gBK ;o Hakiki e Türk Şampiyonu Koca Bekir arıyan kıymetli H heder oldu gitt tanıyama O da bizim Tanındığı muhit larını — geçmiyordu. o da Hem bundan yirmi sene evvel İstanbul sur- Çünkü dışarı — çıkmamıştı. spor bugünkü kadar inkişaf etmiş değildi. Bu iki mühim şöhreti takiben Bekir geldi. İstanbulun, milli takımın Beki- rini kim bilmez. Mütarekede bazı takımlara attığı gollerle, bazı zümrelerden hınç alır gibi oluyorduk. Bekirin şutları, zırhlı top- larının - karanlık ağızları kar- şısında boğulmuş — İstanbullu- lara serin nefes gibi idi. Sonra Bekiri hayat Alman- yaya sürükledi. Orada yerle- şen bu futbol yıldızından, son zamanlarda haber alamaz olmuştuk. Bazıları yaşı epey ilerlemiş olan Bekirin artık eski Bekir olamıyacağını söy- lüyorlardı. Bir taraftan da -Be- kirin Almanyada hâlâ birinci sınıf bir oyuncu olduğu anla- tılıyordu. Bekirin bugünkü vaziyeti hakkında çok mufassal malü- mat aldık. Bu -malümat ecne- bi gazetelerinden geldiği için çok bitaraf ve çok kiymetlidir. Fransa Matbuatı Bekirin Hayranı Yılbaşı münasebetile Beki- rin kulübü olan ( Karİsrüher F. V. ) Parisin (Club Francais) sile bir maç yapmak üzere Pa- rise gitti. Bir Alman - Fran- sız. takımının teması her za- man diğer temaslardan çok alâka uyandırdığından bu ma- ça çok seyirci gelmiş. Yağmurlu ve kayan bir ça- yırda başlanan oyunda Paris- liler Bekirin takımını 3-5 mağ- lüp etmişlerdir. Karlsruhenin iki golünü yak- nıy başıma Bekir atmıştır. Üçüncü gole de onun verdiği bir pas sebep olmuştur. Bu maçı seyreden Fransız futbol münekkitleri, başta ( Maurice Piferkoru) olduğu halde Bekir için sütunlarca yazılar yazı- yorlar. Bekirin şütleri hakkın- dat şayanı hayret bir kuvvet ve şiddette çekiyor. Cümlesini hemen her muharrir - kullanı- yor. Fransızların kaptanı, Alman oyuncular içinde Bekirin hari- kulâde —bir şutör olduğunu söylemiştir. Ne yazık ki, Bekirin Türk olduğunu hiçbir. gazete kay- detmemiştir. Olempiyatlarda mağlüp ol- duğumuz zaman Bekir bizim Müli takımda oynamıştı. O zaman bu kaiymetli oyuncu daha genç ve daha ateşli olduğu halde ecnebi matbu- | nerin Münakasa Fakir bir genç, bir milyo- gitti. Kendisini kâtibi kar- evine milyonerin hususi şıladı. ve sordu: — Ne istiyorsunuz? üşmek. bana kendisine ar- süyliye- zederim. —- Gerçi beyefendi. milyo- bir daha- kazanmak ister- ler, degil mi? — Şüphesiz. laber aldım ki kızl ikir milyon ner ama, zannederim ki milyon ile evlenecek adama çeyiz vereceklermiş. — Evet. — Bendeniz bir — milyona razıyım! — Sana yeni zevcemi tak- dim ederim. — teşerrüf ettim. Hem sa- büyük valdene münasip bir arkadaş. na, hem de Kırılan Cam Küçük Tahir, bir sokakta top oynarken evlerden birinin camını kırdı. Pencereden öfkeli bir kadın başı uzandı: — Seni yaramaz seni, dur ben seni babana söyliyeyim de görürsün. — Korkmam ki, — Neden? — Benim babam camcı! Kavga İki kişi kavga Biri ötekine dedi ki: — Senin — burada ötmez. Senin yalnız hükmün geçer. Öteki: — Heyhat, dedi, orada da hükmüm — geçmez, çünkü liyim, ediyordu. evinde ev- — Rüyamda biri bana ilânı aşk etti. — Rüya! — Sonra beni terketti . — Ayni hakikat ! atının nazarı dikkatini celbet- medi. Sebebi basit. Çok farkla mağlüp olan bir takımın içinde birşey aramak külfetini kim ihtiyar eder? , e bazan takımların kabi- Hyetsimliği — oyuncular — aley- binde, bazan da oyuncuların — Nışanlım intihar edece! — Zavallıya işte şimdi NİŞANLIYIM Bir kıza nişanlıyım, Nişanda idmanlıyım, Altığımı vurmakta, Gayet anlı şanlıyım. lüdür bana hedef, Gönül değil, bir sedkf? Ok atarken ona ben, Duyarmıyım hiç esef ?. borun | — Tammadığım bir erkek sesi. Telefonla beni sinemaya çağırıyor. — O seni tanıyor ya, kâfı, K Kivosi el Zamanın meşhbur - pehlivan- larından biri, garda, ahbapla- rından birini teşyi ediyordu. acıdım! | Ahbabı trene bindi, pehlivan | rıhtımda durdu, Son kampana çaldığı ve düdük öttüğü halde, pehlivan, bir elile vagonun kenar demi- kaymetsizliği takımlar aleyhinde Kmi aei Ü milabekifa çıkar. Bekirinki birinci fıkra- ya aittir. Kıral Fuat Kupasına Gideceksek... Yakında Mısırda Kıral Fuat <2 geçti,Çünkü artık evleniyoruz. TT | Nişanlım paralıdır, Kasalı, kumbaralıdır, Ne yapsın zavallı kız, Gönlünden yaralıdır. yara deşmiye, er ararım İ rini sımsıkı-tutuyor ve — vago- nun penceresinde duran arka- daşile konuşuyordu. Tren memurlarından biri koş- | a bağırdı: | bırakınız, bir türlü yürümüyor. tren iştirak edecek bütün Balkan Biz hâlâ bilmiyoruz. milletleri hazırlandı. ne yapacağımızı Eğer Mısıra gidilecekse, Be- kiri behemebal getirtmeliyiz. — Siz Nurettin Beyin şe- riki değil misiniz? — Hayır, ayrıldık. Sebep? — Haber aldım ki bu adam, ben evlenmeden evvel karım- la evlenmiye mecbur olmuş, fakat evlenmemiş. — O halde? — Beden daha kurnaz bi- rile ortak olmak istemedim. Rekabet — Mesleğiniz nedir? — Romancıyım. — Sizin mesleğiniz benim- kinden kötü. — Sizin - mesleğiniz nedir? — Tüccarım. — Neden bizim mesleğimiz sizinkinden —daha kötü olu- yor? — Cünkü bizi rakabet bi- tirir... Romancılar - arasındaki rekabet ise öldükten — sonra da devanı ” ediyor. — Davetliler hiç konuşmu- yorlar, canları sıkılıyor galiba ? Bir şarkı söyle de onlar hemen gevezeliğe başlasınlar. Hitabe Filarinali Nâzım B. bır gece, tiyatroda —nutuk irat ediyor- du, Hitabe okadar uzun sür- dü ki ahali birer ikişer ti- yatrodan çıktılar. Tiyatro müdüzü bir aralık, hatibe yaklaştı : — Lütfen şu anahtarı alın, nutkunuz bitince tiyatroyu siz kaparsınız) Dedi. Tüneli Geçtikten Sonra Şimeudifer — gündüz, bir tünelden geçti. Vagonlar- Gan birinde, Fahir B., karşısın- da oturan tenimadı: bir gü- zel kadına dedi ı:ğı " — Ben bu lin bukadar uzun sürzceğini bilseydim, ka- ranlıktan istifade eder, öperdim. —Ay, o, siz değil midiniz? uzun sizi GENÇ — Doktor beni çok zayıf buldu. KADIN — Eğer bana kar- gı zayıf olsaydınız. sizi tedavi ederdim. Kolonyacılar Cemiyeti Kolonyacılar cemiyeti dün Hor.sancıyan hanındaki mer- kezlerinde — toplanarak idare heyetlerini seçmişlerse de va- kıt geç olduğu için tasaif bu- güne kalmıştır Türk Kudretinin Swri (CUMHURİYET) te M Nermi Bey bu serlâvha altı da diyor ki: Asırlardanberi Türk'ü yıkır lıştan yıkılışa sürükliyen, on eşi bulunmaz kudretini erite şey; bütün içtimal ve siy varlığındaki dağınıklık ve kuv* vet israfı idi. Mütegallibe, aşâr, medrese, asırlardanberi süren liberal gümrük sistemi batıl telâkkiler, hulâsa sayıl makla bitmiyen bir sürü şefi bizim bütün içtimai yapımız” daki canlı kuvveti en küçi bir netice vermeden kemii yordu. Modern devleti doğuran x. retler, tabir nekadar yeni olu! olsun, rasyonalizasyon fikridir, yani enaz kudret sarfeder en büyük bir netice elde et mek fikridir. Modern ordu; modern müdafaa, modern ter* biye, modern iktısadiyat, hi sa herşey budur. Dagılmış bir ordunun eline zafer bayrağı veren, hemen hef yıl milyonlarca para istikrat eden bir devrin yapmadığı birkaç yıl — içinde İstikrazı yapan, poletikası vilâyetlerinde — ile tesir göstermiyen — bif devletin harabesi üzerinde can” h ve mücasir bir poletika yara tan kudretin sırrı buradadır. Biz, bugün kudretliyiz. Yarıt çok daha kuvvetli olacağız: Mibi kudreti rasyonalize etmek küçük ve kolay bir iş değildir. Her gün Türkeli, daha büyük bir kudret haline geliyor. Be” nu gözle görmek okadar münr” kün değildir. Çönkü hadiseler yıldırım hizi ile akıyor, her” şeyde, gene öyle, bir yıldırım temposu vardır. I Bunu anlamak için siyasi varlığımızın dünya poletikasın” de oynadığı büyük ve ehem” miyetli rolü biraz düşünmek icap eder Yeni Türk devletli bütün Türk tarihinin ilk kud* retli hadisesidir. Biz, bunü * böyle: bilmeliyiz. Maarifimizle Anlaşalım (MİLLİYET) te Falih Rıfla Bey bu serlâvha altında Man- rif siyasetimizin ne olması lâ“ zım geleceğini izah ediyor ve şimdiki —halde — mekteplerde Fransızcanın yerine Almanca veya İngilizce ikamesini, yığın ve Elit terbiyesi verilmesini istiyor. Köylüyü Kurtarmak * Hür Adam ,, ın söylediği | şudür: Köy bu memleketin butün kuvvetlerine, en ince tellerine kadar bağlıdır. Köy mamur; köylü mes'ut olursa, memleket mamur ve mes'ut olur. Hakikat budur. Bu çığırd&8 — yürümeliyiz. Emniyetten Sonra İnkişaf “YILMAZ , bu serlâvbâ altında — cenubi — Amerika'dâ çıkan bir gazetenin Türk bü* kümeti - lehinde yazdığı M makaleyi tahlil ediyor. Basit Hadiseler, “HALK DOSTU,, Mene mon — hadiselerine münevvef Türklerden tek kimsenin iştir raki olmadığınm — memnuniyetl? kaydediyor. “VAKIT,, ve “ YARIN « gazetelerinde başmakala yok” tur.