Meger AbdülhamitDoktorun İlâçlarmı Karısına İçirmiyor, Has- talık Ta Bundan G NAKİLİ: ZİYA ŞAKİR . — (Herhakkı mahfuzdur) Oturur oturmaz, Abdülha- Bit, mahir bir hasta bakıcı İ doktora anlatmıya baş- u: — Dün akşam, henüz yatsı Bamazını - bitirmiştim. Yanım- ki odada bir takım sesler hittim, Gittim, baktım. Kal- alar toplanmış, Kadinefendi kay ediyordu. Onu, o halde Rörür görmez korktum. O sı- Tıda kalfalardan birisi de iki lefa def'i tabil olduğunu söy- kmez mi?.. Ee.. artık baklı Olarak telâşa başladım. Vakit teç olduğu için size haber Yollıyamadım. Hemen çay, nane kaynattık. Sabaha kadar biç UYyumadık. Sabaha karşı, ham- İsun, biraz açıldı, fakat, bizi tok korkuttu... Dedi. Abdülhamit, anlattıkça dok- tor gülümsiyordu. Nihayet ce- Yap verdi: — Fazla telâş buyurulmuş. orkulacak hiç birşey yok. dece midelerini bozmuş ola- taklar, Abdülhamit, doktorun İtba- Buna karşı kendini mazur gös- fermek istiyerek: — Doktor Bey, mazur gö- Tünüz. Vakıa, ben biraz telâş- fiyımdır. Fakat, herkesin zan- Bettiği gibi korkumdan değil- dir. Ben korkak değil, ihtiyat- © bir adamım. Her şeye v!k— tile çare bulunmasını isterim. Sonra.. Bu kadınımı da pek çok #everim. Kendisi |ile yirmi sene- den ziyadedir ki beraber yaşa- Fır. Allah razı olsun.. Beni bir gün bile incitmemiştir. Bana Muhabbeti ve riayeti vardır. Allahtan, peygamberden kor- kar, Namazını kılar. Bı:ıı bir olacak diye ödü kopar.. :6)"]. bir kadın için telâş edil- Mez mif.. . Abdülhamit, bu sözleri de- rin bir heyecan ve muhabbet- le söylerken, Kadınefendi de eturduğu yerde — mütevazıane Yaziyetler alıyor ve mütema- diyenı — Allah, Efendimize ömür- ler versin.. Başımızdan eksik #tmesin... Diyordu.- S LA Kadınefendinin — rahatsızlığı devam ediyor. Her gün ikin- diye doğru ateş geliyor ve, Yerilen ilâçlara rağmen isbal esilmiyor. Abdülhamit, çok Büteessir. * Bugün doktoru gördüm. Kea- Ünefendinin rahatsızlığının de- Yam etmesinden mütehayyir, © da, başka şeyden şüphe- tiyor, 7 Teşrini Nihayet doktor işi anladı. eğer Abdülhamit, verilen lara müdahale etmiş. Ya- Sılan reçetede, bilmediği ilâç- olduğu için hastaya ver- nemiş, Doktora kendi bildiği çlardan yazmasını tavsiye Detanl n Sana halde — Yook .. O, benim.. Dok- torun bileceği iştir. Benim re- çetelerime mü- dahale — ede- mezsiniz; eğer bana emniyet etmiyorsanız , başka doktor getirtiniz. Dedi. Doktor fena halde sinir- lenmişti. Söyler- eken sesi titri- yordu. Bu ase- bi ifade Ab- dülhamidin gu- ruruna dokun- du. Pek bo- zuldu. Belki o da sert bir cevap — vere- cekti. Fakat her ne — düşündü ise, — kendini derhal topladı. Adeta keli- meleri biribirine karıştırarak ; — Doktor Bey, İ ahi benim sözlerim ik için değildi. rica ede- Kadınefendi rıştı : — Yanlış anladınız, doktor bey. Kendileri — evhamlıdır. Haşa.. size emniyetsizlik ki- min aklından geçer ? Derken, doktor da sözleri- ka- de söze Alâtinide eçmiyormuş SEK L gZL S hastalanan Kadınefendi nin biraz sertçe kaçtığını an- ladi. Vaziyı kurtarmak için ülmiye başladı : n — yEmnişg sizlik — dediğimi başka manaya — anlamayınız efendim, hani, belki hastalığı anlayamadım filân zan buyru- lur. Maksat, hastamızın biran — evvel - indei âfiyet bur Sözlerile işi yatıştırdı. Abdülhamit, Kadınefendiye sordu: (Arkan var ) Çocuk Bilmecemizi Doğru Halledenler Birincilik Mukâfatı Galata Nestle — Şirketi İbrahim B, kim Seher H birinci müküfat bir kel #nati kazanmıştır. Muhtıra Defteri Kazananlar Artuva Çiltlik tahrirat bâtibi Ruhl B. oğlu Turgut, Yeşliköy Mühendlis #okak 35 Fazıl Tevfik, Salihl! mühabere memuru Nusrat. Konya Aslantaş s0- kak 9 Şefik, Bur G Geki Bağdak oteli slonda TE'Z Si Hn, Edirne Tahtakale Keresteci * mon Efendi oğlu Rifat, Kumkapı D ekuş 13 H $.. Znıxuldık Avukat Terfik B. eğlu Naci, Âdana Döşeme kötibi Sallm, Ankara #ati — karşısında 45 Hi Çihlik tahrirat kâtibi el Feyil Şevki, Bursa Nasuhpi derl 27 Nersiha H. ve B. ler. Kitap Kazananlar Kenya Kurgun kavcık mahallesi 18 Nadire, Adana Posta tashhütlü mamuru M. Zeki Beyden Doğan, Vor at Cümhuriyet Mektebi talebesinden Fizine Türkün, Avkara Atparan Çi gel Han $ Tahsin, Tekirdağ. O: Tep 770 Abmet Hilmi, Sümatyı opartmanı Kamalya Cennetlik, a Hisar Demir fırka maballesi 18 Münire, Artava — Çifilik tahrirat kütibi — Rahi Bey kisi Neriman, Adana — Pelle Nğü adli kımm Şakir. Beyden TeNR N e 'atparan yokuşunda Pilâv oğla han korşısında 8 Falk, Yozgat, Cümhuriyet mektebi revallimi Ahmet Torgut Bi kim Güner, Adana B. mahatleci 1M eokak 6 Ali Kadıköy park karşisı Gürin, cad .ı....ı.*.ı.,...u Ahmet EC oğlu İbrahlm, Beyden Mehmet, Ankara Hisar R Şemacttin mahallesi 3 Müjgân Çorlu tapu memaru mahdumu Mustafa Fevsi, Konya İsmetpaşa mektebi 447 Arif Bey ve Hanımlar, Kart Kazananlar Eyüp Kıtılmescit 32 Raul, Aıh"; arslan ban Meydanönü Kt(ı(lltr Şükrü, Uzunköprü Şehsavar Bey M hallesi Hamam sokak 21 Nerkir, Konya İsmet Paşa mekteki 446 Türkân dn tem, Ankara ön Cebeci 113 Ri Fdi Ürk Müsevi — mektebi Konya Türk Ticaret Bankat! Haydar Beyden Agâ y ali, lsnsr “aanaf 10 No, 280 HLt Ankara l $ Nimet, leni 13 bak kal Ahmet Ef. biraderi Hüseyin, ÂR” kara — Hisar — Devdiran — mahalleri ekak 9 Necibe, — Senbenava Mehmet — Febrattin, — Köyici Fzal Hanın ve - Beyler, ——— r—__—-/x ONUNCU PATRON KUPONU Vaki ğumuz — Patrosu fetiyorsanız, bu kuponu kesip gaklayının ve 15 kupon toplayınız... Patronlarımız- dan pek memnun ş| Patronlar meşr: den İübaren N bir hafta, taşra karilerimiz va gün içinde kuponlarını gönder melidirler. Bu müddet geçtikten sonra kuponlar kabul edilmet, AA adı Ahmet Cevat B. Fikirlerini Söy- lüyor ( Baştarafı 1 inci İrade ile müdahale yalnız ıstılah nim kanaatim şudur: İhtiralar, keşifler memlekete müdahale- sizce giriyor. Bu ihtiralarla beraber radyo, telefon, tren ibi kelimeler de lisana kendi- iklerinden girmiş bulunuyorlar. Bu i tabirlerin muk billerini aramak beybude bir zahmet olur. Bugün hiçbiri- miz istasiyon ve tren sözleri yerine mevkif, katar demi- oruz, Bütün ilmi ve fenni ıstılahlarda dilimize bu türlü gireceklerdir. Bu, iş hâdisatın cebrile ve kendiliğinden louve- rir. Maarif vekâletinin yeni basılan resmi! kitaplarında bile hikmeti tabiiye denmiyor.Bunun beynelmilel maruf tabiri olan fizik kelimesi istimal ediliyor. Istilahların öğretilmesi me- selesine gelince, nasıl sekiz yaşındaki — çocuklara ta mek- tep sıralarında desimetre, k- logram gibi Greko İâtin 15 tılabları müşkülâtsızça talin edebiliyorsak, diğerlerini & öylece öğretebiliriz. Biz fara- za kilometredeki kilo kelime- si yerine bin ve eczayı göz- teren mil kelimesi yerine de türkçede mevcut olan min kelimesini kullanabiliriz. Fakat nasıl buna hiç kimse ra- n olamazsa, fararza ihtısas sahibi olanbir nebatat âlimi de Greko lâtin tabiratı bu tarzda tercüme etmeği arzu etmez. Böylece, insan herhangi bir Usandan herhangi bir kitabı okurken artık güçlük çekmi- Şecekt'r. Bence eski ıstılahlar dahi i m men değişmeli, yal- İ ve edebi İisana anlar kalmalıdır. Kongre - Meselesi — Bütün dil meselelerinin halli için alâkadarlardan mü- sayfada ) rekkep bir kongrenin toplan- | masına taraftar mısınız? — Bu hususta söz söy- lemek için ihtiyaçları nazarı itibara almak Jâzım, Öyle ler vardır ki şahsi teşebbüs- le olati'ir. Yine öyleleri var- dır ki bunları devletin bima- yesi icap eder. Fikrimce her- şeyden evvel bir ansiklopedi- ye ihtiyacımız vardır. Âvru- panın ikinci derecedeki mil- letleri bile 8- 10 defa basıl- mış ansiklopedilere maliktir- ler. Biz bu işte çok geriyiz. Büyük inkılâbı yapan büyük kurtarıcı böyle bir teşeb- büsü yüksek himayeleri al- tına almalı — ve — böylece büyük bir “Gazi Ansiklope- disi,, vücude getirilmelidir. Şayet bu ansiklopedi me- selesi şahsi teşebbüslere bıra- kılacak olursa zannımca bir asırda bile bu eser meydana getirilemez. Bunu ben çok mümkün görüyorum. Devlete de büyük bir masrafa mal olmıyacaktır. îayet Dil Encü- menine hasredilmiş olan para bu işe hasredilecek olsa, bir- kaç sene içinde üç beş misli iş çıkarılabilir. Bu büyük teşebbüsü başa- mrken memleketin diğer mü- tehassıslarından da istifade edilecektir. Dil Encümeni Demek oluyor ki muvakkat bir kongrenin toplanmasından ziyade şimdilik en büyük işi bir ansiklopedi meydana getirmek olan bir Dil encümenine ihti- yaç vardır. Bu encümen 3- 5 daim! azadan mürekkep ihzar, tertip işlerini görecek bir heyetten ibaret olabilir. Bunun Birçok “ta' “mubabir - “eğülar olur. Encümen yanına istediği kadâr lisün “bilir. gençlerden kâtip alabilir. Dil Anketi 1 anda olabilir. Be- | Âli Ticaret Mektebi Müdürlüğünden: 1 — Kayıt ve kabul muamelesi 1 eylül 931 salı gününden başlıyacak ve 30 eylül 931 çarşamba günü akşamına kadar devam edecektir. 2 — Kayıt ve kabul için hergün sabahları #saat (10) dan akşamları saat müracaat edileccektir. (16) on altıya kadar mektep müdürlüğüne 3 — Mektebin (ULUMU ÂLİYEİ TİCARİYE) kısmına : A — Tam devreli liseleri ikmal etmiş Hanım ve Efendiler B — Darülfünun fakültelerile 4li mekteplerden mezun olanlar veya nakil suretile gelenler. Nakil suretile gelecek olanların da herhalde lise mezunu olma- ları — şarttır. Lise ve Âli mektepler derecesinde olduğu hükü- metçe tasdik edilmiş ecnebi mekteplerinden şaha- detnameli olanlar, imtihansız kabul - olunurlar. Ancak ecnebi mektebi mezunları ile ecnebi tica- ret mekteplerinden mukabil devrelere naklen alımacak olanlar (Türkçeden imtihan olunacaklar- dır.) 4 — Mektebin (YÜKSEK TİCARET) kısmına: A — Liselerin birinci Efendiler. devrelerini bitiren Hanım ve B — Orta mektepleri Ikmal eden Hanım ve Efendiler. C — Orta ticaret mektepleri ile dörder senelik ilk ticaret mekteplerine muadil olduğu tasdik edilen Müsas ve meslek mekteplerinden' merin bole nanlar. D — Bu derecelerde oldukları hükümetçe tasdik edil- miş ecnebi mekteplerinden “şahadetnameli olanlar; (Bu gibilerin Türkçeden imtihan vermeleri şarttır.) $ — Dörder senelik ilk ticaret mekteplerinden gelenler (Bu mektepleri ikmal ederek şahadetname almış olanlar bilâ imtihan YüksekTicaret kısmının ikinci sınıfına ve bu ikinci sınıfta okunan derslerin umumundan imtihan vermek şartile de Üçüncü sınıfına kabul edilirler. Bu mekteplerin üçüncü sınıfından naklen gelecek talebeler İmtihansız Yüksek Ticare- tin birinci sınıfına alınacaklardır.) 6 — Mektebin (ORTA TİCARET) kısmına: A — Liselerin birinci devrelerinde altıncı ve yedinci sınıfları bitirmiş olanlar. Orta mekteplerde altıncı ve yedinci sınıf tahsilini görmüş bulunanlar. Tam devreli ilk mekteklerden mezun olanlar. Bu derecelerde olduğu hükümetçe tasdik edilmiş ecnebi mekteplerden şahadetname alanlar. Bilâ imtihan kayit ve kabul olunnrlar, Ancak ecnebi mekteplerden gelenlerin Türkçeden imtihan ver-s meleri lâzımdır. Orta Hcaret mektebine alınacak talebenin miktarı tahdit edildiğinden müracaat edenler muayyen miktardan fazla olursa her seneki gibi kayit mua- melesi yirmi beş eylülde kesilecek ve aralarında müsabaka İmtihanı yapılacaktır. İmtihan şeraiti mektebin divanhanesinde ilân edilecektir. Yüksek ticaret kısmına girecek Hanım ve Efen- dilerin yaşları on beşten aşağı ve yirmi birden yukarı olmıyacak ve orta kısma kabul edilecek- lerin yaşları da on Üçten dun ve on sekizden efzun bulunmıyacaktır. ULÜMU ÂLİYEİ TİCA- RİYE KISMI İÇİN YAŞ MEVZUBAS DEĞİLDİR. DİĞER ŞERAİT 1 — Her üç kısım için müracaat edenler mektep İdaresin- den alacakları beyannameyi dolduracaklar. 2 — Mektep müdürlüğüne hitaben yazılacak bir istidaname ile müracaat edilecektir. . İstidanameye atideki vesaik merbut bulunacaktır. A — Okudukları mekteplerin şahadetname veya tasdik- nameleri ve nakil ilmühaberleri. B — Hüviyet cüzdani P — Tasdikli sıhhat ve aşı raporları C — Zabıtaca tasdik edilmiş hüsnühal varakası Ç — Ufak kıt'ada üç adet fotoğraf Mektep niharidir; tedrisat günün nısfına kadar devam eder. İdare, Anadoludan gelecek talebenin ibatelerile ve diğer ihtiyaçlarına medar olacak hususi teşebbüsatta bulunur. Bu heyet bir taraftan an- siklopedi Işile, diğer taraftan da lisanın kültürüne müteallık meselelerle uğraşır. İcap eden kelimeleri — mütehassıslarına verir. Yalnız herşey bu encü- menin tetkikinden geçmeli- dir ki redaksiyonda glr vah- ilebilsin. Bu da- in uğraşacağı bir mesele kalıyor: O da imlâ Jögatinin reviziyonudur. Gö- rüyöruz ki daha şimdiden mıştır. Dil Encümeni lügati yaparken bu kusuru, ikiliği görmüştür. — Fakat millete, alelâcele — yazdırmak — İçin en kolay ve en kısa yolu buk muş ve göstermiştir. Bence bir teşekküle daha lüzüm var ki o da Fransız Akademisi nev'inden bir aka- demidir. Abdülhak- Hâmit, Ahmet Rasim, Necip Asım gibi muhterem zevatın yeri, böyle harsi bir meclistir, aka- bazı kusurlar meydana çık- İ demidir.