30 Aralık 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

30 Aralık 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* yüzündeki T ll kan bDaLcasılIl Hünkâr, İhtiyar Sadrazama Kina- yeli Sualler Sormıya Başlamıştı Hakkı Mahfuzdur — Teşrifi şahane.. Sözlerini fısıldadı. Paşalarla şeyhülislâm, geri çekildiler ve bir hizada durdu- lar. Sultan Hamit, vakur adım- larla içeri girdi. Tazim ile verilen selâmlara — mukabele etti. Doğruca büyük pencere- | nin Önüne gitti.. Meydanda, cephesi saraya gelmek üzere - cesim bir ( Tak ) yuapılmıştı. Taka asılmış olan binlerce fenerden, rengârenk bir nur şelâlesi taşıyor.. Uzakta, de- mir parmaklıkların arkasında, temaşaya gelen halkın uğul- tulü sesleri dalgalanıyordu. Hünkâr, pencerede görünür görünmez, (Muzıkai Hümayım) bandosu, ( Marşı Hamidi ) ye başlamıştı. Bu azametli ve tantanalı marşın, daha ilk nağmeleri tebessümü — biraz daha genişletmişti. Hünkâr, geri döndü. Birkaç adım geride, elleri göğsünde duran Kâmil paşa ile şeyhülis- lâma yaklaşarak, heyecandan titriyen bir sesle: — Gerek şahsıma ve gerek saltanatıma karşı gösterdiğiniz sadakat ve sıyaneti takdir edi- yorum. Hizmetlerinizi memnu- niyetle yadedeceğim. Dedi ve sonra, pencereye yakın olan bir koltuğu, biraz daha pencerenin yanına çeke- Tek oturdu. Karşısına tesadüf eden yaldızlı sandalyeleri işa- ret ederek: — Buyrunuz.. Oturunuz... Dedi. Bando, mütemadiyen çalıyor ve birbirini müteakip fişekler patlıyordu. Yakılan — büyük mehtap ve çarkı feleklerin her an değişen renkli alevleri, hünkârın zayıf ve solgun sima- sına aksediyor, onun yorgun ve melül çehresini bazan sap- sarı, bazan yemyeşil gösteri- yordu. Sultan Hamit başını biraz daha Kâmil paşaya uzattı ve bafif bir sesle konuşmıya baş- ladı: — Bu yakında © Ermeni size geldi mi? Kâmil paşa birdenbire ha- ftarlyamadı. Titriyen elini, alm- na götürerekii — düşünürken, hünkâr izah etti: — Haniya, canım sizin bir Ermeni hafiyeniz varmış. Ba- zan size mühim ihbaratta bu- kunurmuş. Kâmil paşa, meseleye derhal intikal etti. Bir iki defa yut- kundu. Göz kapakları bariz bir asabiyetle birbirine vurdu. Hafif bir sesle cevap verdi: — Kulunuzun hatırımda kal- dığına göre son defa gelişi, iki ay evveldi şevketpenahım... Sultan Hamit, bir mücrimin gürmünü — itiraf — ettirmekten meninun olan bir müstantiğe benzirordu. Keskin ve nmafiz gözlerini, Kâmil paşanın çeh- resine saplamış gibi idi. Kâmil paşa önüne bakıyordu. Büyük bir kandil fişeğinden saçılan renkli zıyalar, Kâmil paşanın mıü. tahlil edilemiyen akis- harelendiriyordu. H Sultan Hamidin mütebessim çekresi, şimdi riyakâr bir şekil almıştı. Biraz daha Kâmil pa- şaya iğilerek : — Bu Ermeninin, size en son ihbarının neden ibare' ! olduğunu sermıyacağım. . Apdülhamidin son seraskeri Ali Rıza Pş. Yazan: Ziya Şakir Bu sözler, (mizacı şabane) yi çok iyi bilen Kâmil paşayı titretmişti. Hünkârın bütün kin ve hiddet- hislerini, tatlı ve mülâyim bir çehre altında giz- lemek hususunda çok — mahir olduğunu bilirdi, Ve şimdi de bu sözlerden büyük bir fırtına nın yaklaşmakta olduğunu hiş- setmişti. Derhal cevap vermek ve, o Ermeni ile son mülüka- tın — esas ve — hakikatini #zetmek — istedi. Fakat Hünkâr, seri bir el hareke- tile onu susturdu. Ve sözüne devam etti: — Yalnız, öğrenmek diğim birşey var. Eğer bu Adamın — sadakatinden emin iseniz, acaba ondan, başka bir suretle de istifade edemez mi- iste- .) siniz?.. — Ne gibi efendimiz. (Arkası var) Bu Hafta İçinde Hangi Filimleri Göreceğiz (Baş tarafı 4 üncü sayfada) Her taraf alev içindedir. Genç kız muhakkak - sürette ölüme mahkümdur. İşte -tam bu sırada (Andre -LöK erdek) ortaya çıkmış, alevlerin içine saldırmış ve genç kızı baygın bir halde ölümden kurtarmış- tır, Hadise, bu adamın genç kıza karşı olan aşkının kâfi bir delili sayılamaz mı?| Nete- kim Fanni de bunu öyle telâk- ki ediyor ve perde, iki çiftin meşru ve mes'ut birleşmesi Üzerine kapanıyor. “ “Kadın isterse,, E!hamra,m_i_i ilüle, cek. Bu kurdelkenin kahra- manları “ Nansi Karol ,, Şarl Rocers, Harri Grin, Jak Oki ve Skit Gallakerdir. Vak'a, gene bir kadın en- trikası etrafında ve tiyatro muhitinde cereyan etmektedir. *“ Marjori Marvin ,, “ Babil ,, tiyatrosunun akterisidir. “Ol- vest , isminde bir cazbant miştir. Nihai safha' Marjori ile " Ölvest , in — evlenmelerile hitam bulmaktadır. * Bu hafta göreceğiniz filim- ler arasında Öpera ve Artistik sinemaları “Paris damları al- tında,, ismi ile sesli ve şarkılı bir filim gösterecek. Mevzu, fakir ve mutavazı Paris ile kirli ve gizli Paris hayatının karşılaşmış bir timsali gibidir. Filmin dört kahramamı vardır: Alber, Lui, Fret ve Pola. Alberle Lui, Polayı seven iki delikanlıdır. Alber, bir sokak şarkıcısı, Lui, genç ve güzelliğile maruf bir seyyar satıcı, Fret ise şüpheli bir adam. Polaya tesahüip etmek için bu üç adam arasında za- man zaman ateşlenen aşk ve ihtiras havası, Alberle Fredin katili olmasına ramak kalan bir mücadelesinden sonra sü- kün bulmakta, Luinin güzelliği ve gençliği Alberin saffet ve dürüstisine galebe etmektedir. Fret ise hapisane köşesini boy- Tamıştır. bile, oörkestera — şefi ile tanışmış, Sevişmiş ve onu tiyatrosuna ithal etmek istemektedir. Haf- tada bin dolarlık bir mukavele yapılacağı bir sırada Olvest, fiyatro —müdürüne Marjoriyi sevdiğini ve onunla evlenece- ğini söyleyince iş bozulmuştur. Çünkü müdür de “ Marjori , yi sevmektedir. — Bu — orkestra yerine iki komik angaje etmiş- tir. Fakat onlar da “Marjori,,ye tutulmuşlardır. Hadise, müdürle komiklerin arasını açınca bizza- rure mukaveleyi bozmak ve tekrar “ Olvest , İi çağırmak icap etmiştir. Fakat — delikanlı hadiseye muttali olunca bunu izzeti nefsine ağır bulmuş ve kadın- dan yüz çevirmiştir. Fakat her vakit olduğu gibi burada da kudretini gösteren kadın "zekâsı, ortaya çıkan bütün setleri devirmekte müşkülât çekme- * * Majilk “ÇerR zeslasn yadeler,, filmine devam ediyor. (Geçen gün, bu — filmin mevzuu sütunlarımızda intişar etmişti. ) Bir gün, deliler hastanesini ziyarete gittim. Bana rehberlik eden doktor bir höcre açtı. Kırk yaşlarında, hâlâ güzel bir kadın, büyük bir koltuğa oturmuş, elinde tuttuğu küçük bir aynaya inat ve ısrarla bakıyordu. Bizi görünce doğruldu, oda- nın bir köşesine doğru koştu, bir sandalyenin üstüne atılmış siyah bir tülle yüzünü örttü ve bize doğru geldi. Doktar sordu: — E.. Bugün nasılsınız? Kadın içini çekti: — Ah, fena, çok fena.. De- Hikler çoğalıyor. — Hayır.. Hayır., Yanılıyor- sunuz.. Emin olun ki yanılıyor- sunuz. — Yanılmıyorum.. Eminim, Bu sabah on delik daha fazla saydım. Üç tanesi sağ yana- ğımda, dört tanesi sol yana- ğgımda, üçü de alnımda. Müt- hiş, müthiş bu, müthiş! Kimse- ye, hatta oğluma bile görün- mek istemiyorum. Bittim, mah- voldum ben artık. Koltuğa düştü ve hıçkırmıya başladı, Ben kadına hayretle baktım, çünkü yüzünde hiç birşey yok- tu; ne bir iz, ne bir leke, ne bir işaret, ne bir eser. Doktor cebinden ufak bir resim fırçası çıkardı, kadımın yüzünde —bıraz gezdirdikten sonra: — Şimdi aynaya bakınız! dedi. Kadın aynaya baktı ve içini çekti: , — Oh.. Evet.. Artık çok delik göürünmüyor. Teşekkür ederim. Doktor ayağa kalkmıştı. Ka- dini selâmladı. Beraber dışarı çıktık ve bana bu kadının hi- kâyesini anlattı. * Bu, güzelliğinden” başka hiç birşeyleri olmıyan kadınlardan biri idi. Yüzüne, ellerine, dişlerine, etinin tazeliğine son derece itina ediyordu. Bir tek oğlile dul kaldı. Çocuk büyüdü ve kadın ihtiyarladı. Bir gün, (O vakit kadın otuz beş yaşında idi) on beş yaşındaki oğlu hastalandı. İlk günlerde hastalık meçhul kaldı, fakat sonra anlaşıldı : Çocuk çiçek çıkarıyordu. Kadın bunu duyunca müthiş bür çığlık kopardı. Sonra ağlamıya başladı ve günlerce pek az yemek yedi. Bir hafta bu, böyle devam etti ve bu müddet zarfında kadın odasına kapandı, çocu- ğunun yanma hiç girmedi. On birinci gün, hizmetçi, kadının odasıma — solgün - ve ciddi bir yüzle girdi: — Hammefendi, dedi, kü- gükbey çok fena, sizi görmek istiyor. sonra ilân kuponunu saklayı- nız. Bundan 5 adedini ilânımz ğ ile birlikte bir zarfa koyarak posta ile idarehanemize gön- deriniz. Ilânınızın gazeteye gir- mesi için bu kadarı kiâfidir. —a SON POSTA — BEDAVA İLÂN KUPONU 30- Kânumuevvel-1930 MANDARİN FİDANI — Beher adedi iki kuruştan elli bin adet satılık yabani mandarina fidanım vardır. ine Kazaseı sade Abdullah BİÇKİ DİKİŞ DERSANESİ — P: galtı, Cedidiye Besten apart. No 30 - 3 Faotezi, tayör, mezunelere maariften şehadetrame. MUNTEREM TÜCCARLAR — Gümrük işlerlnizde istifade, Gürat, teshilt ve teminst İsterseniz Bahçekapı Agopyan İLHAMİ AHMET hanında firmasına veriniz. KİM KAYBETTİ — Kâüdıköyünde, Çiftehavuzlarda (10) gün evvel dürt ekkep taşlarla müzeyyen örnle kol yaka düğ- Kadıköyde Muhtar 'da ŞEN YUVA — Beyoğlunda Tokatlıyan kar da $ Na Türk müessesesi, Kadehi 10 Kr. meze temiz ve nefla. Tecrübe edinlz. Suterazisi - soka; Açşılanmış nadide fidanlar — Fransır *e Rus şeftali ve eriklarine sa- talık Tidaalarım — vardır. zade Albüdlıh Rize Kazancı Üygüh flatle bedava işlerinizi — yan- Grmak u ederseniz Tütlen Madinaral VERKİN ş.lcmuNA müraat ediniz. Kalyencukuluğu — Kiraz sokak HANIMLAR TERZİHAHESİ — Bahçe kapı Rağimpaşa hami 19 No, Telefon İstanbul 4057. HÖSEYİN ZEYTİN YAĞINI — Daimi kullanaşaiYemeklerinizi mefis ve lezzetli istaiz? Behemehal Hüseyin t ile pişiriniz. İstanbul Zindan bacafer Hirbesi karşınındaNo.s3 UŞAKTA — Müskirat Hilmi Kemal Mühmet Ai Naf Tala, Şarap, ah satar, Her nevi madeslyal, demir, çinko, Bakır menfaatli flatla alacağım. Galata, Kalâfat yerk No 58 Si Kanunların Tadili Ankara, 28(H.M) — Hukuk usulü Mmuhakemeleri kanunu İle icra ve iflâs kanununda yapılan tadilât Projeleri son defa komisyonlârca tetkik edilmiştir. Projeler tebyir edilmektedir. Bu hafta içinde Adliye vakili tarafından — tetkik edilecektir. l ktir. abilindedir. kupeon ” $ —— Her kupon Gzerindeki tarihten bir hafta müddetle muteberdir. SON POSTA yı okuduktan | Evkafta Barem Ankara, 28 (H.M.) — Eski maaş esasatı gdlairesinde evka- fiın hazırlamış olduğu barem lâyihasının yakında mecliste müzakeresine başlanacaktır. Fakat, kadın çocuğunun ya- nma gitmedi. İki saat sonra hizmetçi gene geldi, ölüm ha- Hinde olan çocuğun kendisini mutlaka — görmek — istediğini söyledi. Kadın gene gitmedi ve öyle bir sinir nöbetine tutuldu ki saatlerce ağladı ve haykırdı. FİKİR, SAN'AT, GÜNÜN MESELELERİ (15) günde bir çıkar. Fiatı (20) kuruş HİKÂYE Bu Sütunda Hergün — Deliler Hastanesindcj ı ) f Akşam Üstü gelen dek- tor, çocuğunun yanına gitmerse annesini — rorla götüreceğini söyledi; fakat kadın dektorun ayaklarına kapandı: — Ölmiyecek, —ölmez o... Tarafımdan söyleyiniz... Onu çıldırasıya seviyorum. Hasta çocuk, herşeyi his- setti : — AÂnmmeme rica ediniz.. Oda- ma gelmekten korkuyorsa bak kon tarafından bana bir kere görünsün ve veda etsin. Kadın, bin ısrarla buna razı oldu, eline lokman ruhu şişe- sini aldı, fakat yürürken vaz geçti: Oh... Gidemem... Ona karşı çok utanıyorum, korku- yorum. Onu sürüklemek istediler, fakat götüremediler. Can çekk şen çocuk gözleri balkona dikilmiş, annesinin şefkatli ve tatlı yüzünü son defa görmek için bekliyordu. - Çok bekledi, mihayet gece oldu. Hasta duvara doğru döndü ve bir kelime söylemedi. Sabah olduğu vakit çocuk ölmüştü. Ertesi gün de anmesi çıldırdı. Radyoda Emniyet Tam 27 sene evvel profesör Bravn, profesör Slabi ve kont Argo telsiz telgraf sahasındaki tecaribini tevhit ile teşriki mesai eylemişlerdi. Bu tarih aymi za> manda bütün dünyada şöhretşiar Telefunken mücssesecinin de te- essüz tarihidir. Bu anı tecesüsten itibaren Te- lefanken tarihi daima telsiz fen- nünin tarihi olarak kalmıştır. Hcı fennf düşümce ancak ve yalnız âlemşümul telefunken İaboratu- varlarında ameli tatbikatımı bul- muştür. Bu süretle İlk radyo lâmbam Telefunken Tümbası ola rak imal edilmiştir. Bunun sizin için ameli kaymeti nedir ? Evvelâ — Telafunken — mamulüti kendi laberatuvarlarındaki 77 se- melik tecarikin mütekamil bir mabsulüdür. Bütün bu tesarip sayesinde elde edilen fevkalâde- likler Telefunken markasımı taşı- yan ber ahizenin müke: tine hadim olarak tatbik edilmiş« lerdir. Şu halde Telefunken markam size değil yalnız en asri mamulâtı ayni zam en son femmi fiyat ve en yeni tertibatın bir tarzda tatbikini: mücmmem bir teşekküldür. Telefunken markası sizin içis Üç misli bir garanti teşkil eder. 27 senelik bir tecrübe, en as- Ti bir imal tarzı ve bunların heps sinin fevkinde —azami — kudret, sağlamlık ve bunlara rağmen fias tanın mütedil - olması ve dünya müersesesinin bir garantisi mahi- yetindedir. (Gönderilmiştir) Yalov_ıîç_ekmge' l Mücadelesi ——— Yalova ve havalisi geçen sene çekirke istilâsına uğrıyan mıntakalardandır. Buralardaki tobumlarla kış mücadelesine hazırlanmak için Ziraat müdürü Tahsin Bey dün X%"'"' gitmiştir. Tabsin Bey Yalova Ziraat memurlarına trakötrler ile mücadele — üsüllerini de *&

Bu sayıdan diğer sayfalar: