13 Mayıs 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

13 Mayıs 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İspanyada Arbedeler - Oluyor y Cümlıuri;e—tğile—rle Kıral | Taraftarları Müthiş Bir Sokak Muharebesi Yaptı Madrit, 10 (A.A) — Ya- kında teşekkül edecek teşri mecliste faaliyette bulunmak üzere kırallık idaresi taraftar- larından mürekkep bir merkez grupu teşkil etmek maksadile yapılan bir içtima bittikten Bonra genç cümhuriyetçilerle kırallık — taraftarları — arasında giddetli bir arbede çıkmıştır. Cümhuriyetçiler, kırallık ta- raftarlarına ait üç otomobili ve bu meyanda A B C gaze- müdürünün — otomobilini lardır. Zabıtanın müda- halesine rağmen arbede devam etmektedir. — Kırallık — idaresi taraftarlarından birçok kim- seler tevkif edilerek mahpus- lara mahsus bölmeli arabalara bindirilmişlerdir. Bu esnada halk bu arabaların etrafını sarmış ve mevkufları — linç etmek istemişlerdir. Bunlar- dan birçoğu ağır surette ya- ralanmıştır. Saat 16 da yatışan bu kavga ayrı ayrı gruplara dağılan iki taraf arasında hâlâ devam etmekte idi. Arbedeler Berdevam Madrit, 10 (A. A.) — Cüm- buriyetçilerle kıral taraftarları arasında vukua gelen kanlı arbedeler — neticesinde ahali, sivil muhafız kıtaatını yuhaya tutmak — için (Del Sol) meyda- nında toplanmıştır. Dahiliye na- zırı nezaretin penceresinden çıkarak halkı süküta davet etmiştir. Mumaileyh, (A. B. C.) gazetesi binasının kapatılarak mühürleneceğini söylemiştir. Nümayişçiler, (Alcak) soka- a inşa edilmekte olan Debate) namındaki Kato- lik gazeteye ait satış baraka- sını yakmışlardır. - İtfaiye ef- radı. Ööğleden sonra — kıral taraftarlarının merkezlerine gi- derek orada cümhuriyetçiler tarafından yakilmış olan ara- baları söndürmiya — teşebbüs ettikleri zaman, halk itfaiye etomobillerini durdurmuş lâs- tiklerini patlatmış ve vazife- lerini ifa etmelerine mâni ol- muştur. Polis kırallık taraftarlarının lideri Marki de Lucatenayı ar- bedelerden mes'ul addederek tevkif etmiştir. Halk, A.B.C. gazetesi binasının önüne gide- gek binayı taşlamış ve yakmı- ya teşebbüs etmiştir. Neticede birçok kişi yaralanmıştır; iki- sinin yarası ağırdır. Buna rağ- men halk A.B.C. binasının ş #aünde kalmakta israr ettiğin- den ve tehditkâr vaziyetinde devam eylediğinden müddei umumt? M. Kalaraza halka hi- taben şu sözleri söylemiştir: *Müsellâh kuvvet efradın- dan bazıları şayet hak - ve sa- Mhiyetleri haricine çıkmışlarsa bunlar şiddetle tecziye edile- Nihayet — ahali — “ Yaşasın Cümhuriyet!, diye bağırarak dağılmıya muvafakat etmiştir. Amanullah Han Kabire, 10 (A.A) — Sabık Afgan Kıralı Amanullah Ha- mın haç vazifesini bitirmiş ol- duğundan cumartesi günü Cid- gdeden Süveyşe müteveccihen Bareket etmiş olduğu baber veriliyor. İstihbara — nazaran Balyadaki ailesi nezdine av- det odecektir. Operada: Hay Tang Opera Sineması, yaz prog- ramını tatbika başladı. Bu iti- barla geçen haftadan itibaren fiatleri kısmen ucuzlattı. Tabili burâda artık birinci amif fi- limleri görmek kabil olamıya- caktır. Bu hafta meşhur Çinli yıl- dız (Anna May Vung) un (Hay | Tang ) isimli filmini göstere- | cektir. Bu filim ilk defa olarak bir müddet evvel oynanmıştı. Vak'a Rusyada bir dansözle bir Rus zabiti arasında geç- mektedir. Zabitin babası, oğ- lunun dansözle olan münase- betine nihayet vermek istiyor ve bu maksatla kızı kaçırtmıya teşebbls ediyor. Bu sırada dansözün babası genç zabitin babasını yaralıyor ve idama mahküm ediliyor. Dansöz (Hay Tang) babasını çok sevmektedir. Onu kurtar- mak için kendisini zabitin ba- basına teslime mecbur oluyor ve sonra da intihar ederek sevdiği zabitin kollarında can veriyor. Artistikte: Ren Kızları Artistik sinemasının bu haf- ta göstereceği (Ren Kızları) şen ve ıakrık bir. Alman fil- midir. Mevzuuna gelince: Darülfu- nuna devam eden dört genç kız geceleri bir gazinoda şarkı söyliyerek hayatlarını kazanı- yorlar, gündüzleri de mektebe gidiyorlar: Bu suretle hem tah- sillerini tamamlıyorlar, hem de bir miktar para biriktiriyorlar. Fakat karnaval mevsiminde verilen bir baloda bütün para- larını bitirip on parasız kalı- yorlar. Bu vaziyet karşısında tekrar para kazanmak — için dördü birleşerek (Ren Kızları) ismini verdikleri bir çalgı ta- kımı kuruyorlar. Bu faaliyet esnasında dört kızdan biri Hans isminde zengin ve kibar bir gençle tanışıp sevişiyor. Hans bü kızla evlenmek istiyor, fakat babası bu izdi- vaca razı olmiyor. Neticede genç kızın Adt bir çalgıcı olmadığı, bilâkis sonradan fa- kir düşmüş kibar bir aile kızı — olduğu — anlaşılınca iki genç nikâh rabıtasile mes'ut | glnymlır SON POSTA ORTADA VE SAĞDA: AMİRAL BİRD, SOLDA REN KIZLARI, AŞAĞIDA SAĞDA HAY TANG, SOLDA HAYALİN SONU FİLİMLERİNDEN SAHNELER Melek sinemasının bu hafta göstereceği filim iki darülfü- nun talebesile bir genç ara-, sındaki aşk macerasıdır. Mi messilleri Betty Bird, Forst ve Bornemandır. Darülfünuna devam eden iki genç tek bir kızı sevmek- tedir. Kız ise bunlardan yalnız bir tanesile alâkadardır. ve onunla — sözleşerek — evlenme kararı veriyorlar. Fakat öteki genç bunu hazmedemez ve rakibine düelle teklif eder. Düellonun mutlaka yapılması lâzimdır. Aksi takdirde icabet etmeyenin Darülfünun hayatına veda etmesi lâzımdır. Kız ise sevgilisinin — ölmesi endişesile düelloyu akim bırakmak isti- yor ve geceyarısı sevgilisinin evine gidiyor. Fakat bu suretle kendi namusunu da tehlikeye koymuş oluyor. Nihayet bir takım meraklı maceralardan sonra düelle kararı geri alını yor ve genç kız sevgilisile başbaşe kalıyor. y t MAJİK : Geçen hafta baş- ladığı Kıismet filmine devam etmektedir. Wiliykl ! îtloryada ; Hayalin Sonu Liyan Hayt. filmin mümes- İ silesidir. Bu kadın bir dansöz ve şantözdür. Her dansöz gibi birçok, fakat başlıca olmak ere üç âşıkı vardır. Biri bir ğ»nl. diğeri bir imperazaryo. âyan Hayt, bir müsamerede şarkı okürken islik çalan meç- hul bir adamın hakaretine uğ- ramıştır. Fakat genç kadının âşıkları tarafından yapılan bü- tün taharriler semere verme- miş, adam bulunamamıştır. Bu arada genç kadına bir kâtip lâzım olmuştur. Gazetelere ve- rilen bir ilân üzerine bir takım adamlar müracaat — etmiştir. Bunların arasında müsamere gecesi genç kadına hakareti yapan adam da vardır. Liyan Hayt, bu talipler arasından bu genci seçmiştir ve bir. müna- sebetini getirerek de o ık. şamki tarzı hareketinin man: sını sormuştur, Gencin verdiği cevap tabil ve basittir. Şarkıyı beyenmedim. Delikanlıların bu açık ce- vabına rağmen kadınla erkek arasında tatlı bir alâka baş göstermiştir. Fakat erkek fa- kirdir. Bu güzel kadının ken- disine gösterdiği meyil başını döndürmüştür. Kendisini okadar betbaht hissediyor ki nıha)et Elhamrada: Kutup Seyahatı Elhamra sineması, dünden itibaren meşhur Amerikalı kâ- şif Amiral (Bird) ım kutuba yaptığı heyecanlı bir keşif seyahatine ait macera dolu bir filmi göstermektedir. Bird, meş- hur bir tayyarecidir. ve Lind- bergten sonra Bahrimuhiti mu- vaffakiyetle geçen bir adam- dır. Otuz kadar arkadaşile berarber kutbun buz sahra- larmda geçen mahrumiyet ve meşakkatli hayatı, bu cesur adamın etrafında manevi bir hale çizmiştir. Bu filimde şimdiye kadar gör- mediğiniz, tabiatin müthiş un- surlarile yapılan mücadelelere ait işitmediğiniz sahnelere şahit olacak ve dgaılıı fazla olarak ta umumi malümatınızı, bu mü- nascbetle ve eğer filmi gider görürseniz, bir haylı genişlet- miş olacaksınız. Kar ve bur- dan yırgılmış evler içinde yaşı- yın. ise yerine ayı posteki- îıyen insanlar tabiate nasıl mukavemet edıyor ve bu şe- rait altında yine nasıl çalışa- biliyorlar? Buna hayran ola- sınız. “Şelâmeti bığım alıp ıınk-I;'-_ makta buluyor. filmin aldığı l:îu:. işte bu hüzünlü neticeden il Meşhur Komik Şarlo İddia Ediyor: Bır Gelecek Kokulu Filimler De Yapılacaktır Avrupada — bulunan — Şarlı Şaplen, sinema hakkında çok şayanı dikkat bir yazı yazmış. Meşhur komik sesli filimden sonra kokulu filimler yapılıp yapılmıyacağını — soruyor — ve meselâ, sinema — perdesinde bir bıhçe ıöııerildlği zaman | ve derhal sinema salonuna nefla bir koku yaılyıp yayılmıyaca- fının nasıl temin edilebilece- ğini araştırırken fikrini şöyle anlatıyor: — Sinema, bence siyah ve beyaz renklerin ahengidir. Zıyalı perdeye renk koymak manasız bir şeydir. Fakat bir gün gelir, kokulu — filimler yapılırsa hiç hayret etmem,. Çünkü —musiki ve ses nasıl filme naklediliyorsa koku dıJ ayni suretle nakledilebilecektir. Fakat bu koku meselesinin haddini kaçırmamak ta çok mühim bir meseledir. Çünkü haddi maruf aşırılacak olursa san'at noktasından sinema öl- dürülmüş olur Samsunda Lik Maçları Samsun ( Hususi ) — Mınta- kamız, bu sene lik maçlarını tertip etmekte biraz geç kaldı, Diğer mıntakalar gibi vaktinde netice almak için her hafta iki oyun yapmak macburiye- tinde kaldı. İlk maçlar 8-5-931 de tütün şimendifer, Halkspor- İdman yurdu takımları arasında ya- pildi. Şimendifer takımı sıfıra karşı bir sayı ile, İdman yur- duda ikiye karşı üç sayı ile galip geldi ıslaha muhtaç olan spor sahasının bir şekle sokulması için belediye çalı gıyor. Tenis Samsunun federe edilmemiş dört senelik hayata — malik tenis kulübü bu defa esaslı bir teşkilâttan sonra muntazam bir yurt haline getirildi ve küşat resmi yapıldı. Viyanada Türk Gecesi Viyana, (Hususi) — 5-5-931 * salı... Bu akşam Viyanadaki Türklerin, hemen çok sevinç ve neşe ile geçen bir akşamı... Buradu. tahsil eden genç kompozitörlerimizden — Hasan Ferit, Necil Kâzım Beylerin iştiraki ve Türk sefarethane- sinin himayesile bir Türk ak- şamı tertip edildi. Viyana (Mu- sikverein) nin salonu bu ak- şam, yalnız Türk musikişinas- larının yeni — eserlerinin çalın- masına tahsis edilmişti. Büyük ,salonda, konser saa- tine doğru, tek bir yer bulmak kabil değildi. Salonun bir kıs- mını buradaki Türkler, büyük bir kısmı da Viyanalılar ve ecnebiler tarafından işgal edil- mişti. Bu da modern Türk musikisinin — Avrupalıların ne- kadar ehemmiyetle alâkadar olduklarını gösteriyordu. Saat yedi buçukta başlıyan konser, Necil Kâzım, Hasan Ferit beylerin en son eserleri ve bir de Cemal Reşit beyin (Zeybeğile ) nihayet buldu. Musikişinasların yeni eserle- rinde hakikaten muvaffak ol- dukları görülüyordu. Her par- çanın sonunda alkışlandılar. Okadar ki, üç dört defa sah- neye kadar gelip halka bizzat teşekkür etmek mecburiyetit- de kaldılar. Viyana — gazetelerinin mü- nekkitleri — parçaların büyük muvaffakiyetle kompoze edik diğinden bahsederek; Türk musikisine iyi bir istikbal ba- zırlıyan genç musikişinaslari tebrik ediyorlar, Bedi Ziyu Bir İflâs Kararı Afyon, (Hususi) — Bolvadin Asliye hukuk mahkemesi tüe- cardan Gömbe zade Hasali Hüseyin Efendinin iflâsına kâ” rar vermistir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: