“ Son nın aiTisı: 40 HAREM DEHLİZLERİNDE SEVGİLİSİNİ KAYBEDEN ÂŞIK, YAŞIYAN ÖLÜ DEMEKTİR. TOPRAĞIN ÜSTÜNDEN ZİYADE ALTINA YAKIŞIR!. — Kız, kayboldu ya. Ben, odama kapanıp yas tutuyor- dum. Üç, beş gün böyle geçti. | Bir sabah, Gülfidanın çorap- | larını yüzüme sürerken, pa- puçlarını koklarken kapı çalın- dı. Mollanin uşaklarından biri | gelmiş. İndim, ne istediğini sordum. “ Molla selâm ediyor, seni istiyor. Hemen gel! , dedi. Ne yalan söyliyeyim, se- vindim. Birdenbire ümitlendim. Mollanın cefir ile remil ile falan başıma gelen felâketten haberdar olduğuna hükmettim, sevgilimi de — bulabileceğini umdum, yel gibi eserek herifin evine gittim. Yaldızlı külâh giyen dilber uşaklardan biri beni kapıda karşıladı: — Molla hazretleri' -dedi- Naile hanımın evine gitti, Lebi- be hanımla Fıtnat hanım da oradadırlar, Acele seni bek- liyorlar! Hekimoğlu, gene kımıldadı: — Kıssa uzadı ihtiyar, kı- sa kes! — Sonuna laştık devlet- li, içim de kabardı. — Di söyle çabuk ol. — Molla Haşmetin dilber- lerinden biri önüme düştü, beni iki sokak aşırı bir eve götürdü. Ev, dedim ama pes- tenkerani evlerden değil, ko- nak yavrusu. Uşak — kapıyı çaldı, bir siyah köle göründü. Kim olduğumuzu sormadan : *“Buyurun !,, dedi. Ben girdim, yoldaşım geri döndü. Genişçe bir taşlıktan geçtik, mermerimsi apılmış çift merdiven- myçıîtıkı,' Işc,:m halıları döşenmiş salonlardan — dolaş- tık. Venedik aynalarile, frenk avizelerile süslenmiş — büyük bir odaya girdik. Orada mol- la Haşmetle Fıtnat hanımı bir sedirin iki köşesine oturmuş gördüm. Karşı sedirdede Fıt- nattan daha genç ve daha güzel iki Hanım vardı. Başla- rındaki oyalı yazmaların ucu gçözüktü, bir çevre gibi bo- larına doğru sarkıyordu. le yüzlerinde yaşımak, ne sırtlarında ferace vardı, ev halile oturuyorlardı. Onları, molla Haşmetin ya- kın akrabasından zannettim. Fakat benden de kâçmıyor- lardı. Ak sakalıma bakıp ta erkekliğimi hiçe mi sayıyorlar- dı, yoksa mezhepleri mi ge- ıiıti; Orasını — bilmiyorum. Lâkin akça, pakça kadın kişi- İerin böyle namahremler ya- nında yangelip oturmalarına şaşıp kalmıştım. Gerçi Fıtnat hanım da, molla Haşmetin evinde böyle serbestti, perva- sızdı, adeta — erkekleşmişti, yaşmağını omzuna , fırlatıp bi- zimle çene yarışına çıkmıştı. Fakat sütünde hiç olmazsa feracesi vardı. Bugün o da, öbür hanımlar da apaçıktı. Boyunlarındaki geıdı:l.ıîlu, göğüslerindeki elmas güller, tenlerindeki sırmalı yelekler pıril piril göze çarpıyordu. Kekeliye, kekeliye selâm verdim, — Sendeliye, sendeliye bir tarafa büzüldüm. Yaban- cılar arasına düşmüş bir kör- pe kız. gibi utanıyordum, larım - birbirine dolaşıyor- e deği e reriğrirs a lbemene aa ——— Demokraside hakikat tu, hep bir ağızdan selâmımı geri — veriyorlar, kırk — yıllık dostlarım imiş gibi güler yüz gösteriyorlar, kıvrak bir sesle: “Buyurun Efendi baba, şöyle bu- yurun!,, diye iltifat ediyorlardı. Daha ben yüzümün kızartı- sını gidermeden Molla Haş- met sordu: — Geçmiş olsun yahu, bu — İnsan kötü bir saka ku- şuna bile mukayyet olur, ke- diye kaptırmaz. Sen, öz can- nt elden çıkarmışsın. Öteden Fıtnat Hanım söre karıştı: — Elden çıkan salt canan ; can, yerinde duruyor | Kim olduklarını henüz bile- mediğim — hanımlardan — biri atıldı : — Canan elden çıktıktan sonra can, kaç para eder: kuşsuz kafes ! — Kuşsuz kafes, yine bir şeydir. Yarini kaybeden âşık, yaşıyan ölü demektir: Top- rağın üstünden ziyade altına yakışır: “Aman Allahım! Sen sahır ver, diye haykıracaktım. Şu | molla Fidi.ıi. şu üç eksik etek benimle alay mı ediyorlardı ? " Molla Haşmetin Dilberlerinden Biri Önüme Düştü l Yüreğimin derdi bana yeterken bir de din yoksulu iman yoksulu yüzü yırtıkların maskarası mı olacaktım? Bunlar kimdi, ki- min nesidi, benim işime ne hakla, ne sıfatla karışıyorlardı. Üzülen can benimdi, canımı yakan canan benimdi, ağlıyan ınnlı benimdi, kuş benimdi, afes benimdi; bunlar, bu kaç göç bilmiyen hatunlar, namah- remlerle meclis kurup lâf öğü- ten Molla neci idiler ? Yavaş, yavaş kıziyordum. Artık utangaçlığım da geçti- ğinden Mollayı, Fıtnat hanımı ve öbür kadınları sert gert süzüyordum. Haşmet — efen- di, benim kızmak üzere bu- lunduğumu - sezdiğinden sesini mülâyimleştirdi: — Babılık! -dedi- mahalle mahalle sergüzeştin söyleniyor. Benden fazla ünlendin,| Nabi kadar dillendin. Yediden yet- mişe kadar bütün halk, seni anıyor, seni söyleşiyor. Bu söz, hays'yetime dokün- du, yüreğimin acısılım içime sindirerek tecahül göstermek istedim: — Ne olmuş molla hazret- leri, benim birşeyden haberim yok. (Arkası var) El Yazısındaîı Mana Çıkarma İmi Bir Macar Genci Polis- lere Konferans Verecek Dün bir tesadüf bizi (Zolten | Sakal) isminde bir Macar gen- ci ile karşılaştırdı. Bu genç, felsefe —tahsili yapmış bir (Grakfoloğ) dur.il yanısının manasını anlatan insan, Bir yazı yazınız, bu yazıya baka- rak size bütün ahlâkinızı an- htıyor. onra ıı_ı!ım dikat bir ha- fızası var, Türkiyeyi az biliyor. Fakat arka arkaya ve numa» ra altında 'yirmi, otuz eşya |/ ismi sıralayınız. Bunları bi birer ke:ıdiıine ı::, Sonra sorunuz. Bu İsimleri sırasila size söylüyor. İster Türkçe, isterseniz Ma- carca olarak bu eşyanın nt- maralarını söyleyiniz. Karşısın daki kelimeyi söyleyiniz, H zasındaki numarayı söylüyor. Bu şayanı hayret hafıza şahibi olan zat, polis mekte- M Zolten Sakal binde bir konferasö verecek, |insan karakterini anlamak müm- projektörleri ? ? ? PP? İve talebeye, ol yazısından nasıl! kün olacağını anlatacaktır. SON POSTA Halledilen Bilmecemiz 123 678 SO OCOAUNA Soldan Sağa: 1 — Kuş evi 5, tarihte bir kadın 5 2 — Yetişir 2, çörçüp yığını 5, ile 2 8 — Kafa 3, beygir takun- yası 3, demir sicim 3 4 — Eğlenme 4, otomobil markası 4 5 — Tayyare hefif soğuk 5 6 — Şişmanca 5 7 — Nefen 'yeri 5, ölenden kalan 5 8 — Üdmit eden 4, dadı 4 9 — Manevi bir varlık 3, beyaz yağmur 3, niyet 3 10 — Ümit et!2, kitabı 5, koy! 2 11 — Yapı —malzemesi doğru olmiyan 5 Yukardan Aşağı | — Et yemeğiö,hafif ek- şilik $ 2 — Halk 5, şamil 5 3 — Atlı 3, yol ö 4 — Emmekten deniz otu ö, nota 2 5 — Nihayet ö, vücut 3, erkek koyun 3| 6 — Lâkırdı 3, tamam 3 7 — Bir uzuv 3, gümüş 3, demiryolu 3 8 — Esas 2, kepaze 5, ne- fi edatı 2 9 — Vücut suyu 3, etajer 3 10 — Rum ismi 5, yakın- lık 5 11 — Şapka 5, sofa 5 MÜKİM HATIRAT- Rus zabıtasının sabık Şark şubesi müdürü Agabekofun Hatıraları Enver Pş. Nasıl Öldürüldü ? Bu mühim ifşaat silsilesinin neşrine yakında başlıyoruz. kaptanı 5, masal 5, emir 2, İstanbul ikinci tcra memurluğundan : Bir borçtan dolayı mahcur bulunan Kayyola, şilte, iskemle, masa V. &. 4 Teşrinisani 930 tarihinde asat 1â de Galatada Mumhane caddesinde Kılıç ali paşa mahallesinde 39, 41 numaralı hane. wi kapışı Önünde açık arttırma ile satılacağından taliplerin vakti muşyye buluna> minde mahalli mezkürda hatır cek geu datrenin -Nİ d IF.,'L.—...._MA—..—- dan Madam Elize dö Konyati Macaristan ve Macaristan le- hine - tadil (Triyanon ) muahedesinin ak- sak ve haksız taraflarını bir konferans Madam dö Konyati memleke- timizin yabancısı değildir. Harp esnasında muhabirliğinde bulunmuştur. DARÜLBEDAYİ TEMSİLLERİ —)|saat 21,30 da İ H'î H L Yarın akşam ELHAMRA SİNEMASINDA Sinemanın şahı ve halkın mahbubu İVAN PETROVITCH GEORGES OHNET'in romanından muktebes. PARİS KIRALI Tamamen Fransızca sözlü birinci büyük filmini MARY GLORY ve SUZANNE BIANCHETTİ ile birlikte temsil MELEK SİNEMASI akşamdan itibaren iraesine başlayacağı G EZ Â N BOLVARİnın şayanı hayret ibdal BERT STOLZ musikisinin tatbik eylediği BİR TANGO LÜTFEN Alman operetini görecek olanlar eve avdetlerinde mutlakâ dansedecekler ve şarkıları taganni edeceklerdir. (İKİ KALP BİRLEŞİNCE ) filiminde gördüğümüz V& duyduğunuz. FEE MALTEN ve WILLY FORSİ gibi iki büyük artistin oynadıkları ve teganni ettikleri *TU ES MA GRETA GARBO (FOX Trot),, UN TANGÜ POUR TOİ ( Tango ) “ CZARDAS ,, ve “LA VALSE ANGLAİSE , şarkıların plâkları ve notaları her yerde satılmaktadır. Yarın VOo RO OÖOPERA SİNEMASINDA MANUELA İspanyol Hayatını musavver sonor ve şarlalı filim. İlâveten: Ankarada CÜMHURİYET BAYRAMI muazzam resmigeçit, Mösyö VENİZELOS ve Konf BETHLEN Cenaplarının istikbal ve saire merasimi. Bu akşam MA]İK Sineması BİLLİR DOVE £ ROD LA ROOUE U ve — şarkılı BEKÂRET KONCASİ filminde takdim edecektir. İlâveten UFA PATE SESLİ vııll'b— dünya havadisleri. ASRİ SİNEMADA Haftanın muvaffakıyeti olan GEORGES O' BRİEN ve VİRGİNİA VALLİ'nin Temsili |muhteşemeleri TİTANİK nam muazzam ve müthiş filim devam adiyoâ. îr; İlâveten: Saat 16 1/2 matinesile suvaresinde VAR' pek beynelmilel ASSO VE YANA çingene şarkı ve di N Kadın Bir Macar Gazeteci.. Macar kadın gazetecilerin- Pazar gününden - isti ederek n, MELEK Sinemasif' | MÜTTEHEM.. KAL # en büyük Fransızca m' filmini görünüz. Bu W matineler — dahil — ©| yarına kadar gelmiştir.. Madam onyati Türk ocağında yeni edilmek istenen irat ile izah edecektir. Çanakkalede harp (Ü ELHAMRA SİNEM. ANNY ONDRA birinci almanca sözlü fi' JAZZ irac - edilmektedi". İlâveten: SAİNT- NİER — tarafından TıCil edilen Sktğ y Y 'Darülfünun Eminin? İ MN bagataren Tet © Ve Terceme edenler: ; Darülfünun emini ! di azan: del Pagnol İ, Galip, H. Rasim Bu akşam G OTOMOBİL SA Fransızca — sözlü TOPAZ KOMEDİ 4 perde çay ziyafeti ve eceki