Malatya'da Serbes Fırka Niniç İstiskal Ediliyor? Fırkamızın Y olduğu küşadında — başta Vali halde bütün memurları ll Stük, fakat merkez memur- :_'- Başka kimse gelmedi. Erkânı Vletti İf eden muvafık Tazmetii Çönlariyet han programa ithal edilmeyişi- Yalmz bizim değil, bütün balkın Ürünü mucip eldu. — Memleketin Şaliyi ! için faydalı yolları bulmuya n biz. watandaşlar Türk değil ::"_’ Bu şerefli güne ait programa my hai edilmedik? Yoksa harici _.:ıhm düşmanlara karşı — evlâtları- Yatan, kanile toprağımın — yuğuraralı :m.ı...ııı arasında bizler yok ua Bu Eendilere bunu soruyoruz. Malatya Serbes fırka ocak reisi Abdurrahman Gayri. Mübadiller B Meselesi Mi übadillerden İstanbul meb'usu “temi Kavalalı Hüseyin Bİ. ye: Mühterem Beyefendi! ,.Jl:uıı del üzmizi hakkındaki beyanat n bilmem kaçıncısı 39 Teşrinlevvel 930 tarihli “Mitliyet,, .,,":ıı İzahatımızı da okudum. Affı Tica ederek saklamıyacağım ki M ettiği veraplar sadra — şifa değil '.*'dıılıı.. yı:ld(n bir ı..ı. .ıîı ,._a:l ©ldu. Bu paranın kimlere tevzi Bi Ağmı demek alâkadar komisyon- "ın:ı Hükümet hâlâ bilip anlamamış ki Ve vekâleti tetkik, —Teemmül, re ilâha den sosra lâya anlatacak keşke bulunmasanız. Çünkü Süretle muhtaç ve her süretle ve perişan — gayri mübadiller lerinde Balleri © elim mfatlarla ttasif olmak bedbahtlığından masun E Zatı âliniz gibi ancak pekaz ,_,.:.;yıı.) Böyle sözleri işittikçe arı güldüren, Hayır estağtu- biş dübun ve müteessir eden bu Muamelâtıin takatşiken tevalisini M—F.ınlı olunuz, Beyefeni ki yese düşüyorlar. Senelerden ı.,: *llm ve en haksız sefalet içinde b *lmakla maddiyat ve maneviya- Tüyej Pek çok şey . kaybetmiş olan H.:'h-dın.. hâlâ herşeye rağmen u Yalnız bayramının — tes'l Miz, Savallı a 1çı ttk kadar aptal ve ahmak bir Ttlmemişlerdir. hat cetlerimin — büyük — dostu ı.""’:ı-.ı merbumun bir cümlesile . * v b ..:"u Sıııı:ı erem — olacağım, hürmetler efendim. Vaşington sefiri merhum Ali Ferruh Beyin oğlu 20n Ali Müçteba Nı.,_:“ru — Gazetelerin son ha aa yi Zöre Hariciye vekâleti bu pe- Pa Hme S Hade İRoyiter. ;" Mektuplarının devamı TCi sayfamızdadır.| A niçin bir türlü verilmediğini | SÖON ler dinleniyor. )—Balon e tetkikat yapılımar. Geçenlerde İngiltereden Hin- distana giderken Fransa ara- zisi üzerinde yere düşüp ya- nan (R. 101 )numaralı balo- |nun uğradığı kaza, şimdi tahkikat safhasındadır. Ve bu | tahkikat dikkate çok şayan | bir şekil almıştır. Bir taraftan işe Avam kamarası da vazı- yet etmiştir. Elliye yakım insan hayatına malolan bu kazada, verilen malümata göre, ihmal ve teseyyübün büyük bir yeri var gibi görününyor. Çünkü: Avam kamarasının bu me- seleye tahsis ettiği celsede | de, tahkikat heyetinin reisi olan Sör Con Simon, İngiliz hava merkezi olan Kardi PEYAMİ SAFA SON POSTA'nın Edebi Romanı P _J;::Iıl içinde çok derin, H.dfy duyguların uyanışını N.dı 'Ordu; hafifçe titremiye eh Yakın bir istikbal Wlay Süurundan bazı soluk ; gözlerini o haçcvirehi!ıe. ba- fta veya bir a Yı N ya - y zufğ"""“”ği"i anlıyor- m’:“g- kendiliğinden leşı ödeleler hallediliyor N .'t—ı'f“er beliriyordu, fakat l?“î a'iyetle öğrenmek e"?—nn önüne Şinasi Daşladı. — Cevabını kendinden asrarla - bek- FATİH -HARBİYE lediği bir sual sordu: “ Şina- si ne olacak ? ,, Sonra, muhakemesini kap- hyan bütün tozlar silindi ve bir siyah tahta Üüzerine tebe- şirle yazılmış gibi açık, berrak fikirler birbirini takip etti. Düşünüyordu: Şinasiyi sevmiyor mıyım?,, Altı ay evveline kadar bu suale kolayca bir cevap vere- bilirdi, altı ay evveline Şinasiyi — şüphesiz seviyordu; ama nasıl? bir çocukluk hissi- nin devamile mi? Komşu gibi mi? aile dostu, arkadaş — gibi mi? Bunları vaktile çok araş- “ben artık | kadar | R. 101 Balonunun Düşüp Yanması Hakkında Ortaya Çıkan Bir Rapor / İngilterede Heyecan Uyandırdı — G SADA * ğ SS 1—Muhakeme esnasındı balonun bir tondan iki rapor almış ve bu raporları meb'uslara — tebliğ etmiştir. Bu raporlardan biri- ni (101. R) numaralı balonun resmini çizmiş olan mühendis Rişmon vermiştir. İkinci rapor, hava nezareti müfettişlerinden birine aittir. Bu müfettiş, raporunda ba- lonun iskeletine sürünen gaz Yozgz;t İntihabı Feshedilecek Mi? Yozgat (Hususi) — Yozgat intihabı bitmiş, sabık belediye reisi Karslı oğlu Yusuf efendi kazandırılmıştır. Maamafih halk şikâyette bulunmuştur. İntiha- bın feshi mevzubahistir. tırmıştı ve zaman zaman en saf çocuk ihtirasından en adi bir itiyat bağlanışına kadar ona karşı her türlü alâkayı duy- muştu. Yedi sene evvel, Faiz B. karısı öldükten sonra, Kuru- çeşmedeki — yalıda — oturmak istemedi. Maarif evrak mü- dürlüğünden tekaüt edilmişti, Üsküdardaki büyük evi de yanınca, azalan varidatına gö- | re daha sade bir yaşayış te- | minini düşündü, Gülteri muha- | faza ederek öteki hizmetçilerin kimini savdı, kimini evlendirdi. | ındılar. ya- Fatihteki bu eve t O vakit Neriman on şında idi ve Süleymaniyedeki | kız lisesine girdi. Orada Şina- sinin kız kardeşi Nezahetle taniştı. Âyni semtte ve ayni mahallede — oturdukları — için mektebe beraber gidip gelmi- ye başladılar. Faiz B. biraz ney çalardı. | sinde bu kazanın olduğunu |— — TAKVİM — | terbiyeli, fitreten asıl bir ço- POSTA hazinelerinin patlaması netice- | bildirmiş, ilk tecrübeler yapıl- | dığı zaman bu mabhrura işaret ettiğini ve uzun bir sefer | yapmasına müsaade vermediğini bildirmiştir. Bu rapor, mecliste şiddetli bir heyecan uyandır- | mştır. — Mes'üllerin — şiddetle takip edilmesi istenmektedir. Gün W-Tqrin; *930Kasım 1 Arabi Rumt 17- Cem.elahar-1349 | 27-Teşrinlevvel-1346 Vakit-Exant-Vasatı 142(6.449 g;:" 1. |ı.sa İkindi | saz | 1440 Nezahetin kardeşinin kemençe çaldığını öğrenince — onunla tanışmak — istedi. O tarihten sonra, Sinasi, Nerimanlara sık sık gelip gidiyordu ve o gün bııçn, ailenin bir ferdi gibidir. 'aiz Bey Şinasiyi oğlu gi- bi sever. Evvlâ bir erkek evlâdı. olmasını çok 'ulediği halde olmadığı için; ikincisi de, Şinasinin tabüatları Faiz Beyi meftun — etmişti; başkalarına Şinasiden bahseden Faiz Beyin ekseriyetle kullandığı tabirler | şunlardı: Vakıt-Ezanl- Vasatt Akşam| 12.— |16.8 Yatsı | 133 lisan kmsak Ji | 4ss essiz, halük, fevkalâde cuk, büyük bir rikkati kalbi var. Hissiyat — âliye — sahibi, | hem de bir kemençe çalıyor, yakında en büyük — satizei P musıkiıye aranında ismi geçe- cek. Dinlerken gözlerim yaşa- | riyor. Ben bu çocuğa meftu- | kara num doğ Faiz beyle Şinasi arasında | Mmizaç benzeyişleri pek çoktu: İkisi de, şiddetli his feveranları Sa_yf a Kadın Ve Kalp İşleri Gönül Ferman Dinler Mi? K_abil Midir? İstesek Sevmiyebilir. | Miyiz? Bir genç kari bana soruyor: * Gönlü istenildiği gibi idare etmek, ve istenilen istikamete çevirmek mümkün müdür? Mu- | Kadife Rop hayyel aşklar bile bizim irade- | mizin haricinde değil midir? , Bu sual daha ziyade ruhi- yat ilminin çerçevesine girer. Bizde — ötedenberi: — gönül ferman dinlemez, derler. Nete- kim çok kimseler biliriz ki nevmit bir aşka düşmüşlerdir. Onlar da bunu bilirler, fakat bu aşktan kurtulmalarına im- kân yoktur. Daha geçen gün bana böyle bir vak'a anlattılar. Genç bir kız. bir baloda tesadüf ettiği ve bir defa takdim edildiği bir erkeği sevmiş, Erkeğin | haberi yok. Fakat kız bu aş- kını hayalinde büyülte büyülte sevdaya tutulmuş. Bu hissini erkeğe de söyliyememiş. | Nihayet bir gün erkeğin evli olduğunu haber almış. Artık ümidinin kesilmesi ve aşktan kurtulması lâzım gelirken, bü- tün bütün hastalanmış ve dö- şeklere düşmüş. Fakat bunlar marazi aşk- | | lardır. Cins terbiyesi kuvvetli ve sağlam, erkeklerle müna- sebeti tabit olan bir genç kı- zın bu kabil marazi aşklara düşmesine imkân yoktur. Ne- tekim garpte bu kabil aşklara pek tesadüf edilmiyor. Bunu size diğer bir misal ile de izah edebilirim, Faraza dün- yanın en güzel sinema artistle- rini görüyoruz da sevmiyoruz. Yahut fakir bir aileye mensup bir gencin kendisinin erişmesi mümkün olmıyan bir güzeli veyahut çok zengin bir aile kızını sevmesi nadir şeylerden- dir. Aşkta imkânın mühim bir rolü vardır. Hiçbir kaydı, hiçbir manis- yı ve tabil hiçbir neticeyi bek- lemiyen aşklara marazi demek Şuhalde — gönlümüzü — bir dereceye kadar idare mün- kündür, mademki - bizce irişil- hafaza edebilen ve yalnız ken- di kendilerine mabrem olma- sını bilen insanlar. Başkaları- nının - tecessüsünü hissettikçe kapanan ruhları içinde mahsur; ve bunun azabını ve şerefini duydukları için vakur ve muz- tarip bir görünüşleri var. İkisi de şarka ait birçok şey- leri, Şinasi alaturka musikiyi, Faiz bey tasavvufi edebiyatı çok sever. Sık temaslarla, ğir— birlerinin malümat ve ihtısas- larını mübadele ettiler. Faiz bey bunun için ile Neriman arasındaki müna- sebetin ilerlemesine mani o- madı ve aralarındaki hissi alâ- kanın bütün safhalarını sezdir- meden takip etti. Azami de- recede müsamahakâr davran- mıştı. Şinasile Neriman, adeta ge- ce gündüz beraber yaşadılar. Akşamları Darülfünundan çı- kan Sinasi, liseden çıkan Ne- | rimanla buluşuyor ve geziyor- lardı. Hemen her gece Şinasi Faiz beye uğruyordu. | | kâhın Her aile kesesin gelmezse de mevsim itibarile muvafık, şekil noktasından da çok zarif bulduğumuz şu kadife robu dikkatinize arzettik. mesi mümkün olmıyan kimse- leri sevemiyoruz. O halde se- vebileceklerimizi muayyen hu- dutlar içinde aramak lüzumunu kabul ediyoruz. demektir. Bu zaruret gönlümüze hâkim ol- mayı emrediyor. Bunu tabil görüyor ve bu hakimiyeti ya- pabiliyoruz. Şuhalde — istediğimizi — se- vip sevmemek te kısmen bizim elimizdedir. Hanımteyze Bunların içinde uzun ve tatlı kış geceleri vardı. Neri" man da ut öğreniyor ve bera” ber saz yapıyorlardı. Birçok geceler Faiz bey ve Gülter yatır yor, onları baş başa bırakıyorlardır Neriman, bu meşru dekor içinde Şinasiye her manasile bağlandı ve ona herşeyini ver- di. Bunlar hem iki kardeşe, hem karı kocaya benziyorlardı. Ve iki kardeşi, iki sevgiliyi, iki zevç zevceyi birbirine bağ- . | hyan bütün duyguları hisset- | hiyı miye — başladılar. Mahallede doktorun tavsiyeleri yüzünden eçiken nikâhları bekleniyordu. gn mutaassıplar - bile, onların bu sevişmesini biraz tabii ve ahenkdar buluyorlardı, bu ni« geçikmesine — rağmen hiç kimse aleyhlerinde bir | dedikodu yapmadı. Zamanın çirkin şekillerine intibak etx. - yen Şinasinin sessizliği ve ta- | büliği, ona semtin muhabbeti- ni kazandırmıştı. CArkası var|)