Hamit Anlatıyordu: SON POSTA Kız, Rus Sefirine Sokak Ortasında Mükemmel Bir Dayak Atmış... NAKİLİ: ZİYA ŞAKİR — | ( Her hakkı mahfazdur | Boş bulundum, sözünü ke- serek sordum: — Sakın, bu, Amelya ol- Masın?.. , — Abdülmamit, güldü ve başını salladı: — Ta, kendisi... — Sonra Efendini... — Amelya, sahneye çıktığı Zaman — gesinin ve yüzünün güzelleği ile herkesi teshir ederdi. Malümya, — kadınlar kıskanç olur. Hele bizim kadmlar... Öyle iken onlar bile, Amelyayı pek #severdi... Bir akşam verdim. Ziyafetten sonra da hepisini tiyatroya davet ettim. ©O akşam Rus sefiri, adı lâzım değil, Amelyayı pek beğenmiş.. ve onunla görüşmeyi fikrine yerleştirmiş.. Aradan, beş on gün geçtikten sonra, Beyoğ- hunda Amelyayaftesadüf etmiş. Peşine düşmüş.. Kız, yüz ver- memiş. Kız, yüz vermedikçe, sefir daha ziyade alevlenmiş.. Nereye gitti ise takip etmiş. En nihayet kız Taksimde, tam © kalabalığın ortasında dur- muş.. Omuz başında duran ve mütamadiyen mırıldanan - sefi- Tin suratına bir tokat aşket- miş., Sefir birdenbire şaşırmış. Kaçamamış.. Kız bu şaş«ınlık- tan istifade ederek selire birkaç tokat daha atmış.. Kendimi — zaptedemiyerek haykırdım : — Olur şey değil. Koca Rus sefiri, bir oyuncu kızdan dayak yesin... Abdülhamit, bu hayretimi çok heş ve tabil bularak gül- dü ve başını sallıyarak devam etti : — Evet.. kız, sefire mü- kemmel bir dayak atmış. Halk, derhal — başlarına. — toplanmış. Sefir, çok mahçup olarak da- ba büyük bir skandala sebep olmamak için tabanları kaldı- rınca kaçmış... Tabii; bana derhal Beyoğlu zabıtasından ve Zaptiye nezaretinden jurnal verdiler. Neticeyi bekledim. Ortada şikâyetçi olmadığı için jurnalleri okuyup — gül- mekle — iktifa ettim. Fakat bu mesele, nazarı dikkatimi celbetti. Kızın bu namuskâr- lğına mim koydum. Öyle ya, koca bir sefir.. Keyfi ve zevki için istediği kadar para tarfedilebilir. Sonra öteki de bir kız.. Yalnız başına yaşıyan, hiçbir karışanı, görüşeni olmı- yan bir oyuncu kız... Ne istese yapamaz.. Meselâ, Rus sefiri- nin — metresi oluverseyedi, kim mani olur.. Kim hesap gorardı?...Bu vak'a üzerine bu — kıza muhabbetim bir kat da- ha arttı. Muhtelif — vesilelerle kendisini taltif ettim. Hatta bir de nişan verdim... Aynı Zamanda, bu kızı yalnız bırak- süferaya — ziyafet' Abdülhamitle beraber Selâ- nikte bulunan Zekiye sultan şünürken, oyuncularımdan (AL- fredo) nun ( Amelya) ya bü- yük bir alâka gösterdiğinin farkına vardım. Âraya vasıta koyarak — Alfredonun - ağzını Samsunda Spor İkinci Tertip Şampi- yonası Neticelendi Samsun, | (Husust) — Cw- ma günü lik maçlarına devam edildi. Evvelâ ikinci takımlardan Türksporla Tütün takımları kar- şılaştılar. Sıfıra karşı bir sayı ile Türkspor galip geldi. Mütea- kiben İdman Yurdu tekatit takımile tütün birinci takımları hususi bir oyun yaptılar. Se- nelerdenberi sahayı terkeden bu ihtiyarların oyunu eğlenceli bir şekil arzediyorudu. Niha- yet ikiye karşı Üç sayile mağ- löp oldular. Günün en mühim uyunu bundan sonra başladı. Türk- sporla Şimendifer — takımları karılaştılar. İkinci tertipte be- rabere kalan bu takımlar bu- gün final maçı yapıyorlardı. Oyun Şimendifercilerin akınile başladı. Çok devam etmedi Türkspor mukabelede bulun- du. Şimendiferciler ağır oy- nuyor, fakat fırsat buldukça güzel akınlar yapıyorlardı. Ni- tekim bu fırsattan istifade ederek ilk golü kaydettiler Birinci haftaym sıfıra karşı bir sayı ile şimendifer lehine bitti. İkinci devrede Türkspor beraberliği temin etti ve oyun bitti. Fakat final sahibi oldu- ğundan yarım saat temdit edildi. Neticede Türkspor bir gol daha! atarak ikinci - terti- bin galibi oldu. Gelecek hafta yine bu iki kulüp arasında lik maçları birincilik müsabakası icra olunacaktır. Hamit Futbol - Kazası Mürefte, (Hususi)— Mürefte Gençler Birliği futbol n arattım. Meğer, zavallı delikan- h, Amelyanın derdinden yanıp tutuşuyormuş. İkinci Esvapçı - İlyas Bey vardı. Tiyatro işlerine o ba- kardı. Ona emir verdim. Bun- ları, evlendirdim. Buraya gelince; Abdülhamit durdu. Dudaklarındaki tebes- süm zail oldu. Yavaş yavaş gözlerini indirdi. Derin, derin içini çekti. anladım ki, bikâye- nin acıklı yerine gelmişti... Muztarip bir sesle devam etti. — Gel zaman.. Git zaman.. malüm hâdiseler oldu. Tabit tiyatro kapandı. Oyuncuların hepsi birer tarafa dağıldı. Lâ- kin, Alfredo ile Amelya İstan- bulda —kaldı. Kendileri iyi oyuncu oldukları için birçok büyük kumpanyalar iş teklif ve yüksek — ücretlerle apmak — istemişler. si de, bu teklif ve paraları reddetmişler; — Biz, madamki Sultanın önünde oynadık. Artık başka | yerde oyunculuk yapamayız... ( Arkan var) Karpuz Bolluğu Müreftede Üzüm Ve Karpuz Çok Boldur Mürefte (Hususi)— Bu sene bu havalide (2000) dönüm karpuz ekilmiştir. Mahsul be- reketli görünüyor. On beş güne kadar sevkiyata başla- nacaktır. Tekirdağ ve Karabi- gada da bu sene kavun, kar- puz bolluğu olduğu gelen ha- berlerden anlaşılıyor. Üzüm de iyidir. Birçok İstanbul kabzr malları buraya gelerek bağcı- larla götürü olarak — anlaşı- yorlar. Olimpiyat Çıktı Cumartesi sabahları intişar eden bu spor mecmuasının 10 uncu sayısı cuma günkü memleket spor havadislerini yazı ve resimlerile tesbit et- miştir. — Yunanlıların — gelip gelemiyecekleri hakkında mu- fassal mektup ve resimler, Futbol — federasyonu Hamdi Beyin yeni antrenörümüz hakkında be- yanatı, İzmir — lik maçları, Ankara güreşleri gibi müte- nevvi ve kiymetli havadislerle çıkmıştır. Tavsiye ederiz. Havacılık Ve Spor (Havacılık ve spor) mecmu- asının en son intişar eden 50 inci nushasında kaleci Ulvi Beyin çok nefis bir makalesi reisi futbol (2.5) lira Veı"em'leMücaVıf-_" dele İçin Ne Yapılmıştır ? (Baş tarafı 1 inci sayfada) gresi, merkezi teşkilât yapmayı ve verem mücadelesini Hilâli- ahmerin — faaliyetleri — sırasın- da addetmeyi kabul etmiştir. Merkeri heyet teşekkül etmek üzeredir. Bundan sonra müca- çadeleye daha şümullü ve daha yeknasak — bir şekil vermek kabil olacaktır.. Bu merkez heyeti teşekkül ettikten sonra Beynelmilel Verem Mücadele Cemiyeti Merkeziyesine (Paris- te) girmemiz hemen muhak- kak gibidir. Mevzii yaptığımız cemiyet, (4) senelik meycudi- yeti esnasında halka sıhhi pro- paganda yapmış ve cemiyetin azalarına ve birçok — yerlere meccanen — risaleler gönder- miştir. Şimdi de bu vazifesine Avrupadaki verem mücadele dispanserleri - şeklindedir. Bu merkez © muhitteki ve- rem vak'alarını tesbit, teşhisle- ri teyit, muhtaç halkı tedavi etmekte ve meccani müdavat yapmakta, ilâca muhtaç olan- lar da tesbit olunarak Hi- lâliahmerce bunlara — yardım edilmektedir. Azası arasinda hasta bulunan varsa tedavi edilmekte, bastalık tehdidi al- tında bulunanlar ikaz edilmek- tedir. Birçok evlerde anket yapılmakta izalesi mümkün fe- na şeraiti sıhhiye tesbit edile- vek islaha çalışılmaktadır. Bu suretle ahvali sıhhiyesi takip edilen (800) ü müteca- viz aile vardır. Eyüp, halkça Kesif ve fakir olması itibarile cemiyetçe evvelâ burası inti- hap edilmiştir. Bu sene bir arsa tedarik edilerek orada tam meri bir dispanser vücuda getirebileceğiz. Gelecek sene Üszküdarda böyle bir dispanser yapmıya karar verdik. Diğer ve mühim bir teşeb- büsümüz de orta sinif halka mahsus bir sanatoryom aç- maktır. Fakir halk Hükümet ve Be- lediyenin — teşkilâtile — tedavi edilmekte, — xzengin husust balk ise sanatoryomlarda ken- dini tedavi ettirebilmektedir. Halbuki — mutavassıt — sınıf açıktadır. Bunlar kendi ve- saiti — kendilerini tedavi et- tirmiye kâfi değildir. Fıkara teşkilâtına müracaatleri halinde ise fıkara halkın yerini işgal etmiş olacaklardır. Şu halde ortada mühim bir kütle açıkta kalıyor demektir. Bunları aile muhitinden — tecrit ve te- davi etmek için bir cemiyeti hayriyenin — bir — sanatoryom vücuda getirmesi İâzımdır. Bize Hilâliahmer - (30) bin lira verdi. Biz bununla (25) yataklı bir sanatoryom açaca- gimızı ümit ediyoruz. Bu sanatoryomu asgari mas- rafla idare edeceğizr, yataklar- dan ancak masraf nisbetinde bir para alacağız. Bu masrafı, takriben, herşey dahil, günde, tahmin ediyoruz. İlk devam etmektedir. çılı_yor. yine ses yok. Çok Son zamanda Eyüpte bir | garip şey! Kapı içerden sür- dispanser açtık. Bu dispanser melenmiş olduğuna göre evde ÂYE Bu Sütunda Hergün Yazan: Server Bedi DELİL — Fahrinin başına gelen- leri biliyor musun? — Yoo?.. — Vak'a dün cereyan edi- yor. Saat dörde beş kala. Fahri, mutattan iki saat evvel, bir lüzum üzerine, bankadan çıkıyor, bir otomobile atlıyor, aparlımanına geliyor, cebinden kapının anahtarını çıkarıyor ve kilide sokuyor. Fakat, hiç te tabit olmıyarak, bu kapı kilit- lidir. Garip şey! Fahri şaşırı- yor ve hareketi düşünceye tercih ederek kapıyı çalıyor. Ses yok. İki defa daha adam vardır. Ya karısı olacak, ya bhizmetçi... Fahri kapıyı MRiiR Ça Bağiyle v © zaman, içerden terlikli ayak seslerinin yaklaştığını duyuyor. Nihayet, karısı kapıyı açıyor. Terlikli ayakları çıplak. Beline kadar vücudu çıplak. Kolları ve omuzları çıplak. Saçları dağınık ve gözleri... Gözleri... Herhalde —emniyet — verecek balışlarla bakmiyor; Fahrisin Nedimeyi nekadar çok sev- diğini ve ona nekadar emni- yet ettiğini bilirsin. Fakat bu aşka ve bu itimada rağmen çocukcağızın içine şüphe dü- şer. Fakat şüphesini hissettirme- meye çalışarak Nedimeye s0- rar: “— Yatıyor muydu? “Kadın, kendini biraz topla- mış olacak, tabil bir eda ile cevap verir: Tiyatro Ve Sinemalar ALKAZAR — Sibirya ve dinamit ici ALEMDAR — Cennet budur. A"ıĞ' — Bessiz hane ARTİSTİK — Don Petroyçe EYUVAL — İki kalp birleşince ELHAMRA — muzmma EKLER — Goril ve yavracuk GLORYA — Bedayacılar yahı MAJİK — Deli Şarkıcı llti FERAH OPERA — Bir kadın yalanı Yılmaz efendiler Kız kuleül parkında - Darüittalim SAHİR OPERETİ — — Lozan — sulhu (Beşiktaşta) PATRON KUPONU No. 2 Gazetemizde gelecek perşembe Patronu bedava al- mak İstiyorsanız, bu kuponu kesip saklayınız ve beye kadar gıkacak kuponları toplayımız. Pat- ronlarımızı cakşımız. Patronlar pek memnun olar den Hükeren İtünbUl kardledll Bir hafta, taşra karilerimiz en Ellekle. DU müddel göçiken sene böyle ufak bir teşkilâtla başlıyacağız. Sanatoryomun mevkiini de Kadıköy cihetinde, hat boyunda intihaj Vari; p 'aridatımız çok azdır. Esas itibarile bütün memlekete şamil bir teşkilâta lüzum vardır. Muztarip - olan yalnız- İstanbul değildir. Her memlekette — teşkilât ufaktan başlamıştır. Masrafa boğulma- mak ve —müsbet — çalışmak lâzımdır. Nitekim biz de böyle yapmaktayız. — * I Üstüme “— Evet, hava çok sıcak, bir. baygınlık geldi, yatağa uzandım. “— Kapıyı da kilitlemişsin. “— Evet, hizmetçi evde yok; dünkü gazetede, gündüz- leri apartımanları soyan bir. kumpanya — varmış, onu okü- duüm da.. huylandım. ü “Maamafih bu sözler Fahri- | yi tamamile tatmin etmemiş ve — zavallı dostumuz, şüphenin vers diği bir hamle ile çabucak | yatak odasına dalmış. J * Onun bu şüphesini hisse- den kadın da çabucak arka- sından gelmiş: : 7 * — Ne 07 demiş, aklından — birşey mi geçiyor? Ne dwıı-il yorsun? Ara.. Haydi,. Şnphq_î altında kalmak istemem. “ Ve bu sözleri söylerken — ) dEkeliymiş. Fahri aramamış, J karısını kucaklamış : *“ — Neler söylüyorsun? Ö-'î ye ona sitem etmiş, kâğıtlarını — almış ve apartımandan çıkmış. — *“Fahri bana dün gece bu — bikâyeyi anlattı. Haâlâ içinde - biraz şüphe kalmıştı. Kendisi- — ni temin ettim ve çok iyi has reket ettiğini söyledim, inandı — ve İiçi rahatladı. Fakat sen söyle bana, aramasına |üzum var mıydı ? — Yoktu. — Niçin ? — Nedime itimada bir. kadındır. — Bereket versin ki Fahri Ğ lâyık î böyle düşünmüş. Odayı -İ aramıya kalksaydı ve karyola- — | nın örtüsünü kaldırsaydı altır- da beni bulacaktı. İstanbul 4 Temmuz (931 — Kapanan fiatlar — NUKUT İsterlin Dolar Amerikan 20 Frank Fransız 20 Liret İtalyan 20 Frank Belçika 20 Drahmi Yunan Gazetemizin ucuz — ve küçük ilânlarından isti- fade ediniz. 25 kuruş — | | sizi büyük zahmet! lerden T kurtarabilir. 16 kelime- lik bir ilân 25 kuruşa İSTİFADE EDİNİZ