28 Mayis SON » POSTA İ Şayfa 5 | Kadın Ve Kalp İşleri Kızın Erkeğe Düşkün- lük Göstermesi Fenadır Kari Gözile Gördüklerimiz ÜÇ Defa Tekrar - Edilen Bir Şikâyet Maliye Vekâletinde — tasfi; düyun kornisyonunda 4387 - İ humaralı tahrirata merbut des- Yada üç senedenberi hep der- desti tetkik bulunan 358 İlra ve kı'lıv kuruş matlâbumun temini Pek muhterem gezetenizin Ruavenetini talep eyledim. Gaze- knizde iki defa yazıldığı halde Lü yon henüz bir cevap ver- Edirne mütekaldini nekeriyeden: Ahmet Kadri SON POSTA: Bu karlimizin üyetini bugün —üçüncü defa rak yazıyoruz. Bakalım bu Mler netice nanl çıkacak ?.. MalüllereHaklarını İstiyor İt (Nezip) teki malül yazilerden "çoklarının İmzalarını — taşıyan mektup aldık. Bunda denili- ldki “istiklâmiz — uğrunda — milit Rücadelede muhtelif cephelerde an bomba ve kurşünile ya- lanıp malül kalan 7ı- Milletin fertleri dağil miyiz? ve ün mucibince malüllere dağı- bey'iyesinden niçin 'ıhn.:M" hle? 4 Salâhiyet sahibi makamlara hh' vurduğumaz halde şimdiye dar müktesep haklarımızın tez- ü-ıı.u.. gidilmemesi vatanın 'a bir köşesinde oturduğumuz kin midir? Alâkadarlardan latir- lmumız şadur ki, haklarımız bir N övvel yerine getirlİsin. Bir Malülün Derdi ı_li-.ı.uı dereceden — malülüm. iitunun çıktığı beş senedenberi Yöz Hralık arazi verilmesi için akımın — gidip — gelmesinden Hüihdım, Başvekâlete kadar mü- Cdat ettim. Gelen cevapta ;;lını.. Delterdarlığından gelen Buç, & - 930 tarihli ve 4774 - 777 şibaralı evrak 27 derkenar ve > 9 - 930 da Tekaüt Şubezine derildi,, diyor bir seneden- Ki gelmedi. Allah aşkına siz VAssut ediniz de şu emri gön- inler. Salihlide harp malüllerinden Bölükbaşı oğullarından Mustafa SON POSTA: Bu malüle ya- :“v. Hakkının yerine getirilme- l.“""“*'" Manisa Defterdar- Nhin nazarı dikkatini celbederiz. İzmir Mübadillerinin Müracaati .u_'ıııird.n gazetemize bildiril- Köde göre, oradaki mübadiller- K bir kısını, son tasfiye kanu- 'ün kâfi derecede sarih olma- N&Nıludın çok müşkül v haldıklarına — dair - birçok lara telgrafla —müracaat lerdir. Ve Cevaplarımız berlitaştan mektup gön- şullııı-llııı!n: Niitâyetiniz, bir ferdin hususi Nl'““ aittir. Bunu nihayet ı_.?_ıuuy..in. vermek daha olacağı gibi mercline şikâ- Ki tmek te sizin İçin mümkün- K r Dünyada Neler Oluyor? ÂArasında... CT Hindistanda Yeni Hâdiseler Fransa Ve İtalya Almanların Umumi harptenberi ilk yaptıkları harp gemisi “ Doçlant « Geçen haltı aenize indirildi. Bu münasebetle Reisicümhur Hindenburg ve Alman Başvekili şayanı- dikkat nutuklar - söylediler. * Cep zıhlısi ,, ismi verilen bu küçük fakat kuvvetli harp gemisi Avrupada birçok dedikodulara sebep oldu. Versay Muahedesi mucibince Almanlar 10 bin tondan büyük hafp gemisi yapamıyacakları için Alman mübendisleri bu dar çerçeve içinde azami semere verecek plânlar yapmışlar vebu gemiyi vücuda getirmişlerdir. Bu zırhlı kuvvetle Fransa Ve İtalya Paris, 26 (A.A,) — İtalya müsteşarlarından — M. ieri Fransa şehirlerinden Bliguy'ye elmiş ve büyük harpte ölen talyan askerlerinin hatırasını ebedileştirmek — için — mezkür şehir — civarındaki mezarlıkta yapılan abideye bir çelenk koy- muştur.Bu münasebetle yapılan ayin nihayet bulduktan sonra M. | Fransızca ve |lı|yın muharip- bir kravazör kadar süratle seyreder, harbeder, sürati - (26) mildir. İ_'İindistanda İsyanlar Yeni Dılhıg. 26 (A.A.) — Punijap'tan - Birmanya'ya bu akşam bir alay asker gönderi- leceği haber verilmektedir. Birmanya'nın muhtelif yer- lerinde asilerin yeniden faali- yete geçtiklerine dair haberler alınması üÜzerine buralara as- keri kuvvet gönderilmesine lü- zum görüldüğü zannolunmaktadır. lere İtalyanca birer nutuk söy- fakat birinci sınıf kadar |Garip Bir Yangın Yeni Delhey, 26 (A.A.) — Yeni Hind Valii Umumisi Lord Willington'nun — sarayının — ol cenahında dün bir yangın çık- mış, ehemmiyetli hasarat yap- mıtlır. Valinin çalışma odasın- i gayet güzel bir avize ile büyük bir kıymeti haiz oyma kitabeler harap olmuştur. İtfa- iyenin çarçabuk yetişmesi Üze- rine yangın bastırılmıştır. Cinsiyet iktızası, içtima ha- yatın telkin ettiği telâkkiler iktizası kırz daima erkeğe karşı Skinııı. nazlı ve müstağni vranır. İçinde dehşetli se- vilmek ve sevmek ihtiyacı vardır. Hiçbir iltifata lâkayit değildir. Fakat bunu izhar et- mekten çekinir. Onun bu iç- tinabı, erkekte onu elde et- mek hırsını kuvvetlendirir. Ev- velce sadece alay için tamıdı- ğinı — zannettiği kızı, erkek günden güne daha alâka ve daha muhabbetle takip mec- buriyetini bissedar. Kız, erkeğin bu haleti ru- hiyesini bilmex de, birdenbire aşkını ve zâfını izhara başlarsa, erkek sukutu hayale uğrar. Kendisine düşkünlük gösteren kızı takibetmeği zait görür. Kıza karşı aşkı bile varsa soğumıya başlar. Bu zâfın verdiği neticeye bir misal isterseniz F. T. I. rumuzile bir gençten aldığım şu mektubu okuyunuz: Vaziyeti içtimaiyesi düşük bir genç kızla tanıştım. Kendi sevi- yemle kabili telif olmamasına rağmen onunla alâkadar oldum. Çünkü ben küfüv meselesine fazla ehemmiyet verenlerden de- gilim. Kızın mutlaka bana müsavi olmasını iddia etmem. Bu sebeple onunla konuştdm. Terbiyeli, gü- zelce birşey. Ben Ortamektep merunu ve tahsilime devam eden bir. gencim. Yakın bir arkadaşlık zamanı- mızda epey gezdik, dolaştık, ko- nuştuk ve mektuplaştı kendimde ona karşı dal ya benzer birşey hissedemiyorum, Yalnız arzu ediyorum. Ileride belki sevebilecktim. Dün yi bir mektup aldım. Hisl cide eden bir tarzda aşkını ilân ediyor. Neler.. Neler.. Ne iğrenç düşük şeyler.. Hanımteyze, — kendisine ilânı aşk edilmeden ilânı aşk eden, geceleri uyuyamıyorum gibi ke- lmeler kullanan, gözüm sende ve sana ne vakit malik olacağim ller soran bir kıznm bu yazılarını neyine hamledersiniz? Cahilliğine mi, terbiye sistemine mi? Yoksa seviyesinin düşüklüğü- ne mi?.Ve Hanımteyze, ben bunları okuyunca ondan İğrendim. Tik- sindim. Katı alâka ederek ken- disine bildireyim mi? Yoksa oya- hyayım mı ? e BELiL Oğlum, kıza kerşi 'du- ğun bütün bu hisler, onu ken- inden küçük görmekten do- yor. Onun İçtimal seviyece üşük oluşu, seni rencide edi- yor. Bunü kendine itiraf » de- miyorsun, kababati kıza yük- lemiye çalişıyorsun. Tahsili ol- mıyan bir kızdan edebiyat yapmasını beklemek hayaldir. Sevemiyeceğine kanaatin varsa kızı oyalayıp bedbaht etmekte mana yoktur. Fakat hükmü- ondan İ ren- ı nüzü vermeden evvel bir defa kalbinizi yoklayınız. Sonra piş- man olmıyasınız. * Beyoğlunda B. A. rümuzile bir genç yazıyor: “19 yaşında bir. gencim. Bir senedenberi bir kızla sevişiyorum, Fakat son zamanlarda kız, müna- sebetimizin ailesi tarafından ha- ber alındığını söyliyerek benimle konuşmaktan — çekiniyor. Fakat ben çok seviyorum ve ayrılığa tahammül edemiyorum. Kızı nasıl aşkımın kuüvvetine inandırabili- rim?,, Oğlum, dünyada zorla olmıya- cak şeylerden biri ve belki birin- clal aşktır. Kız. seni — sevsceydi ayrılamazdı. Ayrılsa da münasebe- tini tamamen kesmezdi. Demek ki sana karşı duyduğu alâka mu- vakkatti. İlk fırsatta seni unutmı- ya muvaffak oldu. Sen de ona ayni suretle mukabele edersen, © vakit onu kızkançlığa sevket- miş, ve kalbinde sana karşı ufak bir ateş varsa, onu tekrar alev« lemiş olursun. Bu tecrübe hayır vermezse vaz geçersin. * Etyemezde L. F. Hanım: Nişanlınız her müşküle katla- nan, her tehlikeyi göze alan bir gençtir. Tuttuğu işi koparır. Taş- tan su çıkarır. Yalnız kıskanç ve müstebittir. Çabuk darılır, düş- manlığı uzun sürer. Kalbini kır« mıya gelmer. * Ankaradan Serap Hanım: Nişanlınız dalgın ve hayalcidir. Hislerine çok tâbidir. Son derece müsriftir. Sevdiklerine karşı sa- dıktırlar. - Evlendikten soura da karısına bıyanet edeceği - tahmin edilemez. Nazik ve - terbiyelidir. Fakat ciddi ve mühim işlere ge- lemez ve kendisinden mühim iş beklenemez. İdare edilmek şarti- le iyi bir aile reisi olabilir. hanımteyze Gazatemizde — gelecek — hafta çıkacak Patronu bedava almak istiyorsanız, bu kuponu — kesip saklayınız ve perşembeye kadar çıkacak kuponları toplayınız. Pat- ronlarımızdan pek memuun ola- gaksımız. Gün 31 28 -Mayıs- 931 Himr 38 Arabi Rumt 10-Muharrem-1350 | — 15- Mayıs. - 1547 vakits-erani-vasat! | vakıt-ezani-vasati — Güneşl09.02 | 433 | Akşamlı2.— 1931 Öğle do lirar | yi 157 N.28 İkindi | 839 1610 | İmsak | 649 220 — Firari mi? Yoksa jan- Alfieri Fransız — muhariplere ! lemiştir. Sâyanda Sergüzeştler Arasında No.15 ĞAZETECİ &thlhı köyde ya'nız ka- KÜ vardı. Erkeklerin hepsi x—_bqınd.ıydı. Ara sıra köpeğin köşebaşında İğü görülen bu köyde evvi tıkk elâ Madam Odo- İSe ! x ("üniyor musunuz? Hayır madam Ödoksi, kx. mş::buı) li ;r:ıoruı—ıılii evvel Madam Rita â—her&, Nehir tarafına Zannederim. İçeri gir- tlınıı pılıı sıcak, genç ALTIN PEŞİNDE — Vallâhi Madam güneşin derimi kavurmasını, sizin içki- nizin midemi kavurmasına ter- cih ederim. Ayrıldım. Şimdi bir hanga- rın yanından geçiyorum. Bir kahkaha ile karşılandım. Beş altı kadın yabani otların to- humlarını çıkararak bunlardan bir nevi un imal etmekle meş- gul! beni görünce durdular. Yerli lisanına karışmış, bozuk bir Fransızca ile sordular. — Kimsin, mahküm mu? — Çok teşekkür ederim!. darma mı ? — Ne ö, ne de öbürü ? — O halde mutlaka direk- törsün ! Bu san'atın burada kıymeti çok büyüktür. Her ihtimale karşı: — Evet! dedim. Takdirkâr bir : — Oh! nidası ile karşılan- dım. Bu nidayı hep bir ağız- dan çıkan bir davet takip etti: — Gel bu akşam dans ede- lim, Şimdi temizleniriz, giyi- niriz, güzelleşiriz. Gel #seni eğlendirelim. — Nereye ? — Madam (Ödoksi) ye ! Düşündüm ve: — Pekalâ, gelirim, dedim. * Öğleden sonra köyde mutat harici bir faaliyet hüküm sür- dü; Madenlerde ve kuyularda çalışan erkekler birer ikişer avdet — etmişlerdi. — Ekserisi Melezdi. Maamafih aralarında gözlerinden endişe akan saçı sakalına karışmış beyazlar da vardı. Hepsi de ayaklarında givili kundura, sırtlarında çap- raz kayışla bağlı birer torba taşıyorlardı. Bekliyen kadın- larla gelen erkekler arasında muhavere uzaktan başlıyordu : — Madmazel Rasint.. — Geliyorum... — Madmazel Rita nerede- sin..? * Karanlık — çöktüğü zaman Ödoksinin balosuna gittim: Kadın kulübesinin gerisinde düz bir meydan hazırlamış ve bu meydanın şurasına bu- rasına masa hizmetini gör- mek Üzere ağaç kütüklerin- den birer tümsek - serpiştirmiş- ti. Ben gittiğim zaman vaktin daha erken olmasına rağmer meydanı — oldukça — kalabalık buldum. Müşteriler birer boş sandık veya dibi delik birer kuva bularak ağaç kütükleri- nin kenarlarına wralanmışlardı. Fakat ben bu adamları biraz evvel surtlarında torba ve ek- lerinde ağaç dah —ke-miye mahsus kılıçla dağlardan inen madencilere benzetmekte müş- külât çekiyordum. Hepsl de az gçok temiz elbise gimişlerdi. + Hatta bazılarında yakalık - ile iskarpin bile vardı. Yalnız kadınlar göze batan renklerde etekler ve omuzları- ni Örten atkıları ile manzaraya biraz garabet veriyorlardı. — Ne içeceksiniz? Rita yaklaştı. Biraz evvel omuzları ve kulakları düşük bir vaziyette bana iltihak eden ( Şerüben )e yan bir gözle bakıyor.. — Sadece bir bardak su, Matmazel Rita! Fakat şayet siz benim yerime bir kadeh tafya içmek isterseniz. mem- nuniyetle takdim ederim. Kız elinde kadehi ile geldi: — Kiymeti bir. gramdır. (Arkası var) eli