21 Ağustos 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
*i | okuyarak İ — İ — Hemen sordum ! — Ne vakit gitmeliyiz? — Derhal, cevabını verdi. Nİ Halbuki biz sabahleyin Kul | Mehmet Efendiyi (Kâkân) da tuk. Cevap henüz gelmemişti. Binaenaleyh Buhara Emirinin | bizden derhal bir karar İste- mesi canımızı sıktı. — Bir defa bu haberin doğru — olup olmadığını bilmiyorduk. Bunu anlamak için (Kul — Mehmet) Efendinin (Kâkân) dan dönmesini beklemek 1â- — gımdı. Sonra da vaziyeti ken- — di aramızda gözden geçirmek lcap ediyordu. Cevap ver- meden evvel Kul Mehmet Efendinin avdetine kadar va- kit kazanmıya karar verdim. — Bereketullah Efendiye arapça: — Bahsi bir din meselesi- Öne ihtikal ettirinizr. — sonra — Kur'anıkerimden bir — ayet tefsire — girişiniz. Bu memur Emire derhal cevap götürmek emrini al- mıştir, fakat — Kur'anıkerimi dinlemek istemediğini söyle- meye — cesaret — edemiyecek, mecburen kalacak, o vakite kadar da Kul Mehmet Efendi avdet etmiş olacaktır, dedim. Bereketullah Ef, talimatımı derhal tatbik etti. Bu fırsattan istifade ederek | bir dakika için dışarıya çık- tam. İranlı hademe Nuri Ef. yi g' bularak Kul Mehmet Efendi / geldiği takdirde getirdiği ha- — ber ne olursa olsun mihman- darın yanında: — Rusların bizl memnuni- — yetle kabul edeceklerini, me- — rasimle karşılayacaklarını ve — topraklarından geçmekliğimize “ Mmüsaade edeceklerini söyle- — mesini tembih ettim. Bereke- — tullah EF. açtığı tefsirin daha | yarısına gelmemişti ki Kul — Mehmet EL. içeriye girdi: — Ruslar Rus toprağına girmekliğimize müsaade etti- — ler. Şimdi istikbaliniz — için — hazırlık yapmaktadırlar, bu- — yurunuz gidelim, dedi. — Mihmandar — efendi — şaşırdı, | ben Kul Mehmede sordum: HS TANBULDAN HİNDİSTANA İ İ b Di dd *___—j F e ati li l Buhara Emirinden Rusyaya Git- — mek İçin Güçlükle İzin Aldık. :—9__._ YAZAN: M. KÂZIM igiliz ve menşevik ordularını takip eden türkmen atlıları Muhabere İlerledikçe mih- mandar efendi renkten renge giriyor, fena halde bozulu- yordu, kendisine: — İsmail B. anlaşılan Emir Hazretlerine yanlış bir haber vermişler, dedim. Binaenaleyh kara yolundan (Semerkand)a kadar gitmektense yarım sa- altik bir mesafeyi katederek (Kâkân)a geçmek müraccahtır. Mamafih sizden rica ederir. Gösterdikleri alâka ve lütuf- kârlıktan dolayı Emir Hazret- rine — minnettarlığımızı — arze- diniz. Hacı İsmail B. bu muhave- reyi müteakip gitti. Fakat yarım saat —sonra tekrar gelerek Emir Hazretlerinin bize —ipekli birer — elbise ile maiyetimizde bulunanlara münasip hediyeler ve bir miktar da para ihsan buyur- duklarını söyledi. Biz gelirken hiç birşey ge- tirmediğimiz için bu hediyeleri almakta mazur - olduğumuzu söyledim. Fakat İsmail Bey Emir tarafından verilen hedi- yeyi reddetmenin burada bü- yük ayıp telâkki edileceğini söyliyerek ısrar etti: — Pekâlâ, dedim. Fakat bir şartla.. Ben de size atla- rımdan Üüç tanesini takdim edeceğim. Kabul edeceksiniz. Nihayet bu nokta üÜzerinde anlaştık. Ertesi sabah kapımızın önü- ne birkaç fayton geldi, eşya- mızı yerleştirerek selâmet te- mennileri arasında ayrıldık. Faytonlarımızın önünde iki sivil memur yürüyordu. Bun- lardan birisinin hayvanı da topaldı. Yolda ne asker, ne sivil hiç kimse görülmüyordu. Selâm verenler, bizi kucakla- mak için binlerce kişinin teşkil ettiği yığını yarmıya çalışan- lar, hep birden kaybolmuş- lardı. (Mabadı yarın) Evlenme Rasimesi Ali Suat Beyefendinin ke- rimesi Masume Hamımefendi ile İş Bankası Ankara merkex muavini Sadi Beyin evlenme- _1'——'—__-'—1 SON POSTA Perihanın iki üç günde bir huysuzluğu - tutardı, - sinirleri ayaklanırdı. Kocası onu tes- kin için elinden geleni yapar fakat buhran kendiliğinden geçinceye kadar hiçbir şeye muvaffak olamazdı. Geçen gün yine Perihanın huysuzluğu tuttu. Küçük şey- lere sinirleniyor ve büyük gürültüler çıkarıyordu. Kocası onu yatıştırmak İçin: — Haydi, kalk, seninle si- nemaya gidelim, dedi, — İstemem. — Muzikli bir bahçeye gi- lelim. — İstemem. — Bir otomobil gezmesi yapa... — İstemem. — Melâhatlera gi... — İstemem. — Öyle ise bir iki mağa- Zaya —uğrıyalım da — kumaş b.ğeııııtemeıı. — Bak, o geçen gün gös- terdiğin modeldeki mantoyu — Peki, ne istersin? — Hiç birşey. — Anladım amma bu huy- suzluğunun bir sebebi olacak, — Sebebi yok. — Eh, peki, bu böyle no vakite kakar devam eder? — Bilmem. — Fakat benim içime şüp- heler düşüyor. — Düşsün. — Sen beni sevmiyorsun. — Olabilir. — Bu şekilde — yaşıyabile- ceğimize emin misin? — Onu da bilmem. HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Muharriri : Safiye Peyman HUYSUZ KADIN Resminizi Bize Gönderiniz, — Öyle ise bunun bir. ça- resine bakalım. — Bakalım. —Kanun diyor ki, şiddetli geçimsizlik... — İyi, iyi, Mahkemeye müracaat edelim mi? — Canın nasıl İsterse, — Senin canın nasıl istiyor? — Benim canım birşey is- temiyor. — Öyle ise ben gidiyorum. — Peki. — Nereye diye sormıyor- sun. — Sormıyorum. — Ben babamın evine gi- diyorum. — Güle güle. — Sen de istediğin yere git. — Benim bi'eceğim iş. — Bir daha yüz yüze gel- miyeceğiz. — Gelmiyelim. — Allaha ısmarladık. — Göüle güle. Kocası odadan dışarı çı- karken Perihan bağırdı: — Gel, gitme, — Ne var? — Hayti çıkalim, beni ger- diz, Sinirlerim geçti. Sustular. Perihan tuvaletini yapmıya gitti. Kocası düşün- dü: “Tiyatroda ve sinemada gördüklerinin küçük bir sah- nesini yapmadan rahat ede- miyorlar. Piyes — muharrirleri ve romancılar kadın ruhiyatı- n yazdıklarını iddia ederler, hakikatte iş tersine. Kadınlar onların — hayallerini — tatbika kalkarlar. Bereket versin bi- zimki yalnız muhavere kısım- larımı taklitle iktifa ediyor... * İci Si Size Tabiatinizi Söğyliyelim... Abdülvahit | * * hikmet bey: Zeki ve ha- BUT Bey: Kanaat- bırşinastır. Gü- e Üİ kür ve sami- rültücü ve kav- vi mtdi. İşbozane gacı değildir. * hk — yapmaz, Fikren anlaş- " aysallığa mü- mıya müte- temayildir. Bir mayildir. Teh- e işte — önayak like ve müş- î olmaz, menfa- külât karşısın- atlerini — israf Ş da fazla mü- & stmez. ği cadele etmez. ö bin Yorucu — ve- Forkun Böyi Öüşkeide, DD d yele lüz Mj rına lâkayıt | ve fikrt mesaide muvaffak kalmaz, bu w | olur. ğgurda menfa- * J atlerini ihmal Mehmet Azadi bey: Sam'- © edebilir. Şıkl- | mt ve müteva- | ğ sever, bü- | zidir. Muame- — yük görünmek Tâtında müşkül- şöhret sahibi | Pesent olmak- olmaktan haz- | tan ziyade uy- zeder. sallığa — müte- 301K. R. H mayildir. Hile e fanım: ve — yalandan dere ir ) Erkekleri taklit etmekten | hazetmez. Rü- :ıude:,..n'n h'ı:lerini iıâ':h.ıl Sokamı taralım- irseğlk'arz Tet ge dan çabuk kız- cazip bulur. Şöhret ve ikbal | S" v& a me:, keıdiış'ı:deıı bahsettir | dırılır. — Menfeatlerini — yalnız mekten haz duyar. nefsine hasretmez. Sorunuz, Izahat Alınız Ağustos 21 | Mektebinizi Seçmeden Bize * * x Son Posta Karilerin Mektep Müşküllerini Hal İçin Kendilerine Delâlet Etmektedir Çacuğumuzu — bangi mektebe vermek - isti ? Bu istiyorsunuz sene tahsilinizi ikmal etmek Üzere hangi mektebe girmek istiyorsunuz ? Gazetemiz gençlere ve ebeveyne rehberlik etmek Üzere bütün mektepler hakkında her türlü malâmatı vermiye amadedir. Mektebinizi seçmeden ev- vel bize sorunuz ve girmek istediğinir mektep hakkında bizden malümat isteyiniz. Yalnız cevap için (6 ) kuruşluk posta pulu leffetmeyi unutmayınız. Küçük Zabit Mektebi Ankarada İstanbul kıraata- nesinde Lütfü Bey: Gedikli Küçük Zabit mektebi- nin kayit ve kabul şartlarını aşağıya yazıyoruz: Gedikli Küçük Zabit Hazırla- ma mektebi kaydi kabul şeraiti: 1 — Türk olmak, 2 — Vücudünün — teşekkülâtı ve sıhhati orduda her iklimde faal hizmete müsait bulunmak (bu cihetin tesbiti için şubeler talipleri, heyeti sıhhiyesi tam olan bir hastanede muuyene et- tirerek rapor alacaklardır. Alelâ- de etibbadan alınan - raporlarla kayit muamelesi yapılamaz.) 3 — Ahlâk ve seciye aahibi olmak ve allesi sulhal ve şöhret sahibi olmamak (bu hususta ma- halle İhtiyar Heyetinden alınacak ilmühaber — zabıtaca — musaddak alacaktır.) 4 — Yenl aşılandığını gösterir aşı şahadetnamesi getirmek ( ge- tirmediği takdirde mektep he- kimliğince aşılanacaktır.) S$S—GAdĞ Kç. Z. olduktan sonra altı sene orduda hbizmet etmeyi bizzat veya vellsi tarafın- dan kabul ve taabbhi K, (Kâtibl Adillikçe musoddak ola- caktır. ) 6 — Sar'dlı, uyku halinde ge- zer, sidikli, bayılma marazl çır- pınmiya müptelâ — olmadığı ve evli bulunmadığı hakkında talip- lerin veya - velilerinin — taahhüt senetleri (bu taahhüt senedi 5 mumaradaki — taahhut — senedile tevhit edilebilir). 7 — Birinel, Ikincl devrelere girmek için 15, üçüncü, dör- düncü devrelere girmek için 16, beşinci, altıncı devrelere girmek için 17 yaşlarını bitirmiş bulun- mak şarttır.22 yaşını İkmal atmiş olanlara kadar kayit “muamelesi yapılır. Daha yaşlılar kabul olun- maz. Halihazırda İstanbul gedik- lisinde bu sene birinecl ve ikinel devreler açılmamıştır. Ve açıl- mıyacaktır. 8 — İlk veya orta meteplerde esnal tahsilde iken aakil ilmü- baberi almalarını müteakip mek- tebimize girmek istiyenler bilâ imtihan yaş ve tahsillerine göre devrelere alınırlar. Nakil ilmü- baberi alıp ta uzun müddet açıkta kalanlar ve bu suüretle iktisap ettikleri malümati unutanlar Im- thanla yaş ve tahsillerine göre devrelerden birine kayit ve ka- bul edilirler. * t limek Wi a seberlik Şi TEWlRE, Te tebe müracaat edenlerden şeralti kanuniyeyi halz olanlar ve talle matname mucibince muameleli derala: Samam bulumanlar, haz zaman mektebin kayit ve kabul namzet defterine kayit edilirler. Ve teliplere bir nutmara verilin Haf telip, u dültür.” Surlklüne sırasım beklemek mecbüriyetine dedir. Mart ve teşrinievvel aylar rında vakubulacak imtihan eti cesinde mezun olacak — talebe adedince kayit ve kabul namzet- lerile kadro noksam ikmal edilir. 10 — Mektebimizde senede Ikd tedris devresi vardır. Birinel ted- ris devresi haziranın birinde baş- lar, teşrinievvel nihayetinde hitam bulur. İkinel tedris devresi alsanl bidayetinde b nihayetinde biter. Gerek haziran ve gerek teşrinisani tedrle dev- releri için alınacak talebe kaydi kabul namzetlerinden alımır, Ve devrel tedrisiyenin mubaşeretin- den 20 gün evvel askerlik şube- lerl vasıtasile kendilerine tebligat yapılarak vaktinde mektepte bu- lunmaları temin edilir. Mektepça davet edilmeden ve şartaamede muharrer evrakı tamamlamadan mektebe gelenler açıkta kalırlar, kaydedilmerler. Z İstanbulda — bulunan talipler bizzat Zeytinburnunda bulunan mektebe müracaatle muamelele- rini ikmal ettirirler ve bir namzet numarası alarak emre İntizar ederler. Taşrada bulunanlar askerlik şubelerine müracaat ederler. Şe- raite göre tekmil evraklarını itmam ettikten sonra — şubeler vasıtasile — evvelemirde — tetkik edilmek üzere yalnız evraklarını göndrirler. Ve mektepçe şubeler vasıtasile kendilerine yapılacak tebliyat dalresinde hareket eder» ler. Daha ziyade tafallât almak istiyenlerden İstanbulda bulunan- lar hergün mektebe ve taşrada bulunanlar da askerlik şubelerine müracaat etmelidirler. * Ankarada Şükrü ve Muam- mer BÜİCW. İstanbulda da İiselere moe- cani leyli talebe kabul etmiyor. lar. Bu sene için buna imkân görmüyoruz. Fakat bu sene Am- kara Garzi enstitüsüne leyit mec- canf talebe alacaklardır. Madem- ki Ankaradasınız, şimdiden orayl müracnat ederek talip olunuz. Bu suretle hem tahallinizi miş, hem de mesleğinizi! tayla etmiş olursunuz. Meclisteki Müzakerenin Zabıt- larını (Baş tarafı 1 inci sayfada ) ve İle mrak saf ve te- miz fikirleri zehirlemek için savaşmışlardı. Onlara 'ıtu:eıdilen ';s:' nahtır, » ayıptır, ediniz, bu neşriyatınız dolyısile millet biribirine giriyor,, nifak ve şikak başlıyor dendiği za- man, aynen bu günküler gibi haykırıyorlard.. Hürriyet git yor, letmiyorlar, ıiu re- mıza kilit vuruyorlar. Diyorlar- dı. Zavallı hürriyet| senin na- mına ne cinayetler — işlendi ve hâlen de işleniyor. Serbesti gazetesine yazı ya- zan Hasan Fehmiler o zaman- ki Fener patrikliği tarafından idare edilen Sadayı Millette Aynen Yazıyoruz ki Ahmet Samimler, Volkancı» lar, Ali Kemaller, Refi Ceyate lar ve hempaları vatanın ha- rabelerinde öten baykuşlar E: bi bağıra bağıra nihayet cimi atanlarla birlikte ve ayni safta üşlerdi. Ti milleti solmıyan ru- hundaki hayatiyetini, bu müthiş tehlikeye karşı da izhar ede- rek düşmana da ve bu vatan- sızlara da oldukları ce- zayı verdi. birisi birer su- retle ve bilhassa Ali Kemal lâyık olduğu akibetile millet arasından yok oldular. (Devamı var $ 4A
