Münderecatımızın çok- luğundan dercedileme- miştir. “Gazeteler Neler Söylüyorlar ? Afyon Meselesi (MİLLİYET) — gazetesinde Ahmet Şükrü B. Türkiyenin gü- ya afyon kaçakçılığı yapmak- ta olduğu hakkında banı M- sır gazetelerinde görülen neşri- yatı mevzu bahis ediyor ve beynelmilel afyon mukavelesi- ne dahil olmadığımızı söyle- diktetn sonra diyor ki: Türkiyö' beynekallel afyoa mukavelelerine girmiye, kendi memleketindeki afyon istihsa- ni ve imalini murakabeye ihracımı vesika usulüne tabi tutnuya hazırdır. Hatta biz da- ha ileri giderek bunu devlet inhisarı haline bile koyabiliriz. Hülâsa bu insani gaye uğ- runda her türlü teşriki me- saiye amadeyiz. —Fakat şu şartla ki dünya piyasalarında Türkiyeye ziraatte pek kül- liyetli olan istihsalinin ve sa- nayide pek mühim olan ma- mulâtının miktarı nisbetinde bir hisse verilmelidir. Beş Senede 100 Milyon (CUMHURİYET) gazetesin- de Yunus Nadi Bey fenni ta- vukçuluktan bahsediyor. Yazı- sının hülâsası şudur: Fenni tavukçuluk güç de- ğildir, kolaylıkla tatbik edile- bilir, hatta bir aile meşgalesi bile olabilir. Eğer bu sahada ciddiyetle çalışırsak beş sene zarfında yumurta ihracatımızı 100 milyona çıkarmak işten bile değildir. Daha İyisini İstiyoruz (YILMAZ) gazetesinin baş- muharrifi Ankaradan evine bir mektup yazmış, mektup Anka- radan Haydarpaşaya 14 — saat- te varmış, fakat Haydarpa- şadan Şişliye gitmek için 12 saat sarfetmiş, Yılmaz posta- dan daha iyi sürat istemek- tedir. Hakikat Yürüyor (YARIN) gazetesinde Maruf B. Menemen hadisesi müna- sebetile — irtica — karşisında azami — şiddet — göstermenin Hükümet — için — bir vazife olduğunu, fakat bu arada ha- diseyi hakikatten daha fazla mühim — gösterenler — çıktığını ve bunların hırsla hareket ettiklerini söylüyor. Sözünün sonu şudur. Fakat bizim bildiğimiz ve anladığımız Gazi Mustafa Ke- malin devrinde bu ihtirasla- rına meydan vermek istiyen- * ler, aldanırlar. Gazi can ya- kan ve yıkan bir dahi değil, ölmüş bir millete hayat veren, canına kastedeni affeden bir sabitel hidayettir. Bu nur ba- şımızda ışıldadıkça biz, daha nice tarihi hakikatlerin teza- hür edeceğinden eminiz. Çün- kü, Menemen hadisesi etrafında yükselen birçok — rivayetler hakkında sözünü söyliyecek olan en büyük adalet mü- messilleri vazife başındadırlar. Artık, hakikat ve adalet yü- tyor. (HALK DOSTU) seciyeden bahsetmekte ve seciyenin bu asırda ekseriyetle bir efsane olduğunu söylemektedir. * (VAKIT) ta başmakale yok- bur, 1 — Bir insan bütün hayatını başında geçirir. Muayyen kazancı vardır. | Soti Posta'nın Resimli MakâİeâI masasının | — 2 — Bir diğeri ataletten boşlanmaz. | Aar * 3 — Hayatta yükselenler, Insanlığa ve Tehlikeden yılmaz. Her gün yeni bir teh- | cemiyete yardım edenler dalma tehlikeyi Hiçbir tehlikeye maruz değildir. Fakat | like ile çarpışmaktan zavk alır. Ba adam | göze alanlardır. hayvan gibi yaşar ve ölür. Dün Menemende Kasaba Pazarı Kurulmadı Menemen, 10 (H. M.) — Seyrü sefer mukayyet olduğu | ve vesikalar da henüz tamamen dağıtılmadığı için dün cuam münasebetile Menemenin mu- tat pazarı kurulmamıştır. Se- yahat vesikası alanların adedi şimdiye kadar 93 tür. Şoförlerin vesikaları da ik- mal edilmediği için Menemen ile İzmir arasında yalniz bir otomobil işlemektedir. Mevkufların — adedi baliğ olmuştur. 168 e i herşeyi yapabilir. BUGÜNÜN TELGRAF HABERLERİ Mehti Mehmedin Mazisi Meydana Çıktı Menemen, 10 (H. M.) — (Menemen)de ifadeleri alınmakta olan maznunların bazıları son 24 saat içinde Mehti Mehmedin esrarengiz hayatı hakkında dikkate şayan ifşaatta bulundular. Bu ifşaata nazaran: Mehti Mehmet“Akhisar,,da doğmuş, Milli mücadele esnasında Yunanlılara hizmet etmiş, istirdattan sonra “Akhisar,, da bir tekke açmıs, fakat o zaman Nakşibendi değilmiş, Bektaşi imiş.. Ve bu hayat içinde tamast iki tene geçirmiş, sonra bir vesile ile tekkesini kapamış, başka sergüzeştlere atılmış. Mehdi Mehbmedin Akhisarda iki oğlu vardır. Biri teneke- cilik yapar, adı Hüsnüdür; diğeri semercilikle geçinir, adı Mehmettir. Mehdi Mehmet oğulları ile 'altı sene evvel meçhul bir sebepten dolayı kavga ederek ayfılmış ve bir daha Akhisarda Tütün Nizamna- mesi Hazırlanıyor Ankara, 10(H.M.) — Tütün kanununun — sureti - tatbikine dair — hazırlanan — nizamname Maliye vekâletince tetkik edil- mektedir. On güne kadar tet- kiki bitecektir. Nizamname ezcümle tütün tüccari depolarının ne suretle kontrol edileceği, tahmin mu- amelât komisyonlarının sureti teşekkülü, — vazifesile — ücret- leri, tütün — yetiştirilmesinin yasak olduğu yerler, fidelik- ler tütün zeriyatının nasıl ve kimler tarafından yapılacağı, mahsulün tahmin muamelâtı, itiraz heyeti, yaprakların toplan- ması denklenmesi, — tartılması, tütünlerin ambara nakil muame- lesi, tütün alım satımı, tütün tüc- carlarının tabi olduğu muame- leler, tütünlerin nakli, tütün ve inhisara tabi tömbeki gibi di- ğer maddelerin satıcıları ve cezaya — mütcallik hükümleri ihtiva etmektedir. İstanbulda Bir Lâstik Fabrikası Açılacak Rus lâstiklerile rekabet et- mek için bir teşekkül yapıl- dığı - yazılmıştı. Bu hususta alâkadar yerlerde tahkikat yap- tık. Ve öğrendik ki hakikatte böyle bir teşekkül yoktur. Yalnız Hafız Fikri ve Ber- dizbanyan Efendiler 10 kişilik ve 210 bin liralık bir şirket yapmışlardır. Şirket Yedikule- de bir lâstik fabrikası yapmak tasavvurundadır. Projeler hazırlanmıştır. Ay- rıca bir Alman grupu da hü- kümete müracaat ederek Def- terdarda bir İlâstik fabrikası tesisi için müsaade almıştır. görünmemiş.. Herifin bu altı seneyi” irtica hadisesini hazırla- makla geçirdiği tahmin olunmaktadır. Mehdi Mehmedin oğulları elyevm Akhisarda yaşamaktadır- lar ve serbestirle. Hadisede alâkaları olmadığı için sadece ifa- deleri alinacaktır, Sulh Tehlikede Değildir Roma, 9 (A.A) — M. Venizeloa, ecnebi matbuat cemiyeti- nin resmi kabulünde, vaktile yaptığı gazeteciliği anlatmış ve demiştir ki: *“Sulhün hiçbir kimse tarafından tehdit edilmediğini bir kerre daha müşahede etmek fırsatını veren Roma seyahatimden fevkalâde bahtiyarım. İhlîııuıı Türk - Yunan misakının aktinde vaki olan müza- hereti İtalyan hükümetinin sulh için çalıştığının yeni bir deli- lini teşkil eder. M. Veniu!oı, bu akşam Romadan hareket etmiş ve istasyonda M. Grandi, başvekâlet ve hariciye müsteşarı ile İtalyanın Atina ve Yunanistanım Roma sefirleri tarafından selimlan- muştır. —x Kavga Ederken..d | me meydanında kundu- ruîî: yapan Hakkı isminde biri, dün tütün amelesinden Hik- metle kavga ederken bıçağını çekerek zavallı ameleyi ağırca yaralamıştır. Gülcemal Tekaüt Seyrisefain müdürü Sadullah bey dün Ankaraya gitmiş ve -| giderken: — Fazla kömür yaktığı için Gülcemalin artık sefere çıkanlmı- yacağını, söylemiştir. İster İnan, İster İnanma! (Rami) köyü ahâlisi bize müracaat etti. Köye giden yegâne yol, okadar bozuk ve berbat bir halde imiş ki insan, hele araba ve otomobil geçmesi im- kânsızmış. burnunun dibindedir. Tet- kiki, teftişi, tamiri güç birşey değildir. Biz bütün İstanbul s0- kaklarının — parke — taşile yapılmasından — vazgeçtik; yanı başımızdaki maruf köy balkımın - yolsuzluktan bin müşkülât içinde gidip geldiklerine, yangın teh- Hikesile her gün, her ge- ce ürperdiklerine bak ta ey kari, alâkadar makam- ların imar vaitlerine: Köylüler ilâve ettiler: — “Bir yangm çıkarsa hepimiz cayır cayır ya- nacağız. Çünkü etfaiye otomobillerinin köyümüze girmesi kabil değil.,, Rami köyü İstanbulun ister inan, ister inanmal Tehlikeden korkan silik mahküâmdur. adam — olmuya Divanı Harp İca- bında Manisaya Da Gidecek ( Baş tarafı 1 inci zayfada ) HARANDEMELI Menemen, 9 (H. M.) Manisa ile Balikesırde tevkif edilenlerin buraya getirilmeleri için henüz bir emir verilmedi. Divanı harbin bunları muha- keme için Manisaya gitmesi muhtemeldir. Dün Gece İzmirde Dört ; Kişi Tutuldu İzmir, 9 ( H.M.) — Polis mü- düriyetinin siyasi kssmı memur- ları dün gece İzmirde dört kişiyi mesaret altına aldılar. İsimlerini son derece mektum tuttular. Bu itibarla tamınmış kimseler — olmasına — ihtimal verildi. Bir Köy Muallimi İntihara Teşebbüs Etti Menemen, 9 ( H.M. ) — Dün gece ( Helvacı köy ) mektebi başmuallimi Masum Bey inti- har etmek arzusu ile göğsüne çifta ile ateş etti, ölmedi, yaralandı, silâh sesini işiten- İer tarafından yarası sarılarak buraya getirildi, buradan da memleket hastanesiude tedavi -'cıi'i!limek üz re İzmire gönde- ylatiknr geşsölürürün. ehebü malüm değildir. Bugünün Mesele!erindeı?l Buğaziçini Kurtarmak Mümkün Değil Midir? (Baş tarafı 1 inci sayfada) TALEETOEN | ocuzdur, bahçeli, — geniş, rahat, denize namır bir. avi ayda (20) liraya tutmak mümkündür, buna aile rekinin her gün İstanbula gidip gelmek için sarfettiği (12) lirayı da zammediniz. Ev kirası (32) lirayı bulur. Alle relisinin bir çocuğu oldu- ğunu kabul edelim, onen için de paso Ücret olarak ayda (4) lira koyalım, ev kirası gene (36) İirayı geçmez Halbuki Boğaziçinde yol maarafile birükte 36 liraya mal olan bir evi İstanbulda elli liraya tumak mümkün değildir, dersiniz. O hald» Boğaziçinin günder güne Cenhalaşmakta — olmasının sebebi munhasıran vapur ücret- lerizdn pahalı olması değildir, di- yeceğiz. Fakat acaba nedir? Bu hususta şüphe yok ki, en fazla alâkadar olan Şirketi Hayriye idaresi düşünmüş, derdi bulmuş, keşfetmiştir, dedik. Yusuf Ziya Beye sorduk. O, Boğaziçinin boşalmış olmasını çok tabil buldu, ve de- di kâz — Boğaziçi memleketin mes- uwt ve rzengin zamanlarında vücu- da gelmişti. Her iki tarafına za- | Ça a L eAK AUA Sözün Kısası - ı Onlar Ve Biz .. — Türkler nerenktedirler? — Siyah. — Nüfusları ne kadardır ? — İki buçuk milyon. — İdare merkezi neresidir?? — İzmir. — Kimler tarafından idare olunurlar ? — Halifeler tarafından. — İsmet paşa kimdir ? arbiye —nazırı. — Türk kadım ne haldedir? — Siyah torbalar giyer, yü- zü kapalı gezer, kocasından başka hiçbir erkeğe çıkmaz. Amerika, yahut uzak Ave rupa memleketlerinden — her- hangi birinde orta tahsil gör- müş iki ecnebi Türkiyeye dair- böyle konuşurlar, Bizim hak- — kımızda bildikleri şeyler bun- dan fazla değildir. İnanmaz- sanız meşhur. (1) — Fransız Mareşali “Franşe Despre,, nin bize dair son beyanatını göz- den - geçiriniz ! Bozkurt Efsanesi Londradan Bozkurt efsane- ne olduğu — sorulmuş, Türk Ocağı da bu suale mufas- sal bir cevap vermiştir. sinin manın varlığı ile mütenasip mah- & I teşem yalıla, kâşaneler yapılmıştı. Fakat iktısadi vaziyet değişin- ce bu büyük küşanelerde oturabi- lecek, altı aylık erzakmı birden tedarik edebilecek aileler azaldı. Sonra bayatı karanmak için fazla çalışmak meeburiyeti çıkınca mu- tavassıt aileler de vapur saatlerin- den tasarruf için şehre çekildi. Bu umumi sebebe hayatın eski basit ve tabil şeklinden çıkmış olmasını da ilâve etmek Tizımdır. Filhakika sinema, tiyatro, balo artık bir ihtiyaç olarak telâkki edilmektedir.,, Yusuf Ziya Beyin bulduğu bu derde bir çare keşfetmek acaba mümkün değil midir? Artık ka- bili iskân olmıyan eski, harap büyük yalıları satın ahp yıkarak, yerlerine üçer, dörder odah aeri evler yaparak, taksitle satarak Boğaziçini yeniden ihya etmek, bu maksatla büyük bir şirket yapmak düşünülemez mi? Yusuf Ziya Beyin bu hususta bir fikri yoktur. Fakat belki düşü- necek, belki teşebbüz edecektir, Şimdiki halde sadece şu noktayı kaydediyor : — Son dört sene içinde boğa- ziçinde yapılan evlerin adedi 140 1. geçmedi, hiç denilecek kadar az birşeym Bu muhavereden sonra bilet üeretlerinin pahalı olduğu nokta- sına geçtik. İşte Yazuf Ziya Be- yin verdiği izahat : — Fiatları biz tesbit etmeyiz. Tarife komisyonu, her şirket için muayyen olan düstura göre, va- zeder. Vazettiği Hat ta şirketi ancak geçindirir. Bunun defili Hriyenin hissedarlarına hiçbir zamari yüzde yediden fazla temettü tevzi edememiş olması- dir.m Şirketi Hayriyenin mali vaziyetine gelince; Yusuf Ziya Bey şu fik- vayı anlattır “— Şirketir hizse senetleri $ altın kaymetinde idi. Fakat mu- harebeden evvel 12 altına kadar yükselmişti. Şimdi ise 16 kâğıttır. Yani takriben 1,$ altındır. Bu- munlaberaber vaziyetimirzden gayri Yusuf Ziya B. belki - bililtizam gayri meminun olmadığını söyle- miştir, beiki de hakikaten gayri memnun değildir. Fakat verdiği rakam meydandadır. İhraç kıy- meti 5 altır olan hisse senetleri bugün 1,5 altm etmektedir. Yani kaymetinin üçte ikisinden fazlnsı- t kaybetmiştir. Ve bu 70 senelik bir Türk şirketidir, — bizce bu şöirkete hücum değil, yardım et- mek, ayni zamanda da Boğaziçinin ihyasını düşünmek Iâmımdır. : “