İİ ÜÇ KADIN SALTANATI ||| Dalkavuklar Sağa, Sola Baş #urup Evli Kadın Arıyorlardı vak kokulu otların du- iş “ayı kapladı. Şeyh EF. a (Der eğ * ii Va üstünden birkaç Muradı atlattı: N dedi. Şimdi bağı- (ahı çözüldü. Nasıl ken- bir Parça rahat bisset- Müsunuz? Bu telkinin an ve Şeyhe tam n besliyen üçüncü ; hakikaten & kendisinde < lik duydu. Aman Şeyh EK Dedi, İ Bağın obür yarısını da Babür, halâs bulayım, Şüca kurnaz bir gü X aklarını (o gölgeliyen iyı m (Devletlü aptal) İ aklamak ister gibi başını İ Sözde çok düşünüyor Ebi bir hal aldı. Sonra | Ağır ağır (kaldırdı. çok ciddi bir tavır te İsp Efendimiz, dedi, bağını- | hemen çözülmesi için ağ başkasma nikâhlı a, zatüzzevç bir ha- Ni iz lâzım. O za- İN (Cadunun mekrü hilesi | a) tamamen bozulur kal i tanlâ birşeyciği- i yobazın sırf Pa- Zözüne girmek en | iği i cü Na i ği çareyi Üçün. is yi, rd bal, bana kocalı bir ka- İM “P getirin. Ama güzel Saraydan İstanbul içine Tavaşiler köşe bucak ak şartile zatülzevç Üy anıya başladılar. Üy,» Hiç hayret etmeyiniz mız bu satırları sırf bir tarih mevzuunu mak için uydurulmuş hi birşey veyahut o bir ai Zahnetmeyiniz. Bu öyle i ki bütün tarih iy, * Onu kısa fakat çok İM, ve ibretli kelimelerle Arasında ifşa etmiş- Yan , namuslu okadın iç çıkan Haremağa- w Padişahındır ! —aşim Sakim (düşüncesine (tabi olarak açıktan açığa ahlâksız- hk kılavuzluğuna giriştiler, Soruyorlar, soruşturuyorlar, mahalle mahalle geziniyorlar utanmadan etraftan haber al- mıya çalışıyorlardı. Nihayet zavallı bir adamın Olmaktan Bir Tetkik Heyeti Gel- mişAmmaBulunamıyor (Baş tarafı 1 inci sayfada) Evvelâ şirketle anlaşılmak özere olduğu ve öç ay mühlet zarfında kendisine tahmil edi- len taahütlerin ifasından vaz- geçildiği hakkında çıkan riva- yetler doğru değildir. Şirkete (1) mayısta bitmek üzere üç aylıkğ bir mühlet ve- rilmişti. Bu mühlet zarfında şirket birtakım yeni tesisat vücuda getirecek, suyu temir- yerek içile bilecek bir hâle koyacak ve şehre bol sü ve- recekti, Bu mühlet (1) mayısta bitti. Şimdi Vekâlet şirke- tin otaahbütlerini ia edip etmediğini (o tetkik etmek üzere bula bir heyet göndermiştir. Bu heyet su- yun evsafını tetkik oetmekte- dir. Bu tetkikat suda (Bakteri) mikroplar ve mevaddı üzviye bölidüğune ispat (ederse, şirkete ikinci bir protesto çe- çekilecek ve*üç ay daha müh- let verilecektir. Bu ikinci mühlet bittikten sonra da şirket taab- bütlerini ifa etmezse, ovakit şirketin feshi cihetine * gidile- cektir. Bu hususta Vekâletin ka- rarı ka'idir ve bu kararın de- ğiştiğini gösterecek bir emare yoktur, o Şirket (o müdürünün Ankara ile İstanbul arasında | mekik dokuması (hükümeti kararından vargeçiremiyecek- tirl, güzel zevcesi bu namus 'düş- manı (heriflerin (o pençesine düştü. Evi bastılar, kocasının gözü | önünde kadını yaka paça alıp ( kimin karısı güzel.. ) diye | saraya götürdüler. — Arı Padişahındır. ne karışır. Çıkamadı.... Ankara mubabirimizin bu telgrafı vaziyeti kısmen tenvir etmektedir. Fakat burada yap- tığımız tahkikata göre ri mize gönderildiği bildirilen tet- kik heyeti henüz gelmemiştir. Fakat Vekâletin eline bir vesika vermek üzere belediye ve sıhhiye müdüriyetleri bura- da tetkikat yapıp raj sir” Vekâlete Uzun e şirkete vakit kazandırmak, ve İstanbulu bu belânın elinde bırakmak doğru mudur? İdi İS siması olan dahiliye müsteşarı (Kornuvalis ) in de geleceği ren. lardan başka birkaç Irak na zınnın da Gergüke gelmesi muhtemeldir. Hatta hafta son- çer Irak kıralı Feysalın e. Bütün bu hudut seyahatleri fikirleri işgal etmekten hâli kalmiyor. SON POSTA BORSA İstanbul 16 Mayıs” 1931 — Kapanan fiatlar — NUKUT İsterim 1092, Dolar Amerikan 12— 20 Frank Fransız 166,50 70 Liret İtaiyan 120,50 20 Frank Belçika 111,— 20 Drahmi Yunan 8,25 20 Frank İsviçre 013,— *Leva Bulgar 30,50 1 Florin Felemenk BA,00 20 Koron Çekoslerak 14,— 1 Şilin Avasturya 31,— 1 Rayhşmark Almanya 40,0 1 Zeleti Lehistan M— 20 Ley Romanya », 20 Dinar Yugoslavya — 1 Çervoneç Sovyet — KAMBİYO Londra 1 İsterlin o kuruş | 1680— Nüy. 1 Türk liram dolar | 0471150 Paris © 1 Türk liram Frank 12 6— Miline 1 , » Liret 90175 . » Bega | 330,25 a 2 45,— m 65,10 — Amesterdam 1 1. , Florin 1,0 Made 1 Tür İran Penta 467, | Berlin 1 , , Mark | 198—— Varşova 1 ÇO, Tele .“ Bükreş 20 Loy kuruş TSO 1 Çervoneviş kuruş | 1068— Yeni Bilmecemiz 1234567189101) 2 3 4 5 6 7 8 9 bağda m (3) bazlı (4) toz — Mz tuzlu Aa 4 ER va giri 7 bir semt ayağın ii bie 65 Yaz sivilcesi (6) ser- değil (4) bir 10 — Yakın kabile (3) ta (2) semer (4) 1 — HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Siyasi Romen bikâyesi Nakleden:$, Rıza Meb'usun Malları — Gazetede (okuduklarım doğrumu? — Doğru karıcığım.. — Demek ki yarından iti- baren artık meb'us değilsin.. — Değilim yavrum, — Ben sana neticenin böyle olacağını daha evvelden söyle- medim mi? — Beni gücendiriyorsun, ka- e mi?.. — Kimde ya?.. — Hükümette... Hükümet meclisi dağıttı. Benim elimde 3 İğ meclisi hiç dağıtırmıy- — Peki şimdi ne yapacak- bana vait ettiğin lüks otomobili almıya mani değildir; değil mi? — e yalal — Öyleyse niçin eski oto- mobili sattın? için... — Şimdi de fikrini değiş tirdin! — Meclisin dağılacağını hiç ummuyordum. — — ben otosuz mu — musun? — Bilâkis.. Sana şimdi bir Miks otomobil alırsam herkes beni meb'uslukta zengin oldu sanacak. — Bravo beyfendi.. Bu dü- şünceniz. Kime ben tak- mi ziyaretlere gidece- mı bindiği- ?. Tramva: kabul artık. tısat yapmak ğız.. yyen leri, danslı çaylar bitti o. Beyefendi fikrinde guliba?.. 2 Daha ali — eçen gün tikten bimübormağ — Elan inim.. Fakat bunu berkesin, bilhassa gaze- telerin bilmesini istemiyorum. Menfaatim Omümkün olduğu kadar mütevazi yaşamaktır. — Komşularımızın bize gül- paşa EL? — Niçin gülsünler?.. — Fakir olduk diye.. — Küfür edeceklerine hapsolmak- — Hapisten korkmuyorum.. mak lâzimgelen emarelerdir, | enteresan havadis ve makale- | Gazeteler insanı parmaklarına kanaatindeyim. x ler vardır. Tavsiye ederiz. kamız : Ne. 5 İUCAKTAN KUCAĞI SERVER BEDİ ayki ben çıldırabilirim., bakalım. Oh olsun..., af» burası fena bir eve ör. Kız kardeşinin kak... Geçen gün İn anahtar My va pe mi? İçe- oi a çık- in» SÂtF B, o kadar fena emiyor. Halinde var, ne çikar? Çap- . kın değil mi? Hem de... Aman Yarabbi... Çapkının de... Alâsıl Bütün erkekler çapkındır, de- ğildir, çapkındır... , “ OR... Terliyorum... Verem mi oldum acaba? İnsan bir günde verem olur mu? ,, “ Ya ben bu adamı sever- sem, o'da beni bırakırsa... , “Ben Avf Beyi sevebilir miyim? , “ Hem niçin Atıf demiye- rum da Atıf B. diyorum? O bana: “Nermin, diyor. Niçin? Atif B... Atıf... Atıf... Atıf B... Ne tuhaf, “Ben Atıl sevebilir ml... Or, “Beni hiç kimse sevmedi. Zavallı annem... Sağ ben bu hale düşer mildim? Dur, ağlama... Ah anneciğim...,, “Bu hale düşenlerin çoğu öksüzmüş... Tabii... Hepsi de böyle aldatılmıştır.,, “Ahmaklar... , “Hıhh... Ben de mi aldatıl- dım? Bende mi? Bende mi? Yalan! yalan! yalan! bakireyim, hâlâ... Ah... Sus, değilsin, budala! budala! ah, sersem, budala! ,, Nermin ellerini saçlarının arasına soktu ve tellerini yola dolamasınlar. Sen politikanın yola haykırdı : — Budala! budala! Ve başını duvara vurmıya başladı. Şiddetle ge ko dığı De dibinden ie sızıyordu. Atıf Beyle Hüsniye Hanım odaya koştular. Ahf Bey Hüsniye Hanımı savdı ve Nermini hara- retli bir kavrayışla kucakladı: — Nerminciğim... rum... çocuk prina fena leri çıkar... Hâlâ ne zanne- iyorsun? Ben seni aldattım mı? Emin ol ki değil... Emin ol.. müşkül mevkie sokuyorsun... Seni böyle gördükçe fena olu- yorum... Affet beni.. Hişt, Nermin, yavrum, yavrucuğum... Bak bana... Bak... Sapsarı ok dum, iki gözüm... Biraz da bana acı... Bukadar eziyet etme... Nermin hıçkırıklarla sarsi- hrken, soruyordu: — Ya beni birakırsan, ya atarsan? “Atarsan,, kelimesinin deti kendi kendine bir kat daha tesir ediyor ve yeni bir hıçkırık çağlıyanının bo- şalmasına sebebiyet veriyordu. Atbf Bey onu kollarında sıkıyor, sıkıyor, temin edi- yordu. — Çocuk musun sen? Çıl- Kalk... İstersen sana bir te- minat vereyim... Kalk... Ner- min merakla ve hayretle Atıf Beyin yüzüne bakı. Erkek ayağa kalkmıştı: nn El amma DERİ mİ yy gm emi ğer b ylimpin papel ben | Seni nasıl ikna edeyim ?.. Beni | dırdın mı? Nasıl yaparım bunu?.. inceliklerini anlamıvacak kadar safsın. — Evet ben safım.. Fakat herkes fakir bir adamın böyle muhteşem bir evde oturaca- ğina inanacak kadar saf değil — Bu evi siyasetten kazan- madım. Karımın çehiz il Ka ç parasile — Yine beni üzüyorsun... Benin bile bile çehizsiz aldın.. — Hakikati söylüyerüm yavrum... Herkes öyle bil mektedir... Her neyim varsa bep senin çehizindendir. — Satın alacağın oto.. —Oda. — Viyanadaki mobilyalar.. — Onlar da. — Atem halıları. — Hepsi herneyim varsa, herneyim olacaksa, hep senin çehizindendir., — Böylelikle mes'uliyetten kurtulabilecek misin? — Tabik.. — Doğrusuya hoş.. — Ne demek istiyorsun.. — Bu şekilde bütün arka- daşların kurtulacaklar.. — Herkes böyle yapamaz. Meselâ; partimizin lideri bütün borçlarını karısının çehizinden ödediğini iddia edemez.. — Neden? — Neden olacak evli di — Bekâr kaldığına ne! üzülmüştür. — Ne demezsin.. Eğer evli olsaydı bütün malların kar sının Üstüne geçirir ve gazete- cileri müfteri diye dava ederdi. — yyatamda velevki bu şekilde sana faydası ol- du diye seviniyorum. fayda?.. — Senin şerefini kurtardım. — Dur.. biraz ciddi olalım. Bana böyle bir çehiz getirebi- leceğine aklın yatıyor mu? — Benim aklım yatmasa diğerlerinin ki nasıl yatacak ? — Başkaları seni bir gece- lik gömleği ile olduğunu ne- den bilsinler ? — Eğer öğrenirlerme seni parçalarlar !.. — Kimler? — Gazeteler. Buyursunlar |. — Ne yapabilirsin ? — Ne mi yapabilirim ?.. Kârataların hepsini mab- kemeye veririm. Benim düm yada bir pulum yok!.. — Yüzünü yıka, üstünü bula bir bankaya gidelim... Senin namına para yatırayım... Kalk... üç bin lira... Beş bin lira... Kalk... Seni bırakmıya- cağımı bundan biraz anlarsın... Nihayet paradır bu... İstikbal den korkmazsın... İçin biraz rahat eder, Nermin şiddetle ; — İstemem, dedi. — Sana rica (ediyorum, kalk... Beni çok memnun eder. sin... Benim zaten bankada param var... Bir kısmıda se- nin namına orada dursun, ns çıkar ? Biz beraber yaşıyacak değil miyiz ? Ha senin namına ha benim... Haydi. Haydi benim canım... Kalk şekerim... Arkası var