—— .. SÖÜ —e — n re Dtnim ınlıdıı yan Üçe ayrıldı. | — Sultan Reşat, Abdük- hamidi sım sıkı tutmak istiyor; Yaktile kendisine tatbik edi- n muameleyi şimdi o da aynen Abdülhamide tatbik ttmeyi — düşünüyor. assa kendi — malümatı olıııd.ıkçı Abdülhamidin biç bir kimse İle görüşmesini istemiyor. Zg—ml'lllrdyıt ve itilâf) çi- lar, Abdülhamidi pek okadar tazyik etmiye taraftar değil. Esasen su“.;klıl:ı”.l:l; :: türlü sınamadı ihtimale karşı Abdülhamidi hoş tutmak istiyorlar. 3 — Rasim Beyle arkadaş- ları, her iki siyasetin de şah- ai emellere müstenit olduğu- nu anladıkları için, her türlü tesirden azade bir bitaraflık- la Abdülhamidi muhafaza et- mek ve onu devletin mukad- deratına zarar vermiyecek bir vaziyette yaşatmak fikrindeler, Fakat eldeki talimatname le; bu fikri tatbik etmek mümkün değil. Artık salâhiyet (sermuhafız) n elinden — çık- mış ve başka ellere intikal etmiştir. Hem de © şekilde ki, eğer (İstanbul muhafızlığı) istese Sultan Reşada büyük bir külâh giydirebilir, Filhaki- ka Sultan Reşada Abdülhami- din hayat ve mukadderatı üze- rinde kendisini vaziyete hâ- kim gibi görmekte ise de, bunda çok aldanıyor. Bizzat Abdülhamidin — muhipleri - ve sabık bendeleri — tarafından tanzim edilen bu talimatna- me, bir mahpusun muha- fazasına —ait — maddelerden ziyade, eski Yıldız. sarayının kuş uçurup kervan geçirmiyen nizam ve Eıidelerinl andırıyor. Abdülhamidin tarih ve mu- kadderatına karışan bu tali- matnamenin bazı mâaddelerini puracığa ıynenmnh !:ııfiyyıı â faj l1 buluyorum. kl;dîîme kııîı mahlâun mün- hasıren ciheti askeriyenin İ.ılıtı muhafaza ve mesuliyetinde olmak üzere Beylerbeyi sara- yında ihtilâttan memnuan ika- meti hususuna iradei seniyei hazreti — padişahi şerefsudur buyurulmuştur. 5a uğ — Cüııed askeriye tabiri hükümeti askeriyeyi ::::;T eden İstanbul muha- ğ ima eder. hıg"î ıİırhııhııl muhafızlığı lüzum gördüğü tertibatı ve tadilâtı tamamile icrada sa- lâhiyettar — ve bundan dolayı hükümete karşı mes ulduı._ 5 — Mahafızlığın _uıbı!ı Ve icra ettiği tedabiri tadil talâhiyeti, Zatı Hazreti Pa> dişahiden başka hiçbir şahıs Ve mevkie verilemez. ,8 — Hakanı mahlüun ha- Tiçle ihtilâtı sureti kat'iyede manu — olduğundan — iradel Seniyek hazreti hilâfetpenahi Kerefsudur ederek — muhafız- .eç' eline — vesika verilen _:'“ln ve memurini lâzime- hgdl"' başka hiçbir kimse erbeyi sarayına giremez. ı._: h:luılıkıyâı. kmggıd. N,ı lacağından — ma: daki (Hiç kimse) tabirl Abdü Naklile “Şaheser!,, faza Talimatnamesi NAKLEDEN: ZİYA ŞAKİR . — | vükelâ ve şeh- xzadeglin ile sa- Jâtin ve sair bendegün, Ha- kanı — sabıkın mahadim ve a- karibi hakkında da caridir. 14 — Vazi- fesinde tekâsül gösteren veya hariçteki hare- kâtı muvafık görülmiyen za- bitan derakap tebdil olunur. Bunun için İs- tanbul muha- fızlığı tertibatı mahsusa İttihaz etmiştir. 18 — Muha- fazai dahiliyex nin vezalfi : B - Harici muhafaza efrat ve zabitanının, Hakanı mahlu ve maiyeti ile temaslarını menetmek. D - Eetibbanın Hakanı mahblu ile maiyetlerini ziyaret- lerinde refakat ederek ziyareti selâmeti temin etmek. H - Saray dahilindeki ahval ve harekâtı daima Sönün- de bulundurarak Hakanı mah- la ve maiyetinin efkâr ve his- siyatına hâkim bulunmak (7!) 21 — Sarayda daima gün- düzleri bir ve geceleri iki zabit tecesslis vazifesile *mu- vazzaf — olur. 23 — Tecessüs zabitlerinin ahvale göre tezyidi miktarı muhafızlığın salâhiyeti daire- sindedir. 39 — Muhafaza bölüğü biz- zat kendi emniyetini İstihsal eder. 43 — Muhafazai hariciyenin vazifesi berveçhi atidir: B — Memurini muvazzafa- dan başka hiç kimseyi saraya sokmamak, C — Eşhasın saray civarın- da dolaşmalarını veya tevak- kuflarını menetmek, D — Saray civarında içti- maata kat'iyyen mâni olmak, H — Saray civarına hiç kimsenin çanta, sepet, dolu çuval vesaire gibi eşya bırak- mamasını temin eylemek. V — Açık bulunan kapı- lara kimseyi takarrüp ettir- memek. N — Denizden muayyen mesafe dahiline merakibi sa- girei bahriye sokmamak. H — Saray civarından ge- çenlerin yüksek sesle şarkı söylemelerini menetmek. 45 — Nöbetçiler tüfekleri- fişek sürmüş ve emniyet ::naâîm çevirmiş oldulılı.ıı halde silâh omuzda sabit bir mevkide veyıl muayyen - bir bulunurlar. ç nl,ıâd.'. Nöbetçilerin kâffesine a ece — veya veya bazlar a Ka ah bölük kumandanı adedi , gisli veya açı ğ ş hl;îlı:lı[)gydycler Uî“nğh:: çiler arasında, ) DU GÜNLER Beylerbeyi sarayının o zamanki mukhteşem salonlarından biri atte bir değişmek — üzere parola tertibi mucibi muhas- senattır. 52— (Tecessüs müfrezeleri), açık göz bir küçük zabit ile bit veya iki neferden mürek- kep olup gecenin muhtelif zamanlarında sarayın — biraz uzaklarına kadar giderek ah- vali tetkik ederler. Bunlara, ahval ve zamana göre vazife ve talimat verilir. 54 — Bilümum nöbetçiler, nöbete çıkarken nöbetçi za- biti tarafından muayene _uln- nur. Merkumanın — teçbhizatı mükemmel olduğu görülür. Silâhları doldurulur. Badehu nöbet mahalline sevkolunur. 56 — Saray kapısına ta- karrüp eden her şahs, nö- betçiler tarafından tevkif olu- nup zabite malümat verilir. Nöbetçi zabiti bu zatı göre- rek saray dahili muhafızla- rından ise içeriye bırakır. Değilse, sebebi vürüdu sual ve elinde bir vesika olup ol- madığı tahkik olıııuı.v.d b 64 — Nöbetçi ve devriye- ler, lüzumu anında GAYM' istimal ederler ve düdükle imdat isterler. Kıtai munta- zıra, boru ile işaret verü'.ı Flj kat işaret için silâh istimali sureti kat'iyede memnudur. 65 — Nöbetçi neferi v;ıl kitai — muntazıra, mecbur olduğu takdirde, ancak sünğü- den istifade edemiyeceği ve vazifesini başka türlü — ifa edemiyeceği yzaman eslihal pariye istimal eder. 74 — Hakanı mahlu ve mMaiyeti için sureti mahsusada bir tabip tayin olunmuştur. 76 — Ayrıca bir diş tabibi mevcut olup bu da ayni su- retle ifayl vazife eyler. 78 — Hakanı mahluun ah- vali sıhhiyesi ehemmiyetli bir tedaviyi icap edeceği hisso- lunduğu surette hemen İstan- bul muhafızlığına arzı malü- mat olunur, Bi — İlâç şişe ve kutula- rının istimal edilecek şahıs tarafından bizzat açılması şa- yanı tavsiyedir. 82 — Haremde — bulunan kadınların, hususi doktora ih- tiyaç gösterecek Arazı a.wwyara Meclisteki Müzakerenin Zabıtlarını -Aynen Yazıyoruz (Baştarafı 1 incl sayfada| | dir. Yenilik fikri bükümette, hâ- Ihamidin Beylerbeyinel Bir De Muha- Yapılmıştı 98 kim kuvvettedir, hükümette olan fırkadadır. Bunun karşısında ma- alesef hâlâ maziden dem vuran merzbele mevcuttur. Bianenaleyh, bir inkalâp hükü- metivin vazifelerini mücerret bir takım — mürekkebatı bukukiye içinde onu budala haline koyarak Kapsetmek gafletlerin en mücri- manesidir. Hem siyasi gaflettir, hem ahlâki gaflettir, neticesi de feeldir. Zaten bu manevi inkı asarını bıı takım şeyler gö mektedir. İşte hüsil lik, yelse kendi milletinin kuvvı düşmek, her büyük nd. met istiyen, şerefe iğilmek isti- yene dalkavuklu, Adilik, çapas rluk nasil arzedeyim sümük- İllük, murdarlık —( Handeler ). Her türlü rezalet. Bir devlet otoritesi heyeti iç- timaiyenin amudu fıkarisidir. Bu amudü . fikari — kırıl memleket felâkete — sürüklenir. Devlet otoritesi müdafaada edil- gaman İsmet Pş. Hükümetine vukluk ediyor diyorlar. Ka- maatlerinde samimi olanlar fikir- hkerini hiçbir zaman gerek hükü- metin aleyhinde olsun ve gerekse lehinde olsun samimi olarak söy- Jemekten çekinmerzler. Muhalif matbuat halibazırda memlekette yıkıcı ve korkunç bir vaziyet almıştır. Buyurun, mu- halefet denen şey bu mudur? Yazılarında Adilik, dalkavukluk aözlerine matbuat vantasile bi- zim bukukumuzu —mütemadiyen kemirmektedirler. matbuatın — sullstimalle- rini İsmet Pş. Hazretleri de İtiraf ediyor. Efendim - kendileri buyu- ruyor ki; bu gazeteleri kapatmakla bu mesele balledebilir mi? Zaten mesele gazete kapatmak mese- Tesi değil. Fakat bunların neşret- Üği munr telkinler, nihayet bir felâket, bir karakuvvet halinde indifaat yaptığı zaman buyurunuz bir Şeyh Sait felâketi geliyor, bu felâketin önünü almak için birçok tedbirlere müracaat edi- iyorlar. Arkasından biraz zaman geçiyor, az neles — alıyoruz. Bunda müsaadekâr davranıyoruz. ( Devamı var) Tgusaları zuburunda 78 İnci İmadde — mucibince — hareket olunur. 83 — Saray dahilinde ce- naze zuhurunda hemen İstan- bul —muhafızlığına — malümat verilir. Mevaddı. Müteferrika 84 — Saray dahilinde ha- rik zuburunda Hakanı mahlu ve maiyeti muhafazai mahsusa altına alınarak saray bahçesi- nin bir tarafına götürülür ve İstanbul muhafızlığına telefonla malümat verilir. 85 — Büyük bir hareketi arz zuhurunda ayni veçhile hareket olunur. 86 — Muhalefeti havadan dolayı saray Öönünde karaya düşen bir vapurda kalmakta tehlike olduğu surette, yolcuları ibraç, fakat bilâtevakkuf diğer bir yere sevkolunur. 8T — Ayni suretle karaya düşen merakip bahriyei sa- gire kaptan veya kayıkçısı tevkif olunur (!?). 90 — Mevaddı mezküreden inbiraf edenler hakkında, es- nayi muharebenin sefeberlik halindeki cezalar tatbik olu- Dür. * Ben, der'ute ettiğim vazife dolayısile tamamen bitaraf ol- duğum için, tabil ne bir tarafı iltizam ve ne de diğer tarafı tenkit etmek salâhiyetini haiz değilim. Ancak, bu husustaki hükmü, günün birinde bu yazılarımı okumak - ihtimali olanların düşünce ve muhake- lerine terketmekle iktifa edi- yorum. (Akrası var) — Türk Hava Kartal- larını Tanıyalım... ( Baş tarafı 1 Inci sayfada) geyler kazandırmıştır. ve tay- yareciliğimizin esasının kurul- masında bu zatın hürmet edi- lecek bir mevkii bulunduğu inkâr kabul etmez bir haki- kattir. İstanbulda semalarına (75) Türk — tayyaresini — havalan- dırıp uçuran bu zattır. ve böyle bir muvaffakıyetin az şerefli olduğunu kim iddia edebilir. * Evvelce bizim tayarecilik iki sınıfa ayrılmıştı: -Pilotluk ve rüsıtlık. Bu taksim tarzının büyük mahzurları olduğu mu- hakkaktır. Çünkü bir uçuş esnasında — yaralanan pilotun rüsit alacaktır. Halbuki tay- yare idare etmesini bilmiyen rasıt, pilotla birlikte toprağa düşmiye mahkümdur. Bu sakat şekli ilk anlıyan- lardan biri de Muzaffer Paşa olmuş, râsıtların, pilotluk öğ- renmeleirini mecbur! kılmıştır. Şeyh Sait ve Dersim hare- ketleri esnasında binlerce sa- Bir Cinayet İki Kardeş Bir Kasabı Bursada Bir Polis Memu- Öldürdüler. Malkara (Hususi)— Cumar- tesi akşamı Cızıllı Mehmet |gece Bursada müessif bir hâdise Ağa isminde beş çocuk babası bir kasap akşam dükkânını kapadıktan sonra evinde ye- meğini yemiş ve kahveye çıkmış. İki Üç saat sonra evine dönerken yol üstü bazı arka- gea eai l e mevi e veci Ahmedin yanına gitmiş. Az sonra Ahmetle on yedi yaşındaki kardeşi Mehmet Ağayı döymiye başlamışlar ve kahvede bulunanların mü- dahalesile dışarı atılmış. Fakat kavgacılar hırslarını yenemi- yerek arkasından gitmiş, ka- sap Mehmet Ağayı kalbinden vurup öldürmüşlerdir. Katiller tutulmuştur. Osman Cumanın Şilt Maçlari İstanbul futbol heyetinden: 2 teşrinievelii 1931 cuma günü Taksim — stadyomunda dcra edilecek şilt maçları: Altınordu - Kumkapı 14 hakem Şahap Bey. Beykoz - Kasımpaşa saat 15,45 hakem Emin Bey. Pehlivan Güreşleri Himayei — Etfal Cemiyeti Umumi Merkezi tarafından V1 Teşrinisani 1931 de An- karada İstiklâl Spor sahasında yapılacak Türkiye güreş bi- rincilikleri — müsabkası — için tertibata başlanmıştır. Güreşler alaturka — yapıla- cak ve memleketimizin her tarafından tanınmış pehlivan- lar bu müsabakalara iştirak edeceklerdir. - Birincilik mü- sabakalarına iştirak edecek başpehlivanlar arasında Ba- hkesirden Çoban Mehmet, Manisadan Rifat, Bandırmadan Kara Ali, Ediinede Himmet, Babaeskiden Pamuk Ahmet, Bulgaryalı Cemal, Burşadan İbrahim — pehlivanlar — vardı. Müsabakalarda — kazananlara büyük ikramiyeler verilecektir. saat at uçuş yapan Türk tayyare- lerinin biz tek tayyare ârızası ve kazası göstermemiş olma- ları Muzaffer Paşanın aldığı tedbirlerdeki — isabetten ileri gelmiştir. Çünkü tayyare ve tayyarcilerin muvaffakiyeti motöre bağlıdır. Bunlara ba- kacak olan da makinistlerdir. Onun içindir ki Eşref ve Osman Beyler gibi çok itimat ettiği iyi makinistleri bu ha- rekâta iştirak eden bölüklerle birlikte . bulundurmuş, bunla- rın idaresini de istikbal için kendisinden çok şeyler bekle- nen fayyareci ve erkânı harp Şefik Beye tevdi etmiştir. Türk tayyareciliğinin eşası- nın kurulmasına büyük âmil olanlanrdan Muzaffer Paşamın bu suretle bir meziyetini da- ha anlamış oluruz: Maiyetini iyi tanımak. Türk tayarecilerinin menka- belerini Türk karilerine anla- tırken, bugün bir piyade fır- kasının başında bulunan Mu- zaffer Paşayı okuyucularıma takdim etmek vazifesini yap- maktan kendimi alamadım. Delinin Ci_nayeti runu Bir llelı Yaraladı Bursa ( Husüsi) — Geçen olmuştur. Kalaycı Hamdi is- minde birisi sarhoş olduğu halde gece bir sokak başına oturmuş, tabancasını çekmiş, gelen geçeni tehdide başla- mıştır. Hamdinin bu tecavü- zünü gören mahalle bekçisi Bursa Balıkpazarı polis mer- kezine —giderek — merkezde nöbetçi bulunan polis memuru Salih Efendiye vaziyeti anlat- mış, Salih Efendi bekçi ile beraber Hamdinin yanına ge- lirken sarhoş adam ateş etmiş ve polis Salih Ef. yi bacağın- dan — vurmuştur. Hamdinin Tıbbı Adli muayenesinde deli olduğu anlaşılınıştır. Mevlüt Marhum Miralay Reşat Bey Haremi olup geçenlerde vefat eden Müveddet H. n ruhuna ithaf edilmek üzere Cuma günü öğle namazından sonra Eren köyünde Zihni Paşa camiinde mevlüt okunacağın- dan arzu buyuranların teşrif» leri rica olunmaktadır. Adliyeye Davet İstanbul Müddeiumumiliğin- den: Serik müstantiği Mustafa Kemal Beyin serian memurl- yetimize müracaati. ON ÜÇÜNCÜ PATRON KUPONU No. 6 Gazetemlzde on beş günde bir yermekte — olduğumuz Patronu bedava almak — heti kuponu — kesip saklı kupon toplayınız. dan pek memnan ol ğ Patronlar neşredildikleri ga: bu 18 den İtibaren İstanbul — karilerimiz bir. hafta, taşca karllerimiz on gün içinde kuponlarını gönder melidirler. Bu müddet geçlikter Yanra kuponlar kubul edilmez ğ inas di Bdi YEREdE A KA MÜKA