazlalığını salâhiyettar bir zat şöyle izah etmektedir; “ — Bu sene İlkmekteplere (340 ) doğumlu ille garall Bu çocuklar kat'i sulhun im- zalandığı (339 ) senesinden sonraki o tevellüdata © aittir. Umumi harp ve istiklâl harp- lerinden dönen askerlerimiz sulha kavuşunca evlendiler ve çocukları oldu. 341, 342 de- ğumlularda da bu tehacii- mün olacağını zannederim.,, Cumaya Güreş Var İstanbul Güreş Heyetinden: 23-10-1931 cuma günü saat iğde C, H. F. Beyoğla kaza merkezindeki idman sa lonunda senenin ilk teşvik gire müsabakası yapılacaktır. meyanda 1929 - 1930 se- nelerinde o mıntaka birincilik müsabakalarında derece ala” kıymetli güreşçilerimize me dalyaiarda tevzi edilecektir. di: İntizam kur in er. İkindi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: